1939 albert einstein, hayatın farkındaydı ama çok büyük bir deha olmasına rağmen mutluluğuna dair cümleleri pek fazla değil çünkü kendi sözleriyle 'Neşeli şeyler yazamayacak kadar dertliyim. Tanıklık etmek zorunda olduğumuz moral çöküntü ve yarattığı sonuçların acısı kendini bir an bile unutturmayacak kadar ezici. Kendinizi ne kadar işinize gömerseniz gömün sinsi bir duygu, kaçınılmaz bir trajedi sezgisi sizi izliyor' (Jeremy Bernstein, Einstein,Çeviren:Nazan Hekim Tuğbay, Nar Yayınları)
Albert Einstein yüzyılımızın önemli isimlerinden birisi hiç şüphesiz. Onu, ilk defa Galile tarafından dile getirilen fakat kendisinin geliştirdiği izafiyet teorisi, ayrıca madde-enerji ilişkisini veren ünlü (E=mc2) denklemi ve 1922'de Nobel ödülü almasını sağlayan fotoelektrik etki üzerindeki çalışmalarıyla tanıyor dünya. Einstein sadece iyi bir fizikçi ve matematikçi değildi, matematiği fizikte iyi kullanabilme kabiliyetine de sahipti. Evreni en azından mekanik anlamda iyi anlayabilen başarılı bir sentezciydi.
Kimine göre bir keman virtüyözüydü aynı zamanda. Annesi ona küçükken keman dersleri aldırmıştı ve müziği seviyordu (müzik ve matematiğin tabiî ilgisi) . Yakından tanıyanlara göre ise bir virtüyöz olamadı ancak, amatörler arasında da hatırı sayılır bir yeri vardı.
Türkçeye çevrilen eserlerde aşağıda yer verdiğimiz türden düşüncelerine pek rastlanmasa da, Batı'nın kendi kriterleri açısından 20. yüzyılın önemli düşünürlerinden birisi olarak kabul ettiği Einstein aslında felsefî meselelerle çok erken yaşlarda ilgilenmeye başlamıştır. Bunda kısmen, evlerinde kiracı olarak kalan Max Talmey adlı bir öğrencinin payı olduğunu söyler. Küçük Einstein henüz 13 yaşındayken Leibniz'in bazı metinlerini ve Kant'ın Saf Aklın Tenkidi'ni Talmey ile birlikte okuyup tartışmıştır. Daha sonra, madde ve enerji arasındaki eşdeğerlik ilkesine dair notlarında ünlü Alman filozofu Leibniz'den de bahsedecektir.
Einstein bilimsel gerçeklik, felsefe, etik ve siyasete dair yazılar yazmış, sosyal konular üzerinde de düşünmüş ve kanaatlerini fiziksel metaforlarla değil de, herkesin anlayacağı bir dille (sehl-i mümteni) ifade etmiştir. Bunlar, esas olarak Einstein'ın düşünce yapısı hakkında (her ne kadar bazı tarafları; yetiştiği dönem, ortam ve din kültürüne bağlı olarak bize garip ve ters gelse de) fikir vermesi açısından önemlidir. İşte bunlardan bazıları:
'Müzik için bir tutku olduğu gibi, anlamak için de bir tutku vardır. Bu tutku daha ziyade çocuklarda görülür, fakat yaşın ilerlemesiyle çoğunda kaybolur. Bu olmaksızın, ne matematik ne de tabiî bilimler olurdu. Bende her zaman mevcut olan bu tutku asla azalmadı.'
'Konfor ve mutluluk benim için asla ulaşılması gereken amaçlar olmadı. Mal sahibi olma, aldatıcı vitrin başarıları ve lüks hayat ilk gençlik döneminden bu yana bana küçümsenmeye ve hor görülmeye lâyık şeyler gibi geldi. Hatta ahlâkın bu en alt derecesini zevk düşkünü sefihlerin ideali olarak adlandırıyorum.'
