Kültür Sanat Edebiyat Şiir

atatürkçü düşünce sizce ne demek, atatürkçü düşünce size neyi çağrıştırıyor?

atatürkçü düşünce terimi Oğuzhan Keskin tarafından tarihinde eklendi

  • Metin Tosun
    Metin Tosun

    ATATÜRK TÜCCARLARI

    atatürk, atatürkçülük diye bir ideoloji bırakmadı.
    atatürkçülük, selçuk parsadan gibi bazısı sizyasi bazısı ekonomik koltuk ve menfaat heveslilerinin uydurduğu bir fikirdir.

    atatürkçülük atatürkü pullarla heykellerle pazarlamaktan başka ne yaptı?

    atatürk, sadece cumhuriyeti gençlere emanet etmiştir ki bu nutukta gençliğe hitabe bahsinde var.

    GENÇLİĞE HİTABEYİ okuyan birisinin atatürkün neyi kime emanet ettiğini anlar..
    gerisi uydurma..

  • Metin Tosun
    Metin Tosun

    ATATÜRKÜN VASİYETİ

    1-Türkiye cumhuriyeti, ilelebet yaşatılacaktır. Cumhuriyetten asla taviz verilmeyecektir.

    2-Ankara, ebedi başkent olarak kalacaktır.

    3- Cumhurbaşkanlığına asker kökenli birisi getirilmeyecektir.
    (inönü, asker olduğu için bu vasiyeti gizlemiş ve ondan sonra da darbecilere yol açılmıştır)

    NOT: Atatürkçü geçinenlerin ne kadar sahtekar oldukları, bu vasiyeti görmezden gelmelerinden belli değil mi? Oysa belgesi cumhurbaşkanlığı ve genelkurmaybaşkanlığı arşivinde mevcut..

    ŞİMDİ ADAM GİBİ DÜRÜST BİR ATATÜRKÇÜ CEVAP VERSİN BU ŞARLATANLIK DEĞİL MİDİR?

  • Metin Tosun
    Metin Tosun

    ATATÜRKÇÜLÜK MÜ İNÖNÜCÜLÜK MÜ?

    atatürk, atatürkçülük diye bir ideoloji bırakmadı.

    atatürk devletçi değildi, bu devletçilik nereden çıktı? inönünün kafasından çıktı?
    bunlar inönünün çağdışı ve ilkel fikirleri..

    nerede demokrasi, nerede insan hakları? Nerede 'hürriyet ve istiklal benim karakterimdir' diyen atatürkün hürriyet ve bağımsızlık ilkesi..atatürkçülükte ilkönce bunlar olmalıydı?

  • Ece Özdemir
    Ece Özdemir

    Hiç bir kemalistin son yazısı yoktur...
    Onun bıraktı yerden hemen bir başkası o yazının devamını yazar...
    Arkadaşımız karşı görüştekilere incelik yapmış ve son yazım demiş...
    Ama böyle incelik şu an için gereksiz...
    Senin yazıların kendi önüne değil başkalarına da ışık oluyor ve olmaya devam edecektir...

  • Efe Güven
    Efe Güven

    Gerçek Atatürkçülük; O yaşasa idi, neler yapardı? yı araştırmak, uygulamak, bu yolla ülkeyi ileriye taşımaktır.

  • Leonard Lowe
    Leonard Lowe

    birincisi ne mutlu türküm diyene diyen biri nasıl kürdüyle lazıyla alevisiyle cerkeziyle hareket eder? siyaset ve koltuk için eder.ikincisi sizin düşünceniz çok mükemmeldi de millet neden chp ye değil de demokrat partiye oy verdi? toplumun %98 i müslüman olduğu halde islamı yaşanmaz hale getiren sizin teist düşünceniz değil mi? ha atatürk islam karşıtı değil diyorsanız can dündar ın atatürk ün el yazısıyla yazdığı notları incelemesiyle yaptığı araştırmayı bi okuyun.peygamberine yalancı dediği bir dine insan nasıl saygı duyar? düşünce sisteminiz insanlar arasına nefret tohumları ekiyor.ben peyami safa nın dediği gibi bu düşünce sistemine körü körüne bağlı olanlara devrimbaz diyorum.gerçek mümin sadece Allah a secde eder ama devrimbaz tapacak birşey arar ve paraya paşaya ve diktaya secde eder.tüm bunlara zorlayan ve benim düşündüğümden başka birşey düşünemezsin beni eleştiremezsin eleştirirsen hapis yatarsın diyen bir düşünce sistemidir.nasıl olur öyle birşey yok diyorsanız kötülediğiniz şeriatçı olmasa bile islama saygı duyan osmanlı da bile kimse zorla müslüman yapılmazdı ama türkiye de türkiye nin gerçek sahiplerine rağmen bir grup elit herkesi atatürkçü düşünmeye zorlamaktadır.işte atatürkçü düşünce bundan ibarettir

  • Yoldas
    Yoldas

    İslama inanıyorum deyip bunun üzerinden siyaset yapan şeriat düşkünleri varya işte onlara karşı alevisiyle,sünnisiyle,türküyle,kürdüyle,lazıyla,çerkeziyle...birlikte bir bütün olup onlara derslerini vermek ve bu ülkeyi yobazlardan,gericilerden,faşistlerden...korumaktır ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE.

