adâlet e imanın şartlarından biriymişçesine sahip çıkması.. otorite merkezlerinden uzak noktalara sürülmesine, tecrit edilmesine yeterli neden sayılan “ümmetin yitik vicdânı” ... .
Ebu ZERR Gıfari Yaşadığı sürece fitnenin kilidi olacak, yeryüzünde onun kadar doğruyu eğip bükmeden söyleyen kaç insan gelmiştir acaba, kınanmaktan korkmadan yaşayan konuşan. 'YALNIZ YAŞAYACAK YALNIZ ÖLECEKSİN' Halk için hayatını harcamış seni asla unutmadık
Ebuzer hürriyetin hakkını veren, özgürlük aracına binmiş alemlerdeki bütün varlıkları kendisine hayran bıraka ve insanlık dersiyle farklı olduğunu ispatlayan ve de şeytana derin acılar çektiren bir kişiliktir
müzmin devrimci. devrimden sonra da devrimi bırakmayan bu yüzden çok sevmişimdir ebu zer'i o ki şunu der: altın ve gümüş biriktirmeyin ey zalim topluluk...
Fedakar insan, hoşgürü, paylaşım, iyilik onda. Onunu yarısının yarısının yarısı bende olsaydı.. çok mu zor ya. neden olamıyoruz.İşimize mi gelmiyor. Yoksa kariyer mi. Ya da saflık bu dünya yı ben mi kurtaracağım. Yoksa bizi uyanıklar sömürürler mi? değil aslında ne yaparsak kendimize yaparız. İyi de kötüde.Her bir insan toplumun bir temeli ise topluma da biz yön vereceğiz. İyi toplum,Ebu zerr ' lerle dolu toplum müthiş olurdu. hayat bu olsa gerek.
..........Peygamber Efendimize(s.a.v) inanan ilk on kişiden birisi olan ve Batılılara göre Eflatundan sonra 2. sosyalist sayılan “Abuzeri Gaffari Hazretlerinin” türbesi Adıyaman’dadır. Bu da Adıyaman için büyük bir şereftir.
Niçin Abuzer Gaffari Hazretlerini sosyalist sayıyorlar? Şu sözünden dolayı:
“İki gömleği olan Müslüman sayılmaz” Abuzer Gaffari’nin bu sözü Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed’in şu kutsal sözünün açılımıdır.
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” İki gömleğin esprisi de şudur. Gömleği olmadığı için gömleksiz gezen bir kardeşi ortada dolaşırken, iki gömleği olup ta birini ona giydirmeyen Müslüman sayılmaz, anlamınadır. Çok derin anlamı olan bir mesajdır. Zaten bu ve buna benzer sözlerinden dolayı Mervan zalimi onu hazmedememiş, sürekli Abuzer Gaffari Hazretlerini, Hz. Osman’a şikâyet ederek onu öldürtmek istemiştir. Bunu Şahi Velayet Hazreti Ali Efendimiz önleyince nihayet onu Medine’den sürdürmüştür. Kabri Medinenin bir köyündedir. Adıyaman’daki “Abuzer Gaffari” türbesi onun adına yapılmış bir makamdır...................Kaynak Varlıktan Veriler -KAzım Yardımcı
kendisi herkese adalet herkese eşitlik herkese özgürlük mantığından hareket etmiştir.. Hükümetin ve çıkar sahiplerinin işine gelmediği için bu düşünceler, çölde baldırı çıplak bi şekilde ölmüştür... Çünkü o zamanlar iktidar kavgaları hat safdaydı.. Herkes ikili oynuyordu.. Doğru insanı; gerçek İslamı yaşamak isteyen bu insanı görünce üstüne çullanıp çöle sürdüler...
şerefli bir evladıdır çölün; zorluk ve fakirliğin yetmediği, gözkyüzünün bile merhamet gözyaşlarını üzerine yolladığı şerefli bir evladıdır kumlarin. öyle şerefli bir evladır ki, asırlar boyu güneşin altında bulunduğu halde kıyılarında susuzluğunu geçiştirebilmek için, denize boyun eğmemiştir. gercegi haykirmak onun ozudur adeta.. yitik vicdani ummetin.. bilge bir dostuma sormustum; ' islam ne kazandirdi insanlara' diye. ' islam ebu zerr gibi bir yigidi kazandirdi yetmezmi? ' demisti.. ' o yalniz yasar,yalniz,olur ve yalniz dirilir ' (hadis)
Islami mezhepler tarihinde ebu zerril gifari hazretleri, gercekci olmayan bir hayat görüsünü savunan, islami nasslari kendi zahidane yapisina göre yorumlayan, ayni zamanda birer müctehid olan ashabin bazi büyüklerinin de, hatta halife hazreti osmanin da bu kanaatlere uymasini bekleyen, terki külli erbabi bir zattir.
