Ateistler hakkında en güzel cevabı yine eski bir ateist olan ve hayatının hatasından ilah-i rahmet ile sıyrılan rahmetli üstad Necip Fazıl diyor ki; 'Sonum yokluk ise bu varlık niye? '
. İmam-ı Azam daha küçük bir çocukken bile çok akıllı, zeki ve bilgili imiş. küçük bir bilginmiş anlayacağınız. Onun yaşadığı Bağdat şehrine bir inançsız adam gelmiş. Adam çok kendine güvenen biriymiş... Kim bana ALLAH’ın varlığını ispat edebilir demiş... o zaman İmam-ı Azam’ı göstermişler. - Bizim bu küçük bilginimiz bile sana ALLAH’ın varlığını ispatlayabilir, demişler... İnançsız adam küçümseyen bakışlarıyla şöyle bir süzmüş bilgini ve demiş ki; - Hadi bakalım ispatlasında görelim Büyük bir meraklı kitlesi toplanmış. İnançsız adam kurulan yüksek bir kürsüye çıkıp oturmuş. Herkese tepeden bakıp kasılıyor, bilginlik taslıyormuş. bu sırada İmam-ı Azam, demiş ki: Benim kitaplarım evde kaldı. Gidip onları getireyim önce. - Peki demişler. İmam-ı Azam gitmiş gelmemiş yitmiş bulunmamış. Herkesin sabrı tükenmiş. Biraz da pişman olmuşlar. Keşke başkasını çıkarsaydık bu adamın karşısına gibilerden...İnançsız adam, kasım kasım kasılıyor ve nerede kaldı şu küçük bilgininiz diye büsbütün canlarını sıkıyormuş... Ama herkes bu işin içinde bir anormallik olduğunu da sezmekteymiş. Çünkü İmam-ı Azam dosdoğru bir insandır. Yalan söylemez sözünde durur. Gelmeyecekse mutlaka söyler, ya da haber gönderir... Böylece bir hayli zaman geçtikten sonra çıkıp gelmiş küçük bilgin. Tabii kalabalıkta bir uğultu ve rahatlama... inançsız adamda ise biraz daha kendine güven belirmiş. sormuş İmam-ı Azam’ a: “ Nerede kaldın? yoksa ALLAH’ın varlığını ispatlayamayacağından mı korktun “ diye. İmam-ı Azam gayet rahat ve soğuk kanlılıkla cevap vermiş: Hayır, böyle bir korkum yok. Çünkü ALLAH’ın varlığını ispatlamak çok kolay bir konudur. Ancak benim gecikmemin bir sebebi vardır. Benim evim karşı kıyıdadır. Biliyorsunuz, Bağdat’ın ortasından kocaman bir ırmak akar. Karşıya geçtikten sonra büyük bir sel ve fırtına çıktı... Tekrar dönmek için ne bir sandal ne bir köprü kaldı.. Peki şimdi nasıl geçip geldin? ... İşte bende onu anlatacağım. Geldim kıyıya. birde baktım ki, kocaman kocaman taşlar kıyıdan yuvarlanıp atlıyor ırmağın içine. yeni gelen taşta ötekinin üstüne, derken köprü ayakları meydana geldi. bu arada havada kendi kendine uçan uzun tahtalar bu ayakların üzerine örtüldü. arkasından yine çiviler yine havadan uçuşarak kurşun gibi saplanıp tahtaları ayaklara tutturdular. O sırada kıyıda ki toprakta ayağımın altından kayarak bu tahtaların üstüne kapattı. Büyük ve rahat bir yol gibi, kocaman bir köprü meydana geldi. Bende üzerinden yürüyüp geçtim ve geldim. Herkes şaşkınlık ve üzüntüyle bu sözleri dinlerken inançsız adamın keyfi büsbütün artmış ve demiş ki: - yahu karşıma küçük bir bilgin diye akılsız bir çocuk mu çıkardınız? Bir yığın saçma ile uğraşacak vaktim yok benim... İmam-ı Azam, adama bakmış ve tane tane şöyle konuşmuş: Neresi saçma bu anlattıklarımın? .. Neresi saçma değil ki? .. Koskoca bir köprünün kendi kendine oluştuğunu anlatıp duruyorsun. Hiç yapan, çalışan olmadan köprü oluşur mu? İmam-ı Azam’ın gözleri sevinçle parlamış inançsız adamı susturan şu cevabıyla, dinleyenlerde derin bir nefes almışlar:
Peki bir köprü mü daha sanatlı ve büyüktür, yoksa dünya mı? Elbette dünya çok daha büyük ve sanatlıdır. Öyle ise dünyaya göre çok daha küçük ve sanatsız olan bir köprünün kendi kendine olamayacağını söylüyorsun da, bu muhteşem dünyanın nasıl kendi kendine oluştuğunu söyleyebiliyorsun? Köprüyü bir yapan vardır, ustasız olmaz diyorsun, doğru... Evet ama, bu dünyayı yaratan, yapan olmalı değil midir?
İnançsız adamın bütün keyfi kaçmış bir anda. Kızarıp bozarmış, yutkunmuş bir süre. gülmeye çalışmış ama, bu gülüş çok acı bir gülüş olmuş. Çaresizlik ve perişaniyet içinde: Peki demiş, kabul ediyorum ki, bu dünya kendi kendine olmamıştır. Onunda yaratıcısı vardır. İşte o yaratıcı ALLAH’tır demiş İmam-ı Azam.