  • Ömer Afacan
    Ömer Afacan

    atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı ve türk ulusunun gelişimi için uğraşan toplumsal birlik..

  • Yusuf Davut
    Yusuf Davut

    Birçok yanlışları olan, bu yanlışların çok acı sonuçlarını da maalesef günümüzde bütün toplumun iliklerine kadar hissettiği bir düşünce biçimi..
    Osmanlı'nın ve Dînin değerlerine tepki ve hazzedememe üzerine geliştirildiği için rasyonelliği yoktur ve günümüzdeki savunucularının üslûplarına bakarsanız 'halkın hâkimiyeti' gibi bir amaçtan ne kadar uzak bir sistem olduğunu çok net görebilirsiniz.

  • böyle diye diye ülkeyi bölünmenin eşığine getirdilerya.... yok ben türküm yok sen kürtsün yok o bürü laz...
    ne oldu? ümetçiliğin yerini kavmiyetçilik aldı..şimdi ektiklerimizin biçmenin zamani.....kolay gelsin! ! ! !

  • Devrim Can
    Devrim Can

    Ey milletim,
    Ben, Mustafa Kemal'im...
    Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,
    Hâlâ en hakiki mürşit, değilse ilim,
    Kurusun damağım, dilim.
    Özür dilerim...
    Unutun tüm dediklerimi.
    Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

    Özgürlük hâlâ,
    En yüce değer
    Değilse eğer...
    Prangalı kalsın diyorsanız, köleler...
    Unutun tüm dediklerimi.
    Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

    Yoksa, çağdaş medeniyetin bir anlamı,
    Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı,
    Baş tacı edebiliyorsanız
    Sanatın içine tüküren adamı...
    Unutun tüm dediklerimi.
    Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

    Yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın.
    Anlamı kalmadıysa
    Yurtta sulh, dünyada barışın.
    Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın.
    Unutun tüm dediklerimi.
    Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

    Özlediyseniz fesi, peçeyi.
    Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi.
    Hâlâ medet umuyorsanız
    Şıhtan, şeyhten, dervişten.
    Şifa buluyorsanız,
    Muskadan, üfürükçüden...
    Unutun tüm dediklerimi.
    Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

    Eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek...
    Kara çarşafa girsin diyorsanız,
    Yobazın gazabından ürkerek...
    Diyorsanız ki, okumasın
    Kadınımız, kızımız;
    Budur bizim alın yazımız...
    Unutun tüm dediklerimi.
    Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

    Fazla geldiyse size, Hürriyet, Cumhuriyet...
    Özlemini çekiyorsanız,
    Saltanatın, sultanın...
    Hâlâ önemini anlayamadıysanız,
    Millet olmanın...
    Kul olun, ümmet kalın,
    Fetvasını bekleyin, Şeyhülislamın...
    Unutun tüm dediklerimi.
    Yıkın, diktiğiniz heykellerimi.
    RAHAT BIRAKIN BENİ...'

    S. Apaydın

  • Şamil Bahadır
    Şamil Bahadır

    Şairin 'Sanma ki hace senden zîr ü zeber isterler; 'yevme lâ yenfeu de kalb-i selim isterler' yani 'sanma ki ey Fuzuli senden altın gümüş isterler,bunların hesap gününde hiç bir geçerliliği yoktur.O gün(malın ve evladın kişiye hiç bir fayda vermeyeceği günde) ancak tertemiz bir kalp geçerlidir'dediği gibi O gün geçerliliği olmayacak olan,haydutların eşkiyaları hırsızların çapulcuların ve dahi Allah düşmanlarının sığındığı kartondan bir kule.
    'İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları) , Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi.'(bakara suresi 165)
    'Öyle ki (o gün) kendilerine tabi olunanlar, kendilerine tabi olanlardan uzaklaşıp-kaçmışlardır. (Artık) Onlar azabı görmüşlerdir ve aralarındaki bütün bağlar (ve ilişkiler) de parçalanıp-kopmuştur.(bakara suresi 166)
    'O zaman, yönetilip) Uyanlar derler ki: 'Eğer bize bir kere (daha dünyaya dönme) fırsatı verilse(ydi) muhakkak (şimdi) onların bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşır (onları yüzüstü bırakır) dık.' Böylece Allah, onlara bütün yaptıklarını onulmaz hasretlerle gösterecektir. Ve onlar ateşten çıkacak değildirler.(bakara suresi 167)

  • Yusuf Davut
    Yusuf Davut

    Benim düşüncemle hiç uyuşmayan bir düşünce tarzı..
    Aramızda kapanmayacak kadar büyük ve derin farklar var...
    Ama bu düşünce biçiminin taraftarları ile ilgili söyleyebileceğim en net şey, 'kendilerinden farklı düşünen herkesten nefret ettikleri ve kendilerini herkesten üstün gördükleri'. Bu da çok kötü bir özellik tabii ki...

