Otuzsekiz anılarıyla büyüdüm Dersimli her çocuk gibi Umut türküleriyle besledim yüreğimi. Toprağıma benzer ömrüm Sesimde öfke Şiirimde kavga Ve alnımda çizgiler Elbette olacaktır. Dersim! Seni neremde saklayayım.
'kürt serdarı' olan Eba Müslümi Horasani, Abbasi halifesi Ebu Caferi Mansurun sarayında öldürülmesiyle, Bu kürt serdarının mahiyetindeki bazı seyit başlarında bulanan kürt halifeleriyle ve bir takım kürt mutasavvufları bunlarla iş birliği yaparak alevilik propagandasını yaparak, aleviliği geniş bir coğrafyada yayılmasını sağlamışlar ise neden bütün kürtler 'ŞAFİ' mezhebine mensup...
PİRGERÇEKVELİ: Dersim bizim Kudüsümüzdür... Munzur bizim Siyon dağımızdır... Haydar bizim İbrahimimizdir! .. Mehdi bizim Muhammedimizdir... Hızır bizim Cebrailimizdir... Hû bizim Ye((ho)) va-yı Rahmanımızdır...
Şu Dersim Meselesi Dersim… Yâni, bugünkü Tunceli’nin adı ve coğrâfî çevresinde yaşanan bir olay. Ne var ki, çok-çok önemli bir olay. Buna, Türkiye Cumhûriyet’inin yaşadığı en büyük sıkıntı da denebilecektir. Olayın, TC Devleti ve isyancı güçler olarak önce iki tarafı vardır. Sonra, taraflar da kendi içlerinde ayrıca taraflara ayrılabileceklerdir. Devlet tarafının makam sâhipleri arasındaki görüş ve çözüm reçetesi farkları. İsyancıların Alevî, Ermeni, Kürt gibi etnik gruplar; hattâ Fransız ve İngiliz gibi dış devletler olmaları ve bunun yanında beslenen emel farkları. Bugün bu olay irdelenip tartışılırken, herkes kendi görüş açısıyla konuşmaktadır. Yaşandığı sırada nasıl ki bir anlaşma olmayıp silâhlı bir çatışmaya gidildiyse, olayın yeniden gündeme geldiği bugünlerde de anlaşılamayıp, konu şiddetle tartışılacaktır. Tâ ki târih hükmünü verene kadar. Evet, en âdil ve doğru hakem zamandır. Dersim ise daha bir zamâna muhtaçtır. Duygulardan arınıp akılcı ve gerçekçi düşünebilmek için, aradan birkaç nesil daha geçmelidir. Dersim’in iç politikaya yansımasına gelince… 1938’de iktidarda olduğu için olayın sorumlusu görülen CHP, unutulmamalıdır ki, o zaman Ülke'nin tek partisiydi. Atatürk’ün ardından, Parti içinde derinleşen görüş ayrılıkları sonunda, CHP’den ayrılanların kurdukları Demokrat Parti ve Millet Partisi’nin başları, Dersim olayları sırasında devletin birinci derecede sorumlu makamlarındaydılar. Demokrat Parti’nin kurucusu ve başı Celâl Bayar Dersim sırasında (bakan iken sonra) başbakan, Millet partisi kurucusu ve başı Fevzi Çakmak ise genelkurmay başkanıydılar! O hâlde… Bu derecede ciddî ve önemli bir meseleyi bugün tartışıp havanda su dövmek yerine, zamâna ve târihin hakemliğine bırakmak lâzım gelir.
1937-38 yıllarında iksor köyü tepelerinde tecavüzden kurtulmak için kendilerini kayalrdan derin ağpanos vadisi uçurumlarından atan nice Leyla Kasımların, zilanların, beritanların masallaştığı toprağın adıdır. Her yazımı sukutla yazarken Dersim dendiğinde tüm ajitatif duygularımı tetikleyen yüksek meşeli ormanların, topraktan aldığını gökyüüzndekinin eseri diye takdir eden semahların adıdır dersim...
gitmesin zorunuza gerçekler,dersimli'yim aç çiplak i$siz koyuldum, yok edilmek istendi benligim yakilmak istendi tarih,ama; yazar bellegim adim soyum yok sayildi,bitmez deliligim katledildi katliama ugratildi soyum, yok edilmek istendi dersimliligim nereye gomuldukleri bilinmiyor vurulanlar yakilanlar can evimde can aldilar bedenimde kan doktu çakallar yaniyor dersim misali halen,yaralidir yuregim *** ziyaret de etmedim hangi dagi,ta$i hangi mahalleyi,$ehiri mezarlari yok yakilan o,dersimlilerin dostuyum,dersimlilere dost olanlarin zor da olsa ogrendim isimlerini,onlarin onur için,ozgurluk için o sizinle direnlerin *** bu bayramda gelemem,aydinlik olacak yarinlarin çogu gibi senin de yok mezarin kendisiyim kendi kendine konu$an o,delilerin kimdir demem, onursuzluklarini bilirim fa$istlerin onuru,$erefi olmalidir size karde$iz diyenlerin karde$ diyorsun,haberi var midir sizinkilerin belki degilsin nedeni olup,bitenlerin ama sorgulanmali o dedelerin,atalarin katledilenlerimiz yarisidir yuz yillik olulerin gizlenmese adlari,yerleri katledilenlerin
yakilmasa'ydi bedenleri oldurulenlerin,saglarin *** ziyaret edecektim bu yil guya,mezarin evet karde$! karde$ dedim af et karde$ demek ho$una gider,bizimkilerin sakin haaa.! haberleri olmasin sizinkilerin bilir,tanirim; zararlari dokunur sana,onlarin kabul etmez dedelerin,babalarin,ninelerin ara$tirdim,okudum; dedesini tanirim onlarin inanmayiz; akitma de o, timsah gozya$larin *** baksana; dilimi az,dilini konu$uyorum onlarin yasak kilindi dilim,yok sayilir mi dil'i insanlarin karde$ dersin ama,farkinda misin tum,olanlarin iyi bilir inkàr eden,imha eden alçak generallerin dayatildi inkàr,imha; du$mani'ydi emekçi halklarin kendileri gibi sandi; onuru,$erefi var ezilen halklarin *** Kurt,Turk,Alevi,Suni,Ermeni,Yezidi Derler,Devrimciyiz karde$ dedin bana karde$imsin, aramizda kalsin konu$tuklarimiz bilmesin yoz, yobaz'dir irkçilar,batar sozlerimiz yapilanlari bilirim, yobazlari iyi tanir,bilir buyuklerimiz dokunmasin sizlere zarari yobazlarin.... o,sen,sizsiniz gerçek karde$imiz,dostlarimiz gonul karde$lerimize degmesin meltemleri yozlarin kangren olmu$ gonullerimiz,derinle$mesin yaralarimiz karde$iz o'nla,sen'le,çunku; karde$tir devrimcilerimiz budur,bu olmali en buyuk istegimiz ba$in dik, ne$eyle,saglikla geçsin gunleriniz birlikte guç dogar,ozgur olacak yarinlarimiz korunun fa$istlerin katliamlarindan,caniniz canimiz karde$ dediniz bize,du$manin oluverir kopeklerimiz *** git....git...git be can kardeeeeee$...! açik olsun