Samimiyeti, zühdü ile, ashaptan olmasi ile, Peygamberimizin hususi sevgisine, ilgisine mazhar olmus ashabin en muhteremlerindendir.
Zerr, zerre kelimeleri ayni köktendir. Zerre, bir odaya isik vurunca görülen, havadaki binlerce toz zerrecigine denir. Zerr ise kücüklügünden dolayi karinca icin kullanilmistir.
Cocuklari cok ufak tefek olduklarindan dolayi, karincalarin babasi anlaminda: Ebu Zerr, hanimina da, karincalarin anasi anlaminda: Ümmü Zerr denmistir.
Vahyin inşa ettiği şehir Eflatun’ un düşlediği Adem’in baba Havva’nın anne bilindiği Her canın Nebi’ye feda edildiği şehir.
Uhut
Kılıçların kınlarından çekilip Ete değdiği Kanın zemine ağır geldiği Cihadın nefislere Emanetin insana yöneldiği Yükü ağır mı ağır Bir dağdır
Habil
Sınıfsal düzen-ferdi mülkiyet Alın teri-üretim/sermaye emek Düşerken toprağa ölümle birlikte Habil Başladı insanın insan olma süreci
Ali
Kıyam neslinin beşiğini salladı Susuz Kerbela Çölü’nde yeşerdi fidanları Yüreği yanan tüm anneler onu tanıdı
Müddesir
Örtülerden sıyrılma zamanı ey Nebi ... Kum fe enzir ve rabbeke fe kebbir... Elbisesi temiz şirke uzak kul Resul Ummi resul Emret ki açılsın perdeler tek tek Güneşin ziyası boğsun karanlığı Her akıl tartsın kefesinde mesajı Bu yükün altında ne canlar ezilecek Canlara karşılık ne rütbe ne pul İlla Muhammed İlla Muhammed
Muaz
Git ve anlat Vahyin öğretmenisin, Çölün yaşam saklı bahçelerinde ve dağ ve taş ve kum Devenin ayak bastığınca çöl Can bulacak kelimelerinle Vahyin öğretmeni Muaz
Ebu Zer
Bir duruş ki baştan sona elif Rebeze Çölü’nde yalnız gömülene dek Her kavgada tekti Kimsesiz ve kimliksizdi Muhammed ona yeterdi
Dua
Gelin canlar selam ile Edep ile hü diyelim Her niyazda gül derelim Muhammed’e Muhammed’e (s)
Ey insan İçimde büyüttüğüm tüm çiçekleri Sana adıyorum Itırları, yaseminleri, menekşeleri Lale bana kalsın Kapına çiçeklerin karalısı sunmaktan Utanıyorum!
Ali Şeriati'ye göre Müslüman'ın kendisine sorması gereken en önemli soru şu olmalıydı: 'Dini kavramların herbirinin ayrı ayrı rasyonel oldukları veya olmadıkları, ilim ile rekabet edebilmeleri veya edememeleri önemli değildir. Önemli olan, şu an için içinde taşamakta bulunduğumuz toplum için ifade ettikleri fayda ve kıymetin ne olduğudur.' Bu sorudan yola çıkarak İki tip İslam'ın var olduğunu söyler:
'İslam'a dönelim demek yeterli değildir. Bu tür bir sözün bir anlamı yoktur. Hangi İslam'ı kastettiğimizi açıkça belirtmeliyiz. EBU ZERR döneminin mi, yoksa Mervan döneminin mi özlemi içerisinde olduğumuzu bilmeliyiz. Bu insanların ikisi de Müslüman'dır, ama ne var ki aralarında dağlar kadar fark vardır. Bunlardan birinin anlayışına gçre İslam Halife içindir, saray içindir, tuzu kurular içindir. Diğerinin anlayışına göre ise, İslam halk içindir, ezilenler içindir, fukaralar içindir. derdimizim devasını aradığımız İslam bu ikisinden acaba hangisidir? Fukaraları kollayıp gözeten İslami yaklaşımla dertlere deva aramakta olduğumuzu söylemek de yeterli değildir. Aynı sözleri hükümdarların tamamı da eksiksiz telaffuz ediyorlar. Gerçel islam, yalnızca yoksulların derdine deva olma göreviyle yetinmez. gerçek manada İslam, adalet için, haksızlıkları yok etmek için, fukaralığı kökünden kazımak için dişediş bir mücadele verilmesini emreder. İslamı EBU ZERR'in anladığı şekilde anladığımızı açıkça ifade, Mervan'ın anladığı tarzı ise açıkça reddetmeliyiz. Adil bir düzeni ve gerçek bir İslami liderliği arzu ettiğimizi sınıflara bölünmüş, bazı bireyleri aritokratik imtiyazlarla donatılmış bir düzeni arzu etmediğimizi dile getirmeliyiz. Esarete, atalete, rezilane bir sukuta hayır demeliyiz. İslamiyet için can verecek savaşçılara ihtiyacımız var. Ruhani liderlere ihtiyacımız yok. Susamışlığımız, İslamı gerçek bir Müslüman gibi yaşayan devlet adamlarınadır, Safevi Hanedanına değil.'