  • Bilhan Erden
    Bilhan Erden

    atatürk ilke ve inkılaplarını sahip çıkmak

  • Efe Güven
    Efe Güven

    en güzel atatürk düşünürdü. şimdikilerde iş yok bilader. işlerine geldimi atatürkçüyüz derler. çünkü bunu diyenin karşısında kapalı kapı kalmaz. yani atatürkçü olmak her kapıyı açan anahtara sahip olmaktır. atatürk yerinden kalksa bunları birdaha kendi menfaatiniz için adımı kullanmayın lan diye bide güzel sopa çeker.
    atatürkçülük bunların başarısızlıklarına kılıftır. adamlar millete küfür ederler kovulurlar bizim suçumuz atatürkçü olmaktı derler. yalan külliyen yalan. ben böylelerini iyi bilirim.
    gerçek atatürkçülük atatürkü kullanmadan ülkesi için güzel şeyler yapabilmektir. ülkesini muhassır medeniyetler seviyesine taşımaktır.

    atatürkçüyüm diyen kaç kişi uzaya füze fırlattı?

  • Ali Aydın
    Ali Aydın

    Bunlar Sorsan Atatürkçü Düşünme Nedir Diye Bilmezler Ama İnadına Ben Atatürkçüyüm Derler.Çünkü Bunların Kanı Bozuk.Tabi Herkes İçin Değil. Atatürkün Daha 10 Yıl Önce Öldüğünü Sananlar.

  • Sema Yaylı
    Sema Yaylı

    nefes almanın,düşüncelerini kendi içindede olsa özgürce savunabilmenin,üretebilmenin ve en önemlisi bastığın her topraktaki iz kimin eseri.arkadaşlar onu yermeden önce iki kere düşünün bize özgürlüğümüzü sağlamadı mı.en önemlisi biz bu düşünce sayesinde öğrenmeyi öğrenmedik mi.

  • Selçuk Tarı
    Selçuk Tarı

    onu yaşamak demek

  • Cem Sagol
    Cem Sagol

    bir türk eger yaşıyorsa- babası kim belliyse - şuan şurda internet başında atatürkçü degilim diye saçmalayabiliyorsa-UNUTMAMALI Kİ ATTIGImIZ ADIM BİLE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK SAYESİNDE ARKADASLAR.....
    MUSTAFA KEMAL i kim sevmez geri kafalılar şarlatanlar-osmanlıcılar-dinci geçinip ülkeyi hortumlayanlar-onun dini inancının zayıflıgını iddaa edenler vb......
    türk insanı bir tane büyük adam yetiştirmişsin onun da kıymetini bil......
    ölümüne KEMALİZM

  • Cem
    Cem

    kemal kara nın tarih kitabında atatürkün yazdığı kitaplardan şöyle bahseder: geometri. matematik terimler sözlüğü vs ve tarih kitabı. ne tarih kitabı mı? bu.kendi yaşadığı bölüm olmasın. ilk ve orta öğretim kurumlarında yani liselerde. bu okutuluyor değil mi. ilginç. kendi yaşadığı bölümü yazan bi tarihçi. garip bi durum. (burdan atatürk düşmanı olduğum çıkarılmasın. ben atatürkçü değilim o kadar)

  • Çagdaş Türkiye
    Çagdaş Türkiye

    Araştırmacı Yazar İlknur Güntürkün Kalıpçı`nın `İçimizden Biri Atatürk` adlı yazısından alıntıdır)


    * Atatürk`ün dünyada `başöğretmen` sıfatlı tek lider olduğunu,

    * Bir geometri kitabı yazdığını. Üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin (Türkçe) isim babasını bu yazdığı kitapla bizzat Mustafa Kemal olduğunu,

    * Bir röportajda 'Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz? ' diye sorulur,
    Atatürk: 'Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için. Davet gelirse düşünürüz'. BM yasasını değiştirir ve ilk davet edilen ülke biz oluruz dediğini,

    * Yıl 1938, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi. Birden çok sıkılır ve yanında duran yüz yirmiden fazla kişiye döner ve aynen şöyle der:
    'Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim' dediğini,

    * Yıl 2000, ABD Başkanı`nın milenyum mesajından bir alıntı:
    'Bugün milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk' tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir' dediğini,

    * Yıl 1938, Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiir`den alıntı:
    'Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir'

