Gecikilmiş olsa da Ayasofya'nın ibadete açılmasına sevindim. Böylece 18 senedir sözü edilip siyasi rant aracı olarak kullanılan bu konu fiili olarak gerçekleşmiş oldu. Milletimizi geren, boş yere oyalayan lüzumsuz gündemlerin birinden kurtulmuş olduk. Bir ibadet yerinin müze olarak kullanılması hoş değildi. İster cami, ister ister kilise, isterse havra olsun mabetler Allah'ın adının yüceltildiği yerlerdir. Ve O Allah bütün evrensel dinlerin inandığı Allahtır. Dolayısyla Ayasofya bu amaç doğrultusunda kullanılmalıdır. Ayasofya'nın ibadete açılışını Müslümanlar "zafer " Hristiyanlar yas olarak algılamamalıdır. Batı dünyası da bunu bir yenilgi şeklinde düşünüp intikamcı bir hesaba asla girmemelidir. Olay , müzeye dönüştürülmüş bir mabedi yapılış amacına uygun olarak yeniden ibadete açmaktır. Gerisi boş laf, lüzumsuz gösteri ve showdur.
4.yy. da isodoros adlı mimarın yaptığı muhteşem bazilika.hepimizin bildiği gibi Fatih zamanında camiye çevrilmiş, 1934 yılında da Bakanlar Kurulu Kararıyla müzeye dönüştürülmüştür.Son yıllarda da burayı yeniden camiye çevirmek için STK ve kimi gruplarca çeşitli girişimlerde bulunulmuşsa da amacına ulaşamamıştır.Sürekli Vakıflar Tarihi Eserler ve Çevreye Hizmet Derneği bu konuda Başbakanlığa müracatta bulunmuş,sonuç alamamış,sonrasında Danıştay'a dava dilekçesi vermiş ve Danıştay davayı reddetmiştir.
ayasofya..... herkesin bu konu ile ilgili bildiği bir çok şey war elbette ama ben farklı bşy paylaşmak istiyorum (belki de bence farklıdır)
fatih sultan mehmet ayasofyaya ilk cuma namazı kılmak için gireceğinde hocası akşemseddin hazretlerine hocam bana bu gün burada namaz kıldırmak için öyle birini getirin ki daha bir vakit namazını kazaya bırakmış olmasın diyor hocası akşemseddin ferman hünkarımındır diyip huzundan ayrılıyor namaz vakti geldiği zaman yüce sultan soruyor hocam namaz için imam buldunuz mu akşemseddin üzgün hayır diyor bulamadık hem dergahta hem dergahın dışında araştırdık ama henüz bir vakit namazını kazaya koymayan hiç kimseyi bulamadık
o fatih sultan mehmet ayağa kalkıyor ve o zaman bir sırrımı daha açıklamanın zamanı geldi diyor ve imama olarak cemaatin önüne kendisi geçiyor
kısadan hisse ayasofyayı fetheden fatih sultan mehmet sıradan bir mehmet değildir ki sıradan bir fethedici olsun konu daha çok fatih sıltan mehmetle alakalı oldu ama benim aklıma ayasofya denince ilk bu geliyor...........
Osmanlı coğrafyasında Kilise iken camiye çevrilen mâbetlere verilen genel ad. Toplam 10 tane büyük ayasofya bulunmakla beraber en meşhuru ve en çok üzerinde spekilasyon yapılanı İstanbul Ayasofya Cami Trabzon Ayasofya Camiside aynı şekilde kiliseden camiye dönüştürülmüştür. Zamanının bir diğer büyük Ayasofyasıda Selanik Ayasofya camisidir fakat 1911 de selanikte çıkan büyük bir yangında harabeye dönmüştür. 1912 yılında Sultan Reşat tarafından tamir edilerek ibadete açılan Selanik Ayasofya Camisi Selanik'in yunanlılara geçmesinden sonra tekrar kiliseye çevrilmiştir..
Hagia Sofia adinda Turkiye’de uc kilise vardir. Bunlara literaturde istanbul ayasofyasi, Tabzon ayasofyasi ve iznik ayasofyasi denir. En eski, en buyuk, en gorkemli ve baskentte yer almasi sebebiyle en cok taninani istanbul ayasofyasi’dir. Trabzon ayasofyasi yer mozaikleri, freskleri ve usta ellerden cikma tas isciligi ile, iznik ayasofyasi ise isa freski ve konsil toplantilarinin yapildigi yer olmasi nedeniyle onem tasir.