'Hayat her zaman bir birşey olmaktır, asla mevcut olmak değil.'
Din ve Ahlâk 'Kozmik dinî tecrübe, derin bir bilimsel araştırma sırasında birden beliren en soylu, en güçlü birşeydir. Kendi çabalarını ve yeteneğini anlamayan, bilimsel düşüncede hiçbirşeyin kendiliğinden oluşmayacağını görmeyen kişi, bilimsel bir eseri doğurabilecek tek şey durumundaki doğrudan pratik hayatın gücü olan his gücünü değerlendirmesini de bilemez.'
'Dinin gerçeği benim için, insanın kendisini bir başka insanın yerine koyabilmesi, onun sevinciyle sevinip, onun üzüntüsüyle kederlenmesidir.'
'Emredici ahlâk insanlığın en kıymetli geleneğidir. Ahlâkî davranış basitçe, hayatın belli zevklerine sırt dönmenin emredilmesine dayanmaz. Daha ziyade, bütün insanlar için daha mutlu bir kader olarak kabul edilen faydaya dayanır
Albert EİNSTEİN; yüzyılın en iyi bilimadamı seçildi.Binlerce bilimadamı kendine hep onu örnek aldı(bende dahil) .Bulduğu teoremlerle dünyayı ayağa kaldırdı.Bir çok mualifinin EİNSTEİN teoremlerini hiçe saymak için püskürttükleri hırçınlığı, yaptığı basın toplantılarındaki inanılmaz sakinliğiyle bertaraf etti.Günümüzde bile ispatlanamayan teoremlerini tüm dünyaya kabul ettirirken, soğukkanlılığını ve barışçı tavırlarını herkes ayakta alkışladı.İvme kuramını oluşturmak için tam 7 yıl odasından dışarı çıkmadı.Bilimin ilgi odağı olduğunu bildiği için ortaya attığı yanlış teoremlerde olmuştur ama bu teoremlerin bile bilime çok farklı boyutlar kattığı tartışılamaz bir doğrudur.Tek kelimeyle özetlemek gerekirse; EİNSTEİN tek başına insanlık tarihini tamamen değiştiren ve insanların uzayın gizemli dünyasına dalmasını sağlayan teoremleriyle bilimi köklü bir değişikliğe uğratmış ve tarih sayfalarına kendi adını altın harflerle yazdırmıştır...
Marilyn Monroe..Nasıl yani dediniz hemen,durun anlatayım o zaman: Bir gün Marilyn Einstein'a gel seninle evlenelim senin gibi zeki benim gibi güzel çocuklarımız olsun demiş,Einstein biraz düşünmüş ve: ya tam tersi olursa demiş,yani senin gibi aptal benim gibi çirkin...
İki kedisi vardır, anne ve yavru kedi...Marangozu çağırır ve çalışırken onları unuttuğu için kapıya kendileri rahatça dışarı çıksınlar diye biri büyük biri küçük iki delik açmasını ister.. Marangoz bir büyük deliğin ikisine de yeteceğini söyleyince:'Büyük şeyleri düşünenler küçük şeyleri düşünemez' der..
1939 albert einstein, hayatın farkındaydı ama çok büyük bir deha olmasına rağmen mutluluğuna dair cümleleri pek fazla değil çünkü kendi sözleriyle 'Neşeli şeyler yazamayacak kadar dertliyim. Tanıklık etmek zorunda olduğumuz moral çöküntü ve yarattığı sonuçların acısı kendini bir an bile unutturmayacak kadar ezici. Kendinizi ne kadar işinize gömerseniz gömün sinsi bir duygu, kaçınılmaz bir trajedi sezgisi sizi izliyor' (Jeremy Bernstein, Einstein,Çeviren:Nazan Hekim Tuğbay, Nar Yayınları)
'Bir önyargıyı ortadan kaldırmak atomu parçalamaktan daha zordur'
ALBERT EİNSTEİN
albert einstein:özelde zamanın göreceliği,genelde dünya hayatının izafiyetini tek kelimeyle acıklayan üstün ve zeki adam....
adam çapkın çıktı...hehe...
ama ben onu izafiyet teorisi ile hatırlarım hep...