    * Norveççe`de `Atatürk gibi olmak` diye bir deyim olduğunu,

    * Kurtuluş Savaşında rütbe alan bir çok kadın askerlerimiz var.
    Ama dünya tarihine geçen tek bir üsteğmenimiz var; 700 erkek, 43 kadından oluşan bir müfrezenin reisliğine bizzat Atatürk tarafından atanmış Üsteğmen Kara Fatma olduğunu,

    * `Atatürk çiçeği`nin adını, çiçeği bulan Wanderbit Üniversitesi profesörlerinden doktor Kirk Landin`in koyduğunu ve bu çiçeğin tüm dünyada bu isimle üretilip satıldığını,

    * Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

    * 'Minber' adında bir gazete çıkarttığını ve 52 sayı yayımlanan gazetede ilk defa sansür kelimesi geçtiğini

    * Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı vasiyetinde mezar taşına yazılmasını istediği metni bırakmıştır. Diyor ki: 'Bütün ömrüm boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm',

    * Yıl 2005, Amerika’nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr. Johns`un önerisi 'Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek Atatürk' ü örnek alsın yeter' dediğini,

    VE ATATÜRK:

    'Milletimi şimdiye kadar söylediğim sözlerle ve hareketlerimle aldatmamış olmakla gurur duyuyorum.'
    M. Kemal ATATÜRK

  • Çagdaş Türkiye
    Çagdaş Türkiye

    Yurdumuzda çeşit çeşit Atatürkçüler vardır. Bunlardan bazılarını şöyle
    sıralayabiliriz: *


    - *Papağan Atatürkçüleri:* Atatürk'ün söz, düşünce ve özdeyişlerini
    tıpkı bir papağan gibi ezberleyip yineleyenlere (tekrarlayanlara)
    *papağan
    Atatürkçüsü* denir.
    - *Tören Atatürkçüleri:* Bunlar, sadece ulusal ve resmi bayramlarda,
    törenlerde Atatürkçü olan kişilerdir.
    - *Reklam Atatürkçüleri:* Atatürkçülüğü gerçekten benimsemedikleri
    halde, her fırsatta Atatürkçülükten söz ederek, Atatürkçülüğün reklamını
    yapanlara *reklam Atatürkçüsü* denir.
    - *Korku Atatürkçüleri:* Korkularından Atatürkçü olanlara korku
    Atatürkçüleri veya zoraki Atatürkçüler denir. Bunlar, korktuklarında,
    sıkıştıklarında, zor durumda kaldıklarında Atatürkçü olurlar.
    - *Moda Atatürkçüleri:* Atatürkçülük, yurdumuzda bazı dönemlerde moda
    olur. Sadece Atatürkçülük modasına uymak için Atatürkçü olanlara,
    Atatürkçü
    görünenlere *moda Atatürkçüsü* denir.
    - *Söylev Atatürkçüleri:* Bunlar, Atatürk ve Atatürk inkılâpları
    üzerine söylev çekmeyi Atatürkçülük sayan kişilerdir.
    - *Ticaret Atatürkçüleri:* Atatürk'ün, Atatürk ilke ve inkılâplarının
    ticaretini, tüccarlığını yapanlara *ticaret Atatürkçüleri* denir.
    - *Gardropp Atatürkçüleri:* Sadece kravat, papyon takmayı, Batılılar
    gibi giyinmeyi Atatürkçülük sayan kişilere *gardropp
    Atatürkçüsü*denir. Gardropp Atatürkçüleri, Batılıların giysilerine,
    yaşantılarına
    özenirler, ama Batıdaki gibi gerçek çok partili, çoğulcu özgürlükçü
    demokrasiye, söz, düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne, bilime, tekniğe,
    çağdaş
    kurumlara karşıdırlar.
    - *Tekelci Atatürkçüler:* Tekelci sağ, tekelci sol, tekelci sermaye,
    tekelci memleketsever olur da tekelci Atatürkçüler olmaz mı hiç? Tekelci
    Atatürkçüler, Atatürk'ü, Atatürkçülüğü, Atatürk ilke ve inkılâplarını
    kendi
    tekellerinde gören kişilerdir. Bunlar, Atatürk'ü tabulaştırırlar,
    putlaştırırlar. Atatürkçülüğün belli kalıplar içinde dondurulmasını,
    şerbetlendirilmesini isterler.
    - *Atatürk ve Atatürkçülük Düşmanı Atatürkçüler:* Atatürk'e ve
    Atatürkçülüğe düşman oldukları halde Atatürk'ü sever ve Atatürkçü görünen
    kişilere *Atatürk ve Atatürkçülük düşmanı Atatürkçüler* denir. Bunlar,
    biri açık, diğeri gizli olmak üzere ikiye ayrılırlar.
    *Açık Atatürk ve Atatürkçülük düşmanı Atatürkçüler*, Atatürk'e ve
    Atatürkçülüğe karşı düşman olduklarını açıkça söylerler, yazarlar. Ancak,
    çok zor durumlarda, sıkıştıkları zamanlarda Atatürkçü görünürler.
    *Gizli Atatürk ve Atatürkçülük düşmanı Atatürkçüler*, Atatürk'e ve
    Atatürkçülüğe düşman oldukları halde, gerçek amaçlarına ulaşmak için
    herkesten fazla Atatürkçü görünürler. Bunlar, ellerinden gelse Atatürk'ü,
    Atatürkçülüğü ve gerçek Atatürkçüleri bir kaşık suda boğarlar. Fakat buna
    güçleri yetmeyeceğini anladıkları için Atatürkçü geçinirler. Aslında
    bunlar,
    çok tehlikelidirler. Çalışmalarına sinsi sinsi devam ederler. Amaçlarına
    ulaşmak için Atatürk'ü ve Atatürkçülüğü bir kalkan, bir paravan olarak
    kullanırlar. Atatürk'ü ve Atatürkçülüğü hiç sevmezler, ama sever
    görünürler.


