Savaşın hiç bir geçerli nedeni olmaması gerek fakat açgözlülük ve insanların kendini diğerinden üstün kılma çabası bir takım olayları beraberinde getirerek savaşta demek istemiyorum bir soykırım ve vahşete dönüşüyor.
--------Savaşları bir çok nedene bağlayan Tarihçiler var. Amma ve lakin hiç biride bir nokta da hem fikir olamıyorlar. Aşırı Nüfus artışına, Siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelere bağlayan Felsefecilerimiz var. Doğru bir tespit olduğuna inanan var, inanmayan vardır. --------Peki...Ademle-Havva'nın zamanın da bu sayılan nedenlerin hiç biri yoktu. İlk Kin-kibir ve nefret savaşını Ademin Oğulları başlattı. Duygusal şehvetine yenik düşen Kabil Habil'i öldürmedi mi.??? --------Bazen bir başkasına kızdığımız da her hangi bir Hayvana benzetiriz. İyi de ben hiç biri-birine tecavuz eden hayvan görmedim. Sene de bir gönül rızasıyla çiftleşirler. Bizim gibi az gelişmiş Ülkeler de Kadına, dula, geline, kıza hatta sübyan'a neler yapıl- maktadır. Tezavuz eylemi suç olmaktan kaldırıldı. Tekrar Dini nikâh ön plana çıkarıldı. Üç Hatunu olan Vekillerimiz var. Onlar mi savunacak Kadın haklarını. Altı yaş sübyan kız çocukları Keşişlere peşkeş çekilmedi mi.? Bence Dini nikâhla evlilik bir tezavuz eylemidir. Eskiden yok şöyleymiş-yok böylemiş. Orta Çağ karanlığın da yapılacak başka bir çözüm olmadığından dolayı örfü gelenekler ön plana çıkarılmıştır. Hepsi budur. Ya da O, zamanlar da Mustafa Kemaller mi vardı.? --------Her gün Gökten Yağmur yerine zamlar yağmaktadır. Kira ve benzeri nedenler- den dolayı boşanmalar, hatta intihar eylemleri baş gösterdi bu bir Filistin olaylarının başka bir versiyonu değil mi. Depremler de, Zelzele-i afat ve tufanlarda yaşananlar bir Filistin olaylarının bir benzeri değilmidir? Sayın Filozof Sosyolog...VESSELAM. ------OZAN ÇAKIROĞLU----
Felaketin başka bir boyutu selde kerpiç eviyle Birlikte bugün kaybolan insanlar. Başkalarının acıları için günlerce çığırtkanlık yapanlar bugün kendi acılarına sessizce bakmakta.
Saat 04:17 karlı bir gecenin soğuk ayazında Titretti korkudan kalpleri 2023'ün Şubat'ında Ana baba evlat eş çırpındılar enkaz altında Kesilmiyordu sesler sabahın acı karanlığında
Ya Rabb bu ne acıdır onca cansız bedenler Ardı ardına mı gelir bitmeyen bu depremler Sesimi duyan var mı uzansın yerden eller Yarın mı olacak hep bu geçmeyen günler
Bu nasıl bir tufandır ki yıktı yaktı bizleri Yetim kalan yavrumun acıyor mu dizleri Haydi silin bakalım korkudan kalan izleri Karanlıkları alın verin bizlere gündüzleri
Günaydın kır çiçekleri Açtığın yer belki bir kaya dibi Belki boylu boyunca bir bozkır Ya da denize kucak açtın kumsalda Şehrin betonarme yapısını süslemen bile olası Güzel bakımlı bir bahçede belki yerin Günaydın yürekli kır çiçeklerim.
--------Sevgi Değer Barış Dostu Tuba Hanım: --------Ülkemiz maalesef Deprem kuşağın da. Bu bir kader değildir. Lakin Tabiat olaylarını değiştirme olanağımız da yok. Ancak teknik önlemler alınabilir. Bura da detaya girmeye- ceğim. Altı Şubat zelzelesine yazmış olduğum Destanı izninizle bura da paylaşmak isti- yorum. Acılarınızı yürekten paylaşır, Size ve yakınlarınıza metanetler dilerim...
