Bilmediklerin ne varsa sadece bakmak eylemini gözüne verdiğin içindir. Göz görebildiğiyle yetinir.
Mesala bir kuşa herkes farklı nazar eder. Matematikçi ebatları, ölçüleriyle ilgilenir. Bilimci kuşun organları ve bunların işleyişine akıl yorar. sanatçıyı görünüşü, renkleri cezbeder. Şair, hissiyatçıdır. Hangi duyguyu anlatmak isterse kuşu o duyguyla bağdaştırabilir. Bir kuşa bakarken bütün hepsini kullanarak bakan insan belki de çok azdır. Aslında ilim, bilim, sanat, söz ... ne varsa hepsi bütüne bakmak için birer parçadır.
(İKRA) OKUMAK, BİLMEK Dostlar... Müslümanlar ve tüm İnsanlar Allah'ın "oku" emrinin muhatabıdır. İnsan, okumayı bilmiyorsa " okuyabilmeyi" yani okur yazarlığı okuyacaktır. Okuyup yazıyorsa 3 şeyi okuyacaktır. 1.Kur'anı. 2.İnsanı. 3.Kainatı. 1. İnsanın Kuranı okuması, Allah'ı tanıması ve onun buyruklarını bilmesi açısından önemlidir. Kuran okumanın olmazsa olmaz şartı anlayarak okumaktir. Kişi, Arap alfabesini biliyorsa anlamıyla birlikte Arapça okuyacaktır. Arap Alfabesini bilmiyorsa Türkçe meal ya da tefsirler kanalıyla Kur'an okuyacaktır. Tefsir ya da meal okumayı eleştirenleri ciddiye almayıniz.Anlamadığına ibadet eden insandan hayır gelmez. Allah, "Rabbül alemin yani tüm evrenin ve insanların Rabbidir. Sadece Arapların Rabbi, dili ise Arapça degildir. O, konuşulan bütün dilleri bilir.Kuranı Arapça göndermesinin sebebi elçisini onların arasından seçmiş olmasındandır İnsanlar, Allah'ın gönderdiği ve sorumlu olduğu mesajları ilk elden ve doğrudan Kur'andan öğrenecektir. 2.İnsanı okumak. İnsanın önce kendisini, sonra diger insanları okumasıdır. İnsanın kendini okuması biyolojik ve psikolojik olarak kendini tanıması ve bilmesidir. Kendini bilen Rabbini de bilir. 3.Kainatı okumak. Bu okumanın içerisine evrenle ilgili her türlü bilimsel, bilgi girer.Fizik, kimya, biyoloji astronomi gibi deneyse bilgileri okumak ve bilmek insanın sorumlulugundadır. KURAN OKUMAK NE KADAR FARZ İSE İNSANI VE KAİNATI OKUMAK DA O KADAR FARZDIR. Kimse Tefsir, Hadis, Siyer gibi dini ilimleri farz hükmünde sayıp Fizik , Kimya, biyoloji gibi beşeri ilimleri yok hükmünde sayamaz. Allah'ı tanımak, onun buyruklarinı okuyup, bilmek için Kur'an okumak ne kadar önemli ise Allah'ın yarattığı insanı ve kainatı okumak, tanımak ve bilmek de o kadar önemlidir. Okumak, bilmek dedigimiz şeyin adı ilimdir, bilgidir.Bilgi, ilim öğrenmek ise zamana kayıtlı olmayıp, Hz. Peygamberin ifadesiyle ömür boyu, yani "Beşikten mezara" kadardır. Sonuç olarak hayat dediğimiz yolculuğun amacı Yaradanı, (Kur'anı )onun yaratmış olduğu insanı ve kainatı okumaktır.Bu üç okumayla birlikte insan bilen varlık olacak ve yaratık olmaktan çıkıp insanlaşacaktır. Bu insan denen varlık insanlar arasında barışı inşa ederek kardeşlik toplumu kuracak, dünyayı daha yaşanabilir hale getirecektir.Aksi insanın ve insanlığın sonu, kıyameti olacaktır. İyilikle kalınız. Ahmet Yavaş
Milyonlarca bilmiyenin, merak da etmeyenin hele ki hiç emek vermeyenin arasında zurnanın son deliğidir, sadece keyif için tadından yenmez, öyle bir zevkinde yoksa, boşa patinaj, güdüler sağolsun.