    - *10 Kasım Atatürkçüleri:* Sadece Atatürk'ün ölüm günü olan 10 Kasım
    günü Atatürkçü olanlara, 10 Kasım gününü bir yas günü ilan edip o günü
    siyahlara bürünenlere, ağıtlar düzenlere, yalancıktan ağlayanlara, timsah
    gözyaşları dökenlere *10 Kasım Atatürkçüsü* denir.
    - *50. Yıl Atatürkçüleri:* Cumhuriyetin 50. kuruluş yıldönümü olan
    1973 yılında, sadece bir yıl, Atatürkçü olanlara *50. Yıl
    Atatürkçüsü*denir.
    - *100. Yıl Atatürkçüleri:* Atatürk'ün doğumunun 100. yılı olan 1981
    yılında, yani Atatürk yılında, Atatürkçü olanlara *100. Yıl
    Atatürkçüsü*, Atatürk yılı Atatürkçüsü denir.
    - *60. Yıl Atatürkçüleri:* Cumhuriyetin kuruluşunun 60. yılı olan 1983
    yılında Atatürkçü olanlara *60. yıl Atatürkçüsü* denir.
    - *Olağanüstü Dönem Atatürkçüleri:* Olağanüstü dönemlerde Atatürkçü
    olup, olağanüstü dönemler bitince Atatürkçülükleri biten kişilere
    *olağanüstü
    dönem Atatürkçüleri* denir. Türkiye'de olağanüstü dönemlerde
    Atatürkçülerin sayısında olağanüstü bir artış olur. Olağanüstü dönemler
    sonra erince Atatürkçülerin sayısında olağanüstü bir azalış görülür.
    - *Siyasal Dönem Atatürkçüleri:* Türkiye'de her siyasal dönemin
    kendine özgü bir Atatürkçülük anlayışı vardır. Yurdumuzda hükümetler
    değiştikçe Atatürkçülük görüşleri de, anlayışları da değişmektedir. (
    ....................)


    *Ruh Atatürkçüleri:* Bu âlemin Atatürkçüleri olur da öte âlemin, yani ruhlar
    âleminin Atatürkçüleri olmaz mı hiç? Olur, olur, bal gibi olur... Ruh
    Atatürkçüleri, Atatürk'ün ruhuyla konuştuğunu ileri süren kişilerdir. (
    ....................)

  • Aslı Sibel
    Aslı Sibel

    Atatürk



    Benim, baş öğretmenim
    Baş öğretmenimin;
    Adı: Mustafa Kemal
    Soyadı: ATATÜRK
    Mustafa Kemal ATATÜRK
    Baş öğretmenim
    En büyük Türk
    Atatürk,
    Bir sen, fani Mustafa Kemal
    Bir de biz, Mustafa Kemal’ler
    Cumhuriyeti, siz kurdunuz
    Biz yaşatacağız
    Baş öğretmenimi gördüm, fikirleriyle
    Yürüyeceğim, daima
    Baş öğretmenimin izinde
    Bitmeyen görevini
    Biz tamamlayacağız
    Son nefese kadar, çalışıp
    Bizden sonrakilere
    Türk ulusunun
    Nefesinin, sönmeyeceğini
    Onun ebedi olduğunu, göstererek
    Parolanı anlatacağız
    Türk’üm, bizim için
    Yüksekliğin hududu yok
    Çalışmak, çalışmak, çalışmak var
    Asla, yılmak yok
    Kurtardın, Türk milletimi
    Hitap ettin, Türk gençliğine
    Yürüyor Türk gençliği,
    Baş öğretmenim, senin ilkelerinle
    Seni, Dünyaya yazdım, almadı
    Arşa yazdım,, arşta yer kalmadı
    Yirmidört kasım öğretmenlerinin günü
    Kalbimde, gönlümde, her an sen varsın
    Her yılın,, üçyüz altmışbeş günü
    Baş öğretmenimsin ATATÜRK

    Berkan Gürsoy

  • Vatan Sevgisi
    Vatan Sevgisi

    Atatürk, her vakit Türk Milletine güvendi. Eserlerini bu güvenle yaptı. İdamesi esbabını da istikmal ederek güvenle büyük milletimize bıraktı. Ebedi Türk Milleti onun eserlerini ebediyetle yaşatacaktır. Türk gençliği onun kıymetli vediası olan Türkiye Cumhuriyetini daima koruyacak ve onun izinde yürüyecektir.