yol'un,unutma yolda$larin.! bukulmez bilegi yok edilemeyen du$unceleri gibi,devrimcilerin devrimci oldun bugun,bendensin; selami var devrimci yolda$larin sorgulamayi ilk gorevin bil,ara$tir,ogreneni olmalisin olup,bitenlerin neden de... niçin de kimler di, kimler için yaptiklarini sor kendilerine, dinlesin devrimcileri yozlar,unutma soylemlerin deki; neden yaptin,yaptiniz,u$agiydiniz ama; kimlerin..? verebilir ise; yanit versinler bakalim o,dedelerin.! *** yolsuz, issiz koymu$lar di hastahane,okulsuz koyduklari gibi odunu tuzu ekini sirtinda ta$ir çogu halen dunku,gibi kambur_dur belleri babalarimizin 45 derece,gibi kirk be$in_den sonra puslanir,gormez gozleri ama'lar gibi altmi$ina gelmeden bukulur çam yarmasi gibi olan,bedenleri dost dediklerine gonulden inanir,korur ondaki tum,degerleri kalle$lige du$mandir; arkadan vurulan_dir,yarali_dir belleri dogu$yla ba$lar,durma'di,akar; ya$li_dir analarin gozleri giden çocuklari,e$leri,karde$leri_dir,yetim kalmi$ bebeleri *** vurulur kimileri henuz kundakta_yken, kimileri be$ikte_yken kimileri de.... on sekizinde_yken suça sayilir hak,adalet,e$itlik istekleri açtir çiplaktir tanir dil'inde egitim gormelerini yasaklayan denekleri vereme kizamiga ali$kindir,hastalik sarmi$ bedenleri agir i$çilik'tir,hamallik'tir kendilerine sunulan ba$,i$leri çoguna'nasip'kilinmaz yabancisi degil,tanir; verdigi ru$vetleri surulenleri zindanlara atilanlari kur$una dizilenleri unutmadik katledilen cevahirleri idam etmediler mi hidir aslan_lari ve.....daha niceleri.....niceleri adlari; hasan,huseyin,kazim dir hor gormeyin hallerini beyler,peri$an dir 'kaderleri'hainlerce çizilmi$,der; taniridan gelen dir kederlidir izdiraplara surulmu$ler acilarini bilir,taniriz çocuklarimizin yucedir,bekçisidir gençler munzurlarin ovacik'ta dogar içinde akan Munzur_dur $ahi nehirlerin dans eder alabaliklar,yolda$i_dir sularin masum, mahçup, pak'tir munzur gibi yigit canlarin burasi dersim, dersimliyim, onuru olçulmez olanlarin.! * . .! Celàl çig= Metin Demirkaya // Bahitiyar Hozatli veee.vb.
SANKİ BAĞRIMDA ATEŞ,YÜREĞİMDE SEVDASIN. DİZİNE BAŞIMI DAYADIM.. KUTSAL TOPRAĞINA YÜZÜMÜ SÜREYDİM. GECE MUNZURUN KIYISINDA SERIN HAVADA BEYAZ GÜVERCİN OLAYDIM.
OY DERSiM.! ! SENİ AVUÇLARIMA ALIP HASRETİN OLAYDIM. BAĞIRMAK İSTİYORUM EY DÜZGÜN BABA. DUYUYORMUSUN MAHSUM BAKIŞLAR ARASINDA ÇIĞLIK ATAN GENCECİK KIZ.
SEVDALIDIR NAZLIDIR SANA GELDİM, BİLİYORUM BU BENDEKİ SEN DEĞİL.HAYALİNDİR.ESERİNDİR, ALNIMDAKI SENIN İZİNDİR. GÖĞSÜMDEKİ SENİN ÖZÜNDÜR.
OY DERSiM.! ! BENİ BENDEN ALIP OKYANUSTAN OKYANUSA KITADAN KITAYA SENIN VARLIĞIN DEĞİL YOKLUĞUN DİĞER ADIDIR.VAR OLMAKLA YOK OLMAK ARASINDA KÖPRÜLER KURUP SANA KOŞUYORUM. AL DAGLARINA GÖM.
OY DERSiM.! ! SANKİ DİLLERDE DOLSAN DESTAN. SANKİ YÜREĞİMDE YANAN NEWROZ ATEŞİ. OY DERSiM OY BİTMEZ TÜKENMEZ HASRETİMSİN.ÖZLEMLERİMDE SAKLADIM SENİ.
Siz bir küçük daglı kızdınız yavru bir ceylanın gözlerinde ağlarken gördüm sizi munzur un tepesinde öyle yalnız çaresiz ve tek başına ellerinizde deste deste umut avuçlarınızda gül kokan dualar vardı siz gözleri rüzgar desenli Munzur da ğının esmer gülüydünüz umutla bakıyordunuz dünyaya,yarınlara ağladığınızda,gözyaşlarınız umut oluyordu hasret oluyordu,rüzgar oluyordu haykırıyordu dagların eteklerinde agladıgınızda hâle hâle oluyordu gözlerinizden küçük yağmur taneleri dökülüyordu çaglayanlara ve çaglayanlarla beraber damla damla gözyaşı olup düşüyordu yüreğimin orta yerine ey munzur daglı küskün çiçek bilirim,siz bu dagların kanadı yaralı kuşusunuz nazlı umudusunuz bulutların arkasındaki ışıltı gökyüzünün binlerce yıldızısınız bilirim,yeryüzü ve gökyüzünün kesiştiği nokta da unutulmuştunuz bakışlarınız hilal hilal saçlarınız lüle lüle gamzeleriniz yıldız kokuyordu bilirim,ipek kanatlı bir kelebeğin ipeksi kanatlarıdır çiçekleri okşayan elleriniz ah eli düşlerdeki kız yeryüzü sizin için renklidir güneş ay yıldızlar gökyüzü sizin için mavi ve bu yüzdendir munzur'a sevdalı bahar siz bir küçük daglıydınız bir rüzgarlara açıyordunuz kalbinizi bir de daglara ve hilesiz taşıyordunuz içinizde o kardelen ugultusunu bir masal fısıldayın istedim o masalda hayalleriniz yaralarınız içinizde yanan ateşler kır çiçekleri kar çiçekleri ateş böcekleri ve size ihanet edenler olsun bir dağ yamacının güzelliğine saklayıp kelimelerinizi sustunuz boynu bükük menekşeler gibi boyun büküyordu bakıp gözlerinize ıslak dağ menekşeleri rengarenk kelebekler konuyordu saçlarınıza bu daglarda menekşeler hep boynu büküktü belki,, belki, gelin gelin ağlıyordu gelincikler belki bu yüzden suskundunuz ve bu yüzden yalnız gözlerinizle konuştunuz şiirlerim,resimlerim hep sizi yazacak, sizi anlatacak uzaklarda olsam da hep kederinizde olacagım neşenizde açıp, acınızda solacagım vakit yok aglamaya küskün çiçegim küsme, yine gelecegim yaram yaranıza kardeş sevdam sevdanıza eş derdim derdinize dost gönlüm gönlünüze yoldaş gülecegiz hep beraber vakit yok ağlamaya küskün çiçegim.. aMêdlî ßêRfÎn…
Amed ve Dersim ula bedo bax ne olmiş… ne olmiş.. bu küçe çıxmazda bi tenesini vurmişlar baba agid miş.. vurulan bedo vurani sorma.. her zaman ki namlular
memleketimde her vurulanın ardından bahsedilen hüzünlü muhabbettir bu her devrilen çınar.. her kahpelik sonrası bak.. bu karşı ki sokak sor ona kaç kişiye ecel oldun; sor yakışırmı sana amed de olmak! ! diye
gece yine kararacak bugün hergün olandan daha beter.. surlar kahpelik sonrası ağlayacak çocuklar ve analar bu sokaklarda vurulanın yasını tutacak vuranlar gülecek belki bir an..