'..Ebu Zerr, bugünün içtimaîyatçılarının aklını döndürecek şekilde içtimaî adaletçi; hatta sosyalist yazarlara göre, ilk sosyalizm düşüncesini ortaya atan insandı. -Bu düşünceleri onların olsun- Yani fakirlik ne demektir? Fakirliğe karşı savaş nasıl verilir? Bunu ilk ortaya atan kahraman Ebu Zerr’dir. Aynı zamanda o, cennetin kendisine müştak olduğu insanlardan biridir..' (Fethullah Gülen-Sonsuz Nur)
'evinde ekmeği olmayan yoksulun eline kılıcı alıp bütün halka karşı ayaklanmamasına şaşarım! '
budur
adâlet e
imanın şartlarından biriymişçesine sahip çıkması..
otorite merkezlerinden uzak noktalara sürülmesine,
tecrit edilmesine
yeterli neden sayılan
“ümmetin yitik vicdânı”
...
.
Ebu ZERR Gıfari
Yaşadığı sürece fitnenin kilidi olacak, yeryüzünde onun kadar
doğruyu eğip bükmeden söyleyen kaç insan gelmiştir acaba,
kınanmaktan korkmadan yaşayan konuşan.
'YALNIZ YAŞAYACAK YALNIZ ÖLECEKSİN'
Halk için hayatını harcamış seni asla unutmadık
Ebuzer hürriyetin hakkını veren, özgürlük aracına binmiş alemlerdeki bütün varlıkları kendisine hayran bıraka ve insanlık dersiyle farklı olduğunu ispatlayan ve de şeytana derin acılar çektiren bir kişiliktir
müzmin devrimci.
devrimden sonra da devrimi bırakmayan
bu yüzden çok sevmişimdir ebu zer'i
o ki şunu der: altın ve gümüş biriktirmeyin ey zalim topluluk...
okumak gerek onu şeriati'den.
Fedakar insan, hoşgürü, paylaşım, iyilik onda. Onunu yarısının yarısının yarısı bende olsaydı.. çok mu zor ya. neden olamıyoruz.İşimize mi gelmiyor. Yoksa kariyer mi. Ya da saflık bu dünya yı ben mi kurtaracağım. Yoksa bizi uyanıklar sömürürler mi? değil aslında ne yaparsak kendimize yaparız. İyi de kötüde.Her bir insan toplumun bir temeli ise topluma da biz yön vereceğiz. İyi toplum,Ebu zerr ' lerle dolu toplum müthiş olurdu. hayat bu olsa gerek.
..........Peygamber Efendimize(s.a.v) inanan ilk on kişiden birisi olan ve Batılılara göre Eflatundan sonra 2. sosyalist sayılan “Abuzeri Gaffari Hazretlerinin” türbesi Adıyaman’dadır. Bu da Adıyaman için büyük bir şereftir.
Niçin Abuzer Gaffari Hazretlerini sosyalist sayıyorlar? Şu sözünden dolayı:
“İki gömleği olan Müslüman sayılmaz” Abuzer Gaffari’nin bu sözü Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed’in şu kutsal sözünün açılımıdır.