    Kemal Atatürk, Türk'ün tarihinde ve gönlünde daima yaşayacaktır.'

  • Özgür Bulut
    Özgür Bulut

    Tam bağımsızlık,Türk milliyetçiliği,Cumhuriyetçilik,Laiklik,Halkçılık,Devletçilik,Devrimcilik,Çağdaş ama Türklüğünü korumak Tarihi ile övünen ama yetinmeyen çalışan bir gençlik olmak

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    ATATÜRK VE TÜRK GENÇLİĞİ
    M.NİHAT MALKOÇ

    İnsan hayatının ergenlikle orta yaş arasındaki dönemine “gençlik” diyoruz. Gençlik bulunmaz bir nimettir. Fakat insanlar her nedense bunu yaşlandığında anlayabiliyorlar. Vaktinde kıymeti bilinmeyen ve gereğince yaşanılmayan bir gençliğin yaşlılıkta değeri fark edilse ne ehemmiyeti var? Giden gitmiştir, geriye bir sürü, zor seçilen solgun hatıralar kalmıştır. Ama hatıra deyip de geçmeyelim; hatıralardır bizi hayata bağlayan…
    Yarınlarımızın teminatı olan gençleri çağın gereklerine uygun olarak yetiştiren milletlerin gelecek endişesi yoktur. Çünkü gençler istikbalimizin sigortasıdır. Fakat bu sigortayı sağlam tellerle bağlamazsak kısa devre yapma ihtimali vardır. Bunu da ancak millî ve yerli kültür unsurlarıyla besleyerek gerçekleştirebiliriz. Yabancı kültürlerin boyunduruğu altına giren nesiller her an patlamaya hazır saatli bomba gibidir. Ne zaman, nerede patlayacakları belli olmaz.
    Gençlik bir tarlaya benzer. O tarlaya ne ekerseniz orada o biter. Hiçbir şey ekmezseniz yabani otlar ve dikenler biter. Nadasa bırakırsanız siz farkında olmadan başkaları ısırgan diker. Onun içindir ki bu tarlayı büyük bir itinayla ve zamanında ekmeliyiz ki yabani otlar yetişmesin. Gençlerden şikâyet edenler dönüp kendilerini muhasebe etsinler. Acaba ne ettiler, ne buldular. Hiçbir şey sebepsiz değildir.
    Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu eşsiz insan Atatürk, gençliğe olağanüstü derecede kıymet veren bir insandı. Biliyordu ki bugünün orta yaşlıları yarının ihtiyarları olacaktı. Daha sonra onlar bu dünyadan göçecek ve yerlerini gençlere bırakacaklardı. Atatürk bunu biliyor ve emaneti teslim edeceği gençlere güveniyordu. Bunu şu ifadelerde görebiliriz:
    “Gençler, cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.”
    “Arkadaşlar, Gençliğe bakın, Türk millî bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum.”
    “Vatanın bütün ümidi ve geleceği size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. Biz her şeyi gençliğe bırakacağız... Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.”
    “Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri (Türkiye Cumhuriyeti Devleti) ona bırakacağım ve gözüm arkamda olmayacak.”
    Her millet gücünü gençlerinden alır. Bu kesim yarınlarımızın umududur. Onların varlığından hız alırız. Fakat gençlerin millî ve manevî değerlerine sahip çıkması ve bu kaynaklardan beslenmesi gerekir.
    “Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir ” diyen Atatürk bu konuda öğretmenlere düşen görevin ağırlığına işaret etmiştir. Gerçekten de öyle değil midir? Yedi yaşında öğretmene teslim ettiğimiz çocuğumuzu 22-25 yaşları arasında meslek sahibi olmuş yetişkin bir kişi olarak teslim alıyoruz. 15 yıl boyunca öğretmenlerin hünerli ellerinde yoğrulan evlâdımız olgun bir insan olarak bize dönüyor. Bu da gösteriyor ki gençler gerçekten de Atatürk’ün de belirttiği gibi öğretmenlerin eseridir.
    Atatürk için gençlik, aydınlık bir geleceğin olmazsa olmazlarındandı. O Kurtuluş Savaşı’nı da gençlerin yardımıyla kazanmıştı. Onun ilke ve inkılâplarını da gençler korumuş, geniş kitlelerce anlaşılmasını sağlamışlardır. Atatürk en zor günlerinde bile etrafındaki gençliğe bakarak onlardan güç almıştır. Şu ifadeler buna delildir:
    “Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu inancı yaşatan kuvvet yalnız aziz memleket ve millet hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanları içinde, sırf vatan ve hakikat aşkı ile ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdür.
    Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl mukavemet ettiğimiz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız, o gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir. ”
    Atatürk’ün bu millet için nice fedakârlıklar yaptığının şuurundaydı o zamanın gençliği. Bugünün gençleri de çağın bütün olumsuzluklana rağmen Ata’larına olan vefalarından ve saygılarından bir şey kaybetmiş değillerdir. Onlarda bir eksiklik varsa o da bizim onlara verdiğimiz terbiyenin noksanlığındandır. Gençler, Ata’sına onu yorulmadan takip edeceğine dair söz vermiştir. Vatanı yaban ellere vermeyeceğini taahhüt etmiştir. Atatürk gençlerin kendisine verdiği sözden duygulandığını şu sözleriyle dile getirmiştir:
    “Siz genç arkadaşlar, yorulmadan beni izlemeye söz vermişsiniz. İşte ben bu sözden çok duygulandım. Yorulmadan beni izleyeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar yorulmak ne demek? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman bile durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada dinlenmeden beni izlemektir. Yorgunluk insan için doğal bir durumdur. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir güç vardır ki, işte bu güç yorulanları dinlendirmeden yürütür.”
    Yarınlarımızın umudu olan gençlerimizi gerçek bir Türk milliyetçisi olarak, millî kültürümüze sadık birer fertler olarak yetiştirmeliyiz. Onlara tarih bilinci vermeliyiz ki ecdadıyla gurur duysunlar. Tekerrürden ibaret olan tarihten ibret almak için yaşanan hadiselerin sebep ve sonuçlarını iyi tahlil etmeliyiz. İstikrarlı, kararlı, cesur, çalışkan, disiplinli, yılmaz, dürüst, adaletli, vicdan ve fikir hürriyetinden yana, ileri görüşlü, tedbirli, aile kurumuna önem veren, güzel ahlâklı, hoşgörülü, sanatkâr ruhlu, azimli, sorumluluk sahibi, hizmete talip bir gençlik yetiştirmek için canla başla çalışmalıyız. Bunu yapmak büyük Atatürk’ün önemli bir vasiyetini de yerine getirmek demektir.
    E-mektup: [email protected]