Bilmek diye bir şey hiç olmamıştır, o zaman inanmak gerekmiştir, aman inandığımız da, bilinen değildir, bilmekle inanmak arasındaki açı kapanmayınca, açığa düşülmüştür, tabii, ayazda kalmak da sağlığa hiç iyi gelmez, insan hastalıkları genelde, bu açıdan giren rüzgarla, savrulmadan savrulmaya, ayakta kalma savaşında, sonunda ayazda bitmiştir, peki sıcaklık olabilir miydi, tabii.
''biliyorum bütün sözler yavan, bütün sözcüklerin içi boşaltılmış, bütün anlamlar kullanılmış, bütün anlar uçucu; kelimeye dökülen her duygu, kendiliğinden soğuk bir klişe oluveriyor; hiç bir sözcük duygularıma da yüreğime de yetmiyor.”
Bilsenizde bir işe yaramaz, eksik gedik kanaatleriyle, yalan yanlış bilgileriyle ipinizi çekerler, sadece somut faydaya odaklanır, yoksa sırtını döner. Bilgi çoğunluk için lüzumsuz bir yüktür. Ne iştahı vardır, ne enerjisi, ne de bilgiye saygısı, pratik çıkarı herşeyin önüne geçer. Boşuna bir uğraştır.
Ey! ! ! Olamayacak duamın öznesi...Sus! ! ! Biraz dinle beni... Ateşe ihtiyacı olmayan ışıklar şahidim olsun'ki gözlerini gördüğümdenberi! ! Benden götürdüklerin birdaha dönmedi geri şimdi Bilmeyeceksin...! Yüreğimin hep seninle attığını..adın...ı her andığımda heyacandan içimin kıpır kıpır olduğunu / Hayatıma her an anlam kattığını..gözlerimi kapattığımda seninle olduğumu..Bilmeyeceksin...! Sabahlara kadar fotoğraflarına bakıp seninle konuştuğumu..zaman zaman dayanamayıp anlatmaya kalkıştığımı...sonra korkup vazgeçtiğimi / Sana sırılsıklam aşık olduğumu..defalarca gecelerce seni sevdiğimi..çığlık çığlık haykırdığımı....BİLMEYECEKSİN..
bilmek, ucb denen hoca'nın tuzak sorularla doldurduğu sınav kağıdıdır. iç dünyanın giriftliğini faş eder, bu his. aynadaki aksin aksi gibi çoğalır.. 'ucb'u yendim diyen, kibrin zirvesine çıkmıştır bile...
yeni şeyler öğrenip bilgi genişledikçe, 'biliyorum' demek zorlaşır. artık bilginin nerede başlayıp nerede bittiği belli değildir. bazen de öylesine açıktır ki her şey.. sanki tüm varlık aynıdır, sanki tüm bilgi deryası bir katreden öte değildir...
Bakıpta bildiklerin senindir.
Bilmediklerin ne varsa sadece bakmak eylemini gözüne verdiğin içindir. Göz görebildiğiyle yetinir.
Mesala bir kuşa herkes farklı nazar eder. Matematikçi ebatları, ölçüleriyle ilgilenir. Bilimci kuşun organları ve bunların işleyişine akıl yorar. sanatçıyı görünüşü, renkleri cezbeder. Şair, hissiyatçıdır. Hangi duyguyu anlatmak isterse kuşu o duyguyla bağdaştırabilir.
Bir kuşa bakarken bütün hepsini kullanarak bakan insan belki de çok azdır. Aslında ilim, bilim, sanat, söz ... ne varsa hepsi bütüne bakmak için birer parçadır.
(İKRA)
OKUMAK, BİLMEK
Dostlar...
Müslümanlar ve tüm İnsanlar Allah'ın "oku" emrinin muhatabıdır. İnsan, okumayı bilmiyorsa " okuyabilmeyi" yani okur yazarlığı okuyacaktır.
Okuyup yazıyorsa 3 şeyi okuyacaktır.
1.Kur'anı.
2.İnsanı.
3.Kainatı.