Ayrica dünyanın en büyük hat yazıları bu müzede bulunur. 1848 yılında yaptırılan yaklasık 5.5 metre boyunda olan 4 levha, dışarı cıkartılmasın diye kapıdan büyük olacak sekilde içeri de yapılmıstır. Camii müzeye cevrildikten sonra sanat özelligi tasımadıgı için yerlerinden indirilir fakat kapılardan cıkartılamaz. Bir kenara yıgılırlar. 1949'da tekrar eski yerine asılırlar.
istanbul'da bizans devrinden kalan en ünlü kilisedir. 1453'te fatih sultan mehmed'in istanbul'u almasıyla camiye çevrilmiş, 1935'te müze oluncaya kadar bu amaçla kullanılmıştır. Büyük Kostantinos'un istanbul'u imparatorluk merkezi haline getrip kenti yeni baştan ele alması sırasında bugünkü ayasofya'nın yerinde bir kilise yaptırılmış, m.s.326 yıllarına rastlayan bu ilk yapıdan sonra m.s. 360'ta imparatorun oğlu konstantinos küçük geldiği veya bir depremde yıkıldığı için yapıyı yeni baştan daha büyük olarak ele aldırmıştır. Büyük kilise (megale ekklesia) adıyle anılan ve bazilikal bir plan gösterdiği sanılan yapı v. yüzyıldan sonra daha çok hagia sophia adıyle tanınmış ve bu ad sonuna kadar yaşamıştır.
404 tarihinde bir ayaklanma sırasında yanan kilisenin yerine theodosios ii. devrinde 415'te yapılan yenisinin bazı kısımları bugünde görülmektedir. bu yapının batı yüzünü süslediği anlaşılan sütunlu galeri ile narteks duvarlarını bir kısmı 1935 yılında yapılan kazılarla bugünkü ayasofya'nın batı avlusunda ortaya çıkmıştır.
532 yılında çıkan yangından Ayasofya kurtulamamış, ayaklanmadan sonra Justinianos'un çağında ikinci bir örneği olmayacak büyüklükte ve özellikte bir yapı istemesi üzerine, devrin iki önemli mimarından aydınlı anthemios ile miletoslu isidoros sorumluluğu yüklenmişler, yangınların etkileyemeyeceği her türlü malzemenin en zengin şekilde kullanılacağı bir kilisenin yapımına girişmişler 537 tarihinde tamamlanan yapı, büyük bir açılış töreninden sonra imparatorun 'ey süleyman seni geçtim' demesine sebep olacak kadar etkileyici olmuştu.
Zaman içerisinde birçok yangın ve deprem atlatan ayasofya, 29 mayıs 1453'te istanbul'un Türkler tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiş ilk cuma namazı burada kılınmıştı. Camiye çevrilmesi sırasında yapının ana çizgileri korunmuş, figürlü mozaiklere bile dokunulmamıştır. Bunlar ancak kanuni devrinde badanayla örtülmüştür. Güneydoğudaki büyük dayanak duvarların Fatih devrinde yapıldığı, ayrıca tuğla minarenin eklendiği kabul edilir. Sultan ikinci Bayezid devrindeyse kuzeybatıdaki ince minare, sultan ikinci Selim devrinde de Mimar Sinan tarafından batıdaki iki kalın minare eklenmiş ve yer yer dayanaklarla kuvvetlendirilmiştir. Mimar Sinan'ın yaptığı dayanaklar ve onarımlar yapının bugüne kadar ulaşabilmesini sağlamıştır.
Bu yapının çevresinde bizans devrinden kalan ek yapılar vaftizhane ve hazine dairesidir. Bu ek yapılardan vaftizhane Csmanlı devrinde Sultan Mustafa ve Ibrahim'in türbesi olmuş, Sultan ikinci Selim türbesi Mimar Sinan, Sultan üçüncü Murad türbesi de Davut Ağa tarafından yapılmıştır. Ayrıca sultan üçüncü Mehmed'in kendi türbesi, bir okul binası, sultan birinci Mahmud döneminden özellikler taşıyan bir şadırvan ve imaret yapının çevresinde yer alır.