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” İki gömleğin esprisi de şudur. Gömleği olmadığı için gömleksiz gezen bir kardeşi ortada dolaşırken, iki gömleği olup ta birini ona giydirmeyen Müslüman sayılmaz, anlamınadır. Çok derin anlamı olan bir mesajdır. Zaten bu ve buna benzer sözlerinden dolayı Mervan zalimi onu hazmedememiş, sürekli Abuzer Gaffari Hazretlerini, Hz. Osman’a şikâyet ederek onu öldürtmek istemiştir. Bunu Şahi Velayet Hazreti Ali Efendimiz önleyince nihayet onu Medine’den sürdürmüştür. Kabri Medinenin bir köyündedir. Adıyaman’daki “Abuzer Gaffari” türbesi onun adına yapılmış bir makamdır...................Kaynak Varlıktan Veriler -KAzım Yardımcı
http://www.varliktanveriler.com/turkish/mod.php? mod=userpage&menu=69947&page_id=221
kendisi herkese adalet herkese eşitlik herkese özgürlük mantığından hareket etmiştir.. Hükümetin ve çıkar sahiplerinin işine gelmediği için bu düşünceler, çölde baldırı çıplak bi şekilde ölmüştür... Çünkü o zamanlar iktidar kavgaları hat safdaydı.. Herkes ikili oynuyordu.. Doğru insanı; gerçek İslamı yaşamak isteyen bu insanı görünce üstüne çullanıp çöle sürdüler...
İlk müslüman sosyalist
tanımlamasını yapar bazı düşünürler onun için..
şerefli bir evladıdır çölün; zorluk ve fakirliğin yetmediği, gözkyüzünün bile merhamet gözyaşlarını üzerine yolladığı şerefli bir evladıdır kumlarin. öyle şerefli bir evladır ki, asırlar boyu güneşin altında bulunduğu halde kıyılarında susuzluğunu geçiştirebilmek için, denize boyun eğmemiştir.
gercegi haykirmak onun ozudur adeta.. yitik vicdani ummetin..
bilge bir dostuma sormustum; ' islam ne kazandirdi insanlara' diye.
' islam ebu zerr gibi bir yigidi kazandirdi yetmezmi? ' demisti..
' o yalniz yasar,yalniz,olur ve yalniz dirilir ' (hadis)
Asrımızın muhtaç olduğu soluk... Yiğitlerden bir yiğit...
dava sadakat
Islami mezhepler tarihinde ebu zerril gifari hazretleri, gercekci olmayan bir hayat görüsünü savunan, islami nasslari kendi zahidane yapisina göre yorumlayan, ayni zamanda birer müctehid olan ashabin bazi büyüklerinin de, hatta halife hazreti osmanin da bu kanaatlere uymasini bekleyen, terki külli erbabi bir zattir.
Samimiyeti, zühdü ile, ashaptan olmasi ile, Peygamberimizin hususi sevgisine, ilgisine mazhar olmus ashabin en muhteremlerindendir.
Hazreti Allah sefaatlerine nail eylesin.
Zerr, zerre kelimeleri ayni köktendir. Zerre, bir odaya isik vurunca görülen, havadaki binlerce toz zerrecigine denir.
Zerr ise kücüklügünden dolayi karinca icin kullanilmistir.
Cocuklari cok ufak tefek olduklarindan dolayi, karincalarin babasi anlaminda: Ebu Zerr, hanimina da, karincalarin anasi anlaminda: Ümmü Zerr denmistir.
Metin tandoğan
Muhammed (S.A.V) ......
Medine
Vahyin inşa ettiği şehir
Eflatun’ un düşlediği
Adem’in baba Havva’nın anne bilindiği
Her canın Nebi’ye feda edildiği şehir.
Uhut
Kılıçların kınlarından çekilip
Ete değdiği
Kanın zemine ağır geldiği
Cihadın nefislere
Emanetin insana yöneldiği
Yükü ağır mı ağır
Bir dağdır
Habil
Sınıfsal düzen-ferdi mülkiyet
Alın teri-üretim/sermaye emek
Düşerken toprağa ölümle birlikte Habil
Başladı insanın insan olma süreci
Ali
Kıyam neslinin beşiğini salladı
Susuz Kerbela Çölü’nde yeşerdi fidanları
Yüreği yanan tüm anneler onu tanıdı
Müddesir
Örtülerden sıyrılma zamanı ey Nebi
... Kum fe enzir ve rabbeke fe kebbir...
