Önce Diyanet İşleri Başkanlığı'nın lağvedilmesini isteyecekler. Çünkü AB'nin hiçbir ülkesinde devlet tarafından finanse edilen dini kurum yoktur. İkincisi, nüfus cüzdanlarındaki "din" hanesi kalkacak... Daha bitmedi. Camilerden beş vakit ezan okunması da sona erecek. Çünkü AB iç hukukuna göre, ezan bir dini tebliğdir ve kamusal alanda dini tebliğ olamaz. (AB uyum yasaları )
Japonya'nın uzay teknolojisine ayırdığı bütçe kadar biz de Diyanet İşleri Başkanlığı'na bütçe ayırıyormuşuz...Bu kafayla gidersek japonlar için 'Adamlar yapıyor abi'geyiğini dinlemeye devam ederiz bir ömür daha...Türkiye kalkınmak istiyorsa ilk yapması gereken şey bu ucube kurumu ortadan kaldırmalıdır...Buraya ayırdığı devasa bütçeyi de eğitime ayırmalıdır...
Diyanet demek, Devletin dini kontrolü altında tuttuğu, ama aynı zamanda toplumun kontrolü için kullandığı islamiyeti mezhep ismi anılmadan, osmanlıdaki egemen mezhebin dünya görüşüne göre, amaaa olabildiğince dünyevileştirerek tanımlanacak ve devlet eliyle toplumun tektipleştirilmek için 3 Mart 1924’te kuruluş olan bir devlet kurumudur.
Küçük bir menfâat karşılığında, Allah’ın Kur’an la indirdiği ahkâmı gizleyenler (yani makam ve mevkilerini, paralarını, dünyevi çıkarlarını düşünerek Allah’ın emrettiklerini söylemeyenler, susanlar) (var ya): onlar karınlarına ateşten başka bir şey indirmiyorlar. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz, onların günahlarını da af etmez. En elim azap da onlar içindir.
Malesef günümüzde yozlaştırılan önemli kurumlardan birisidir..
Bugün diyanete kadrolu imam olarak girenlere neden diyaneti seçtin diye sorulduğunda alınacak cevap tüyler ürpertici....
-Rahat olduğu için...
İslamiyette niyetler çok ama çok önemlidir..Belki başka kamu kuruluşlarında memur olmak isteyebilirsin ama diyanet böyle bir kurum değildir...
Niyeti insanlara islamiyeti öğretmek olmayan bir insanın dine kazandıracağı hiç bir şey olmaz, olamaz..
İslam alimlerinin hayatlarına baktığınız vakit çoğunun maaş almadığını hatta ve hatta devlet erkânından olabildiğince uzak durmaya çalıştıkları görükmüştür...
'Kuranı Kerim'deki hristiyanlar ile ilgili olan bölümler o zamanki hristiyanları ilgilendirir, bugünkülerle alakası yoktur' diyen başkanı varsa, din ile ne alakası vardır bu başkanlığın?
İnsanlara dinini öğreten bir kurum. Sanırım İslami sistemi olan Osmanlı'dan, laik T.C.'ye geçişi kolaylaştıracağı umularak düşünülmüş. Dini iradenin bir süre daha devlet eliyle yürütülmesi, olası karşıklıkları hacı, hoca, şeyh, şıh gibi ayrılıkçı düşünceyi körükleyici, dini istismar etme olasılığı yüksek çıban başlarını engellemek için kurulmuştur.
Diyanet İşleri Başkanlığı 3 Mart 1924 tarihinde 429 Sayılı Kanunla Başbakanlığa bağlı bir teşkilat olarak kurulmuştur.
Anayasamızın 136. maddesinde belirtildiği üzere Diyanet İşleri Başkanlığı, genel idare içinde yer alan bir kamu kurumu olup, 'laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi amaç edinerek özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. İlgili kanunda da bu görevler, 'İslâm Dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, Din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek' şeklinde belirlenmiştir.