yok ama… istedikleri olmayacak.. amed’de çıkmaz sokakta bir çınar devrilirken kim bilir dersimin bir köyünde yeni bir çınar yeşerecek.. öfke ve haksızlıkların bilinci ile sulanan… anne demeden önce kavga demeyi öğrenen adı agit, şirvan, reber olan… bir çınar yücelecek…
DERSİM'de okuma yazma oranı %99 bu demek yani sadece doğan bebekler okuma yazma bilmiyor demektir DERSİM halkı eğitimli bilgili kültürlü bir toplumdur buna nazar munzur festivali süsrkli engeleniyor dersim çevre ilerden daha aza yardım alıyor DERSİm'in anlamı FARSÇA'da GÜMÜŞ KAPI demektir toplumsal uzlaşı anlamında doğudaki diğer ilere göre çok çok gelişmiş bir ildir doğası ile farklı bir yerdir DERSİM'in kendine 60 yıl doğuya ise 40 yıl yeteceke kadar su rezervi vardır DERSİM'in bir farkı ise doğu anadou bölgesindeki tek yogun yeşilikli böl gedir DERSİM'de dünyada bir eşi olmayan bitki ve botanik türleride mevcutur kısacası 200 bitki ve adı henüz konulamamış 100 bitki çeşidi vardır,
DERSİM gümüş kapı halay başı yürüyün a'kardaşlar geliyor geliyor dersim çoşkun akan seli ile geliyor başı dik yolu açık vatanım dersim dersim ! ! ! ..........
Dersim dört dağ içinde Dersim dört dağ içinde Gülü bardağın içinde Dersimi hak saklasın Bir yarim var içimde Gülü bardağın içinde Dersimi hak saklasın Bir yarim var içimde
Noldu agama noldu Noldu ağeme noldu Gül benzin sarar soldu Ağam burdan gidelim Bu yerler viran oldu Ağam burdan gidelim Bu yerler viran oldu
Perteyin altı kelek Dersimin altı kelek Perte gel gidek gelek Elim elinde olsun Kapı kapı dilenek Elim elinde olsun Kapı kapı dilenek Noldu agama noldu Noldu ağama noldu Güldü sararıp soldu Ağam burdan gidelim Bu yerler viran oldu Ağam burdan gidelim Bu yerler viran oldu
selam olsun vatanıma DERSİME nede severim munzuru,düzgün babayı dersim yedi iklim 4 köşe her tarafı ile cennettir güneşin daha bonkör davarandığı çalışkan halkı ile doğuda bir memleket görürseniz bilinki dersimdir orası bilesinizki dersim desinizdir GÜMÜŞ KAPI YOLUMUZDUR
DERSİM VE ALEVİLİK Hz. Ali evlatlarından, İmam Cafer-i Sadık tarafından tertip edilen alevilik, miladi 11.ci yüzyılda, Arabistan'dan Caferi mezhebi adı ile Horasan Kürdistanına ve İran'a sirayet etmiş ve Horasan Kürt aşiretleri arasında kuvvetle cereyan eylemiştir. Daha sonra, Abbasilerle, Emevilerin şiddetli kavgaları sırasında; çok büyük kürt serdarı olan Eba Müslümi Horasani, miladi 800 tarihinde Emevileri tart etmiş ise de; bilahare Abbasi halifesi Ebu Caferi Mansurun sarayında öldürülmüştü. Bu kürt serdarının mahiyetindeki bazı seyit başlarında bulanan kürt halifeleriyle ve bir takım kürt mutasavvufları bunlarla iş birliği yapmışlardı. Bu hadise üzerine alevilik propagandası geniş bir coğrafyada yayılmaya başlamıştı. Bu devirde; yine bir takım kürt aşiretleri beraberlerinde seyit denilen halifeler mevcut olduğu halde Horasan'dan hicret ederek Dersim'e gelmişlerdi. 700 hicri tarihinde Dersim'e gelen bu aşiretlerden başlıcaları: Şeyh Hasanan, Babamansur, Kureyşan, Hormekan, İzolan, Sadyan, Karsanan ve Millan idiler. Bu aşiretler Horasan'dan Dersim'e geldiklerinde, tamamen zaza diliyle konuşurlardı. Bu sebeple Dersim'de diğer seyitlere nazaran, bu güne kadar Baba Mansur ve Kureyşan seyitleri alevilik Gülbengini selis ve pek eski zaza diliyle telkin ederler ve asla Türkçe konuşamazlar. Horasan'dan Dersim'e gelen bu aşiretler ve halifeleri, Dersim kürtleri arasında aleviliği neşretmeye başlamışlardı. Dersim'de Eba Müslimi Horasani ehli keramet sayılarak kitabı tevatüren okunmaktadır. Bununla beraber, Hazreti Ali evlatlarınan 8. imam olan İmam Rıza'nın neslinden Hacı Bektaş Veli de, 680 hicride Emevilerin tazyikinden dolayı horasandan Orta-Anadolu'ya iltica etmek üzere Erzincan'dan geçmiş ve Dersim kürtlerine kendi tarafından bazı halifeler göndermişti. Bu halifeler de, Dersim'de intişar etmekte olan aleviliği Bektaşilik ünvanıyla adlandırmak için propagandaya başlamışlardı. 737 H. de Hacı Baktaş Veli Anadolu'da Hakka yürüdü. Dersim'deki halifelerinin faaliyet sahaları da kısaldı. Safavi imparatorluğunun resmi mezhebi olan Şia'lık da, bazı kürt mutasavvufları vasıtasıyla muslihane bir surette Dersim kürtleri arasına sızmıştı ki, bu da; Alevilik demekti. Şu halde, esas Zerdeşt akidesinde bulunan Dersim kürtleri, bir taraftan Horasan'dan Dersim'e hicret eden kürt -alevi-zaza aşiretleri mutasavvufları vasıtasıyla aleviliğe, bir taraftan Hacı Bektaş Veli halifeleri marifetiyle bektaşiliğe ve Safavi mutasavvufları delaletiyle de, Şialığa mütemail olmak üzere muhtelif akidelere malik olmuşlardı. 736 H. de, Dersim'de bulunan Horasanlı kürt halifelerden Bamasura ile Kureyş, Alaeddin Selçuki tarafından ve daha sonra Sultan Orhan ve Murat taraflarından halifelik unvanı aldılar. Dersim aşiretlerinden birçokları bilhassa Lolan ve Çarek aşiretleri bu halifelere mürit oldular ve bu vesile ile Dersim aşiretleri arasında Bektaşi ve Şialığa nispetten: Horasan aleviliği üstünlüğünü muhafaza etti. Bu hal Yavuz Sultan Selim zamanına kadar devam ederek, bu devirde, bu akide müntesibi Kürtlere Kızılbaş denildi. Şialık, İran akidesine pek yakın olması hasabiyle, Safavilere taraftar bulunmaları göz önünde tutularak, bir çok kürtler - Dersim'in dağlık kısmını müstesna- Yavuz'un imhasına uğradılar.
