Devlet, dilimize arapçadan gelen devletin bu konudaki sözlük anlamı: “Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasî bakımdan teşkilâtlanmış millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık” tır. Yani bir ülkede siyasal ve ekonomik düzenlenmenin yaygın biçimidirç
Yeryüzünde, Çağlardır sahil-kıyı köşe-bucak keşfedilmiş bilinmedik yer kalmamıştır. Paul Valery’nin dediği gibi sanki “dünyanın sonu diyebileceğimiz çağ” başlamıştır. Antartika’yı hariç, deniz düzeyi üstünde kalan bütün toprak parçaları, doğal (kıyı, nehir, sıradağlar gibi) veya insan eliyle(çetvelle) çizilmiş sınırları olan irili ufaklı bir çok devlete ayrılmıştır.
Milliyetçilik anlayışının güçlenmesi Avrupa’daki büyük imparatorlukların Birinci Dünya Savaşı sonrasında ortadan kalkmış… 1960’lı yıllarda sömürgeciliğin sona ermesinin ve küçük ada devletlerinin bağımsızlığa kavuşmasıyla dünyadaki siyasal parçalanma hızlanmıştır.
1945 yılında topu topu 55 bağımsız ve egemen devlet sayıbilirken günümüzde bu sayı 200’ü aşmıştır. Çoğrafya öğretmeni olan Claude Malassigne dediği gibi Devletler arasında büyük farklar var: Yeryüzündeki toprakların yüzde 11’ini kaplayan Rusya ile Küçük Nauru devleti nasıl karşılaştıralabilir? Maldivler veya Seyşel Adalarının, nüfusu milyarları aşan Çin karşısında ne ağırlığı olabilir? Moritanya ve Bolivya’da km kareye düşen insan sayısı 10 kişiden azdır; Bangladeşte ise 800 kişiye varır. Toprakları başka bir devletin veya devletlerin topraklarıyla kuşatılmış bulunan Vatikan, San Marino ve Andorra gibi 30 devlet ticaret ilişkilerinde sınırdaş üleklere bağımlı kalır.
Adalar veya takımadalar üzerinde kurulmuş 42 devlet, coğrafi özelliklerinden elden geldiğince yararlanır: bazıları denizden yararlanarak güç kazanmıştır (geçmişte İngiltere, bugün Japonya) dünyanın uzağında ve az nüfüslu bazı devletlerse ancak göstermelik bir bağımsızlığa ulaşabilmiştir. Balkanlarda ve Asya’da ulusal savaşlar, hangi ulusun bir diğeri üzerine devlet kuracağını belirtmek için sürmektedir….
Uzun bir tarihii evrimin sonucu olan siyasi harita, aynı zamanda devletin kendi içinde ve devletler arasında gerginlik kaynağıdır.
Milliyetçi duygular gücünü koruyor, devletler bugünkü sınırları içinde bu duyguları her zaman hesaba katmamaktadırlar... Bu bakımdan çokuluslu birçok devlet, farklı insan öbeklerine oldukça güç olan bir arada yaşama koşulları sunmaktadır....
devletler de insanlar gibi doğar, yaşar ve ölerek tarih kitaplarındaki yerlerini alırlar.
bâki olan, toplumlardır
Devletlerde insanlar gibidir,doğar yaşar ve ölürler.
Devletlerin, bir din ya da ırka karşı taraf olmaları demokratik ülkelerde kabul edilemez.
Devlet, dilimize arapçadan gelen devletin bu konudaki sözlük anlamı: “Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasî bakımdan teşkilâtlanmış millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık” tır. Yani bir ülkede siyasal ve ekonomik düzenlenmenin yaygın biçimidirç
Yeryüzünde, Çağlardır sahil-kıyı köşe-bucak keşfedilmiş bilinmedik yer kalmamıştır. Paul Valery’nin dediği gibi sanki “dünyanın sonu diyebileceğimiz çağ” başlamıştır. Antartika’yı hariç, deniz düzeyi üstünde kalan bütün toprak parçaları, doğal (kıyı, nehir, sıradağlar gibi) veya insan eliyle(çetvelle) çizilmiş sınırları olan irili ufaklı bir çok devlete ayrılmıştır.
Milliyetçilik anlayışının güçlenmesi Avrupa’daki büyük imparatorlukların Birinci Dünya Savaşı sonrasında ortadan kalkmış… 1960’lı yıllarda sömürgeciliğin sona ermesinin ve küçük ada devletlerinin bağımsızlığa kavuşmasıyla dünyadaki siyasal parçalanma hızlanmıştır.
1945 yılında topu topu 55 bağımsız ve egemen devlet sayıbilirken günümüzde bu sayı 200’ü aşmıştır. Çoğrafya öğretmeni olan Claude Malassigne dediği gibi Devletler arasında büyük farklar var: Yeryüzündeki toprakların yüzde 11’ini kaplayan Rusya ile Küçük Nauru devleti nasıl karşılaştıralabilir? Maldivler veya Seyşel Adalarının, nüfusu milyarları aşan Çin karşısında ne ağırlığı olabilir? Moritanya ve Bolivya’da km kareye düşen insan sayısı 10 kişiden azdır; Bangladeşte ise 800 kişiye varır. Toprakları başka bir devletin veya devletlerin topraklarıyla kuşatılmış bulunan Vatikan, San Marino ve Andorra gibi 30 devlet ticaret ilişkilerinde sınırdaş üleklere bağımlı kalır.
Adalar veya takımadalar üzerinde kurulmuş 42 devlet, coğrafi özelliklerinden elden geldiğince yararlanır: bazıları denizden yararlanarak güç kazanmıştır (geçmişte İngiltere, bugün Japonya) dünyanın uzağında ve az nüfüslu bazı devletlerse ancak göstermelik bir bağımsızlığa ulaşabilmiştir. Balkanlarda ve Asya’da ulusal savaşlar, hangi ulusun bir diğeri üzerine devlet kuracağını belirtmek için sürmektedir….
Uzun bir tarihii evrimin sonucu olan siyasi harita, aynı zamanda devletin kendi içinde ve devletler arasında gerginlik kaynağıdır.
Milliyetçi duygular gücünü koruyor, devletler bugünkü sınırları içinde bu duyguları her zaman hesaba katmamaktadırlar... Bu bakımdan çokuluslu birçok devlet, farklı insan öbeklerine oldukça güç olan bir arada yaşama koşulları sunmaktadır....