Elbisesi temiz şirke uzak kul
Resul
Ummi resul
Emret ki açılsın perdeler tek tek
Güneşin ziyası boğsun karanlığı
Her akıl tartsın kefesinde mesajı
Bu yükün altında ne canlar ezilecek
Canlara karşılık ne rütbe ne pul
İlla Muhammed
İlla Muhammed
Muaz
Git ve anlat
Vahyin öğretmenisin,
Çölün yaşam saklı bahçelerinde
ve dağ ve taş ve kum
Devenin ayak bastığınca çöl
Can bulacak kelimelerinle
Vahyin öğretmeni Muaz
Ebu Zer
Bir duruş ki baştan sona elif
Rebeze Çölü’nde yalnız gömülene dek
Her kavgada tekti
Kimsesiz ve kimliksizdi
Muhammed ona yeterdi
Dua
Gelin canlar selam ile
Edep ile hü diyelim
Her niyazda gül derelim
Muhammed’e
Muhammed’e (s)
Ey insan
İçimde büyüttüğüm tüm çiçekleri
Sana adıyorum
Itırları, yaseminleri, menekşeleri
Lale bana kalsın
Kapına çiçeklerin karalısı sunmaktan
Utanıyorum!
yalnız yaşadı...
yalnız öldü...
Benim en muhtac olduğum günü size söyleyeyim mi?
Kabrime konulduğum gün...
Ali Şeriati'ye göre Müslüman'ın kendisine sorması gereken en önemli soru şu olmalıydı: 'Dini kavramların herbirinin ayrı ayrı rasyonel oldukları veya olmadıkları, ilim ile rekabet edebilmeleri veya edememeleri önemli değildir. Önemli olan, şu an için içinde taşamakta bulunduğumuz toplum için ifade ettikleri fayda ve kıymetin ne olduğudur.' Bu sorudan yola çıkarak İki tip İslam'ın var olduğunu söyler:
'İslam'a dönelim demek yeterli değildir. Bu tür bir sözün bir anlamı yoktur. Hangi İslam'ı kastettiğimizi açıkça belirtmeliyiz. EBU ZERR döneminin mi, yoksa Mervan döneminin mi özlemi içerisinde olduğumuzu bilmeliyiz. Bu insanların ikisi de Müslüman'dır, ama ne var ki aralarında dağlar kadar fark vardır. Bunlardan birinin anlayışına gçre İslam Halife içindir, saray içindir, tuzu kurular içindir. Diğerinin anlayışına göre ise, İslam halk içindir, ezilenler içindir, fukaralar içindir. derdimizim devasını aradığımız İslam bu ikisinden acaba hangisidir? Fukaraları kollayıp gözeten İslami yaklaşımla dertlere deva aramakta olduğumuzu söylemek de yeterli değildir. Aynı sözleri hükümdarların tamamı da eksiksiz telaffuz ediyorlar. Gerçel islam, yalnızca yoksulların derdine deva olma göreviyle yetinmez. gerçek manada İslam, adalet için, haksızlıkları yok etmek için, fukaralığı kökünden kazımak için dişediş bir mücadele verilmesini emreder. İslamı EBU ZERR'in anladığı şekilde anladığımızı açıkça ifade, Mervan'ın anladığı tarzı ise açıkça reddetmeliyiz. Adil bir düzeni ve gerçek bir İslami liderliği arzu ettiğimizi sınıflara bölünmüş, bazı bireyleri aritokratik imtiyazlarla donatılmış bir düzeni arzu etmediğimizi dile getirmeliyiz. Esarete, atalete, rezilane bir sukuta hayır demeliyiz. İslamiyet için can verecek savaşçılara ihtiyacımız var. Ruhani liderlere ihtiyacımız yok. Susamışlığımız, İslamı gerçek bir Müslüman gibi yaşayan devlet adamlarınadır, Safevi Hanedanına değil.'
'..Ebu Zerr, bugünün içtimaîyatçılarının aklını döndürecek şekilde içtimaî adaletçi; hatta sosyalist yazarlara göre, ilk sosyalizm düşüncesini ortaya atan insandı. -Bu düşünceleri onların olsun- Yani fakirlik ne demektir? Fakirliğe karşı savaş nasıl verilir? Bunu ilk ortaya atan kahraman Ebu Zerr’dir. Aynı zamanda o, cennetin kendisine müştak olduğu insanlardan biridir..'
(Fethullah Gülen-Sonsuz Nur)