ALLAH’I NİÇİN GÖREMİYORUZ? Ama inançsız adamın bütün kozları bitmemiş. Öyle ise bir soru soracağım demiş. Tam olarak ALLAH ‘a inanmam için, bunada cevap vermelisin. İmam-ı Azam, gayet rahat ve korkusuz bir tavırla, sor demiş. İnançsız adam biraz morali bozuk bir şekilde şu soruyu sormuş. Peki ALLAH varsa O’nu niçin göremiyoruz.? İmam-ı Azam soruyu pek kolay bulmuşçasına tebessüm etmiş. “ Önce demiş bize biraz süt versinler de sohbetimiz biraz daha tatlansın”. inançsız adam dudaklarını kemirerek iyi olurya demiş, hem içer hem konuşuruz. Sütler gelmiş. O zaman sütü tatlandırmak için içine pekmez katılırmış. Tabii şimdiki şekerler yok henüz. Adam sütünü tatlandırıp içmeye başlamış. Fakat İmam-ı Azam adama bir kaşık daha pekmez sunmuş, buyurun sütünüzü tatlandırın... Adam sağ ol demiş, ben pekmezi karıştırdım, sütüm pekmezlidir. Sen benim soruma cevap ver şimdi. İmam-ı Azam önce sütün pekmezini, bugünkü tabiriyle şekerini halledelim demiş. Adam biraz daha kızgın söylenmiş: Benimkisinin pekmezi vardır dedim ya... İmam-ı Azam: İnanmam, demiş. Adam büsbütün kızgın: Niçin inanmıyorsun deyince de şu cevabı vermiş: Ben görmediğim şeye inanmam. süte karıştırdığın pekmezi gösterirsen inanırım... Adam, çattık belaya der gibi başını iki yana sallayıp bağırmış: Süte karıştırılmış pekmez görünür mü? Onu gözüne gösteremem ama, ama içersen tadını dilin anlar. Çok merak ediyorsan gözünle değil ama, dilinle sütün tatlandığını görebilirsin. Hem bununla da niye uğraşıyoruz? Sen bana sorumun cevabını söyle bakalım... İmam-ı Azam tatlı tatlı tebessüm ederek demiş ki: Bana fırsat vermediniz ki.. sorunuzun cevabını kendiniz verdiniz. Nasıl yani? Nasılı var mı? sütün içine karıştırılmış pekmezi nasıl görülmezse ALLAH vardır ve bu gözümüzle görünmez. İçtiğimiz sütün yağını da gösteremezsiniz. Ama süt çok güzel ve yağlıdır. Onu da gözümüzle değil dilimizle tadınca anlarız. Demek ki bu dünyada ki pek çok şeyi de biz gözümüzle göremiyoruz. Ancak onları meydana getirdikleri tesirlerden ve eserlerden anlıyoruz. Yada bir başka duyu organımızla varlıklarını anlıyoruz. Siz sütün yağını ve şekerini bile göremediğiniz halde ALLAH’ı görmek istiyorsunuz. halbuki bu gözümüz dünyadaki her şeyi de göremeyen sınırlı bir gözdür. Aynen bunun gibi, bizde ALLAH’I gözümüzle bu dünyada göremiyoruz ama, O’nun yarattıklarını, eserlerini görüyoruz. Meydana getirdiği tesirleri anlıyoruz. Ama kafa gözümüzle değil, akıl gözümüzle oluyor bu iş... İnançsız adam, biraz daha bozulmuş vaziyette şaşkın ve üzgün ne yapacağını bilemez bir halde düşünmeye başlamış... Peki demiş. Son bir soru daha.. Eğer buna da cevap verirsen, bende ALLAH’a inanıp Müslüman olacağım... İmam-ı Azam hedefe yaklaşmanın verdiği tatlı bir sevinçle “ sor” demiş.. adam son bir hamle çabasıyla doğrulmuş ve demiş ki: Peki kabul ediyorum ki ALLAH vardır. O’nun görünmediğini de anladım. Öyle ise bu gözümüzle görmediğimiz ve varlığına aklımızla inandığımız ALLAH şimdi yapıyor? Bu sorunuz da çok kolay demiş İmam-ı Azam... Ama cevabı sizin oturduğunuz kürsüden vermek isterim. iner misiniz aşağıya... Adam çok şaşkın bir vaziyette kalkmış oturduğu yüksek kürsüden ve inmiş aşağıya. İmam-ı Azam çıkmış ve kurulmuş adamın boşalttığı kürsüye. Şöyle bir etrafı ve kendisine şaşkın şaşkın bakan adamı süzdükten sonra demiş ki: ALLAH, şimdi senin gibi inançsız bir adamı bu kürsüden aşağı indirdi ve yerinede benim gibi imanlı bir çocuğu oturttu. Neticede adam Müslüman olmak zorunda kalmış.
hint fakirleri duvarın dibine oturup sabahtan akşama kadar dua eden... ibadet eden kafayı sıyırmış....)) zeki insanlar... akıllarınca kendilere kazanacaklar.. piyongo çıkacak bu arkadaşlara...)))
ateist herşeyi akılla mantıkla ilimle teknikle açıklamaya çalışan, günümüz uygarlığının kurulmasını sağlayan gerçekçi uygar medeni düşünce tarzı.. düşünen insan.. korkulardan safsatalardan hayal alemlerinden uzak, hiçbir zaman hint fakirleri gibi dua ederek ilerlemenin gelişmenin olmayacağına inanan, medeniyete uygarlığa inanan..... gerçek inançlı insan..... ..hint fakiri olmayan.....))))
Aslında âyetlerde çelişki olmadığını ateist kılığına giren misyonerler de pek iyi biliyorlar. Maksatları, çamur at izi kalır düşüncesiyle müslümanların zihinlerini karıştırmaya çalışıyorlar. Fen bilgisini iyi bilen, müslüman bunların tuzağına düşmez.
İmam-ı a’zam hazretlerine bir ateist, bir mutezile, bir de cebriyeci üç kimse gelir. Ateist sorar: (Allah varsa, var olan görülür. Varsa ispat et.)
Akılcı olan mutezile sorar: (Cehennemde ateş var. Şeytan ateşten yaratılmıştır. Şeytana ceza vermek mümkün mü?)
Cebriyeci de sorar: (Sen irade-i cüziyye var diyorsun. Her şeyin hâlıkı Allah iken insan ne yapabilir ki?)
İmam-ı a’zam hazretleri, yerden 3 avuç nemli toprağı top gibi yapıp, her topu birine atar.
Üçü de, durumu kadıya şikâyet eder. Kadı niye çamur topu attığını sorar.
