Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da Uzun bir hastalık gibi Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi Bitti.
sayfalar dolusu yazabilirim her halde..ama kısa tutacağım.. en yorulduğum, bunaldığım anlarda bile yüzüme bir avuç soğuk su çarpmış gibi kendime getiyor beni şiirleri.. çok fena seviyorum kendisini çok :)
2000 yılının Nisan ayında Ankara'da tıfıl bir üniversiteli öğrenciyken karanfilde karşılaştığım babacan,sevimli ve devrimci şair...'Çocuksun Sen' adlı kitabını benim için imzaladı sağolsun..
BEKLESEM Biri var, nasıl konuşursa, herkesin öyle düşünmesini ister Sfenks demiştim daha önce yanıldım bir soytarıydı her nasılsa tarihe sızan
Beklesem unuturdum uçurumların dilini ve ömrümün bütün karşılığı ödünç alınan bir umut olurdu ki şimdi onu da yitirmiş kurtuluş parkında bekleyen biri ......................................
dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu şu samanyolu hani avuçlarından dökülen kum taneleri var ya onlardan birindeyim yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum
Yine bir duman çöktü sokağa, kent tutuştu Bütün sığınaklarda seni arıyorum, nerdesin Aklıma dökülen hatıralar hattında bir yangın Bir çapraz ateş başlıyor, newroz diyor birileri Dün bir demircydim oysa ben, ufku eritirdim Bugünse ateş altındayım Hatıralarımı yazma
Dokunduğu her şeyi güzelleştiren ender şaiirlerden biri...
Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü ....... Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün ......
....... Anısı biz olalım bu sokakların ve hiç durmadan yağmur yağsın Biz gürültüsüz sözcükler bulalım sarmaşıklar fısıldaşsın yine Gidersek birlikte gideriz yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen ...........
Uğuldayan ve hep uğuldayan Bir orman kadar üşüyorum şimdi Yanlış rüzgarlar esiyor dallarımda Yanlış ve zehirli çiçekler açıyor Kanımda kocaman gözleriyle bir çığlık
Su ve ses kadar beklediğim Ne kaldı geride,bilmiyorum Uzanıp uyumak istiyorum gölgeme Ve sarınmak o kocaman gözlerin Uğuldayan rüzgarlarına
Bir acıyı yaşarım ve zehirden Çiçekler üretirim kömür karası Uçurum kadar bir yalnızlık Yaratırım kendime,atlarım Anısı yoktur küçük rüzgarların
Yapraklarım yok artık kuşlarım yok Büsbütün viran oldu dağlarım Ezberimdeki türküler de savrulup gitti Ömrümün karşılığı kalmadı sesimde Sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü ....
güzel serüvenciler yaratıyor belki şiirlerin okumaya deger! ama benim sevdigim fazla inandırmış bu serüvenlere kendini... oşiiri yaşarken serüvencim aşkımıza dönüşü olmadı...affedilmedi bir kez daha dönüşü olmadı bana ve serüvenimize...birde isterdim ki son büyük serüvevencilerde dönebilir gecip gittikleri aşklara ayrılıklara bunun üzerinede yazsaydı eminim ahmet tellinin yazdıgı satırları yaşayan sevdigim belki dönerdi o yarım kalmış serüvenine,serüvenimize...!
büyük aşklar büyük yolculuklarla başlar ve sadece serüvenciler çıkar bu yollara...
İlk sevgilimin bana aldığı kasetle birlikte uzun süre sesinden şiirler dinlediğim insan varlığı. Ta ki Cansever'i ve Uyarı ve Ece'yi ve Berk'i tanıyana kadar. Bir eski ilk aşk şarkısı.
''Gitmek. Bir hançeri inceltip Okyanusa daldırmak isteği Ya da düşebilmek atlasların Dışına ki ey kalbim Yalnızsın bu yolculukta da Gitmek. O kaos duygusu, aklın Sarsıntılarla yorgun düşüşü Bilincin kamaşması belki de. Rehin bırakılacak bir şey yok Unuttuklarından başka. Gitmek. Bir büyü gibi saran Ağrılar yumağı, kışkırtılmış Düşlerdir ki sen şimdi Esirgeme kendini kalbim Kederin o derin yalnızlığından ''
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi
Bitti.
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
“sulanmamış çiçekler gibi kuruyor her şey.
her şey bir yolculuğun hüznünü taşıyor.
gidip de gelmemek üzere bütün yüzler”
sayfalar dolusu yazabilirim her halde..ama kısa tutacağım..
en yorulduğum, bunaldığım anlarda bile yüzüme bir avuç soğuk su çarpmış gibi kendime getiyor beni şiirleri..
çok fena seviyorum kendisini çok :)
2000 yılının Nisan ayında Ankara'da tıfıl bir üniversiteli öğrenciyken karanfilde karşılaştığım babacan,sevimli ve devrimci şair...'Çocuksun Sen' adlı kitabını benim için imzaladı sağolsun..
Aşka aşık olmayı
Hüzünden damıtalan yaşamımı
Meydan okumayı inadına
Eğrilmemeyi
Temiz kalabilmeyi... çok seviyorum tüm şiirlerini
Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan
Bulutlara rüzgara asarım suretini her akşam
Her akşam bir mektup yazarım dağlar kadar....
Suya düşen bir karanfilse yüreğin
bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm
vursun seni o taştan bu taşa
o çağlayandan bu çağlayana
su çürüdü...
karşılık...
