Evet, yıldızlar saçamam gökyüzüne Ama yıldızlara senin niyetine bakarım Haklısın Ay gibi doğamam belki geceye Ama o Ay'ı sana sabahlayarak uğurlarım...
Koparılan yaprağı dalına tutturamazsın O tek Tanrıya mahsus, sen kulsun yapamazsın Seveceksen beni tabiat gibi sev, sen benim dalımsın Dilerim beni dalımdan koparıpta sarartıp soldurmayasın...
Küçük bir erkek çocuğunun kara saçlarındaki hayat kadar belirsiz Ve küçük bir kız çocuğuna dair sinedeki umut kadar belki doluyum sanırım Biri içim biri gizim, ikisi de isimsiz, ikisi de kimsesiz, ikisi de kinsiz, ikisi de çaresiz...
Kolay değil ki, seninkine alışmaya çalışıyordum Şimdi kalbim de dinlemiyor, ne bir söz ne de dur Sen uzaktasın, ama o senin tercihindi, anlıyordum Lâkin kalbim göğsümün içinde, söküp atamıyorum Aslında, yaparım yapmaya da, bunca şiirinle pişirdim Ben O meleğe canımı kollarında ikram etmek istiyordum...
Her ayrılık kuruyan bir çiçektir Peki usta ben değil sen sor bu sefer gidenlere bir Kaç kuru çiçeği seyretmek bir canlı çiçeği koklamaktan keyiflidir?...
Ben gözlerinin sözlerine vurulmuştum Bilemezdim ki, şarkılar söylüyordu bakışların Ben senin gelişinin ihtimaline yaşıma yaşlar koymuştum Bilemezdim ki, bilemedim bana değil aşka kötürümmüş ayakların...
Ben gözlerinin sözlerine vurulmuştum Bilemezdim ki, şarkılar söylüyordu bakışların Ben senin gelişinin ihtimaline yaşıma yaşlar koymuştum Bilemezdim ki, bilemedim bana değil aşka kötürümmüş ayakların...
Böyle kaç sabah doğacak daha, günü bilinmeyen Kaç gece çökecek bana daha böyle uykuyu getirmeyen Velev ki uyudum, daha kaç rüya olacak seni göstermeyen Daha kaç sen olacak böyle giden, çekip giden ve dönmeyen...
Olan oldu, kalanlar kaldı geçmişte Ne yapalım, demek ki yazgımız böyle Kış kokulu gamlarım çok oldu ömrümde Geçmişime bakıp pek gülemiyorum amma Tanrım son bir ihsan hakkım hayatın eziyetine Bari ilkbahar gibi gülümseyerek ölmeyi nasip eyle...
Bir maceraydı şiirler Ve ben öksüz bir maceraperest Geçmişim, gitmişim has gerçeğimdi Babamsa harf harf ah, hakikatli öz hasret
Bir maceraydı şiirler Ve ben yorgun bir maceraperest Kazancım, kaybım alayına 'lan' giderimdi Elde kalan küfür küfür hiç, yanında da kır kasvet
Bir maceraydı şiirler Ve ben nisan yağmuru bir maceraperest Sen, aşk dilimin "ulan, her şeye değer be" zikriydi Değdi mi? Yok, sana kalmış, ister kabul et ister reddet O aşk dedikleri, sen, kalbe taş taş üstüne sur ören hasret...
Evet, yıldızlar saçamam gökyüzüne
Ama yıldızlara senin niyetine bakarım
Haklısın Ay gibi doğamam belki geceye
Ama o Ay'ı sana sabahlayarak uğurlarım...
Masalcı
Koparılan yaprağı dalına tutturamazsın
O tek Tanrıya mahsus, sen kulsun yapamazsın
Seveceksen beni tabiat gibi sev, sen benim dalımsın
Dilerim beni dalımdan koparıpta sarartıp soldurmayasın...
Masalcı
Küçük bir erkek çocuğunun kara saçlarındaki hayat kadar belirsiz
Ve küçük bir kız çocuğuna dair sinedeki umut kadar belki doluyum sanırım
Biri içim biri gizim, ikisi de isimsiz, ikisi de kimsesiz, ikisi de kinsiz, ikisi de çaresiz...
Masalcı
Sen anlarsın değil mi sussam?