İmam-ı a’zam hazretleri der ki: Bunlar bana soru sordu ben de cevap verdim. Ateist, Allah varsa, var olan şeyin görünmesi gerekir demişti. Toprak başımı acıttı dedi, madem ağrı var, ağrıyı göstermesi lazımdır. Ağrıyı bile göremeyen Allah’ı nasıl görebilir ki? Ateist akılsızdır, aklı varsa göstermesi gerekir. Ruh da akıl gibi görünmez, ama yaptıklarından anlaşılır. Kâinatın var olması da onun bir yaratıcısının olması gerektiğini gösterir.
Mutezile olan ise, topraktan yaratılmış olduğu halde, çamur toptan etkilendi. Toprak topraktan etkilendiğine göre ateş de ateşten etkilenir. Demir testeresi demiri kestiği gibi, ateş de ateşi yakar.
Cebriyeci ise, (Allah her işi zorla yaptırır) diyordu. O zaman o toprağı Allah attı, bu beni niye şikayet ediyor? Kendi kendini yalanlamış oluyor.
Kemal ATATÜRK'ten Einstein e kadar, Darwinden Newtona kadar dünyanın tüm dahilerinin devlet adamlarının ve önde gelenlerin yorumladığı.. hakkında görüşlerini belirttiği,..insanlığı bu kadar savaşlara katliamlara karanlıklara toplumsal krizleri götüren inançları hakkında görüş belirtmelerine, tarihsel hatalara ve gelecekte olması gerekenlere bilimsel ışık dolu kendilerine ait çözüm yollarına bir cevap gelir bizlere....))) .. madem yok..neden ilgileniyorsunuz...yoksa eğer neden kafa yoruyor nefret ediyorsunuz......)))
açık net kesin kanıtlı konuşuyorum Türklerin kişiliğine çook uyan din arapların dinidir...! ! ! ? ? (anlayana) talas savaşından sonra açık teslimiyet, araplaşmak, kültürsüzleşmek, sonun başlangıcıdır.. bugün bu yazıları yazıyorsak, sarışın dev adam sayesinde.. belki gereksiz bir uzatmaları oynatıyor bize mavi gözlü dev adam... .. ve bir cevap gelir.. ortadoğnun çirkin iğrenç çıkarcı laf ebesi psikopat hastalıklı bir cevap.. herşeyi kanıtlayan o..pu tavırlı ve mantıklı bir cevap.... birden demireli hatırladım...
a-teist olumsuz bile olSA tanrı ile ilgilenen kişilerdir...yani olumsuz bile olsa bütün ömürleri boyunca yok yok diye ilgilenir dururlar...bu a'ya nefret karışmıştır...(onların deyimiyle) 'olmayan bi varlığa' karşı hiç bu kadar nefret duymadım ... ...
eski ahit yazıtlarının modernize olmuş haline yani yahudilik hristiyan ve arapların dinie inanmayan... reddeden kişi..... eski ahit yazıtları aslında oldukça eski ve mantıksız akılla çelişen düşünceler ortaya koyar daha sonraları dünyayı saran budizm şintoizm gibi inançlar daha akılcı ve biraz daha makul kabul edilmiş hatta batıda dahi tutulmuştur..ama asıl olan insanın sadece bir madde olduğu, hiçten geldiği ve hiçe döneceğidir...
hiç düşündünüzmü...? ? ne terbiyesizlik...! ! ! hiçten meydana gelen bir canlının sonsuza kadar varolabilmek için yaptıkları, ayak oyunları, yalamalıkları, akıl mantık vicdan bilim teknik dışı olgulara, saçmalıkları güyaaa...! ! inanışı...? ? ? .. herşey o küçük minik aklınca sonsuza kadar rahat edebilmek için... ayılmalar.. bayılmalar... inanmalar.. yalamalar....... ... kendilerine sonsuz hayat vaad edenlerin zırvalarına güya inanmaya çalşmaları.. zorla inanmaya çalışıp, kendi kendilerini kandırmaları..... hayal alemlerinde safsatalarda dolaşmalar.......
komik.... ne kadar komik....
aynı inançlı bayanlara soracan....... eşin üstüne 4 adet karı daha getiriyor.. ne dersin....? ? ? .. ne diyosun sen be.. saçmalama.. o başka bu başka... o kadarda uzun boylu değil... hem islam modernize oldu... o devirler öyleydi..... ne diyosun sen be.....
bir zamanlar talandan ve kalpazanlıktan % 80 pay alanlar, ele geçirdikleri insanların ırzına geçme ve katletme hakkına sahip olanlar, dahada güzeli kendilerine sonsuz hayat vaad edilenler, bu ateistleri aşşağılayınız.. baskı yapınız...
saygısızlık .. sonsuzdan beri varmı idinki, sonsuza kadar var olmak istiyorsun haddini bilmezlik .. ezelden beri yaşıyormuydunki, sonsuza kadar yaşama hakkını kendinde görüyorsun..... çıkarcılık, adilik .. yoktan geldin... tekrar yok olacaksın.. madde idin sonra tekrar maddeye dönüşeceksin.. .. sen ne terbiyesiz, haddini bilmez küstah çıkarcı, vicdansız yalama, uşak köle, aşşağılık bir canlısınki.. sonsuza kadar varolma, sonsuz hayat yaşama planları yaparsın.. bu yolda her vaad edilene sarılır yapışır yalanırsın inanırsın.... hadiini bilmez terbiyesizler
islam dininde erkeğin dört kadın ve daha fazlasını alma hakkı ve son söz sahipliği daha doğrusu bu konuda çook ağırlığı var.... güyaa dini savunan bayanlara 4 adet kadınla kocanı paylaşırmısın, yüce allah erkeği bu hakkı vermiş...diye sorsan.. ne derler acaba......hoop ağır ol bakalım o başka bu başka.. o kadar uzun boylu değil.... efendim islam modernize oldu..... (sanki F-16 savaş uçağı veya abrams tanık...modernizede oluyor) ... .... 4 veya daha fazla kadınla kocanı paylaşırmısın.. yüce allah bu konuda erkeğe hak vermiş........ ... hooop ağır ol bakalım.. o başka.. bu başka.. o kadar uzun boylu değil......))
insanın ruhunu inkar etmesi bence..bunun sonucunda da isyan ve bunalımın tam ortasında durumunu ateistlik olarak yorumlama yanılgısına düşülmekte..ateistlik diye birşey olamaz eğer biraz cesaret edilip düşünülürse..
bakınız fancy, o güzel şarkısnıda ne demiş... lady of ıce......yani diyorki; ey iman edenler, bilesinizki allah sizleri yaratan doyuran yediren içirendir.. bu kadar malı mülkü, yeyip, suyunu içip, dilinizi içine sokup, dilinizle tadını alıp, yalayıp yuttuktan sonra ona karşı gelmeyiniz.... .... yine eskilerden, çok eskilerden boler, ı wish diyor....... ve şu anda dinliyorum......