Ayasofya, birçok özelliğiyle uzun yıllar birçok mimarı etkilemiş, çeşitli devirlerde gördüğü ek ve onarımlarla bugünkü şeklini almış bir yapıdır. Mimari ve süsleme zenginliğinin yanı sıra her devirde eklenen efsaneleriyle de büyük bir geçmişi içinde saklamaktadır.
Maalesef Ayasofya hakkında doğru bir bilgi bulamadım burada....532 de cami olduğunu yazandan tutun,Osmanlı izleri silindi diye yazana kadar....Lütfen buraya bir bilgi yazarken antoloji den yaralanmak isteyen insanlara doğru bilgi verecek şekilde yazınız...Ayasofyanın inşaatı 532 de başlamıştır.Ama henüz Peygamberimiz bile yokken nasıl cami olur burası..Mimarı Isodorostur...Eğer daha fazla bilgi edinmek isteyen varsa lütfen baş[email protected]
Yunan din adamlarının İstanbul ve Ayasofya ile ilgili niyetleri bir kez daha ortaya çıktı. Selanik Metropoliti Antimos, Ayasofya’yı istedi.
Selanik Metropoliti Antimos, Avrupa’daki tek camisiz başkent Atina’ya cami yapımı karşılığında Türkiye’nin Ayasofya Müzesi’ni kiliseye dönüştürerek ibadete açmasını istedi. Antimos, İslam ülkelerinden de Ankara’ya bu konuda baskı yapmalarını istedi.
YUNANİSTAN’ın Selanik kenti Metropoliti Antimos, Atina’da yapılması kararlaştırılan cami karşılığında İstanbul’daki Ayasofya Müzesi’nin kiliseye dönüştürülerek Ortodoks Hıristiyanlara tahsis edilmesini istedi.
Pazar ayininde yaptığı konuşmada, İslam ülkelerinin Atina’da cami yapılması konusundaki iyi niyetlerine inanmadığını söyleyen Antimos, İslam ülkelerinin bu konuda inandırıcı olmak için, Atina’da yapılacak cami karşılığında İstanbul’daki Ayasofya Müzesi’nin kiliseye dönüştürülmesi için Türkiye’ye baskı yapmalarını istedi.
Selanik Metropoliti Antimos şöyle konuştu:
’İslamcıların iyi niyetine inanmamızı mı istiyorsunuz? Öyleyse başta Suudi Arabistan olmak üzere tüm İslam ülkeleri, Türkiye’ye Poli’deki (İstanbul) büyük, kutsal ve tarihi mabet Ayasofya’yı tüm dünya Ortodokslarının ayin yapmaları için, Ortodoks Hıristiyan alemine vermesi için baskı yapmalıdırlar. Bunu yapın ki sizlere inanalım.’
Atina’ya cami yapımı için seçilmiş olan Peaina bölgesinde, yöre halkının ve Yunanistan Kilisesi’nin yer seçimine itirazları nedeniyle halen inşaata başlanamadı. Avrupa başkantlerinden sadece Atina’da cami bulunmuyor.
Yıllardır süren restorasyon çalışması yalanı ile duvarlarındaki Osmanlı motifleri kazılıp çıkartıldı. İstanbul'da, Ayasofya merkezli bir Ortodoks Vatikan'ı yaratma çabaları var. Gelişmelere dikkat!
Gecikilmiş olsa da Ayasofya'nın ibadete açılmasına sevindim. Böylece 18 senedir sözü edilip siyasi rant aracı olarak kullanılan bu konu fiili olarak gerçekleşmiş oldu. Milletimizi geren, boş yere oyalayan lüzumsuz gündemlerin birinden kurtulmuş olduk.
Bir ibadet yerinin müze olarak kullanılması hoş değildi. İster cami, ister ister kilise, isterse havra olsun mabetler Allah'ın adının yüceltildiği yerlerdir. Ve O Allah bütün evrensel dinlerin inandığı Allahtır. Dolayısyla Ayasofya bu amaç doğrultusunda kullanılmalıdır.
Ayasofya'nın ibadete açılışını Müslümanlar "zafer " Hristiyanlar yas olarak algılamamalıdır.
Batı dünyası da bunu bir yenilgi şeklinde düşünüp intikamcı bir hesaba asla girmemelidir.