Mileva Maritsch'ın eski eşi:P
alber eniştemi çağrıştırıyor. bazende dersanedeki einstein ve saz arkadaşları gurubumuzu hatırlatıyor
Ölmek üzereyken Almanca bir şeyler söylemiş ama odasındaki hemşire tek kelime Almanca bilmediği için son sözleri asla bilinemeyecek.
Bir mil kaç fitir(tam tersi de olabilir) diye sorulunca kendisine...BİLMİYORUM demiş
nasıl olur da koskoca albert bunu bilmez,diye sorup şaşıranlara
iki dakikada bu bilgiye ulaşabilirim.O zaman neden gereksiz yere zihnimi böylesi şeylerle doldurayım ki?
diyen bir deha...
......
Uyku delisi tek bağdaştıımız nokta da bu zati..
yanlışları kendi kadar tanınmayan biri
TANIMADIĞIMIZ EİNSTEİN
Albert Einstein yüzyılımızın önemli isimlerinden birisi hiç şüphesiz. Onu, ilk defa Galile tarafından dile getirilen fakat kendisinin geliştirdiği izafiyet teorisi, ayrıca madde-enerji ilişkisini veren ünlü (E=mc2) denklemi ve 1922'de Nobel ödülü almasını sağlayan fotoelektrik etki üzerindeki çalışmalarıyla tanıyor dünya.
Einstein sadece iyi bir fizikçi ve matematikçi değildi, matematiği fizikte iyi kullanabilme kabiliyetine de sahipti. Evreni en azından mekanik anlamda iyi anlayabilen başarılı bir sentezciydi.
Kimine göre bir keman virtüyözüydü aynı zamanda. Annesi ona küçükken keman dersleri aldırmıştı ve müziği seviyordu (müzik ve matematiğin tabiî ilgisi) . Yakından tanıyanlara göre ise bir virtüyöz olamadı ancak, amatörler arasında da hatırı sayılır bir yeri vardı.
Türkçeye çevrilen eserlerde aşağıda yer verdiğimiz türden düşüncelerine pek rastlanmasa da, Batı'nın kendi kriterleri açısından 20. yüzyılın önemli düşünürlerinden birisi olarak kabul ettiği Einstein aslında felsefî meselelerle çok erken yaşlarda ilgilenmeye başlamıştır. Bunda kısmen, evlerinde kiracı olarak kalan Max Talmey adlı bir öğrencinin payı olduğunu söyler. Küçük Einstein henüz 13 yaşındayken Leibniz'in bazı metinlerini ve Kant'ın Saf Aklın Tenkidi'ni Talmey ile birlikte okuyup tartışmıştır. Daha sonra, madde ve enerji arasındaki eşdeğerlik ilkesine dair notlarında ünlü Alman filozofu Leibniz'den de bahsedecektir.
Einstein bilimsel gerçeklik, felsefe, etik ve siyasete dair yazılar yazmış, sosyal konular üzerinde de düşünmüş ve kanaatlerini fiziksel metaforlarla değil de, herkesin anlayacağı bir dille (sehl-i mümteni) ifade etmiştir. Bunlar, esas olarak Einstein'ın düşünce yapısı hakkında (her ne kadar bazı tarafları; yetiştiği dönem, ortam ve din kültürüne bağlı olarak bize garip ve ters gelse de) fikir vermesi açısından önemlidir. İşte bunlardan bazıları:
'Müzik için bir tutku olduğu gibi, anlamak için de bir tutku vardır. Bu tutku daha ziyade çocuklarda görülür, fakat yaşın ilerlemesiyle çoğunda kaybolur. Bu olmaksızın, ne matematik ne de tabiî bilimler olurdu. Bende her zaman mevcut olan bu tutku asla azalmadı.'