... güzel havalarda herkes ateist olur.. hele bir düşmeye gör... bak o zaman nasıl allaha yalvarır yakarırsın.. gece gündüz namaz kılar allaha dua edersinki bi nasip bi kısmet çıksın... kaldık evlerde böyle.. dersin... evliyalara hacılara hocalara üfürükçülere gidirsin.. allahım kurtar beni yalnızlıktan yanıyorum ulan.. canım neler neler istiyor.. dersin... eee biraz abarttık galiba....ehe...)))
bunları bir belaya düşmeye göresin..yalvar yakar evliyaya dönerler..)) .. hava güzelken herkes atiest olur, sırf milleten dikatini çekmek için, kızlara basmak için.. yani hava basmak için atestim diye geçinirler.. oysakim öylemi.. nayır... bir belaya düşmeye gör... evliya olurlar animallah...
ateistler şehvet hastası..? ? ? tarihte kimin 50-60 adet karısı zevcesi vardı acaba....(resmiyette bu kadar..aslında bini bulur) .. bi dul karıya devam etmektense 9 yaşındakinden.. üvey oğlunun karısına kadar
biliyormusunuz...? ? sizi hiç sevmiyorum artık... artık ben dine döndüm, namaz kılıyor raket oynuyorum, sizi ilk görüşte hoşlanmamıştım zaten sizden ben siz kim oluyorsunuzda kurban olduğum dul karıların ilacı derdine devası allahı reddediyorsunuz haaa.....
biliyormusunuz....? ? sizi sevmiyorum artık...))))
bu adamlar, yemek için içki içmek için damardan çekmek için, seks yapabilmek için (yeeeesss evet wonderfull oohhhh) yanu böyle sesler çıkarmak için yaşayan hayvanlar.,.. sizden nefret ediyorum... biliyormusunuz.. sizi hiç sevmiyorum... sizlere hiç ısınamamıştım zaten.. anlamıştım ilk görüşte.. yeeesss.....
Bir insanın (!) inançsız olmakla eline ne geçebilir ne elde edebilir? Bu zihniyette olanlar tek huzur avuntusu şehvetizimdir. Ne güzel söylemiş İmam-ı Gazali hazretleri; 'Yemek (ve şehvet) için yaşayan tek mahluk HAYVANDIR (.) '
bir zamanlar roxslane diye birisi vardı antolojide şevki şahini bakın nasıl anlatmış...'ahh efendim şevki beyi nasıl tanımak isterdim anlatamam. o konuşma tarzı o el yüz mimikleri çok ilginç.. inceleyip araştırmak isterdim.. çook enteresan.. wonderfull,.. ıt's shame....'.... roxslane sarı saçlı mavi gözlüdür başı kapalıdır ama amerikannın zencilerinin uzunluğunu..! ! ? bile bilir.. her yerde her ayağa uyar.. her kaba uyum sağlar.. herkese yaranabilir.. hatta hitlercilere bile.. şeytanla yanyana getirsen... sohbet eder.. başarılarının sırrınını sorar.. şeytana hak veriri.... kendisi islamcı geçinir ama adı tam bir hristiyan adı olan roxslanedir... bu şahsı şevki yılmaz la aynı odaya koyacan.. şevki halledecek.. gerekeni yapacak.... o zaman roxslane bakın ne diyor...'ahhh.. imdaat.. kurtarın beni bu iğrenç kıllı sakallıdan.. heeey uygar dünyaaa. batılılar.. amerikaaa. kurtarın beni islamcı iğrenç adamdan.. beni halledecekk.. imdaaattt...'......
allah sizi inandırsın, yalanım varsa ateist olayım bak,..camilerde namaz kılanlara bakın, en önlerde ateistler duruyor, nede..? ..sevabımız büyük yazılsın icabında öbür tarafta rahat edelim, yerimizi iyi olsun diye... yalanım varsa etom gibi kepçe kulaklı bastı bacaklı bi adam olayım bak.. bu ateistler sonrada dışarıda millete hava basarlar cık cık cık,.. allah sizi etom gibi yapsın... çift damperli tırların altında kalasınız inşalaahh...
ha ha ha.. bu adamlar kendilerini kandırıyorlar... oysaki ilk başta kendileri inanıyorlar.. sonrada sırf hava olsun diye.. etrafa ve kızlara, tatlı şeker gibi kızlara hava basalım diye.. efendim ben ateistim falan diye ötüyorlar. geyikler... yermi anadolu cocuğu.... natocahrojavon
kurallara uymayan, kuralsız yaşayan, icabında taş çalan, düştüm diyerek kendilerinden sayı düşmeyen, bilimum her türden hile hurda yapan ve çamura yatan yatık tipler...... aziz allah.. çok şükür yarabbim hakan şükür torinolu şaban
ben şahsen allha ve peygamberi hz.isa ya inanmayan insanlardan çok korkarım allahsizi inandırsınki bak.. sonracıma birde yalandan korkmam yılandan korkduğum kadar veya öyle bişeydi. sahi neydi ya... sizde biraz gayret edin cocuklar
Ateistler hakkında en güzel cevabı yine eski bir ateist olan ve hayatının hatasından ilah-i rahmet ile sıyrılan rahmetli üstad Necip Fazıl diyor ki;
'Sonum yokluk ise bu varlık niye? '
hala var mı?