-----ANADOLU YANIYOR---- Memleket yanıyor birlik zamanı Tabiat kükredi vermez amanı Felaket ayırmaz Dini, imanı Anadolu kavrul de, kan ağladı. --------------------------------------- Bu Devri-Aleme geldi Ahirler Faylar yarıldı, yıkıldı Şehirler Denizler kabardı, coştu nehirler Altı Şubat Şafakta Tan ağladı. --------------------------------------- Zelzele Vatanı, kastı kavurdu On Kenti bir anda, yıktı savurdu Binlerce bedeni candan ayırdı Kavimi, kardeşi yad El ağladı. --------------------------------------- Halebi Yokladı, Hataya Geçti Maraş-ı, Anteb-i kurban mı seçti Ülkemin başına ne haller açtı Barajlar köpürdü, Göl ağladı. --------------------------------------- Urfa'dan Kilis'e uğradı yolu Taa Diyarbakır'a uzandı kolu Ölenlerin hepsi Yaradan kulu Mümin-münafık her kul ağladı. --------------------------------------- Ana- Baba ölmüş Çocuklar yetim Hükümet Saray da indirdi hatim Böyle bir tufan da, olunmaz metin Analar ağıt yaktı, Dil ağladı. ----------------------------------------- Ulusum tek yürek yardıma koştu Gönüller birleşti, bağışlar taştı Siyaset Akvamı, yolundan şaştı Hilafet Niyazlandı, Sol ağladı. ------------------------------------------ Der Vezir, Memleket perişan oldu Zalim Felek vurdu, ocaklar söndü Yüreğim kanıyor, Gözlerim doldu Maşruktan-mağribe her can ağladı... --------OZAN ÇAKIROĞLU------
Sevgili Atakızı arkadaşınızın ruhu şad olsun. "Bu işin sadece deprem kısmı kaderdir ki o bile muamma!" bu sözünüz için aynı düşüncedeyim.
Evet bir olay yaşandı ve bilançosunun bu kadar ağır olması beklenmiyordu. Üzerinden henüz bir kaç ay geçmeden davul çalıp halay çekmekle yitip giden, kuş olup uçan tüm canlara saygısızlık yapıldı. Ben en başta kendi nefsimle birlikte bu olayı hafife alanları kınıyorum. Hiç hesap vermeyecekmiş gibi yaşayanları..
Yüreğine sağlık Nurgül hanım. Çok haklısınız. Sadece siyaset olarak değil bazı vicdanların öldüğüne şahit olduk. Size daha önce de anlatmıştım. Depremden belki bir şekilde kurtulduk ama anlayışsız, vicdanı kıt insanların enkazın da kaldık! Evleri, iş yerleri yağmalanır korkusuyla yardıma gidebilecek onbinlerce kişi yardıma dahi gidemedi. İş yerleri önünde nöbet tuttular. Yazamayacağım o kadar görüntüye şahit oldu ki bu topraklar görmek,duymak yerine ölmeyi tercih edecek kadar... Dokuz ayı geride bıraktığımız halde bazı yerlerde hâlâ konteynerda kalanlar var bu kış nasıl geçer onlar için düşünmek gerekiyor.
Sevgili Tuba o korkunç gün gidilemiyor denilen hataya kendi imkanlarıyla ulaşan arkadaşlarım var. O gün orada çok can yandı kimimizin nişanlısı kimimizin evladı, ana babası benim de arkadaşım maalesef o gece oradaydı hepsi kuş olup uçtular ne yazık ki sorumlular zerre kadar vicdan yapmazlar! Bu psikolojik bir rahatsızlık aslında duyguların körelmesi. Ve Bir takım menfaat sahiplerince dönem kar anaçlı oyunlar. Onlar sanıldığı gibi dindar olmadıkları için ahiret hayatındaki cezalara da inanmazlar. Bu yüzden de çok rahattırlar. Dini sömürerek zavallı gariban halkın inançlarıdır sömürülen… Bu işin sadece deprem kısmı kaderdir ki o bile muamma! Gerisi ihmaller zincirinden başka bir şey değildir.