1. İnsanın Kuranı okuması, Allah'ı tanıması ve onun buyruklarını bilmesi açısından önemlidir.
Kuran okumanın olmazsa olmaz şartı anlayarak okumaktir.
Kişi, Arap alfabesini biliyorsa anlamıyla birlikte Arapça okuyacaktır. Arap Alfabesini bilmiyorsa Türkçe meal ya da tefsirler kanalıyla Kur'an okuyacaktır. Tefsir ya da meal okumayı eleştirenleri ciddiye almayıniz.Anlamadığına ibadet eden insandan hayır gelmez.
Allah, "Rabbül alemin yani tüm evrenin ve insanların Rabbidir. Sadece Arapların Rabbi, dili ise Arapça degildir. O, konuşulan bütün dilleri bilir.Kuranı Arapça göndermesinin sebebi elçisini onların arasından seçmiş olmasındandır
İnsanlar, Allah'ın gönderdiği ve sorumlu olduğu mesajları ilk elden ve doğrudan Kur'andan öğrenecektir.
2.İnsanı okumak. İnsanın önce kendisini, sonra diger insanları okumasıdır. İnsanın kendini okuması biyolojik ve psikolojik olarak kendini tanıması ve bilmesidir. Kendini bilen Rabbini de bilir.
3.Kainatı okumak. Bu okumanın içerisine evrenle ilgili her türlü bilimsel, bilgi girer.Fizik, kimya, biyoloji astronomi gibi deneyse bilgileri okumak ve bilmek insanın sorumlulugundadır. KURAN OKUMAK NE KADAR FARZ İSE İNSANI VE KAİNATI OKUMAK DA O KADAR FARZDIR.
Kimse Tefsir, Hadis, Siyer gibi dini ilimleri farz hükmünde sayıp Fizik , Kimya, biyoloji gibi beşeri ilimleri yok hükmünde sayamaz.
Allah'ı tanımak, onun buyruklarinı okuyup, bilmek için Kur'an okumak ne kadar önemli ise Allah'ın yarattığı insanı ve kainatı okumak, tanımak ve bilmek de o kadar önemlidir.
Okumak, bilmek dedigimiz şeyin adı ilimdir, bilgidir.Bilgi, ilim öğrenmek ise zamana kayıtlı olmayıp, Hz. Peygamberin ifadesiyle ömür boyu, yani "Beşikten mezara" kadardır.
Sonuç olarak hayat dediğimiz yolculuğun amacı Yaradanı, (Kur'anı )onun yaratmış olduğu insanı ve kainatı okumaktır.Bu üç okumayla birlikte insan bilen varlık olacak ve yaratık olmaktan çıkıp insanlaşacaktır. Bu insan denen varlık insanlar arasında barışı inşa ederek kardeşlik toplumu kuracak, dünyayı daha yaşanabilir hale getirecektir.Aksi insanın ve insanlığın sonu, kıyameti olacaktır.
İyilikle kalınız.
Ahmet Yavaş
.
"bazen
şeylerin
ne anlama geldiğini bilmek
yeterli değildir,
bazen
şeylerin
ne anlama gelmediğini
bilmek zorundasınız.."
.
.
"bazen
ş e y l e r i n
ne anlama geldiğini bilmek
yeterli değildir ,
bazen
ş e y l e r i n
ne anlama gelmediğini bilmek
zorundasınız.."
.
Milyonlarca bilmiyenin, merak da etmeyenin hele ki hiç emek vermeyenin arasında zurnanın son deliğidir, sadece keyif için tadından yenmez, öyle bir zevkinde yoksa, boşa patinaj, güdüler sağolsun.
Biz bilirizcilerin bilgisi, her zaman bilmeleri gerekenin, kırıntısı bile değildir.
Bilmek diye bir şey hiç olmamıştır, o zaman inanmak gerekmiştir, aman inandığımız da, bilinen değildir, bilmekle inanmak arasındaki açı kapanmayınca, açığa düşülmüştür, tabii, ayazda kalmak da sağlığa hiç iyi gelmez, insan hastalıkları genelde, bu açıdan giren rüzgarla, savrulmadan savrulmaya, ayakta kalma savaşında, sonunda ayazda bitmiştir, peki sıcaklık olabilir miydi, tabii.