Kürdistan Tarihinde Dersim adlı kitaptan alıntı yapılmıştır. Dr. Vet. M.Nuri Dersimi
Değerli dostlar, kitabın içinde özellikle Baba Mansur ve Kureyşan aşiretlerinden söz edilmektedir. Bu iki büyük aşiretin Seyitlerinin ne kadar çok nüfuzlu kişiler olduğunu vurgulamaktadır. Yukarıda kitabın dilini değiştirmeden aynen aktardım. Umarım faydalı bilgiler sunmuşumdur. Bazı konularda belki itirazlar olabilir, ancak genel olarak doğru tespitler var olduğuna inanıyorum. Saygılar sunarım. C.T. Güneyliche
Kürtlerden bir kısmı; (Der) kapı, (Sim) gümüş anlamında olduğu için, Dersim kelimesini Gümüş kapı diye tabir ederler. Milattan altı asır önce, Yunan tarih ve coğrafyacılarının Dersim havalisine Daranis adını verdikleri malum olduğu gibi, Dara'nın Bisitun kitabelerinden bu havaliye Zuza adı verilmiş olması ve Zuza tabirinin Dersim ve havalisinde konuşulan Kürtçe lehçeye alem olan Zaza kelimesine benzemesi dikkati çeker. Dersim'in batı hududuna yerleşmiş olan Koçan aşireti, (Dersim) tabirini Kürdistan kapısı anlamında tefsir ederek, kendilerini de, cengaverliklerine istinaden bu kapının muhafızı sayarlar. Alel'a da halkın telakisine göre ise, Dersim demek Kürdistan demektir. Bu sebeple, başka bir memleketten Dersim'e döndüklerinde 'Kürdistan'a geldik' dedikleri gibi, birini hariçten Dersim'e davetlerinde, 'Kürdistan'a geliniz! ' ve 'Kürdistan'ı görünüz! ' derler. Bu yazdığım yazı Dr.Vet. M.Nuri Dersimi'nin Kürdistan Tarihinde Dersim adlı eserinden 1. Sayifede yer almaktadır. Bu konuda Dilan yayınlarının affına sığınarak yazıdan alıntı yaptığım için kusuruma bakmasınlar..Değerli arkadalara bilgi olarak sunmak istedim..C.T.
Şu dersimin dağları vay lelele vay Şu dersimin dağları vay Şu dersimin dağları vay lelele vay Şu dersimin dağları vay Yiğitlerin odağı vay lelele vay Yiğitlerin odağı vay Yiğitlerin odağı vay lelele vay Yiğitlerin odağı vay Güne durmuştu gece vay lelele vay Canlar pusuya düşünce Güne durmuştu gece vay lelele vay Canlar pusuya düşünce Yırtılıyordu sessizlik lelele vay Gerillanın mermisiyle Yırtılıyordu sessizlik lelele vay Gerillanın mermisiyle Dağlarının ılık yeri vay lelele vay Kavgamızda yol alıyor Dağlarını ılık yeri vay lelele vay Kavgamızda yol alıyor Dersimde doğan güneş vay lelele vay Caniklerde çoğalıyor Dersimde doğan güneş vay lelel vay Toroslarda çoğalıyor Ölmedi onlar yaşıyor lelele vay Ölmedi onlar yaşıyor Ölmedi onlar yaşıyor lelele vay Ölmedi onlar yaşıyor Bir türküdür dersim dağlarında le vay Onikiler çoğalıyor Bir türküdür dersim dağlarında le vay Gerillalar savaşıyor Bir türkünün dersim dağlarında le vay Gerillalar savaşıyor
grup yorumun çok güzel bir şarkısı...özellkle şarkının başlangıç kısmı..
· Munzur Irmağının kaynağını oluşturan ve 40 gözden oluşan Munzur Gözelerini görmeden, bu eşsiz manzara karşısında doğayla baş başa olup dinlenmeden ve bir tas su içmeden, · Sadece Munzur Suyunda yetişen, bu suya özgü Kırmızı Benekli Alabalık yemeden, · Pülümür dağlarında yetişen birbirinden enfes kokulara sahip çok sayıda değişik çiçeklerden arıların almış olduğu özlerle yaptıkları 'Pülümür Balı'nı tatmadan, · Munzur Milli Parkı Vadisinde bulunan dağlarda tamamen doğal ortamında kendi başına yetişen dertlere derman tek dişli 'Ovacık Sarımsağı'nı yemeden, · Tunceli-Pülümür yolu üzerinde bulunan Zağge Şelalesinde durup bir yanda Pülümür Suyu ve bir yanda da şelaleden akan suyun sesi ile doğayla baş başa bir ortamda piknik yapmadan, · Tunceli-Pülümür yolu üzerinde hemen yolun kenarında bulunan 'Ağlayan Kayalar'ın yanı başında bir hatıra fotoğrafı çektirmeden, · Tunceli'nin yüksek dağlarındaki otlaklarda yetişen değişik otlarla beslenen hayvanların sütünden yapılan Türkiye'de meşhur dağ kokulu 'Şavak Peyniri'ni almadan, · Metrelerce yüksekten dökülen suların oluşturduğu şelale manzarasının güzelliği ve sizi saran serinliği içerisinde kavurma yemeden, · Munzur Vadisi Milli Parkını gezerken, bu alan içerisinde yer alan ve 43'ü sadece Munzur Dağlarına özgü 227 endemik bitki türünü görüp fotoğrafını çekmeden, · Munzur Vadisi Milli Park alanı sınırları içerisinde özgürce yaşayan çengel boynuzlu dağ keçilerinin gezerken ya da akşam üzeri Munzur Irmağından su içmeye indikleri saatlerde görüntülemeden, · Hepsi bir diğerinden ilginç olan koç heykeli şeklindeki mezar taşlarını ve bu taşlar üzerinde bulunan ve o mezarda yatan kişinin özelliklerini anlatan figürleri fotoğraflarla belgelendirmeden, · Keban Baraj Gölünde motorla gezinti yapıp, balık avlamadan ve bu gölde yüzmeden, · Bugün bir ada da bulunan Pertek Kalesinin sizi kucaklayan yapısı içerisinde doruklarına çıkıp geçmişi selamlamadan, · Çemişgezek'te ki 'İn Delikleri'ni gezmeden
Otuzsekiz anılarıyla büyüdüm
Dersimli her çocuk gibi
Umut türküleriyle besledim
yüreğimi.
Toprağıma benzer ömrüm
Sesimde öfke
Şiirimde kavga
Ve alnımda çizgiler
Elbette olacaktır.
Dersim!
Seni neremde saklayayım.
Hasan Sağlam
Bütün yıldızlar üstüne düşer dersim`in
Çeyizlik kızları en onurlu dilekleri tutar
Piro suskun, piro durgun munzur yorgun
Yolun açık olsun dersim
'kürt serdarı' olan Eba Müslümi Horasani, Abbasi halifesi Ebu Caferi Mansurun sarayında öldürülmesiyle, Bu kürt serdarının mahiyetindeki bazı seyit başlarında bulanan kürt halifeleriyle ve bir takım kürt mutasavvufları bunlarla iş birliği yaparak alevilik propagandasını yaparak, aleviliği geniş bir coğrafyada yayılmasını sağlamışlar ise neden bütün kürtler 'ŞAFİ' mezhebine mensup...
PİRGERÇEKVELİ:
Dersim bizim Kudüsümüzdür...
Munzur bizim Siyon dağımızdır...
Haydar bizim İbrahimimizdir! ..
Mehdi bizim Muhammedimizdir...
Hızır bizim Cebrailimizdir...
Hû bizim Ye((ho)) va-yı Rahmanımızdır...
her daim kanayan bir yara.
Şu Dersim Meselesi
Dersim… Yâni, bugünkü Tunceli’nin adı ve coğrâfî çevresinde yaşanan bir olay. Ne var ki, çok-çok önemli bir olay. Buna, Türkiye Cumhûriyet’inin yaşadığı en büyük sıkıntı da denebilecektir.