  • Yücel Dogan
    Yücel Dogan

    Acaba tanıyormu ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE arkadaşlarımız bu olguyu merak ettiğim nokta bu eleştirim bu form açan ve yazanlara değil misak-ı milli sınırları içinde yaşayıpta kendilerini tanımayanlara bu ülkenin var oluşunda ki etkenleri yaşanaları yaşayanları hjiçe sayanlara ACABA BİLİYORMUSUNUZ O YAŞANLARI BU DEĞERLERİ! ! ! ! ! ! ! ! !

  • İsa Can
    İsa Can

    ____________________________________________________________________________________________



    ATATÜRKÜ OKUYABİLMEK,ANLAYABİLMEK,GERÇEĞİ GÖRMEKTİR.

    Bugünkü dünya şeytanın cenderesinde kıvranıyor. Şeytan, şerrin sembolü. Bu demektir ki, bugünkü dünya şerrin cenderesinde kıvranıyor.

    Bugünkü dünyayı şeytan yönetiyor.

    Sebep, elbette ki insanın tembellikleri, şehvetleri, suçları, gafletleri, dalaletleri, hıyanetleri, nankörlükleridir. Şimdi, Tanrı, insanlığın ne yapıp nasıl bir tavır sergileyeceğine bakıyor. Sergilenecek tavra göre, yarınlar ya daha kahırlı olacak yahut da mutlu. Ama bu şekilde asla devam etmeyecek.

    Evet, yeni milenyum iki ihtimalden birine gebe: Ya daha kahırlı bir dünya, yahut da mutluluk, rahmet ve berekete açılmış bir dünya. Üçüncü ihtimal yok.

    Şeytan, dünyayı kitlelerin başına geçirdiği piyonlarıyla yönetir. Şeytanın dostluğunda ileri derecelerde olmak, Rahman'a ve insana düşmanlıkta yükselmiş olmakla eşanlamlıdır.

    Büyük düşünür Muhammed İkbal, Avrupalı sömürgecilerin oluşturduğu kuvvetler birliğine 'İblisler Parlamentosu' diyordu.

    İkbal, insanlığın kahır kaynaklarından biri olarak 'fî sebîlillah fesat' üreten ikinci bir şeytanî kuvvet odağından da söz etmiştir: Hurafe ve aldatma dininin baronlarınca oluşturulan saltanat. Onun deyimiyle, mollalar saltanatı.