* İMAM-I AZAM (r.a.) VE ateist bir zavallı
. İmam-ı Azam daha küçük bir çocukken bile çok akıllı, zeki ve bilgili imiş. küçük bir bilginmiş anlayacağınız. Onun yaşadığı Bağdat şehrine bir inançsız adam gelmiş. Adam çok kendine güvenen biriymiş... Kim bana ALLAH’ın varlığını ispat edebilir demiş... o zaman İmam-ı Azam’ı göstermişler.
- Bizim bu küçük bilginimiz bile sana ALLAH’ın varlığını ispatlayabilir, demişler...
İnançsız adam küçümseyen bakışlarıyla şöyle bir süzmüş bilgini ve demiş ki;
- Hadi bakalım ispatlasında görelim
Büyük bir meraklı kitlesi toplanmış. İnançsız adam kurulan yüksek bir kürsüye çıkıp oturmuş. Herkese tepeden bakıp kasılıyor, bilginlik taslıyormuş. bu sırada İmam-ı Azam, demiş ki: Benim kitaplarım evde kaldı. Gidip onları getireyim önce.
- Peki demişler.
İmam-ı Azam gitmiş gelmemiş yitmiş bulunmamış. Herkesin sabrı tükenmiş. Biraz da pişman olmuşlar. Keşke başkasını çıkarsaydık bu adamın karşısına gibilerden...İnançsız adam, kasım kasım kasılıyor ve nerede kaldı şu küçük bilgininiz diye büsbütün canlarını sıkıyormuş... Ama herkes bu işin içinde bir anormallik olduğunu da sezmekteymiş. Çünkü İmam-ı Azam dosdoğru bir insandır. Yalan söylemez sözünde durur. Gelmeyecekse mutlaka söyler, ya da haber gönderir...
Böylece bir hayli zaman geçtikten sonra çıkıp gelmiş küçük bilgin. Tabii kalabalıkta bir uğultu ve rahatlama... inançsız adamda ise biraz daha kendine güven belirmiş. sormuş İmam-ı Azam’ a: “ Nerede kaldın? yoksa ALLAH’ın varlığını ispatlayamayacağından mı korktun “ diye.
İmam-ı Azam gayet rahat ve soğuk kanlılıkla cevap vermiş:
Hayır, böyle bir korkum yok. Çünkü ALLAH’ın varlığını ispatlamak çok kolay bir konudur. Ancak benim gecikmemin bir sebebi vardır. Benim evim karşı kıyıdadır. Biliyorsunuz, Bağdat’ın ortasından kocaman bir ırmak akar. Karşıya geçtikten sonra büyük bir sel ve fırtına çıktı... Tekrar dönmek için ne bir sandal ne bir köprü kaldı..
Peki şimdi nasıl geçip geldin? ...
İşte bende onu anlatacağım. Geldim kıyıya. birde baktım ki, kocaman kocaman taşlar kıyıdan yuvarlanıp atlıyor ırmağın içine. yeni gelen taşta ötekinin üstüne, derken köprü ayakları meydana geldi. bu arada havada kendi kendine uçan uzun tahtalar bu ayakların üzerine örtüldü. arkasından yine çiviler yine havadan uçuşarak kurşun gibi saplanıp tahtaları ayaklara tutturdular. O sırada kıyıda ki toprakta ayağımın altından kayarak bu tahtaların üstüne kapattı. Büyük ve rahat bir yol gibi, kocaman bir köprü meydana geldi. Bende üzerinden yürüyüp geçtim ve geldim.
Herkes şaşkınlık ve üzüntüyle bu sözleri dinlerken inançsız adamın keyfi büsbütün artmış ve demiş ki:
- yahu karşıma küçük bir bilgin diye akılsız bir çocuk mu çıkardınız? Bir yığın saçma ile uğraşacak vaktim yok benim...
İmam-ı Azam, adama bakmış ve tane tane şöyle konuşmuş:
Neresi saçma bu anlattıklarımın? ..
Neresi saçma değil ki? .. Koskoca bir köprünün kendi kendine oluştuğunu anlatıp duruyorsun. Hiç yapan, çalışan olmadan köprü oluşur mu?
İmam-ı Azam’ın gözleri sevinçle parlamış inançsız adamı susturan şu cevabıyla, dinleyenlerde derin bir nefes almışlar:
Peki bir köprü mü daha sanatlı ve büyüktür, yoksa dünya mı?
Elbette dünya çok daha büyük ve sanatlıdır.
Öyle ise dünyaya göre çok daha küçük ve sanatsız olan bir köprünün kendi kendine olamayacağını söylüyorsun da, bu muhteşem dünyanın nasıl kendi kendine oluştuğunu söyleyebiliyorsun? Köprüyü bir yapan vardır, ustasız olmaz diyorsun, doğru... Evet ama, bu dünyayı yaratan, yapan olmalı değil midir?
İnançsız adamın bütün keyfi kaçmış bir anda. Kızarıp bozarmış, yutkunmuş bir süre. gülmeye çalışmış ama, bu gülüş çok acı bir gülüş olmuş. Çaresizlik ve perişaniyet içinde:
Peki demiş, kabul ediyorum ki, bu dünya kendi kendine olmamıştır. Onunda yaratıcısı vardır.
İşte o yaratıcı ALLAH’tır demiş İmam-ı Azam.
ALLAH’I NİÇİN GÖREMİYORUZ?
Ama inançsız adamın bütün kozları bitmemiş. Öyle ise bir soru soracağım demiş. Tam olarak ALLAH ‘a inanmam için, bunada cevap vermelisin.
İmam-ı Azam, gayet rahat ve korkusuz bir tavırla, sor demiş. İnançsız adam biraz morali bozuk bir şekilde şu soruyu sormuş.
Peki ALLAH varsa O’nu niçin göremiyoruz.?
İmam-ı Azam soruyu pek kolay bulmuşçasına tebessüm etmiş. “ Önce demiş bize biraz süt versinler de sohbetimiz biraz daha tatlansın”. inançsız adam dudaklarını kemirerek iyi olurya demiş, hem içer hem konuşuruz.
