Senin Yeni bir sayfada Yepyeni bir hikaye yazacağına… Küçük bir pencere değil Sonuna dek Sonsuza dek Bütün kapıları açacağına Şefkatin kadar Merhametin kadar eminim !
Zaten düşmüş kalelerim Bir gelinin ilk gecesi gibi zaten bırakmışım kendimi kollarına... Aylar öncesinden ulaştı mektuplarım... Anahtarlarım sende Beni teslim al, gel de...
Kimbilir Geceler neler besler koynunda Ne rüyalar görülür Ne kabuslar çöker üstüne Sabahlar senin olmaktan çıkar Aynalar küs Kahveler soğuk gelir bazı vakitlerde . Gülümsemeyi bırakma yinede
Bir sanat eseri karşısında hayranlığını gizleyemeyip Büyüyen göz bebeklerin, ısırdığın dudağın Hatta Vücudunun bilimum yerlerine dağılan serotonin gibi İstiyorum seni…
Geçmişten elem ve gelecekten endişe duyan tek varlık insandır bu yüzden nihayetsiz acziyetiyle beraber nihayetsiz Kudret sahibine muhatap ve kul olmak gibi büyük bir şerefe haizdir
Ah Lena İçimde bir tutam köz İçimde bir ateşten kor İçimde dirhem dirhem yangınlar
Elimde bir avuç kül Savrulsaya Esse rüzgar karıştırsa beyaz bulutlarına Yağsa yağmur düşse toprağına Yürüsem çıplak ayak çölünde bozkırın da Islak ıslak
Gecelerin koynu Lena, gecelerin koynu Ayrılır mı et tırnaktan Süzülür mü damla damla Akar mı kan bedenden ... Lena Sen yansırken yüzüme
ah bu geceler Lena yıldızlar altında sen yüzümde ....ıssız bir sahilde üstelik bir başıma çekilir mi sen söyle
E miydi, ü müydü…
Ufak detaylara takılma,
Ben takılayım senin bütün detaylarına !
Her yazılanın, herkese hitap etmediğini bilememek, ne acınacak gaflettir..
Çoktan ulaştı sana, göklere sıktığım ok
Beni ümit doğurmuş
Seni sevmekten, seni beklemekten başka çarem yok !
Sen ki,
Dağ yamacı…
Yemyeşil çimen…
Bir yağmur sonrası
Çıkıp gelirsin istersen…
Gel de bitir hasreti,
Firkatin azap
Ben bana yakışanı yaptım
Sen de sana yakışanı yap !
Senin
Yeni bir sayfada
Yepyeni bir hikaye yazacağına…
Küçük bir pencere değil
Sonuna dek
Sonsuza dek
Bütün kapıları açacağına
Şefkatin kadar
Merhametin kadar eminim !
Bugün seni düşledim
Sımsıcak yüreğimde
Yumuşacık uzanmıştı
Ellerin
Yalnızlık çok uzaktaydı
Sen buradayken.
Bulduğun çakıldan kalp
Benim mi acep dön bı bak
Şayet benim değilse
Götür yerine bırak.........:))))
Zaten düşmüş kalelerim
Bir gelinin ilk gecesi gibi zaten bırakmışım kendimi kollarına...
Aylar öncesinden ulaştı mektuplarım...
Anahtarlarım sende
Beni teslim al, gel de...
Kimbilir
Geceler neler besler koynunda
Ne rüyalar görülür
Ne kabuslar çöker üstüne
Sabahlar senin olmaktan çıkar
Aynalar küs
Kahveler soğuk gelir bazı vakitlerde .
Gülümsemeyi bırakma yinede
Gök maviye dönünce
Gülümsediğini bilirim
Vaha görünür çünkü
Kum taneleri halaya durur
Su berrak akar pınardan
Saçlarım savruk, hafif esintilerden
Rüzgarın yüzümde durur
Sevinirim....
Çok sevinirim .... #tu
21. yüzyılın en büyük gereksinimi, dürüst insan…
Bir sanat eseri karşısında hayranlığını gizleyemeyip
Büyüyen göz bebeklerin,
ısırdığın dudağın
Hatta
Vücudunun bilimum yerlerine dağılan serotonin gibi
İstiyorum seni…
Geçmişten elem ve gelecekten endişe duyan tek varlık insandır bu yüzden nihayetsiz acziyetiyle beraber nihayetsiz Kudret sahibine muhatap ve kul olmak gibi büyük bir şerefe haizdir
Icatlar ,
Yokluktan çıkar, ihtiyaçina cevap ararken ....
Aşk yoktur; birlikte sağlıklı, kaliteli, sürdürülebilir bir yaşam vardır.
Yaşamın anlamsız olduğunu düşünürken,yinede yaşıyorsunuz!
belki bir gün diyerek tüketiyoruz her şeyi...
Maskelerin ardından
Çıkıp ta gelsen
Kollarıma serpilsen…
Önyargı, hayata kirli bir camdan bakıp, herşeyi kirli bilmektir.
Doğruların gözle görülmeyen orduları vardır. I. Tenekeci
Rabbinizi arayın.
Sitem etsem de göklere şimdi
Ne yağmur yağar , ne de kar
Kuru rüzgarları estiren fırtına
Dokunma toprağa Tanrının o
Bir hüzün çöker yine akşamın devamında
Kalırsın bir başına dört duvar arasında
Neler geçer aklından
Neler
Karanlık çöktükçe gece geceye bağlanır
Ne hülyalar gelir kimbilir ki aklına
Ne hayallere dalarsın
Ne sözlere
Kendin çalarsın ya
Kendin de oynarsın sessizce
mtu.....
Hasretim sana…
Ey toprağını öptüğüm
Denizine girdiğim
Kıyısına yattığım
Balını tadıp meyvasını yediğim
Ey suyunu şerbetini içtiğim
Gurbetim sana !
Saçlarını rüzgarda savurup ta beni temellerimden sarsma...
Ne zaman bir gerbera düşse aklıma
Su susar, kuşlar susar, gökyüzü susar
Bugün bende sustum.....Haziran da .........
Ah Lena
İçimde bir tutam köz
İçimde bir ateşten kor
İçimde dirhem dirhem yangınlar
Elimde bir avuç kül
Savrulsaya
Esse rüzgar karıştırsa beyaz bulutlarına
Yağsa yağmur düşse toprağına
Yürüsem çıplak ayak çölünde bozkırın da
Islak ıslak
Gecelerin koynu Lena, gecelerin koynu
Ayrılır mı et tırnaktan
Süzülür mü damla damla
Akar mı kan bedenden ... Lena
Sen yansırken yüzüme
ah bu geceler Lena
yıldızlar altında
sen yüzümde
....ıssız bir sahilde
üstelik bir başıma
çekilir mi sen söyle
Bazen sitem edersin
En yakından, en uzağına
Bazen de yüreğine öfke dolar , kendi halinden korkarsın
Saç tellerin dikilir , bariyer olur gökyüzüyle arana
İçini dökersin haykırışlar da
dağlara , taşlara , kurtlara , kuşlara
Hoşgeldin hayat dersin
Hoşgeldin ...
ve şehre dönersin ........mtu
Oysa ki
Ne çok sevmiştim seni
Ne çok
Ne çok
Uyu be gülüm
Bu yürek atışı hiç susmadı
Bana yine yas şehirlerinde
Kızgın kum tanelerinin narı
Ve yine
Uzak seraplarda bir vaha düştü
..... aynı şarkı ,
..........aynı nakarat
........yine aynı sahnede