Olayın, TC Devleti ve isyancı güçler olarak önce iki tarafı vardır. Sonra, taraflar da kendi içlerinde ayrıca taraflara ayrılabileceklerdir. Devlet tarafının makam sâhipleri arasındaki görüş ve çözüm reçetesi farkları. İsyancıların Alevî, Ermeni, Kürt gibi etnik gruplar; hattâ Fransız ve İngiliz gibi dış devletler olmaları ve bunun yanında beslenen emel farkları.
Bugün bu olay irdelenip tartışılırken, herkes kendi görüş açısıyla konuşmaktadır. Yaşandığı sırada nasıl ki bir anlaşma olmayıp silâhlı bir çatışmaya gidildiyse, olayın yeniden gündeme geldiği bugünlerde de anlaşılamayıp, konu şiddetle tartışılacaktır. Tâ ki târih hükmünü verene kadar. Evet, en âdil ve doğru hakem zamandır. Dersim ise daha bir zamâna muhtaçtır. Duygulardan arınıp akılcı ve gerçekçi düşünebilmek için, aradan birkaç nesil daha geçmelidir.
Dersim’in iç politikaya yansımasına gelince… 1938’de iktidarda olduğu için olayın sorumlusu görülen CHP, unutulmamalıdır ki, o zaman Ülke'nin tek partisiydi. Atatürk’ün ardından, Parti içinde derinleşen görüş ayrılıkları sonunda, CHP’den ayrılanların kurdukları Demokrat Parti ve Millet Partisi’nin başları, Dersim olayları sırasında devletin birinci derecede sorumlu makamlarındaydılar. Demokrat Parti’nin kurucusu ve başı Celâl Bayar Dersim sırasında (bakan iken sonra) başbakan, Millet partisi kurucusu ve başı Fevzi Çakmak ise genelkurmay başkanıydılar!
O hâlde… Bu derecede ciddî ve önemli bir meseleyi bugün tartışıp havanda su dövmek yerine, zamâna ve târihin hakemliğine bırakmak lâzım gelir.
Mete Esin
düştü kalkamaz bir daha...
dersimi aldım, artık aynı hatayı yapmam:p
bu daha iğrenç :))
Dokunsan Dersim olur, göçerim mecburen
Duydum çok sonradan, adın önemli değil
Acın aynı tadı veriyor zaten...
1937-38 yıllarında iksor köyü tepelerinde tecavüzden kurtulmak için kendilerini kayalrdan derin ağpanos vadisi uçurumlarından atan nice Leyla Kasımların, zilanların, beritanların masallaştığı toprağın adıdır. Her yazımı sukutla yazarken Dersim dendiğinde tüm ajitatif duygularımı tetikleyen yüksek meşeli ormanların, topraktan aldığını gökyüüzndekinin eseri diye takdir eden semahların adıdır dersim...
Zorunuza Gitmesin Gerçekler,Dersim_li_yim
gitmesin zorunuza gerçekler,dersimli'yim
aç
çiplak
i$siz koyuldum,
yok edilmek istendi benligim
yakilmak istendi tarih,ama; yazar bellegim
adim soyum yok sayildi,bitmez deliligim
katledildi
katliama ugratildi soyum,
yok edilmek istendi dersimliligim
nereye gomuldukleri bilinmiyor
vurulanlar
yakilanlar
can evimde can aldilar
bedenimde kan doktu çakallar
yaniyor dersim misali halen,yaralidir yuregim
***
ziyaret de etmedim
hangi dagi,ta$i
hangi mahalleyi,$ehiri
mezarlari yok yakilan o,dersimlilerin
dostuyum,dersimlilere dost olanlarin
zor da olsa ogrendim isimlerini,onlarin
onur için,ozgurluk için o sizinle direnlerin
***
bu bayramda gelemem,aydinlik olacak yarinlarin
çogu gibi senin de yok mezarin
kendisiyim
kendi kendine konu$an o,delilerin
kimdir demem,
onursuzluklarini bilirim fa$istlerin
onuru,$erefi olmalidir size karde$iz diyenlerin
karde$ diyorsun,haberi var midir sizinkilerin
belki degilsin nedeni olup,bitenlerin
ama sorgulanmali o dedelerin,atalarin
katledilenlerimiz yarisidir yuz yillik olulerin
gizlenmese adlari,yerleri katledilenlerin
yakilmasa'ydi bedenleri oldurulenlerin,saglarin
***
ziyaret edecektim bu yil guya,mezarin
evet karde$!
karde$ dedim af et
karde$ demek ho$una gider,bizimkilerin
sakin haaa.! haberleri olmasin sizinkilerin
bilir,tanirim; zararlari dokunur sana,onlarin
kabul etmez dedelerin,babalarin,ninelerin
ara$tirdim,okudum; dedesini tanirim onlarin
inanmayiz; akitma de o, timsah gozya$larin
***
baksana; dilimi az,dilini konu$uyorum onlarin
yasak kilindi dilim,yok sayilir mi dil'i insanlarin
karde$ dersin ama,farkinda misin tum,olanlarin
iyi bilir inkàr eden,imha eden alçak generallerin
dayatildi inkàr,imha; du$mani'ydi emekçi halklarin
kendileri gibi sandi; onuru,$erefi var ezilen halklarin
***
Kurt,Turk,Alevi,Suni,Ermeni,Yezidi Derler,Devrimciyiz
karde$ dedin bana
karde$imsin,
aramizda kalsin konu$tuklarimiz
bilmesin yoz,
yobaz'dir irkçilar,batar sozlerimiz
yapilanlari bilirim,
yobazlari iyi tanir,bilir buyuklerimiz
dokunmasin sizlere zarari yobazlarin....
o,sen,sizsiniz gerçek karde$imiz,dostlarimiz
gonul karde$lerimize degmesin meltemleri yozlarin
kangren olmu$ gonullerimiz,derinle$mesin yaralarimiz
karde$iz o'nla,sen'le,çunku; karde$tir devrimcilerimiz
budur,bu olmali en buyuk istegimiz
ba$in dik,
ne$eyle,saglikla geçsin gunleriniz
birlikte guç dogar,ozgur olacak yarinlarimiz
korunun fa$istlerin katliamlarindan,caniniz canimiz
karde$ dediniz bize,du$manin oluverir kopeklerimiz
***
git....git...git be can kardeeeeee$...!
açik olsun yol'un,unutma yolda$larin.!
bukulmez bilegi yok edilemeyen du$unceleri gibi,devrimcilerin
devrimci oldun bugun,bendensin; selami var devrimci yolda$larin
sorgulamayi ilk gorevin bil,ara$tir,ogreneni olmalisin olup,bitenlerin
neden de...
niçin de
kimler di,
kimler için yaptiklarini sor kendilerine,
dinlesin devrimcileri yozlar,unutma soylemlerin
deki; neden yaptin,yaptiniz,u$agiydiniz ama; kimlerin..?
verebilir ise; yanit versinler bakalim o,dedelerin.!