Olay , müzeye dönüştürülmüş bir mabedi yapılış amacına uygun olarak yeniden ibadete açmaktır. Gerisi boş laf, lüzumsuz gösteri ve showdur.
''Fethin sembolü, manası, kalbgâhı Ayasofya'dır. Ayasofya kapalı kaldıkça kalbimiz çalışmıyor demektir. Sultan Fatih'in fetihten muradı; Ayasofya'yı camiye tahvil ederek, hilâli salibe galebe kılmaktır.'' Ahmet Haluk Dursun
.
...
.....
beyzade enderûnu halkalayan kapıların,
ve zarif mavi camiinin,
derin ayasofyanın,
kubbeleri, kilit taşları, revakları geçiyorken
gözlerimin önünden,
filika kılıklı bir teknede,
çağın mahyasına dizilmiş dört kandili düşünüyor
ve geleceğe bakıyordum…,
.....
...
.
Fetih ile en güzel dönüşümü yaşamıştır.
On beş asrın şahidi Ayasofya...
Kutsal bilgelik 'Yunanca'sı Hagia Sophia', İtalyanca'sı,Santa Sophia dır.
4.yy. da isodoros adlı mimarın yaptığı muhteşem bazilika.hepimizin bildiği gibi Fatih zamanında camiye çevrilmiş, 1934 yılında da Bakanlar Kurulu Kararıyla müzeye dönüştürülmüştür.Son yıllarda da burayı yeniden camiye çevirmek için STK ve kimi gruplarca çeşitli girişimlerde bulunulmuşsa da amacına ulaşamamıştır.Sürekli Vakıflar Tarihi Eserler ve Çevreye Hizmet Derneği bu konuda Başbakanlığa müracatta bulunmuş,sonuç alamamış,sonrasında Danıştay'a dava dilekçesi vermiş ve Danıştay davayı reddetmiştir.
ALLAH IN MESCİDLERİNDE O'NUN ADININ ANILMASINA ENGEL OLAN ve o mescitlerin yıkılmasına çalışandan daha zalim kim olabilir?
İşte onlar bu mescidlere ancak korkarak girmeleri gerekir.
Onlar için dünyada bir rezillik ve ahirette de büyük bir azap vardır.
Bakara-114
ayasofya..... herkesin bu konu ile ilgili bildiği bir çok şey war elbette ama ben farklı bşy paylaşmak istiyorum (belki de bence farklıdır)
fatih sultan mehmet ayasofyaya ilk cuma namazı kılmak için gireceğinde hocası akşemseddin hazretlerine
hocam bana bu gün burada namaz kıldırmak için öyle birini getirin ki daha bir vakit namazını kazaya bırakmış olmasın diyor
hocası akşemseddin ferman hünkarımındır diyip huzundan ayrılıyor namaz vakti geldiği zaman yüce sultan soruyor
hocam namaz için imam buldunuz mu akşemseddin üzgün hayır diyor bulamadık hem dergahta hem dergahın dışında araştırdık ama henüz bir vakit namazını kazaya koymayan hiç kimseyi bulamadık
o fatih sultan mehmet ayağa kalkıyor ve o zaman bir sırrımı daha açıklamanın zamanı geldi diyor ve imama olarak cemaatin önüne kendisi geçiyor
kısadan hisse ayasofyayı fetheden fatih sultan mehmet sıradan bir mehmet değildir ki sıradan bir fethedici olsun konu daha çok fatih sıltan mehmetle alakalı oldu ama benim aklıma ayasofya denince ilk bu geliyor...........
Osmanlı coğrafyasında Kilise iken camiye çevrilen mâbetlere verilen genel ad.
Toplam 10 tane büyük ayasofya bulunmakla beraber
en meşhuru ve en çok üzerinde spekilasyon yapılanı İstanbul Ayasofya Cami
Trabzon Ayasofya Camiside aynı şekilde kiliseden camiye dönüştürülmüştür.
Zamanının bir diğer büyük Ayasofyasıda Selanik Ayasofya camisidir fakat
1911 de selanikte çıkan büyük bir yangında harabeye dönmüştür.
1912 yılında Sultan Reşat tarafından tamir edilerek ibadete açılan
Selanik Ayasofya Camisi
Selanik'in yunanlılara geçmesinden sonra tekrar kiliseye çevrilmiştir..
Ulu mabed; Niye hicrana büründün böyle;
Fatih'in devrini bir nebzecik olsun söyle....