Diyanet"in olduğu bir ülkede laiklikten bahsedilemez.Laiklik,Devletin bütün inançlara ve inançsızlara eşit mesafede durmasıdır
Önce Diyanet İşleri Başkanlığı'nın lağvedilmesini isteyecekler. Çünkü AB'nin hiçbir ülkesinde devlet tarafından finanse edilen dini kurum yoktur. İkincisi, nüfus cüzdanlarındaki "din" hanesi kalkacak... Daha bitmedi. Camilerden beş vakit ezan okunması da sona erecek. Çünkü AB iç hukukuna göre, ezan bir dini tebliğdir ve kamusal alanda dini tebliğ olamaz. (AB uyum yasaları )
Japonya'nın uzay teknolojisine ayırdığı bütçe kadar biz de Diyanet İşleri Başkanlığı'na bütçe ayırıyormuşuz...Bu kafayla gidersek japonlar için 'Adamlar yapıyor abi'geyiğini dinlemeye devam ederiz bir ömür daha...Türkiye kalkınmak istiyorsa ilk yapması gereken şey bu ucube kurumu ortadan kaldırmalıdır...Buraya ayırdığı devasa bütçeyi de eğitime ayırmalıdır...
Diyanet demek, Devletin dini kontrolü altında tuttuğu, ama aynı zamanda toplumun kontrolü için kullandığı islamiyeti mezhep ismi anılmadan, osmanlıdaki egemen mezhebin dünya görüşüne göre, amaaa olabildiğince dünyevileştirerek tanımlanacak ve devlet eliyle toplumun tektipleştirilmek için 3 Mart 1924’te kuruluş olan bir devlet kurumudur.
Küçük bir menfâat karşılığında,
Allah’ın Kur’an la indirdiği ahkâmı gizleyenler
(yani makam ve mevkilerini, paralarını, dünyevi çıkarlarını düşünerek
Allah’ın emrettiklerini söylemeyenler, susanlar) (var ya):
onlar karınlarına ateşten başka bir şey indirmiyorlar.
Kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz, onların günahlarını da af etmez.
En elim azap da onlar içindir.
(Bakara suresi- 174)
Ve diyanet sonunda türlü entrikalar ile açıklanmasına engel olunmaya çalışılan fetvayı yayınladı...
' Başörtüsü Allah'ın emridir.' (Uyarı kamusal alandandır..bilginize)
Malesef günümüzde yozlaştırılan önemli kurumlardan birisidir..
Bugün diyanete kadrolu imam olarak girenlere neden diyaneti seçtin diye sorulduğunda alınacak cevap tüyler ürpertici....
-Rahat olduğu için...
İslamiyette niyetler çok ama çok önemlidir..Belki başka kamu kuruluşlarında memur olmak isteyebilirsin ama diyanet böyle bir kurum değildir...
Niyeti insanlara islamiyeti öğretmek olmayan bir insanın dine kazandıracağı hiç bir şey olmaz, olamaz..
İslam alimlerinin hayatlarına baktığınız vakit çoğunun maaş almadığını hatta ve hatta devlet erkânından olabildiğince uzak durmaya çalıştıkları görükmüştür...
'Kuranı Kerim'deki hristiyanlar ile ilgili olan bölümler o zamanki hristiyanları ilgilendirir, bugünkülerle alakası yoktur' diyen başkanı varsa, din ile ne alakası vardır bu başkanlığın?
bu isim bulunurken acaba din-ayet'den mi etkilenmişler? dedirten kelime
Bir dedikleri diğerini tutmayan, sürekli kendileriyle çelişen bir kurum.
alevilere bütcesinden pay vermeyen diyanet isleri nerdesiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiin..
İnsanlara dinini öğreten bir kurum. Sanırım İslami sistemi olan Osmanlı'dan, laik T.C.'ye geçişi kolaylaştıracağı umularak düşünülmüş. Dini iradenin bir süre daha devlet eliyle yürütülmesi, olası karşıklıkları hacı, hoca, şeyh, şıh gibi ayrılıkçı düşünceyi körükleyici, dini istismar etme olasılığı yüksek çıban başlarını engellemek için kurulmuştur.
Diyanet İşleri Başkanlığı 3 Mart 1924 tarihinde 429 Sayılı Kanunla Başbakanlığa bağlı bir teşkilat olarak kurulmuştur.
Anayasamızın 136. maddesinde belirtildiği üzere Diyanet İşleri Başkanlığı, genel idare içinde yer alan bir kamu kurumu olup, 'laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi amaç edinerek özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. İlgili kanunda da bu görevler, 'İslâm Dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, Din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek' şeklinde belirlenmiştir.