***
yolsuz,
issiz koymu$lar di hastahane,okulsuz koyduklari gibi
odunu
tuzu
ekini sirtinda ta$ir çogu halen dunku,gibi
kambur_dur belleri babalarimizin 45 derece,gibi
kirk be$in_den sonra puslanir,gormez gozleri ama'lar gibi
altmi$ina gelmeden bukulur çam yarmasi gibi olan,bedenleri
dost dediklerine gonulden inanir,korur ondaki tum,degerleri
kalle$lige du$mandir; arkadan vurulan_dir,yarali_dir belleri
dogu$yla ba$lar,durma'di,akar; ya$li_dir analarin gozleri
giden çocuklari,e$leri,karde$leri_dir,yetim kalmi$ bebeleri
***
vurulur kimileri henuz kundakta_yken,
kimileri be$ikte_yken
kimileri de.... on sekizinde_yken
suça sayilir hak,adalet,e$itlik istekleri
açtir
çiplaktir
tanir dil'inde egitim gormelerini yasaklayan denekleri
vereme
kizamiga ali$kindir,hastalik sarmi$ bedenleri
agir i$çilik'tir,hamallik'tir kendilerine sunulan ba$,i$leri
çoguna'nasip'kilinmaz
yabancisi degil,tanir; verdigi ru$vetleri
surulenleri
zindanlara atilanlari
kur$una dizilenleri
unutmadik katledilen cevahirleri
idam etmediler mi hidir aslan_lari
ve.....daha niceleri.....niceleri
adlari; hasan,huseyin,kazim
dir
hor gormeyin hallerini beyler,peri$an
dir
'kaderleri'hainlerce çizilmi$,der; taniridan gelen
dir
kederlidir izdiraplara surulmu$ler
acilarini bilir,taniriz çocuklarimizin
yucedir,bekçisidir gençler munzurlarin
ovacik'ta dogar
içinde akan Munzur_dur $ahi nehirlerin
dans eder alabaliklar,yolda$i_dir sularin
masum,
mahçup,
pak'tir munzur gibi yigit canlarin
burasi dersim,
dersimliyim,
onuru olçulmez olanlarin.!
*
.
.!
Celàl çig= Metin Demirkaya // Bahitiyar Hozatli veee.vb.
OY DERSiM.! !
SANKİ BAĞRIMDA ATEŞ,YÜREĞİMDE SEVDASIN. DİZİNE BAŞIMI DAYADIM..
KUTSAL TOPRAĞINA YÜZÜMÜ SÜREYDİM.
GECE MUNZURUN KIYISINDA SERIN HAVADA BEYAZ GÜVERCİN OLAYDIM.
OY DERSiM.! !
SENİ AVUÇLARIMA ALIP HASRETİN OLAYDIM.
BAĞIRMAK İSTİYORUM EY DÜZGÜN BABA.
DUYUYORMUSUN MAHSUM BAKIŞLAR ARASINDA ÇIĞLIK ATAN GENCECİK KIZ.
SEVDALIDIR NAZLIDIR SANA GELDİM, BİLİYORUM BU BENDEKİ SEN DEĞİL.HAYALİNDİR.ESERİNDİR, ALNIMDAKI SENIN İZİNDİR. GÖĞSÜMDEKİ SENİN ÖZÜNDÜR.
OY DERSiM.! !
BENİ BENDEN ALIP OKYANUSTAN OKYANUSA
KITADAN KITAYA SENIN VARLIĞIN DEĞİL YOKLUĞUN DİĞER ADIDIR.VAR OLMAKLA YOK OLMAK ARASINDA KÖPRÜLER KURUP SANA KOŞUYORUM.
AL DAGLARINA GÖM.
OY DERSiM.! !
SANKİ DİLLERDE DOLSAN DESTAN.
SANKİ YÜREĞİMDE YANAN NEWROZ ATEŞİ.
OY DERSiM OY BİTMEZ TÜKENMEZ
HASRETİMSİN.ÖZLEMLERİMDE SAKLADIM SENİ.
Munzur'un Küskün Çiçegine
Siz bir küçük daglı kızdınız yavru bir ceylanın gözlerinde ağlarken gördüm sizi munzur un tepesinde öyle yalnız çaresiz ve tek başına ellerinizde deste deste umut avuçlarınızda gül kokan dualar vardı siz gözleri rüzgar desenli Munzur da ğının esmer gülüydünüz umutla bakıyordunuz dünyaya,yarınlara
ağladığınızda,gözyaşlarınız umut oluyordu hasret oluyordu,rüzgar oluyordu
haykırıyordu dagların eteklerinde agladıgınızda hâle hâle oluyordu gözlerinizden
küçük yağmur taneleri dökülüyordu çaglayanlara ve çaglayanlarla beraber
damla damla gözyaşı olup düşüyordu yüreğimin orta yerine
ey munzur daglı küskün çiçek bilirim,siz bu dagların kanadı yaralı kuşusunuz
nazlı umudusunuz bulutların arkasındaki ışıltı gökyüzünün binlerce yıldızısınız
bilirim,yeryüzü ve gökyüzünün kesiştiği nokta da unutulmuştunuz
bakışlarınız hilal hilal saçlarınız lüle lüle gamzeleriniz yıldız kokuyordu
bilirim,ipek kanatlı bir kelebeğin ipeksi kanatlarıdır çiçekleri okşayan elleriniz
ah eli düşlerdeki kız yeryüzü sizin için renklidir güneş ay yıldızlar gökyüzü sizin için mavi ve bu yüzdendir munzur'a sevdalı bahar siz bir küçük daglıydınız
bir rüzgarlara açıyordunuz kalbinizi bir de daglara ve hilesiz taşıyordunuz içinizde o kardelen ugultusunu bir masal fısıldayın istedim o masalda hayalleriniz
yaralarınız içinizde yanan ateşler
kır çiçekleri kar çiçekleri ateş böcekleri ve size ihanet edenler olsun bir dağ yamacının güzelliğine saklayıp kelimelerinizi sustunuz boynu bükük menekşeler gibi boyun büküyordu bakıp gözlerinize ıslak dağ menekşeleri rengarenk kelebekler konuyordu saçlarınıza bu daglarda menekşeler hep boynu büküktü belki,, belki, gelin gelin ağlıyordu gelincikler belki bu yüzden suskundunuz ve bu yüzden yalnız gözlerinizle konuştunuz şiirlerim,resimlerim hep sizi yazacak, sizi anlatacak uzaklarda olsam da hep kederinizde olacagım neşenizde açıp, acınızda solacagım vakit yok aglamaya küskün çiçegim küsme, yine gelecegim
yaram yaranıza kardeş sevdam sevdanıza eş derdim derdinize dost
gönlüm gönlünüze yoldaş gülecegiz hep beraber vakit yok ağlamaya küskün çiçegim..
aMêdlî ßêRfÎn…
Amed ve Dersim
ula bedo bax ne olmiş…
ne olmiş..
bu küçe çıxmazda bi tenesini vurmişlar
baba agid miş.. vurulan bedo
vurani sorma.. her zaman ki namlular
memleketimde her vurulanın ardından
bahsedilen hüzünlü muhabbettir bu
her devrilen çınar.. her kahpelik sonrası
bak.. bu karşı ki sokak
sor ona kaç kişiye ecel oldun;
sor yakışırmı sana amed de olmak! ! diye
gece yine kararacak bugün
hergün olandan daha beter..
surlar kahpelik sonrası ağlayacak
çocuklar ve analar
bu sokaklarda vurulanın yasını tutacak
vuranlar gülecek belki bir an..
yok ama…
istedikleri olmayacak..
amed’de çıkmaz sokakta bir çınar devrilirken
kim bilir dersimin bir köyünde
yeni bir çınar yeşerecek..