Tubacım Senin yönetimindeki Sayfa olduğu için Siyasete girmesin diye sonunu bağlamamıştım gerçi bunun adına siyaset denirmi onuda bilmiyorum.madem dile getirdin, tek bomba atılmadan bu ülkenin yarısı savaştan daha büyük bir yıkıma uğradı siyasiler eksiklik ve utanç duymak yerine arsızlık ve pişkinlik sergilediler. Peki bu halkın vicdanı bunlara nasıl sağır ve dilsiz kaldı. Devlet kaderden değil ihtiyattan sorumludur ihtiyatın bahanesi Kader olamaz ihmal olur. Betona gömülen şehirler çoğalan insanlar bir ülkenin niteliği olamaz. Daha fazla çocuk tavsiyesinde bulunmadan yeryüzünde yaşayan tüm canlılara karşı daha fazla nasıl güvenli bir ortam hazırlayabiliriz onların yaşam hakkını nasıl koruyabiliriz diye düşünmesi gereken yöneticilerin düşündüğü tek şey kurban sayısını biraz daha arttırmak.
Sağolun sevgili Atakızı. Özellikle kitap tavsiyesi için teşekkür ederim. "İyi hissetmek" kitabını önerdi değerli bir arkadaşım bu kitabı da sıraya koymak lazım sen önerdiysen güzel olduğuna eminim.
Bende aynı temeniyle sayfayı açmak istedim. Şu an değil belki ama daha sonraları güzel paylaşımlar olsun diliyorum. Bir şekilde bu zor zamanları atlattık diyelim. Bizden sonraki nesil için çalışmak zorundayız. Bu konu da her bireyin daha bilinçli olarak eğitim alması gerektiğini düşünüyorum.
İnsanlar nasıl ki Filistin için ekrandan bakarak ah vah ediyorsa o anlarda da yardımcı olabilecek kişiler sadece bakmakla yetindi. İlk üç gün çok önemli olmasına rağmen hiç bir şekilde müdahale edilememesinin anlamı neydi? Ne yol bahane olabilirdi ne de hava şartları... Saygılarımla
Günaydın sevgili Tuba sayfan hayırlı olsun… bir daha yaşanmaması dileğiyle desem biliyorum ki ülkemiz deprem kuşağında ve bu gerçekçi bir temenni olmayacak. Diliyorum ki bir daha hazırlıklı olalım can kaybımız olmasın. Ve okurlarına mükemmel bir kitap tavsiye etmek istiyorum.
“Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak” Konusu; Dale Carnegie'nin dünyanın her yerinde milyonlarca insan tarafından okunan kitabı Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak üzüntü alışkanlığının üstesinden gelmenize yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Carnegie'nin formülleri 2000'lerin hızla değişen dünyasında da gerçekten çok işe yarayacaktır. Bu formülleri uygulayarak; · İşinizle ilgili üzüntü ve endişelerinizden hemen kurtulabilirsiniz. · Maddi sorunlardan kaynaklanan üzüntülerinizi en aza indirebilirsiniz. · Eleştirilerden yararlanmayı öğrenebilirsiniz · Kendinizi fazlasıyla yormaktan kaçınıp her zaman genç görünmeyi başarabilirsiniz. · Her gün uyanık geçirdiğiniz saatlere bir saat ekleyebilirsiniz · Kendinizi keşfedebilir ve kendiniz olabilirsiniz. Unutmayın; dünyada bir eşiniz daha yok!
Sağolun Bir Gece Vakti. Evet sadece acı var ve bir de yaşanan acılara göğüs gererek kendi imkanlarıyla dahi olsa birilerinin yarasını sarmaya çalışan halkımız, vatandaşımız var. Başta Nurgül hanım olmak üzere ısrarla ihtiyacımızı soran tüm kardeşlerime sizin nezdinizde teşekkür ediyorum. Yüreğinize sağlık.
Yaşayan bilir. ateş düştüğü yeri yakar sözünün tekrar zuhur ettiği o buz gibi sabah beton yığınlarının altında kim hangi sebeple öldü ihmaller ihtimaller ölmeyene ölümü dilettiren tarifi imkânsız acılar.
Ne büyük hırslar büyüttük, kefenden kundağımızda. Bir gecede büyür mü insan Büyür Hiç bir şeyin kendinin olmadığının şuuruna varır. Kaybetmenin ağırlığıyla hayatına tutunmaya çalıştıkça büyür.
Biz de şehitleri gömeriz ama Filistin'de şehitlerini gömmeyip hayatlarının içinde yaşıyorlar demişti bir yazar sohbetinde. Şehit olan bir kıza daha sonraları şehit olan bir oğlanın ailesi kızın babasindan şehit kızı şehit oğluna Allah'ın emriyle istemişti. Ahiret yurduna inananlar bir gün muhakkak kavusacaklarini bilirler.
