Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) sizce ne demek, Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) size neyi çağrıştırıyor?
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) terimi Elif Key tarafından tarihinde eklendi
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) terimi Elif Key tarafından tarihinde eklendi
Hangi kelimenin sonunda kollarımı açsam da
Sarılsam sana…
Kadınım…
Canım…
Aşkım ! desem olur mu mesela ?
Sen yokken gittim
Korkularımın üstüne
Hiç ardıma bakmadım
Gümüş şiirler yazdım sen yokken
Çok yangın çıktı yüreğimde
Küllerini bile savurmadım
Irak denizlerin fırtınasıydım
Uzak iklimlerin sert rüzgarları
Kulaçlarken denizinde gurbeti
Kanlı savaşlarım,
Belalı sevdalarım olmadı hiç
Ama hep sustum,
Hep ağladım, hep yandım sen yokken.
Bekliyorum dönüşünü yeniden,
Bir gelsen...
C. Külebi
Yoktun ya burda
Burda yokken
Daha sıkı tuttum ellerinden
Daha yakından baktım yüzüne
Daha iyi, daha çok
Gördüm, dinledim seni
Takıldım peşine sonra
Gözlerinden geçen bulutların
Yere düşmüş bir gülün
Belki senin önündeyim şimdi
Arif Damar
Ne varsa verilmemiş,
Alınmamış ne varsa;
Edilmemiş söz,
Patlamamış öfke,
Uyutulmuş ne varsa
Ne varsa kokuyor birden bire...
Ve kayıyor bir şey parmaklarımdan,
Ve belki de işte o zaman
Başlıyor sızlamaya yüreğim.
Yani ben, dört mevsime bölerek bu yürek sızısını,
Günlere,saatlere bölerek bu yürek sızısını,
Sokağım,kentim,vatanım sanarak bu yürek sızısını,
Bir yaprağı durmadan işliyorum bu ölümsüz ağaca.
Günlere,saatlere bölerek bu yürek sızısını...
Hasan Hüseyin Korkmazgil
ne kadar uzağa götürüyorsunuz, ön bilgi alsak??????¿
Haydi seninle saklambaç oynayalım.
Yüreğime saklanırsan eğer,
Seni bulmak zor olmaz.
Ancak kendi kabuğunun
Ardına gizlenirsen,
Seni bulmaya çalışmak
Bir işe yaramaz...
Halil Cibran
Ve sen, hep ertelerdin gelişlerini..
Bir gün, ülkede herkes eşit olacak, demek kadar,
Boş bir vaad gibiydi sözlerin...
Bu ülkede, kimse eşit olmayacak !
Ve sen, hiç gelmeyeceksin şehrime..
M. Uzun
Ve sen hep ertelerdin gelişlerini..
Bir gün, ülkede herkes eşit olacak, demek kadar,
Boş bir vaad gibiydi sözlerin...
Bu ülkede, kimse eşit olmayacak!
Ve sen, hiç gelmeyeceksin şehrime....
M.Uzun
Yalnızca,
Kalben
Manen
Ruhen değil...
Sana,
Maddeten
Cismen
Bedenen de geldim !
Heyhat...
Yanyana geldikçe daha uzak
Birlikteyken daha kimsesiz
Bir ağırı, sızım sızım, yeri belirsiz
O da yalnız
Ben de yalnız
Acılar tütüyor bacamızdan
Görünmeyen taş duvarlar örmüşüz
Duvar olduk kendimize kendimiz
Ne yana dönsek
Kendimize çarparız
Aziz Nesin
Nasıl sevdik karayı, bembeyaz
Sarıyı kıpkızıl,
Pembe-beyaz dallarcasına
Tohum tohum patlarcasına
Üstüne üstüne yürüdük ölümlerin
Aşkın sularına girercesine
Ve tarihin en güzel yaprağını
Güneşin parmağıyla çevirircesine...
Adnan Yücel
Yüreğim ıslaktır benim
Kuytularda ağlamaktan.
Ve hafif uçuktur rengi
Kurusun diye kaç kez,
Güneşe asılmaktan...
Sunay AKIN
Biz, kovulduğumuz kapıya bir daha gitmedik
İstenmediğimiz eşikte beklemedik
Biz, incinsek de incitmedik...
İçim sığırcık dolu...
Açıver isyanlarımı uçuracak bir yolu !
Ahh be Elif CAN...
<3
Korkak şu soruyu sorar; Güvenli mi?
Menfaat şu soruyu sorar; Faydalı mı?