Bir toplumun kaderinin bağlandığı yer.
kutsal bir yeri çağrıştırıyor
bekle güzelim olur....puhahahahahaaa...
inanıyorum ki birgün tekrar cami olacak(inşallah) .
yekpare mermer küplü, kayan rampalı devşirme yapı.
Şu anki Ayasofyanın yapılış tarihi 532 -537 yılları arasıdır...
Hagia Sophia = Kutsal Bilgelik
Hagia Sofia adinda Turkiye’de uc kilise vardir. Bunlara literaturde istanbul ayasofyasi, Tabzon ayasofyasi ve iznik ayasofyasi denir. En eski, en buyuk, en gorkemli ve baskentte yer almasi sebebiyle en cok taninani istanbul ayasofyasi’dir. Trabzon ayasofyasi yer mozaikleri, freskleri ve usta ellerden cikma tas isciligi ile, iznik ayasofyasi ise isa freski ve konsil toplantilarinin yapildigi yer olmasi nedeniyle onem tasir.
Ayrica dünyanın en büyük hat yazıları bu müzede bulunur. 1848 yılında yaptırılan yaklasık 5.5 metre boyunda olan 4 levha, dışarı cıkartılmasın diye kapıdan büyük olacak sekilde içeri de yapılmıstır. Camii müzeye cevrildikten sonra sanat özelligi tasımadıgı için yerlerinden indirilir fakat kapılardan cıkartılamaz. Bir kenara yıgılırlar. 1949'da tekrar eski yerine asılırlar.
istanbul'da bizans devrinden kalan en ünlü kilisedir. 1453'te fatih sultan mehmed'in istanbul'u almasıyla camiye çevrilmiş, 1935'te müze oluncaya kadar bu amaçla kullanılmıştır. Büyük Kostantinos'un istanbul'u imparatorluk merkezi haline getrip kenti yeni baştan ele alması sırasında bugünkü ayasofya'nın yerinde bir kilise yaptırılmış, m.s.326 yıllarına rastlayan bu ilk yapıdan sonra m.s. 360'ta imparatorun oğlu konstantinos küçük geldiği veya bir depremde yıkıldığı için yapıyı yeni baştan daha büyük olarak ele aldırmıştır. Büyük kilise (megale ekklesia) adıyle anılan ve bazilikal bir plan gösterdiği sanılan yapı v. yüzyıldan sonra daha çok hagia sophia adıyle tanınmış ve bu ad sonuna kadar yaşamıştır.
404 tarihinde bir ayaklanma sırasında yanan kilisenin yerine theodosios ii. devrinde 415'te yapılan yenisinin bazı kısımları bugünde görülmektedir. bu yapının batı yüzünü süslediği anlaşılan sütunlu galeri ile narteks duvarlarını bir kısmı 1935 yılında yapılan kazılarla bugünkü ayasofya'nın batı avlusunda ortaya çıkmıştır.
532 yılında çıkan yangından Ayasofya kurtulamamış, ayaklanmadan sonra Justinianos'un çağında ikinci bir örneği olmayacak büyüklükte ve özellikte bir yapı istemesi üzerine, devrin iki önemli mimarından aydınlı anthemios ile miletoslu isidoros sorumluluğu yüklenmişler, yangınların etkileyemeyeceği her türlü malzemenin en zengin şekilde kullanılacağı bir kilisenin yapımına girişmişler 537 tarihinde tamamlanan yapı, büyük bir açılış töreninden sonra imparatorun 'ey süleyman seni geçtim' demesine sebep olacak kadar etkileyici olmuştu.
Zaman içerisinde birçok yangın ve deprem atlatan ayasofya, 29 mayıs 1453'te istanbul'un Türkler tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiş ilk cuma namazı burada kılınmıştı. Camiye çevrilmesi sırasında yapının ana çizgileri korunmuş, figürlü mozaiklere bile dokunulmamıştır. Bunlar ancak kanuni devrinde badanayla örtülmüştür. Güneydoğudaki büyük dayanak duvarların Fatih devrinde yapıldığı, ayrıca tuğla minarenin eklendiği kabul edilir. Sultan ikinci Bayezid devrindeyse kuzeybatıdaki ince minare, sultan ikinci Selim devrinde de Mimar Sinan tarafından batıdaki iki kalın minare eklenmiş ve yer yer dayanaklarla kuvvetlendirilmiştir. Mimar Sinan'ın yaptığı dayanaklar ve onarımlar yapının bugüne kadar ulaşabilmesini sağlamıştır.