Sütler gelmiş. O zaman sütü tatlandırmak için içine pekmez katılırmış. Tabii şimdiki şekerler yok henüz. Adam sütünü tatlandırıp içmeye başlamış. Fakat İmam-ı Azam adama bir kaşık daha pekmez sunmuş, buyurun sütünüzü tatlandırın... Adam sağ ol demiş, ben pekmezi karıştırdım, sütüm pekmezlidir. Sen benim soruma cevap ver şimdi.
İmam-ı Azam önce sütün pekmezini, bugünkü tabiriyle şekerini halledelim demiş. Adam biraz daha kızgın söylenmiş:
Benimkisinin pekmezi vardır dedim ya...
İmam-ı Azam:
İnanmam, demiş.
Adam büsbütün kızgın:
Niçin inanmıyorsun deyince de şu cevabı vermiş:
Ben görmediğim şeye inanmam. süte karıştırdığın pekmezi gösterirsen inanırım...
Adam, çattık belaya der gibi başını iki yana sallayıp bağırmış:
Süte karıştırılmış pekmez görünür mü? Onu gözüne gösteremem ama, ama içersen tadını dilin anlar. Çok merak ediyorsan gözünle değil ama, dilinle sütün tatlandığını görebilirsin. Hem bununla da niye uğraşıyoruz? Sen bana sorumun cevabını söyle bakalım...
İmam-ı Azam tatlı tatlı tebessüm ederek demiş ki:
Bana fırsat vermediniz ki.. sorunuzun cevabını kendiniz verdiniz.
Nasıl yani?
Nasılı var mı? sütün içine karıştırılmış pekmezi nasıl görülmezse ALLAH vardır ve bu gözümüzle görünmez. İçtiğimiz sütün yağını da gösteremezsiniz. Ama süt çok güzel ve yağlıdır. Onu da gözümüzle değil dilimizle tadınca anlarız. Demek ki bu dünyada ki pek çok şeyi de biz gözümüzle göremiyoruz. Ancak onları meydana getirdikleri tesirlerden ve eserlerden anlıyoruz. Yada bir başka duyu organımızla varlıklarını anlıyoruz. Siz sütün yağını ve şekerini bile göremediğiniz halde ALLAH’ı görmek istiyorsunuz. halbuki bu gözümüz dünyadaki her şeyi de göremeyen sınırlı bir gözdür.
Aynen bunun gibi, bizde ALLAH’I gözümüzle bu dünyada göremiyoruz ama, O’nun yarattıklarını, eserlerini görüyoruz. Meydana getirdiği tesirleri anlıyoruz. Ama kafa gözümüzle değil, akıl gözümüzle oluyor bu iş...
İnançsız adam, biraz daha bozulmuş vaziyette şaşkın ve üzgün ne yapacağını bilemez bir halde düşünmeye başlamış...
Peki demiş. Son bir soru daha.. Eğer buna da cevap verirsen, bende ALLAH’a inanıp Müslüman olacağım...
İmam-ı Azam hedefe yaklaşmanın verdiği tatlı bir sevinçle “ sor” demiş.. adam son bir hamle çabasıyla doğrulmuş ve demiş ki:
Peki kabul ediyorum ki ALLAH vardır. O’nun görünmediğini de anladım. Öyle ise bu gözümüzle görmediğimiz ve varlığına aklımızla inandığımız ALLAH şimdi yapıyor?
Bu sorunuz da çok kolay demiş İmam-ı Azam... Ama cevabı sizin oturduğunuz kürsüden vermek isterim. iner misiniz aşağıya...
Adam çok şaşkın bir vaziyette kalkmış oturduğu yüksek kürsüden ve inmiş aşağıya. İmam-ı Azam çıkmış ve kurulmuş adamın boşalttığı kürsüye. Şöyle bir etrafı ve kendisine şaşkın şaşkın bakan adamı süzdükten sonra demiş ki:
ALLAH, şimdi senin gibi inançsız bir adamı bu kürsüden aşağı indirdi ve yerinede benim gibi imanlı bir çocuğu oturttu.
Neticede adam Müslüman olmak zorunda kalmış.
hint fakirleri
duvarın dibine oturup sabahtan akşama kadar dua eden... ibadet eden kafayı sıyırmış....)) zeki insanlar... akıllarınca kendilere kazanacaklar.. piyongo çıkacak bu arkadaşlara...)))
ateist
herşeyi akılla mantıkla ilimle teknikle açıklamaya çalışan, günümüz uygarlığının kurulmasını sağlayan gerçekçi uygar medeni düşünce tarzı.. düşünen insan..
korkulardan safsatalardan hayal alemlerinden uzak, hiçbir zaman hint fakirleri gibi dua ederek ilerlemenin gelişmenin olmayacağına inanan, medeniyete uygarlığa inanan..... gerçek inançlı insan.....
..hint fakiri olmayan.....))))
Aslında âyetlerde çelişki olmadığını ateist kılığına giren misyonerler de pek iyi biliyorlar. Maksatları, çamur at izi kalır düşüncesiyle müslümanların zihinlerini karıştırmaya çalışıyorlar. Fen bilgisini iyi bilen, müslüman bunların tuzağına düşmez.
Mutezile, cebriyeci ve ateist
İmam-ı a’zam hazretlerine bir ateist, bir mutezile, bir de cebriyeci üç kimse gelir. Ateist sorar:
(Allah varsa, var olan görülür. Varsa ispat et.)
Akılcı olan mutezile sorar:
(Cehennemde ateş var. Şeytan ateşten yaratılmıştır. Şeytana ceza vermek mümkün mü?)
Cebriyeci de sorar:
(Sen irade-i cüziyye var diyorsun. Her şeyin hâlıkı Allah iken insan ne yapabilir ki?)
İmam-ı a’zam hazretleri, yerden 3 avuç nemli toprağı top gibi yapıp, her topu birine atar.
Üçü de, durumu kadıya şikâyet eder. Kadı niye çamur topu attığını sorar.