Dünyanın telasesine ,hirslarimiza öyle bir kapiliyoruz ki , gösterişe dalan riyakâr yaşamlara ev sahipliği yapıyoruz. Ölumu unutuyoruz. Dünyanın gelip geçici olduğunu unutuyoruz. Hiç bir şeyin hatta bedenimizin dahi sahibi olmadığımızı unutuyoruz. Sevdiğim klerimize bir seviyorum demeyi çok görüyoruz bu yüzden. Ya da hatalarimizdan dolayı özür dilemeyi kendimize yakiştiramıyoruz.
Acı__
Tarifi yoktur acının Bazen Gözlerini bir ırmağa yatırır Bazense Bir suçluymuş gibi Dilini hunharca Kesersin...
Konuşacak çok şey var ama konuşacak kimse kalmadı..
Malatya
Bir tır çadır istedik
İki tır kefen gönderdiler
Unutma!
Hakikatli bir köşe yazısı. Ya da duvar yazısı mı demeliyim.
Saygılarımla
https://www.gazeteduvar.com.tr/depremin-kolektif-hafizasi-duvar-yazilari-haber-1611619
Savaşın hiç bir geçerli nedeni olmaması gerek fakat açgözlülük ve insanların kendini diğerinden üstün kılma çabası bir takım olayları beraberinde getirerek savaşta demek istemiyorum bir soykırım ve vahşete dönüşüyor.
Saygılarımla
--------Savaşları bir çok nedene bağlayan Tarihçiler var. Amma ve lakin hiç biride bir
nokta da hem fikir olamıyorlar. Aşırı Nüfus artışına, Siyasal, ekonomik, sosyal ve
kültürel gelişmelere bağlayan Felsefecilerimiz var. Doğru bir tespit olduğuna inanan
var, inanmayan vardır.
--------Peki...Ademle-Havva'nın zamanın da bu sayılan nedenlerin hiç biri yoktu. İlk
Kin-kibir ve nefret savaşını Ademin Oğulları başlattı. Duygusal şehvetine yenik düşen
Kabil Habil'i öldürmedi mi.???
--------Bazen bir başkasına kızdığımız da her hangi bir Hayvana benzetiriz. İyi de ben
hiç biri-birine tecavuz eden hayvan görmedim. Sene de bir gönül rızasıyla çiftleşirler.
Bizim gibi az gelişmiş Ülkeler de Kadına, dula, geline, kıza hatta sübyan'a neler yapıl-
maktadır. Tezavuz eylemi suç olmaktan kaldırıldı. Tekrar Dini nikâh ön plana çıkarıldı.
Üç Hatunu olan Vekillerimiz var. Onlar mi savunacak Kadın haklarını. Altı yaş sübyan
kız çocukları Keşişlere peşkeş çekilmedi mi.? Bence Dini nikâhla evlilik bir tezavuz
eylemidir. Eskiden yok şöyleymiş-yok böylemiş. Orta Çağ karanlığın da yapılacak
başka bir çözüm olmadığından dolayı örfü gelenekler ön plana çıkarılmıştır. Hepsi
budur. Ya da O, zamanlar da Mustafa Kemaller mi vardı.?
--------Her gün Gökten Yağmur yerine zamlar yağmaktadır. Kira ve benzeri nedenler-
den dolayı boşanmalar, hatta intihar eylemleri baş gösterdi bu bir Filistin olaylarının
başka bir versiyonu değil mi. Depremler de, Zelzele-i afat ve tufanlarda yaşananlar
bir Filistin olaylarının bir benzeri değilmidir? Sayın Filozof Sosyolog...VESSELAM.
------OZAN ÇAKIROĞLU----
Filistin'e tüm Müslümanlarının başta olmak üzere, tüm dünyanın sessiz kalması.
İnsanlığın, merhametin, vicdanın ölmesi. Duyarsızlaşmak ...
Oynadığın oyunun kuralını belirlemez isen kuralsız oynanan oyunun maktulü sensin.
Yıldırım T.
Felaketin başka bir boyutu selde kerpiç eviyle Birlikte bugün kaybolan insanlar. Başkalarının acıları için günlerce çığırtkanlık yapanlar bugün kendi acılarına sessizce bakmakta.