öfke ve haksızlıkların bilinci ile sulanan…
anne demeden önce kavga demeyi öğrenen
adı agit, şirvan, reber olan…
bir çınar yücelecek…
“vuruldum…
sarıldım dicleye amed misali
doğdum…
dersim sandım kendimi
munzur beni emzirince…”
türkiye'nin en kibar insanlarını barındırıyor.
.
Aydın,
İyi bir yaşam için direnen,
Güzel ezgileri olan,
Asimile edilemiyen (edilemeyecekte!)
Annem,babam,kardeşlerim kokusu gibi...
Dersimli değilim ama;
Her bir bireyini ayrı ayrı seviyorum
DERSİM'de okuma yazma oranı %99 bu demek yani sadece doğan bebekler okuma yazma bilmiyor demektir DERSİM halkı eğitimli bilgili kültürlü bir toplumdur buna nazar munzur festivali süsrkli engeleniyor dersim çevre ilerden daha aza yardım alıyor DERSİm'in anlamı FARSÇA'da GÜMÜŞ KAPI demektir toplumsal uzlaşı anlamında doğudaki diğer ilere göre çok çok gelişmiş bir ildir doğası ile farklı bir yerdir DERSİM'in kendine 60 yıl doğuya ise 40 yıl yeteceke kadar su rezervi vardır DERSİM'in bir farkı ise doğu anadou bölgesindeki tek yogun yeşilikli böl gedir DERSİM'de dünyada bir eşi olmayan bitki ve botanik türleride mevcutur kısacası 200 bitki ve adı henüz konulamamış 100 bitki çeşidi vardır,
D
E
R vatan
S
İ
M
İŞTE AŞKIM DERSİM İLK GÜNKÜ GİBİ SEVİLMEYE DEĞER İŞTE BENİM AŞKIM DERSİM. DERSİM SANA PÜLÜMÜR MUNZUR EFSANESİNDEKİ GİBİ AŞIĞIM
şu an 2 saatlik uzaktayım...
BİZİM ELİN YİĞİTLERİ BOL OLUR! ! ! ! ! ! ! ....................
DERSİM gümüş kapı halay başı yürüyün a'kardaşlar geliyor geliyor dersim çoşkun akan seli ile geliyor başı dik yolu açık vatanım dersim dersim ! ! ! ..........
DERSİM DÖRT DAĞ İÇİNDE
Dersim dört dağ içinde
Dersim dört dağ içinde
Gülü bardağın içinde
Dersimi hak saklasın
Bir yarim var içimde
Gülü bardağın içinde
Dersimi hak saklasın
Bir yarim var içimde
Noldu agama noldu
Noldu ağeme noldu
Gül benzin sarar soldu
Ağam burdan gidelim
Bu yerler viran oldu
Ağam burdan gidelim
Bu yerler viran oldu
Perteyin altı kelek
Dersimin altı kelek
Perte gel gidek gelek
Elim elinde olsun
Kapı kapı dilenek
Elim elinde olsun
Kapı kapı dilenek
Noldu agama noldu
Noldu ağama noldu
Güldü sararıp soldu
Ağam burdan gidelim
Bu yerler viran oldu
Ağam burdan gidelim
Bu yerler viran oldu
DERSİM BAŞKA BİR VATANDIR
selam olsun vatanıma DERSİME nede severim munzuru,düzgün babayı dersim yedi iklim 4 köşe her tarafı ile cennettir güneşin daha bonkör davarandığı çalışkan halkı ile doğuda bir memleket görürseniz bilinki dersimdir orası bilesinizki dersim desinizdir GÜMÜŞ KAPI YOLUMUZDUR
DERSİM VE ALEVİLİK
Hz. Ali evlatlarından, İmam Cafer-i Sadık tarafından tertip edilen alevilik, miladi 11.ci yüzyılda, Arabistan'dan Caferi mezhebi adı ile Horasan Kürdistanına ve İran'a sirayet etmiş ve Horasan Kürt aşiretleri arasında kuvvetle cereyan eylemiştir. Daha sonra, Abbasilerle, Emevilerin şiddetli kavgaları sırasında; çok büyük kürt serdarı olan Eba Müslümi Horasani, miladi 800 tarihinde Emevileri tart etmiş ise de; bilahare Abbasi halifesi Ebu Caferi Mansurun sarayında öldürülmüştü. Bu kürt serdarının mahiyetindeki bazı seyit başlarında bulanan kürt halifeleriyle ve bir takım kürt mutasavvufları bunlarla iş birliği yapmışlardı. Bu hadise üzerine alevilik propagandası geniş bir coğrafyada yayılmaya başlamıştı. Bu devirde; yine bir takım kürt aşiretleri beraberlerinde seyit denilen halifeler mevcut olduğu halde Horasan'dan hicret ederek Dersim'e gelmişlerdi. 700 hicri tarihinde Dersim'e gelen bu aşiretlerden başlıcaları: Şeyh Hasanan, Babamansur, Kureyşan, Hormekan, İzolan, Sadyan, Karsanan ve Millan idiler. Bu aşiretler Horasan'dan Dersim'e geldiklerinde, tamamen zaza diliyle konuşurlardı. Bu sebeple Dersim'de diğer seyitlere nazaran, bu güne kadar Baba Mansur ve Kureyşan seyitleri alevilik Gülbengini selis ve pek eski zaza diliyle telkin ederler ve asla Türkçe konuşamazlar.
Horasan'dan Dersim'e gelen bu aşiretler ve halifeleri, Dersim kürtleri arasında aleviliği neşretmeye başlamışlardı. Dersim'de Eba Müslimi Horasani ehli keramet sayılarak kitabı tevatüren okunmaktadır. Bununla beraber, Hazreti Ali evlatlarınan 8. imam olan İmam Rıza'nın neslinden Hacı Bektaş Veli de, 680 hicride Emevilerin tazyikinden dolayı horasandan Orta-Anadolu'ya iltica etmek üzere Erzincan'dan geçmiş ve Dersim kürtlerine kendi tarafından bazı halifeler göndermişti. Bu halifeler de, Dersim'de intişar etmekte olan aleviliği Bektaşilik ünvanıyla adlandırmak için propagandaya başlamışlardı. 737 H. de Hacı Baktaş Veli Anadolu'da Hakka yürüdü. Dersim'deki halifelerinin faaliyet sahaları da kısaldı.
Safavi imparatorluğunun resmi mezhebi olan Şia'lık da, bazı kürt mutasavvufları vasıtasıyla muslihane bir surette Dersim kürtleri arasına sızmıştı ki, bu da; Alevilik demekti. Şu halde, esas Zerdeşt akidesinde bulunan Dersim kürtleri, bir taraftan Horasan'dan Dersim'e hicret eden kürt -alevi-zaza aşiretleri mutasavvufları vasıtasıyla aleviliğe, bir taraftan Hacı Bektaş Veli halifeleri marifetiyle bektaşiliğe ve Safavi mutasavvufları delaletiyle de, Şialığa mütemail olmak üzere muhtelif akidelere malik olmuşlardı. 736 H. de, Dersim'de bulunan Horasanlı kürt halifelerden Bamasura ile Kureyş, Alaeddin Selçuki tarafından ve daha sonra Sultan Orhan ve Murat taraflarından halifelik unvanı aldılar. Dersim aşiretlerinden birçokları bilhassa Lolan ve Çarek aşiretleri bu halifelere mürit oldular ve bu vesile ile Dersim aşiretleri arasında Bektaşi ve Şialığa nispetten: Horasan aleviliği üstünlüğünü muhafaza etti. Bu hal Yavuz Sultan Selim zamanına kadar devam ederek, bu devirde, bu akide müntesibi Kürtlere Kızılbaş denildi. Şialık, İran akidesine pek yakın olması hasabiyle, Safavilere taraftar bulunmaları göz önünde tutularak, bir çok kürtler - Dersim'in dağlık kısmını müstesna- Yavuz'un imhasına uğradılar.