İmam-ı a’zam hazretleri der ki:
Bunlar bana soru sordu ben de cevap verdim. Ateist, Allah varsa, var olan şeyin görünmesi gerekir demişti. Toprak başımı acıttı dedi, madem ağrı var, ağrıyı göstermesi lazımdır. Ağrıyı bile göremeyen Allah’ı nasıl görebilir ki? Ateist akılsızdır, aklı varsa göstermesi gerekir. Ruh da akıl gibi görünmez, ama yaptıklarından anlaşılır. Kâinatın var olması da onun bir yaratıcısının olması gerektiğini gösterir.
Mutezile olan ise, topraktan yaratılmış olduğu halde, çamur toptan etkilendi. Toprak topraktan etkilendiğine göre ateş de ateşten etkilenir. Demir testeresi demiri kestiği gibi, ateş de ateşi yakar.
Cebriyeci ise, (Allah her işi zorla yaptırır) diyordu. O zaman o toprağı Allah attı, bu beni niye şikayet ediyor? Kendi kendini yalanlamış oluyor.
Kemal ATATÜRK'ten Einstein e kadar, Darwinden Newtona kadar dünyanın tüm dahilerinin devlet adamlarının ve önde gelenlerin yorumladığı.. hakkında görüşlerini belirttiği,..insanlığı bu kadar savaşlara katliamlara karanlıklara toplumsal krizleri götüren inançları hakkında görüş belirtmelerine, tarihsel hatalara ve gelecekte olması gerekenlere bilimsel ışık dolu kendilerine ait çözüm yollarına bir cevap gelir bizlere....)))
.. madem yok..neden ilgileniyorsunuz...yoksa eğer neden kafa yoruyor nefret ediyorsunuz......)))
açık net kesin kanıtlı konuşuyorum
Türklerin kişiliğine çook uyan din arapların dinidir...! ! ! ? ? (anlayana)
talas savaşından sonra açık teslimiyet, araplaşmak, kültürsüzleşmek, sonun başlangıcıdır..
bugün bu yazıları yazıyorsak, sarışın dev adam sayesinde.. belki gereksiz bir uzatmaları oynatıyor bize mavi gözlü dev adam...
.. ve bir cevap gelir.. ortadoğnun çirkin iğrenç çıkarcı laf ebesi psikopat hastalıklı bir cevap.. herşeyi kanıtlayan o..pu tavırlı ve mantıklı bir cevap.... birden demireli hatırladım...
a-teist olumsuz bile olSA tanrı ile ilgilenen kişilerdir...yani olumsuz bile olsa bütün ömürleri boyunca yok yok diye ilgilenir dururlar...bu a'ya nefret karışmıştır...(onların deyimiyle) 'olmayan bi varlığa' karşı hiç bu kadar nefret duymadım ... ...
eski ahit yazıtlarının modernize olmuş haline yani yahudilik hristiyan ve arapların dinie inanmayan... reddeden kişi.....
eski ahit yazıtları aslında oldukça eski ve mantıksız akılla çelişen düşünceler ortaya koyar
daha sonraları dünyayı saran budizm şintoizm gibi inançlar daha akılcı ve biraz daha makul kabul edilmiş hatta batıda dahi tutulmuştur..ama asıl olan insanın sadece bir madde olduğu, hiçten geldiği ve hiçe döneceğidir...
hiç düşündünüzmü...? ?
ne terbiyesizlik...! ! !
hiçten meydana gelen bir canlının sonsuza kadar varolabilmek için yaptıkları, ayak oyunları, yalamalıkları, akıl mantık vicdan bilim teknik dışı olgulara, saçmalıkları güyaaa...! ! inanışı...? ? ?
.. herşey o küçük minik aklınca sonsuza kadar rahat edebilmek için... ayılmalar.. bayılmalar... inanmalar.. yalamalar.......
... kendilerine sonsuz hayat vaad edenlerin zırvalarına güya inanmaya çalşmaları.. zorla inanmaya çalışıp, kendi kendilerini kandırmaları..... hayal alemlerinde safsatalarda dolaşmalar.......
komik.... ne kadar komik....
aynı inançlı bayanlara soracan....... eşin üstüne 4 adet karı daha getiriyor.. ne dersin....? ? ?
.. ne diyosun sen be.. saçmalama.. o başka bu başka... o kadarda uzun boylu değil... hem islam modernize oldu... o devirler öyleydi..... ne diyosun sen be.....
.. durun gülüyüm hallerine biraz......)))))
KOCA Bİ YALAN İÇİNDE KAYBOLMŞ VARLIKLAR...............
bir zamanlar talandan ve kalpazanlıktan % 80 pay alanlar, ele geçirdikleri insanların ırzına geçme ve katletme hakkına sahip olanlar, dahada güzeli kendilerine sonsuz hayat vaad edilenler, bu ateistleri aşşağılayınız.. baskı yapınız...
saygısızlık
.. sonsuzdan beri varmı idinki, sonsuza kadar var olmak istiyorsun
haddini bilmezlik
.. ezelden beri yaşıyormuydunki, sonsuza kadar yaşama hakkını kendinde görüyorsun.....
çıkarcılık, adilik
..
yoktan geldin... tekrar yok olacaksın.. madde idin sonra tekrar maddeye dönüşeceksin..
.. sen ne terbiyesiz, haddini bilmez küstah çıkarcı, vicdansız yalama, uşak köle, aşşağılık bir canlısınki.. sonsuza kadar varolma, sonsuz hayat yaşama planları yaparsın.. bu yolda her vaad edilene sarılır yapışır yalanırsın inanırsın.... hadiini bilmez terbiyesizler
.. işin gerçeği özü aslında sadece bu.....
islam dininde erkeğin dört kadın ve daha fazlasını alma hakkı ve son söz sahipliği daha doğrusu bu konuda çook ağırlığı var.... güyaa dini savunan bayanlara 4 adet kadınla kocanı paylaşırmısın, yüce allah erkeği bu hakkı vermiş...diye sorsan.. ne derler acaba......hoop ağır ol bakalım o başka bu başka.. o kadar uzun boylu değil.... efendim islam modernize oldu..... (sanki F-16 savaş uçağı veya abrams tanık...modernizede oluyor) ...