Ata Kızı
19.11.2023 - 12:43
En zor olanı da göçüğün değil de ihmalin ve vurdumduymazlığın yol açtığı ölümleri kabullenmekti.
Çok teşekkür ederim.
Sevgiler Atakızı
Evde oturup başka çaresiz insanları izlemek bize yakışan bir şey değil.
(Ellerinden öpülesi bir öğretmenimizin sözü)
?si=myb-LOOh0ybhnubF
En zor olanı da göçüğün değil de ihmalin ve vurdumduymazlığın yol açtığı ölümleri kabullenmekti.
Raziye Yeşilyurt
Saat 04:17 karlı bir gecenin soğuk ayazında
Titretti korkudan kalpleri 2023'ün Şubat'ında
Ana baba evlat eş çırpındılar enkaz altında
Kesilmiyordu sesler sabahın acı karanlığında
Ya Rabb bu ne acıdır onca cansız bedenler
Ardı ardına mı gelir bitmeyen bu depremler
Sesimi duyan var mı uzansın yerden eller
Yarın mı olacak hep bu geçmeyen günler
Bu nasıl bir tufandır ki yıktı yaktı bizleri
Yetim kalan yavrumun acıyor mu dizleri
Haydi silin bakalım korkudan kalan izleri
Karanlıkları alın verin bizlere gündüzleri
Saygılarımla
Teşekkür ederim Müslüm bey. Varlığınız daim olsun.
Daha ne zamana kadar "Çarem ne, dermanım ne?" deyip duracaksın? Sana çare aratan kim? Sen O'nu ara!
Kalemin kavi olsun yüreğin var olsun sevgili Atakızı.
Kır çiçekleri açsın geçtiğin yollarda..
İyi ki varsın.
Katkılarınız için teşekkür ederim Vezir bey.
Yüreğinize sağlık.
Günaydın kır çiçekleri
Açtığın yer belki bir kaya dibi
Belki boylu boyunca bir bozkır
Ya da denize kucak açtın kumsalda
Şehrin betonarme yapısını süslemen bile olası
Güzel bakımlı bir bahçede belki yerin
Günaydın yürekli kır çiçeklerim.
Aslı birer
--------Sevgi Değer Barış Dostu Tuba Hanım:
--------Ülkemiz maalesef Deprem kuşağın da. Bu bir kader değildir. Lakin Tabiat olaylarını
değiştirme olanağımız da yok. Ancak teknik önlemler alınabilir. Bura da detaya girmeye-
ceğim. Altı Şubat zelzelesine yazmış olduğum Destanı izninizle bura da paylaşmak isti-
yorum. Acılarınızı yürekten paylaşır, Size ve yakınlarınıza metanetler dilerim...
-----ANADOLU YANIYOR----
Memleket yanıyor birlik zamanı
Tabiat kükredi vermez amanı
Felaket ayırmaz Dini, imanı
Anadolu kavrul de, kan ağladı.
---------------------------------------
Bu Devri-Aleme geldi Ahirler
Faylar yarıldı, yıkıldı Şehirler
Denizler kabardı, coştu nehirler
Altı Şubat Şafakta Tan ağladı.
---------------------------------------
Zelzele Vatanı, kastı kavurdu
On Kenti bir anda, yıktı savurdu
Binlerce bedeni candan ayırdı
Kavimi, kardeşi yad El ağladı.
---------------------------------------
Halebi Yokladı, Hataya Geçti
Maraş-ı, Anteb-i kurban mı seçti
Ülkemin başına ne haller açtı
Barajlar köpürdü, Göl ağladı.
---------------------------------------
Urfa'dan Kilis'e uğradı yolu
Taa Diyarbakır'a uzandı kolu
Ölenlerin hepsi Yaradan kulu
Mümin-münafık her kul ağladı.
---------------------------------------
Ana- Baba ölmüş Çocuklar yetim
Hükümet Saray da indirdi hatim
Böyle bir tufan da, olunmaz metin
Analar ağıt yaktı, Dil ağladı.
-----------------------------------------
Ulusum tek yürek yardıma koştu
Gönüller birleşti, bağışlar taştı
Siyaset Akvamı, yolundan şaştı
Hilafet Niyazlandı, Sol ağladı.