Kibir şu soruyu sorar; Popüler mi?
Ama VİCDAN şu soruyu sorar; ADALETLİ mi?
Giydim ben de yalnızlık hırkasını
Dilimde, eski hüzzamlar
Kulağımda ipek sesi, unutulmuş hatmi çiçeğinin.
Kar mavisi kirpiklerinin sesi
Bir güvercin curcunası olan, yaz göğünün sesi
Usulca çömelip yem arayan serçe sesi
Uçtum o serçeyle
Uçmasını bilen, limon ağacının sesi
Bir Chagall resminin çocuksu sesi
Uykusuz şairler korosunun güneşli sesi
Sanayi sokağında hangarların orada
Uçarı gölgelerin sesi
Mozaikler arasından püsküren, bir çiçeğin sesi
Manastır avlusunda,
Bir Sümer tabletinin kırık sesi
Yaklaştım yanına, gök sayfaları arasında
Sırlar saklayan kapıların sesi
Seviyorsan beni hala, saçındaki leylak sesi...
Ahmet ADA
Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler, iyidir...
H.B.VELİ
ben uzaktan severim
seni de öyle sevdim
bir tutam gökkuşağı karıştı sevdamıza
kuş kanadı bir tutam
bıraktık korkularımızı
uçtuk gittik...
İbrahim Tenekeci
Sessizliğinin mengenesinde sıktıkça beni
Nasıl taklalar attığımı
Nasıl şekilde şekle girdiğimi
Nasıl balataları yaktığımı
Bilmiyorsun tabi...
Yine yazıyorum...
Kime ve neden sorularını sormadan...
Herkes ayrı kaygıda ...
Kimi ekmek
Kimi güç hegemonya
Kimi dünyanın malı ...
Ben ayrıyım ...
Dilimde kefensiz sözcükler
Aklımdaki sorulara gömülen...
Sırtımda cevaplar ağır
Sol yanım 7 milyara sağır...
Gözlerimde bir boşluk
Bakışlarımdan düşüyorum
Derin bir yaraya uzanarak ...
Gidiyorum evet ama nereye ?
Ne kalacak bir yakınlık
Ne de gidilecek bir uzaklıksın artık...
Bugün 19 yaşına giren izmir 'deki güzel prenses için.
Doğum günün kutlu olsun kardeşim.
19 YAŞIM
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
Sana anam gibi hürmet ediyorum
edeceğim
Senin ilk arşınladığın yoldan gidiyorum
gideceğim
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
*
Çok uzaklarda yuvarlanıyor başım
Oturuyor 19 yaşım
yatağımın başucunda
ellerimin avucunda
bana diyor ki;
- kafamızda getirelim geri
o delikanlı günleri cancazım,
o dehşetli güzel günleri...
*
Köpüklü şahlanışların dönüm yeri..
Dünyanın altıda biri;
kan içinde doğuran ana..
İstasyondan istasyona
yalınayak
tankları kovalayarak
açlıkla yarış...
Şarkıların boyu kilometre
ölümün boyu bir karış...
*
Kafkas;
güneş
Sibirya;
kar
Seslenebildiğiniz kadar seslenince.
......
....
...
Hayata fikirlerinizi d/okumaktan korkmayın…
Ata kızı
Gel desen gelemiyo’sun
Git desen gidemiyo’sun
"Külli hâlin yezûlü"
'Her hâl geçicidir', geçici olmasına da
Ba'de harabi'l-basra !
'Basra, harap olduktan sonra' !
Oturacak bir sandalye dahi bulamayıp ayakta kalakalınca
Ve bir yudum su bile verilmeyip öylece susayınca
Yani
Aşk maya tutmayınca gönülde
Gündemine giremeyince
...
Nasıl da alaycı
Nasıl da acı...
Alıp başını uzaklara gitmiş. Mekanı cennet olsun
Varsın bulsun sizi diye
Uçurdum merhabamı güvercinlere...
Ben sizleri dostlarım, her zaman sevdim
Yanınızda olmasam da
Katılmasam da sazlı sözlü günlerinize
Katmasam da kahkahamı kahkahanıza
Hep sizlerle birlikte başladı sabahlarım
Ben sizleri dostlarım
Her zaman sevdim...
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Bana, yarın değil,
Üç hafta, beş ay sonra değil...
Bana, şimdi !
Kırılganlığımda...
Zayıflığımda...
Gelme,
Kaybolacaksan eğer, en muhtaç ânımda !