Dilimi gece kuytusuna saklasam
Sen duyarsın konuşamadıklarımı
Duyarsın senle bile konuşmasam...
Masalcı
Gün batımı diye bir renk var ki, çok sevdiğim
Sen kadar, sonra sensizlik kadar alıştı gözlerim
Ve ben ki, söz, asla üstüne gün ışığı sürmeyeceğim...
Masalcı
Gözlerim nursuz, kutsuz, gözlerimin feri gün ışığına kırgın
Güneş asırlardır doğmaktan yıldı, batmaktansa ufuklarca bıkkın
Göz kapaklarımda Azrail'in ılık nefesi, ılığı cehennem sıcağına yakın
Gözlerim uyusun artık, ne kışın güneşinde ısınıyorum çoktandır ne yazın
Anla usta, anlasınlar gözlerim ömürlerdir ölümlere aralanmaktan yorgun argın...
Masalcı
Kolay değil ki, seninkine alışmaya çalışıyordum
Şimdi kalbim de dinlemiyor, ne bir söz ne de dur
Sen uzaktasın, ama o senin tercihindi, anlıyordum
Lâkin kalbim göğsümün içinde, söküp atamıyorum
Aslında, yaparım yapmaya da, bunca şiirinle pişirdim
Ben O meleğe canımı kollarında ikram etmek istiyordum...
Masalcı
Her ayrılık kuruyan bir çiçektir
Peki usta ben değil sen sor bu sefer gidenlere bir
Kaç kuru çiçeği seyretmek bir canlı çiçeği koklamaktan keyiflidir?...
Ben gözlerinin sözlerine vurulmuştum
Bilemezdim ki, şarkılar söylüyordu bakışların
Ben senin gelişinin ihtimaline yaşıma yaşlar koymuştum
Bilemezdim ki, bilemedim bana değil aşka kötürümmüş ayakların...
Masalcı
Ben gözlerinin sözlerine vurulmuştum
Bilemezdim ki, şarkılar söylüyordu bakışların
Ben senin gelişinin ihtimaline yaşıma yaşlar koymuştum
Bilemezdim ki, bilemedim bana değil aşka kötürümmüş ayakların...
Masalcı
varsın geçsin hayat, sen bana bir şarkı söyle
artık tüm umudum sende, anla...........
Üç denizin yalnızlığı...
Güzel anılar biriktirin...
Toplama bugün gökyüzü saçlarını
Hem kapalı gökyüzü kasvet değil mi?
Bırak özgürce serpiştireyim bulutlarımı
İstemem toplama bugün gökyüzü saçlarını
Hem kalbim ta ezelden esir düştü ya yetmez mi?
Bırak özgürce tel tel seveyim, hapsetme parmaklarımı...
S.Güler-12.4.2018
Böyle kaç sabah doğacak daha, günü bilinmeyen
Kaç gece çökecek bana daha böyle uykuyu getirmeyen
Velev ki uyudum, daha kaç rüya olacak seni göstermeyen
Daha kaç sen olacak böyle giden, çekip giden ve dönmeyen...
S.Güler-10.4.2018
Olan oldu, kalanlar kaldı geçmişte
Ne yapalım, demek ki yazgımız böyle
Kış kokulu gamlarım çok oldu ömrümde
Geçmişime bakıp pek gülemiyorum amma
Tanrım son bir ihsan hakkım hayatın eziyetine
Bari ilkbahar gibi gülümseyerek ölmeyi nasip eyle...
S.Güler-8.4.2018
Bir maceraydı şiirler
Ve ben öksüz bir maceraperest
Geçmişim, gitmişim has gerçeğimdi
Babamsa harf harf ah, hakikatli öz hasret
Bir maceraydı şiirler
Ve ben yorgun bir maceraperest
Kazancım, kaybım alayına 'lan' giderimdi
Elde kalan küfür küfür hiç, yanında da kır kasvet
Bir maceraydı şiirler
Ve ben nisan yağmuru bir maceraperest
Sen, aşk dilimin "ulan, her şeye değer be" zikriydi
Değdi mi? Yok, sana kalmış, ister kabul et ister reddet
O aşk dedikleri, sen, kalbe taş taş üstüne sur ören hasret...
S.Güler-6.4.2018