------------------------------------------
Der Vezir, Memleket perişan oldu
Zalim Felek vurdu, ocaklar söndü
Yüreğim kanıyor, Gözlerim doldu
Maşruktan-mağribe her can ağladı...
--------OZAN ÇAKIROĞLU------
Sevgili Atakızı arkadaşınızın ruhu şad olsun.
"Bu işin sadece deprem kısmı kaderdir ki o bile muamma!" bu sözünüz için aynı düşüncedeyim.
Evet bir olay yaşandı ve bilançosunun bu kadar ağır olması beklenmiyordu.
Üzerinden henüz bir kaç ay geçmeden davul çalıp halay çekmekle yitip giden, kuş olup uçan tüm canlara saygısızlık yapıldı.
Ben en başta kendi nefsimle birlikte bu olayı hafife alanları kınıyorum.
Hiç hesap vermeyecekmiş gibi yaşayanları..
Yüreğine sağlık Nurgül hanım. Çok haklısınız.
Sadece siyaset olarak değil bazı vicdanların öldüğüne şahit olduk. Size daha önce de anlatmıştım. Depremden belki bir şekilde kurtulduk ama anlayışsız, vicdanı kıt insanların enkazın da kaldık!
Evleri, iş yerleri yağmalanır korkusuyla yardıma gidebilecek onbinlerce kişi yardıma dahi gidemedi. İş yerleri önünde nöbet tuttular. Yazamayacağım o kadar görüntüye şahit oldu ki bu topraklar görmek,duymak yerine ölmeyi tercih edecek kadar...
Dokuz ayı geride bıraktığımız halde bazı yerlerde hâlâ konteynerda kalanlar var bu kış nasıl geçer onlar için düşünmek gerekiyor.
Sevgili Tuba o korkunç gün gidilemiyor denilen hataya kendi imkanlarıyla ulaşan arkadaşlarım var. O gün orada çok can yandı kimimizin nişanlısı kimimizin evladı, ana babası benim de arkadaşım maalesef o gece oradaydı hepsi kuş olup uçtular ne yazık ki sorumlular zerre kadar vicdan yapmazlar! Bu psikolojik bir rahatsızlık aslında duyguların körelmesi. Ve Bir takım menfaat sahiplerince dönem kar anaçlı oyunlar. Onlar sanıldığı gibi dindar olmadıkları için ahiret hayatındaki cezalara da inanmazlar. Bu yüzden de çok rahattırlar. Dini sömürerek zavallı gariban halkın inançlarıdır sömürülen…
Bu işin sadece deprem kısmı kaderdir ki o bile muamma! Gerisi ihmaller zincirinden başka bir şey değildir.
Tubacım Senin yönetimindeki Sayfa olduğu için Siyasete girmesin diye sonunu bağlamamıştım gerçi bunun adına siyaset denirmi onuda bilmiyorum.madem dile getirdin, tek bomba atılmadan bu ülkenin yarısı savaştan daha büyük bir yıkıma uğradı siyasiler eksiklik ve utanç duymak yerine arsızlık ve pişkinlik sergilediler. Peki bu halkın vicdanı bunlara nasıl sağır ve dilsiz kaldı. Devlet kaderden değil ihtiyattan sorumludur ihtiyatın bahanesi Kader olamaz ihmal olur. Betona gömülen şehirler çoğalan insanlar bir ülkenin niteliği olamaz. Daha fazla çocuk tavsiyesinde bulunmadan yeryüzünde yaşayan tüm canlılara karşı daha fazla nasıl güvenli bir ortam hazırlayabiliriz onların yaşam hakkını nasıl koruyabiliriz diye düşünmesi gereken yöneticilerin düşündüğü tek şey kurban sayısını biraz daha arttırmak.
Sağolun sevgili Atakızı.
Özellikle kitap tavsiyesi için teşekkür ederim.
"İyi hissetmek" kitabını önerdi değerli bir arkadaşım bu kitabı da sıraya koymak lazım sen önerdiysen güzel olduğuna eminim.
Bende aynı temeniyle sayfayı açmak istedim. Şu an değil belki ama daha sonraları güzel paylaşımlar olsun diliyorum.
Bir şekilde bu zor zamanları atlattık diyelim. Bizden sonraki nesil için çalışmak zorundayız. Bu konu da her bireyin daha bilinçli olarak eğitim alması gerektiğini düşünüyorum.