Bu yapının çevresinde bizans devrinden kalan ek yapılar vaftizhane ve hazine dairesidir. Bu ek yapılardan vaftizhane Csmanlı devrinde Sultan Mustafa ve Ibrahim'in türbesi olmuş, Sultan ikinci Selim türbesi Mimar Sinan, Sultan üçüncü Murad türbesi de Davut Ağa tarafından yapılmıştır. Ayrıca sultan üçüncü Mehmed'in kendi türbesi, bir okul binası, sultan birinci Mahmud döneminden özellikler taşıyan bir şadırvan ve imaret yapının çevresinde yer alır.
Ayasofya, birçok özelliğiyle uzun yıllar birçok mimarı etkilemiş, çeşitli devirlerde gördüğü ek ve onarımlarla bugünkü şeklini almış bir yapıdır. Mimari ve süsleme zenginliğinin yanı sıra her devirde eklenen efsaneleriyle de büyük bir geçmişi içinde saklamaktadır.
Maalesef Ayasofya hakkında doğru bir bilgi bulamadım burada....532 de cami olduğunu yazandan tutun,Osmanlı izleri silindi diye yazana kadar....Lütfen buraya bir bilgi yazarken antoloji den yaralanmak isteyen insanlara doğru bilgi verecek şekilde yazınız...Ayasofyanın inşaatı 532 de başlamıştır.Ama henüz Peygamberimiz bile yokken nasıl cami olur burası..Mimarı Isodorostur...Eğer daha fazla bilgi edinmek isteyen varsa lütfen baş[email protected]
(26.07.2004 hurriyetim.com.tr'den bir haber)
Atina’da camiye karşılık Ayasofya ibadete açılsın
Yunan din adamlarının İstanbul ve Ayasofya ile ilgili niyetleri bir kez daha ortaya çıktı. Selanik Metropoliti Antimos, Ayasofya’yı istedi.
Selanik Metropoliti Antimos, Avrupa’daki tek camisiz başkent Atina’ya cami yapımı karşılığında Türkiye’nin Ayasofya Müzesi’ni kiliseye dönüştürerek ibadete açmasını istedi. Antimos, İslam ülkelerinden de Ankara’ya bu konuda baskı yapmalarını istedi.
YUNANİSTAN’ın Selanik kenti Metropoliti Antimos, Atina’da yapılması kararlaştırılan cami karşılığında İstanbul’daki Ayasofya Müzesi’nin kiliseye dönüştürülerek Ortodoks Hıristiyanlara tahsis edilmesini istedi.
Pazar ayininde yaptığı konuşmada, İslam ülkelerinin Atina’da cami yapılması konusundaki iyi niyetlerine inanmadığını söyleyen Antimos, İslam ülkelerinin bu konuda inandırıcı olmak için, Atina’da yapılacak cami karşılığında İstanbul’daki Ayasofya Müzesi’nin kiliseye dönüştürülmesi için Türkiye’ye baskı yapmalarını istedi.
Selanik Metropoliti Antimos şöyle konuştu:
’İslamcıların iyi niyetine inanmamızı mı istiyorsunuz? Öyleyse başta Suudi Arabistan olmak üzere tüm İslam ülkeleri, Türkiye’ye Poli’deki (İstanbul) büyük, kutsal ve tarihi mabet Ayasofya’yı tüm dünya Ortodokslarının ayin yapmaları için, Ortodoks Hıristiyan alemine vermesi için baskı yapmalıdırlar. Bunu yapın ki sizlere inanalım.’
Atina’ya cami yapımı için seçilmiş olan Peaina bölgesinde, yöre halkının ve Yunanistan Kilisesi’nin yer seçimine itirazları nedeniyle halen inşaata başlanamadı. Avrupa başkantlerinden sadece Atina’da cami bulunmuyor.
Yıllardır süren restorasyon çalışması yalanı ile duvarlarındaki Osmanlı motifleri kazılıp çıkartıldı. İstanbul'da, Ayasofya merkezli bir Ortodoks Vatikan'ı yaratma çabaları var. Gelişmelere dikkat!