'Konfor ve mutluluk benim için asla ulaşılması gereken amaçlar olmadı. Mal sahibi olma, aldatıcı vitrin başarıları ve lüks hayat ilk gençlik döneminden bu yana bana küçümsenmeye ve hor görülmeye lâyık şeyler gibi geldi. Hatta ahlâkın bu en alt derecesini zevk düşkünü sefihlerin ideali olarak adlandırıyorum.'
'Hayat her zaman bir birşey olmaktır, asla mevcut olmak değil.'
Din ve Ahlâk
'Kozmik dinî tecrübe, derin bir bilimsel araştırma sırasında birden beliren en soylu, en güçlü birşeydir. Kendi çabalarını ve yeteneğini anlamayan, bilimsel düşüncede hiçbirşeyin kendiliğinden oluşmayacağını görmeyen kişi, bilimsel bir eseri doğurabilecek tek şey durumundaki doğrudan pratik hayatın gücü olan his gücünü değerlendirmesini de bilemez.'
'Dinin gerçeği benim için, insanın kendisini bir başka insanın yerine koyabilmesi, onun sevinciyle sevinip, onun üzüntüsüyle kederlenmesidir.'
'Emredici ahlâk insanlığın en kıymetli geleneğidir. Ahlâkî davranış basitçe, hayatın belli zevklerine sırt dönmenin emredilmesine dayanmaz. Daha ziyade, bütün insanlar için daha mutlu bir kader olarak kabul edilen faydaya dayanır
Albert EİNSTEİN; yüzyılın en iyi bilimadamı seçildi.Binlerce bilimadamı kendine hep onu örnek aldı(bende dahil) .Bulduğu teoremlerle dünyayı ayağa kaldırdı.Bir çok mualifinin EİNSTEİN teoremlerini hiçe saymak için püskürttükleri hırçınlığı, yaptığı basın toplantılarındaki inanılmaz sakinliğiyle bertaraf etti.Günümüzde bile ispatlanamayan teoremlerini tüm dünyaya kabul ettirirken, soğukkanlılığını ve barışçı tavırlarını herkes ayakta alkışladı.İvme kuramını oluşturmak için tam 7 yıl odasından dışarı çıkmadı.Bilimin ilgi odağı olduğunu bildiği için ortaya attığı yanlış teoremlerde olmuştur ama bu teoremlerin bile bilime çok farklı boyutlar kattığı tartışılamaz bir doğrudur.Tek kelimeyle özetlemek gerekirse; EİNSTEİN tek başına insanlık tarihini tamamen değiştiren ve insanların uzayın gizemli dünyasına dalmasını sağlayan teoremleriyle bilimi köklü bir değişikliğe uğratmış ve tarih sayfalarına kendi adını altın harflerle yazdırmıştır...
İnsanlığın görebileceği en büyük bilim adamlarından biri.Bilindiği gibi sadece bilim adamı da değil.Aynı zamanda sosyalizme inanan bir düşünür.
şimdilerde heryerde duyduğum (önyargıyı kırmanın atomu parçalamaktan daha zor olduğu ile ilgili) sözün dahi sahibi.
Marilyn Monroe..Nasıl yani dediniz hemen,durun anlatayım o zaman:
Bir gün Marilyn Einstein'a gel seninle evlenelim senin gibi zeki benim gibi güzel çocuklarımız olsun demiş,Einstein biraz düşünmüş ve: ya tam tersi olursa demiş,yani senin gibi aptal benim gibi çirkin...
su an yasadigim sehirde dogmus.
Fotografları gelecekteki halimi yansıtıyor. üstad
E=mc²
İki kedisi vardır, anne ve yavru kedi...Marangozu çağırır ve çalışırken onları unuttuğu için kapıya kendileri rahatça dışarı çıksınlar diye biri büyük biri küçük iki delik açmasını ister..
Marangoz bir büyük deliğin ikisine de yeteceğini söyleyince:'Büyük şeyleri düşünenler küçük şeyleri düşünemez' der..
O benim hayalim..