.... 4 veya daha fazla kadınla kocanı paylaşırmısın.. yüce allah bu konuda erkeğe hak vermiş........
... hooop ağır ol bakalım.. o başka.. bu başka.. o kadar uzun boylu değil......))
insanın ruhunu inkar etmesi bence..bunun sonucunda da isyan ve bunalımın tam ortasında durumunu ateistlik olarak yorumlama yanılgısına düşülmekte..ateistlik diye birşey olamaz eğer biraz cesaret edilip düşünülürse..
bakınız fancy, o güzel şarkısnıda ne demiş... lady of ıce......yani diyorki;
ey iman edenler, bilesinizki allah sizleri yaratan doyuran yediren içirendir.. bu kadar malı mülkü, yeyip, suyunu içip, dilinizi içine sokup, dilinizle tadını alıp, yalayıp yuttuktan sonra ona karşı gelmeyiniz....
.... yine eskilerden, çok eskilerden boler, ı wish diyor....... ve şu anda dinliyorum......
... güzel havalarda herkes ateist olur.. hele bir düşmeye gör... bak o zaman nasıl allaha yalvarır yakarırsın.. gece gündüz namaz kılar allaha dua edersinki bi nasip bi kısmet çıksın... kaldık evlerde böyle.. dersin... evliyalara hacılara hocalara üfürükçülere gidirsin.. allahım kurtar beni yalnızlıktan yanıyorum ulan.. canım neler neler istiyor.. dersin... eee biraz abarttık galiba....ehe...)))
yok böyle birşey
bunları bir belaya düşmeye göresin..yalvar yakar evliyaya dönerler..)) ..
hava güzelken herkes atiest olur, sırf milleten dikatini çekmek için, kızlara basmak için.. yani hava basmak için atestim diye geçinirler.. oysakim öylemi.. nayır... bir belaya düşmeye gör... evliya olurlar animallah...
ateistler şehvet hastası..? ? ?
tarihte kimin 50-60 adet karısı zevcesi vardı acaba....(resmiyette bu kadar..aslında bini bulur) .. bi dul karıya devam etmektense 9 yaşındakinden.. üvey oğlunun karısına kadar
biliyormusunuz...? ?
sizi hiç sevmiyorum artık...
artık ben dine döndüm, namaz kılıyor raket oynuyorum,
sizi ilk görüşte hoşlanmamıştım zaten sizden ben
siz kim oluyorsunuzda kurban olduğum dul karıların ilacı derdine devası allahı reddediyorsunuz haaa.....
biliyormusunuz....? ? sizi sevmiyorum artık...))))
bu adamlar, yemek için içki içmek için damardan çekmek için, seks yapabilmek için (yeeeesss evet wonderfull oohhhh) yanu böyle sesler çıkarmak için yaşayan hayvanlar.,.. sizden nefret ediyorum... biliyormusunuz.. sizi hiç sevmiyorum... sizlere hiç ısınamamıştım zaten.. anlamıştım ilk görüşte.. yeeesss.....
Bir insanın (!) inançsız olmakla eline ne geçebilir ne elde edebilir?
Bu zihniyette olanlar tek huzur avuntusu şehvetizimdir.
Ne güzel söylemiş İmam-ı Gazali hazretleri;
'Yemek (ve şehvet) için yaşayan tek mahluk HAYVANDIR (.) '
bir zamanlar roxslane diye birisi vardı antolojide
şevki şahini bakın nasıl anlatmış...'ahh efendim şevki beyi nasıl tanımak isterdim anlatamam. o konuşma tarzı o el yüz mimikleri çok ilginç.. inceleyip araştırmak isterdim.. çook enteresan.. wonderfull,.. ıt's shame....'....
roxslane sarı saçlı mavi gözlüdür başı kapalıdır ama amerikannın zencilerinin uzunluğunu..! ! ? bile bilir.. her yerde her ayağa uyar.. her kaba uyum sağlar.. herkese yaranabilir.. hatta hitlercilere bile.. şeytanla yanyana getirsen... sohbet eder.. başarılarının sırrınını sorar.. şeytana hak veriri....
kendisi islamcı geçinir ama adı tam bir hristiyan adı olan roxslanedir...
bu şahsı şevki yılmaz la aynı odaya koyacan.. şevki halledecek.. gerekeni yapacak.... o zaman roxslane bakın ne diyor...'ahhh.. imdaat.. kurtarın beni bu iğrenç kıllı sakallıdan.. heeey uygar dünyaaa. batılılar.. amerikaaa. kurtarın beni islamcı iğrenç adamdan.. beni halledecekk.. imdaaattt...'......
allah sizi inandırsın, yalanım varsa ateist olayım bak,..camilerde namaz kılanlara bakın, en önlerde ateistler duruyor, nede..? ..sevabımız büyük yazılsın icabında öbür tarafta rahat edelim, yerimizi iyi olsun diye... yalanım varsa etom gibi kepçe kulaklı bastı bacaklı bi adam olayım bak.. bu ateistler sonrada dışarıda millete hava basarlar cık cık cık,.. allah sizi etom gibi yapsın... çift damperli tırların altında kalasınız inşalaahh...
ha ha ha.. bu adamlar kendilerini kandırıyorlar... oysaki ilk başta kendileri inanıyorlar.. sonrada sırf hava olsun diye.. etrafa ve kızlara, tatlı şeker gibi kızlara hava basalım diye.. efendim ben ateistim falan diye ötüyorlar. geyikler... yermi anadolu cocuğu.... natocahrojavon
kurallara uymayan, kuralsız yaşayan, icabında taş çalan, düştüm diyerek kendilerinden sayı düşmeyen, bilimum her türden hile hurda yapan ve çamura yatan yatık tipler...... aziz allah.. çok şükür yarabbim hakan şükür torinolu şaban
ben şahsen allha ve peygamberi hz.isa ya inanmayan insanlardan çok korkarım allahsizi inandırsınki bak.. sonracıma birde yalandan korkmam yılandan korkduğum kadar veya öyle bişeydi. sahi neydi ya... sizde biraz gayret edin cocuklar