İnsanlar nasıl ki Filistin için ekrandan bakarak ah vah ediyorsa o anlarda da yardımcı olabilecek kişiler sadece bakmakla yetindi.
İlk üç gün çok önemli olmasına rağmen hiç bir şekilde müdahale edilememesinin anlamı neydi?
Ne yol bahane olabilirdi ne de hava şartları...
Saygılarımla
Günaydın sevgili Tuba sayfan hayırlı olsun… bir daha yaşanmaması dileğiyle desem biliyorum ki ülkemiz deprem kuşağında ve bu gerçekçi bir temenni olmayacak. Diliyorum ki bir daha hazırlıklı olalım can kaybımız olmasın.
Ve okurlarına mükemmel bir kitap tavsiye etmek istiyorum.
“Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak”
Konusu;
Dale Carnegie'nin dünyanın her yerinde milyonlarca insan tarafından okunan kitabı Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak üzüntü alışkanlığının üstesinden gelmenize yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Carnegie'nin formülleri 2000'lerin hızla değişen dünyasında da gerçekten çok işe yarayacaktır. Bu formülleri uygulayarak;
· İşinizle ilgili üzüntü ve endişelerinizden hemen kurtulabilirsiniz.
· Maddi sorunlardan kaynaklanan üzüntülerinizi en aza indirebilirsiniz.
· Eleştirilerden yararlanmayı öğrenebilirsiniz
· Kendinizi fazlasıyla yormaktan kaçınıp her zaman genç görünmeyi başarabilirsiniz.
· Her gün uyanık geçirdiğiniz saatlere bir saat ekleyebilirsiniz
· Kendinizi keşfedebilir ve kendiniz olabilirsiniz. Unutmayın; dünyada bir eşiniz daha yok!
Sağolun Bir Gece Vakti.
Evet sadece acı var ve bir de yaşanan acılara göğüs gererek kendi imkanlarıyla dahi olsa birilerinin yarasını sarmaya çalışan halkımız, vatandaşımız var. Başta Nurgül hanım olmak üzere ısrarla ihtiyacımızı soran tüm kardeşlerime sizin nezdinizde teşekkür ediyorum.
Yüreğinize sağlık.
?si=xp0LG2I6e6dbxjYT
Yaşayan bilir. ateş düştüğü yeri yakar sözünün tekrar zuhur ettiği o buz gibi sabah beton yığınlarının altında kim hangi sebeple öldü ihmaller ihtimaller ölmeyene ölümü dilettiren tarifi imkânsız acılar.
Buraya acıdan başka ne yazılabilir ki?
Acısı
hep içimizde cam kırıkları gibi kalacak...
Teşekkür ederim sayın Şövalye.
İyi ki var gönlü güzel insanlar..
?si=4SNwAylPzfGfc6tc
Bir daha yaşanmaması dileğiyle...
?si=yYD521DMWDFD5CIz
Ne büyük hırslar büyüttük, kefenden kundağımızda.
Bir gecede büyür mü insan
Büyür
Hiç bir şeyin kendinin olmadığının şuuruna varır. Kaybetmenin ağırlığıyla hayatına tutunmaya çalıştıkça büyür.
Biz de şehitleri gömeriz ama Filistin'de şehitlerini gömmeyip hayatlarının içinde yaşıyorlar demişti bir yazar sohbetinde.
Şehit olan bir kıza daha sonraları şehit olan bir oğlanın ailesi kızın babasindan şehit kızı şehit oğluna Allah'ın emriyle istemişti. Ahiret yurduna inananlar bir gün muhakkak kavusacaklarini bilirler.
Dünyanın telasesine ,hirslarimiza öyle bir kapiliyoruz ki , gösterişe dalan riyakâr yaşamlara ev sahipliği yapıyoruz. Ölumu unutuyoruz. Dünyanın gelip geçici olduğunu unutuyoruz. Hiç bir şeyin hatta bedenimizin dahi sahibi olmadığımızı unutuyoruz.
Sevdiğim klerimize bir seviyorum demeyi çok görüyoruz bu yüzden.
Ya da hatalarimizdan dolayı özür dilemeyi kendimize yakiştiramıyoruz.
Acı__
Tarifi yoktur acının
Bazen
Gözlerini bir ırmağa yatırır
Bazense
Bir suçluymuş gibi
Dilini hunharca
Kesersin...