    İşte, dünyayı bugün bu iki şeytanî güç polaritesi (karşı kutuplu güçler
    sistemi) yönetmektedir. Farkları şu: Birisi Haçlı, birisi sarıklı. Ortak yanları da şu: İkisi de şeytanın taşeronu, ikisi de insanın mutluluğuna musallat.

    Bugün bu iki güç odağı, İkbal'in zamanından çok daha kuvvetli durumda. Bunu, İkbal'in günündeki gibi Avrupa ile sınırlamak yanlıştır. Bugün buna, bir kutupta ABD ve peykleri, öteki kutupta ise koca bir Arap-Acem dünyası eklenmiş bulunuyor.

    Bu gücün başını süper etki noktalarında oturan şeytanî kurmaylar çekiyor. Bunlar, tarihin amansız ve büyük zalimleri, şeytanın unutulmaz işbirlikçileridir.

    Bir de bunlara bağlı, bunların piyonu ve hizmetçisi olarak iş gören ikinci, üçüncü, dördüncü sınıf taşeron şeytancılar var. Taşeron şeytancıların en yamanları, İslam coğrafyalarında mekân tutmuş despot riyakârlardır. Bu imansız ve irfansız şeytan yamakları, gücü, parayı, bazen de oyu müslüman kitlelerden almakta, ama hizmet ve sadakatlerini Haçlı kurmaylara arz etmektedirler. Bunlar için İslam, Haçlı kurmayların onayladığı kadarıyla dindir. Bunların dini, Haçlı kurmayların onayı varsa var, yoksa yoktur. Çünkü bunların her türlü eksiklerini (güç, para, eğitim, siyaset, strateji, propaganda, barınma, siperlenme ve gerekirse silah) Haçlı efendileri ikmal etmektedir.

    Bunların din adına en becerikli oldukları şey, İslam'ın, Haçlı kabulleri dışında kalan kısmının 'o kadar da önemli olmadığı' yolunda delil hazırlamaktır.

    Bunlar; müslümanı kandırma döneminde, Haçlı dünyanın temsil ettiği ve ürettiği tüm değerlere saldırmak suretiyle duygusal müslüman kitleleri kandırıp avlamakta, Haçlıların güç ve imkânlarıyla su başlarına geldikten sonra ise müslümanı hor görmekteler.

    Son yıllarda Türkiye, bu taşeron şeytancılar alanına girmekle kalmadı, bu alanın en önde giden coğrafyalarından biri oluverdi. Çünkü Türkiye, son çeyrek yüzyılda, tarihte eşi az görülebilecek bir riya saltanatının kucağına oturtulmuş bulunuyor.

    Türkiye bir riya yurdu haline getirildi. Ekonomiden dine, tarımdan ticarete, diplomasiden medyaya her şey sanal, her şey yalan ve her şey maskeli...

    Türkiye'yi âdeta riya (ikiyüzlülük, namertlik) güdüyor.

    Müslüman kitleler, öz dinleriyle vuruluyor.

    İslam ülkelerinde, o arada Türkiye'de, mâbet, Allah'a ibadetin yeri olmaktan çok, Allah ile aldatmanın dokunulmazlık verilmiş beyin yıkama laboratuvarı gibi iş görmektedir. Haçlılar bunu sağladıkları için, tüm müslüman ülkelerin birer din devleti yapılmasını ölüm-kalım meselesi biliyorlar. Müslümanları mahvetmek için bundan daha ucuz, daha etkili bir silah olamayacağını anlamış bulunuyorlar.

    Tek istisna, Atatürk Cumhuriyetinin Türkiyesi'dir.

    Haçlı Batı, işte bu 'istisna'yı yarattığı için Atatürk'ü asla affetmiyor, ona duyduğu kin ve nefreti bir türlü dizginleyemiyor.

    Dünya, şeytanın cenderesinden çıkabilecek mi?

    Bunun hesabını yapmak bize düşmüyor. Bize düşen şu soruyu sormak:

    Türkiye şeytanın cenderesinden çıkabilecek mi?

    'Bekleyelim ve görelim' diyenler olacaktır. Biz, şöyle diyoruz:

    'Beklemeyim, çocuklarımıza bırakacağımız ülkedeki dışarıdan güdümlü şer tasallutunu aşmak için eylem yapalım.' Eylem bugün için bilgili, dirayetli ve ilkeli siyasettir.

  • Gülçin Yilmaz
    Gülçin Yilmaz

    -hocam biz ADK'dan geliyoruz.
    -hmmm, bi örencim üyeydi size...
    -kim hocam?
    -mcalş
    -haa :)))) bilimadamı olcam diye bıraktı :)))
    -nesi komik?
    -ya hocam ya bilimin ülkeye ne yararı var?
    -? ? ! ? !

  • Oğulcan Alkan
    Oğulcan Alkan

    Yüce önderin iznden ayrılmayan baştan sona onun düşüncelerinin ışığında ilerleyen düşünce demek benim için....