Kürdistan Tarihinde Dersim adlı kitaptan alıntı yapılmıştır. Dr. Vet. M.Nuri Dersimi
Değerli dostlar, kitabın içinde özellikle Baba Mansur ve Kureyşan aşiretlerinden söz edilmektedir. Bu iki büyük aşiretin Seyitlerinin ne kadar çok nüfuzlu kişiler olduğunu vurgulamaktadır. Yukarıda kitabın dilini değiştirmeden aynen aktardım. Umarım faydalı bilgiler sunmuşumdur. Bazı konularda belki itirazlar olabilir, ancak genel olarak doğru tespitler var olduğuna inanıyorum.
Saygılar sunarım.
C.T. Güneyliche
Kürtlerden bir kısmı; (Der) kapı, (Sim) gümüş anlamında olduğu için, Dersim kelimesini Gümüş kapı diye tabir ederler.
Milattan altı asır önce, Yunan tarih ve coğrafyacılarının Dersim havalisine Daranis adını verdikleri malum olduğu gibi, Dara'nın Bisitun kitabelerinden bu havaliye Zuza adı verilmiş olması ve Zuza tabirinin Dersim ve havalisinde konuşulan Kürtçe lehçeye alem olan Zaza kelimesine benzemesi dikkati çeker.
Dersim'in batı hududuna yerleşmiş olan Koçan aşireti, (Dersim) tabirini Kürdistan kapısı anlamında tefsir ederek, kendilerini de, cengaverliklerine istinaden bu kapının muhafızı sayarlar.
Alel'a da halkın telakisine göre ise, Dersim demek Kürdistan demektir. Bu sebeple, başka bir memleketten Dersim'e döndüklerinde 'Kürdistan'a geldik' dedikleri gibi, birini hariçten Dersim'e davetlerinde, 'Kürdistan'a geliniz! ' ve 'Kürdistan'ı görünüz! ' derler.
Bu yazdığım yazı Dr.Vet. M.Nuri Dersimi'nin Kürdistan Tarihinde Dersim adlı eserinden 1. Sayifede yer almaktadır. Bu konuda Dilan yayınlarının affına sığınarak yazıdan alıntı yaptığım için kusuruma bakmasınlar..Değerli arkadalara bilgi olarak sunmak istedim..C.T.
dersim ne midir? ? ?
....
dersim düzgün babadır
dersim munzurdur
dersim seyit rızadır
dersim alişerdir zarifedir
dersim agaucedir
dersim laç deresidir
dersim xızırdır seyhu sendir
dersim ali bogazıdır
hozattır nazimiyedir pertektir.........
vah dersim vahhhh kimler gitmediki senin yolunaaaa
vah dersim vah bakma burada dar sokaklar arasında araba gürültüleri arasında kaldığımıza bakma taksimde beyoğlunda bakırköyde tuzlada olduğumuza gönlümüz seninle carpmazta
selam sana
selam sana
Şu dersimin dağları vay lelele vay
Şu dersimin dağları vay
Şu dersimin dağları vay lelele vay
Şu dersimin dağları vay
Yiğitlerin odağı vay lelele vay
Yiğitlerin odağı vay
Yiğitlerin odağı vay lelele vay
Yiğitlerin odağı vay
Güne durmuştu gece vay lelele vay
Canlar pusuya düşünce
Güne durmuştu gece vay lelele vay
Canlar pusuya düşünce
Yırtılıyordu sessizlik lelele vay
Gerillanın mermisiyle
Yırtılıyordu sessizlik lelele vay
Gerillanın mermisiyle
Dağlarının ılık yeri vay lelele vay
Kavgamızda yol alıyor
Dağlarını ılık yeri vay lelele vay
Kavgamızda yol alıyor
Dersimde doğan güneş vay lelele vay
Caniklerde çoğalıyor
Dersimde doğan güneş vay lelel vay
Toroslarda çoğalıyor
Ölmedi onlar yaşıyor lelele vay
Ölmedi onlar yaşıyor
Ölmedi onlar yaşıyor lelele vay
Ölmedi onlar yaşıyor
Bir türküdür dersim dağlarında le vay
Onikiler çoğalıyor
Bir türküdür dersim dağlarında le vay
Gerillalar savaşıyor
Bir türkünün dersim dağlarında le vay
Gerillalar savaşıyor
grup yorumun çok güzel bir şarkısı...özellkle şarkının başlangıç kısmı..
DERSİME GELİNCE;
· Munzur Irmağının kaynağını oluşturan ve 40 gözden oluşan Munzur Gözelerini görmeden, bu eşsiz manzara karşısında doğayla baş başa olup dinlenmeden ve bir tas su içmeden,
· Sadece Munzur Suyunda yetişen, bu suya özgü Kırmızı Benekli Alabalık yemeden,
· Pülümür dağlarında yetişen birbirinden enfes kokulara sahip çok sayıda değişik çiçeklerden arıların almış olduğu özlerle yaptıkları 'Pülümür Balı'nı tatmadan,
· Munzur Milli Parkı Vadisinde bulunan dağlarda tamamen doğal ortamında kendi başına yetişen dertlere derman tek dişli 'Ovacık Sarımsağı'nı yemeden,
· Tunceli-Pülümür yolu üzerinde bulunan Zağge Şelalesinde durup bir yanda Pülümür Suyu ve bir yanda da şelaleden akan suyun sesi ile doğayla baş başa bir ortamda piknik yapmadan,
· Tunceli-Pülümür yolu üzerinde hemen yolun kenarında bulunan 'Ağlayan Kayalar'ın yanı başında bir hatıra fotoğrafı çektirmeden,
· Tunceli'nin yüksek dağlarındaki otlaklarda yetişen değişik otlarla beslenen hayvanların sütünden yapılan Türkiye'de meşhur dağ kokulu 'Şavak Peyniri'ni almadan,
· Metrelerce yüksekten dökülen suların oluşturduğu şelale manzarasının güzelliği ve sizi saran serinliği içerisinde kavurma yemeden,
· Munzur Vadisi Milli Parkını gezerken, bu alan içerisinde yer alan ve 43'ü sadece Munzur Dağlarına özgü 227 endemik bitki türünü görüp fotoğrafını çekmeden,
· Munzur Vadisi Milli Park alanı sınırları içerisinde özgürce yaşayan çengel boynuzlu dağ keçilerinin gezerken ya da akşam üzeri Munzur Irmağından su içmeye indikleri saatlerde görüntülemeden,
· Hepsi bir diğerinden ilginç olan koç heykeli şeklindeki mezar taşlarını ve bu taşlar üzerinde bulunan ve o mezarda yatan kişinin özelliklerini anlatan figürleri fotoğraflarla belgelendirmeden,
· Keban Baraj Gölünde motorla gezinti yapıp, balık avlamadan ve bu gölde yüzmeden,
· Bugün bir ada da bulunan Pertek Kalesinin sizi kucaklayan yapısı içerisinde doruklarına çıkıp geçmişi selamlamadan,
· Çemişgezek'te ki 'İn Delikleri'ni gezmeden
..........sakın Dersimden ayrılmayın
dersimi halk saklasın
bir yarim var içinde..
bir yarim var içinde.