Söylenen kelimeler hayat bulur.Bilmek lazım ne söyleyeceğimizi
''biliyorum
bütün sözler yavan,
bütün sözcüklerin içi boşaltılmış,
bütün anlamlar kullanılmış,
bütün anlar uçucu; kelimeye dökülen her duygu, kendiliğinden soğuk bir klişe oluveriyor; hiç bir sözcük duygularıma da
yüreğime de
yetmiyor.”
.
" m.mungan _
Bilsenizde bir işe yaramaz, eksik gedik kanaatleriyle, yalan yanlış bilgileriyle ipinizi çekerler, sadece somut faydaya odaklanır, yoksa sırtını döner. Bilgi çoğunluk için lüzumsuz bir yüktür. Ne iştahı vardır, ne enerjisi, ne de bilgiye saygısı, pratik çıkarı herşeyin önüne geçer. Boşuna bir uğraştır.
Aslında bilmemek
bence çok saçma
Bazı şeyleri sadece bilmek yetmiyor.
Bildiklerini anlamlandırmak ve değerini de
bilmek gerekiyor...
Bilmek yetmiyor! En zoru bildiklerini hazmedebilmek...
Ey! ! ! Olamayacak duamın öznesi...Sus! ! ! Biraz dinle beni... Ateşe ihtiyacı olmayan ışıklar şahidim olsun'ki gözlerini gördüğümdenberi! ! Benden götürdüklerin birdaha dönmedi geri şimdi Bilmeyeceksin...! Yüreğimin hep seninle attığını..adın...ı her andığımda heyacandan içimin kıpır kıpır olduğunu / Hayatıma her an anlam kattığını..gözlerimi kapattığımda seninle olduğumu..Bilmeyeceksin...! Sabahlara kadar fotoğraflarına bakıp seninle konuştuğumu..zaman zaman dayanamayıp anlatmaya kalkıştığımı...sonra korkup vazgeçtiğimi / Sana sırılsıklam aşık olduğumu..defalarca gecelerce seni sevdiğimi..çığlık çığlık haykırdığımı....BİLMEYECEKSİN..
Seviyorum denmez bizde,
sevilen kendini bilir.
BİLMELİSİN ki sevgiyi çabuk kaybediyorsun; pişmanlığın uzun günler sürüyor..
Bilmelisin ki...
Sevgiyi cabuk kaybediyorsun,
pismanligin uzun yillar suruyor.
bilmek, ucb denen hoca'nın tuzak sorularla doldurduğu sınav kağıdıdır. iç dünyanın giriftliğini faş eder, bu his. aynadaki aksin aksi gibi çoğalır.. 'ucb'u yendim diyen, kibrin zirvesine çıkmıştır bile...
yeni şeyler öğrenip bilgi genişledikçe, 'biliyorum' demek zorlaşır. artık bilginin nerede başlayıp nerede bittiği belli değildir. bazen de öylesine açıktır ki her şey.. sanki tüm varlık aynıdır, sanki tüm bilgi deryası bir katreden öte değildir...
BAZEN İNSAN DÜŞÜNÜR KAFASINDA TASARLAR NORMAL İNSAN BİLE AMA BUNA BİLİM ADAMLARI BİLE GÜLERLER SONRADAN O İNSANIN GÜŞÜNDÜKLERİ İÇAT EDİLİR
Bazı şeyleri bazıları bilir
Bazı şeyleri ise sadece bazıları bilir! ! !
Televizyondan alıntı
Bilmediğini kimden nereden olursa olsun öğreneceksin.öğrendiğini de nekes olmadan öğreteceksin.
Allah-u teala,
-Ben gizli bir hazineydim ve bilinmeyi istedim demiştir. akabinde mahlukatı ve alemleri yaratmıştır..
Bildiğim bir şey varsa,o da hiç bir şey bilmediğimdir.
bir de ‘yanılmak’ gibi bir olasılık vardır…
Bilmediğini bilmek, erdemdir.
Hiç bir şey bilmediğimi biliyorum.
keşkeeee.........
bildiklerim karşısında bile susabiliyorum...
Kendimizi bilmekle herkesi bilmek arasinda fark yoktur!