BEKLESEM
Biri var, nasıl konuşursa, herkesin
öyle düşünmesini ister
Sfenks demiştim daha önce
yanıldım
bir soytarıydı
her nasılsa tarihe sızan
Beklesem
unuturdum uçurumların dilini
ve ömrümün bütün karşılığı
ödünç alınan bir umut olurdu
ki şimdi onu da yitirmiş
kurtuluş parkında bekleyen biri
......................................
hala koynumda resmin...
gülüşün eklenir kimliğime
dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
kum taneleri var ya onlardan birindeyim
yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte
çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum
AŞKLAR MI DİYORDUN, ANLADIM
SENİN İNCİNDİĞİN BENİMSE
YOLLARA DÜŞTÜĞÜMDÜR YENİDEN
BİTEN BİR AŞK İÇİN
SÖYLENECEK SÖZ ŞU OLMALI
-GÜZELDİ YİNE DE
HİÇ KİMSE BİR AŞKI
ONARMAYA KALKMASIN
KAYBEDİLMEYE DEĞER
EN GÜZEL ANINDA BİTİRİLMİŞSE EĞER....
Yine bir duman çöktü sokağa, kent tutuştu
Bütün sığınaklarda seni arıyorum, nerdesin
Aklıma dökülen hatıralar hattında bir yangın
Bir çapraz ateş başlıyor, newroz diyor birileri
Dün bir demircydim oysa ben, ufku eritirdim
Bugünse ateş altındayım
Hatıralarımı yazma
Dokunduğu her şeyi güzelleştiren ender şaiirlerden biri...
Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü
.......
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün
......
.......
Anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmadan yağmur yağsın
Biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşıklar fısıldaşsın yine
Gidersek birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen
...........
anisi biz olalim tüm zamanlarinnnnnn
Sonsuza kadar sonsuzluğa asılı kalmak
Tanrılara ödül insanoğluna cezaysa
Kalbim bağışlanmayacak birşey yap
Katlanma kendine ve bu dünyaya
.......
onu anlatcak kelimeler yokk, benim sairimm :))
karda izler bırakıyorum
...kendine bir deniz bul artık bir de rüzgar...
...
Gitmek. Bir büyü gibi saran
Ağrılar yumağı, kışkırtılmış
Düşlerdir ki sen şimdi
Esirgeme kendini kalbim
Kederin o derin yalnızlığından
GİDERSEN YIKILIR BU KENT
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adreslerdeydik, kimliksizdik belki
sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
üşür müydük nar çiçekleri ürperirken
Gidersen kim sular fesleğenleri
kuşlar nereye sığınır akşam olunca
Sessizliğini dinliyorum şimdi ve soluğunu
sustuğun yerde birşeyler kırılıyor
bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
öpüştüğümüz her yer adınla anlılyor
bir de seni ekliyorum susuşlarıma
Selamsız saygısız yürüyelim sokakları
belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar
adını bilmedeğimiz dostlar kalır yalnız
yüreğimize alırız onları, ısıtırız
gardiyan olmayız kendi ömrümöüze her akşam
Gidersen kar yağar avuçlarıma, üşürsün
bir ceylan sessizliği olur burada aşklar
Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında
durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde
menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak
yangınları anımsatıyor genç ölüleri artık
Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
isyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
devriyeler basıyor karartılmış evleri yine
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da ölür
bir tufan olurum sustuğun her yerde
Ahmet TELLİ
...
Hiç kimse bir aşkı
Onarmaya kalkmasın
Kaybedilmeye değer
En güzel anında bitirilmişse eğer
sessizce çekip gidiyorum şimdi,
sessiz we kimliksiz
belki yine gelirim,
sesime ses weren olursa bir gün
Uğuldayan ve hep uğuldayan
Bir orman kadar üşüyorum şimdi
Yanlış rüzgarlar esiyor dallarımda
Yanlış ve zehirli çiçekler açıyor
Kanımda kocaman gözleriyle bir çığlık
Su ve ses kadar beklediğim
Ne kaldı geride,bilmiyorum
Uzanıp uyumak istiyorum gölgeme
Ve sarınmak o kocaman gözlerin
Uğuldayan rüzgarlarına
Bir acıyı yaşarım ve zehirden
Çiçekler üretirim kömür karası
Uçurum kadar bir yalnızlık
Yaratırım kendime,atlarım
Anısı yoktur küçük rüzgarların
Yapraklarım yok artık kuşlarım yok
Büsbütün viran oldu dağlarım
Ezberimdeki türküler de savrulup gitti
Ömrümün karşılığı kalmadı sesimde
Sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü
....
Kalbim unut bu şiiri
güzel serüvenciler yaratıyor belki şiirlerin okumaya deger! ama benim sevdigim fazla inandırmış bu serüvenlere kendini... oşiiri yaşarken serüvencim aşkımıza dönüşü olmadı...affedilmedi bir kez daha dönüşü olmadı bana ve serüvenimize...birde isterdim ki son büyük serüvevencilerde dönebilir gecip gittikleri aşklara ayrılıklara bunun üzerinede yazsaydı eminim ahmet tellinin yazdıgı satırları yaşayan sevdigim belki dönerdi o yarım kalmış serüvenine,serüvenimize...!
büyük aşklar büyük yolculuklarla başlar
ve sadece serüvenciler çıkar bu yollara...
İlk sevgilimin bana aldığı kasetle birlikte uzun süre sesinden şiirler dinlediğim insan varlığı. Ta ki Cansever'i ve Uyarı ve Ece'yi ve Berk'i tanıyana kadar.
Bir eski ilk aşk şarkısı.
Ayni soruyu sormaktan, minör
Agrilardan yoruldum,gitmeliyim buralardan
Içimde buharlasan civayi soluyorum artik
Yoruldum yoruldum yoruldum
Gereklilik kipinde yasamaktan.
soluklanmak için okunabilecek bir şair
vala ailemin uzakta kalmış bir ferdi gibi yazdıklarına hayranıım
''Gitmek. Bir hançeri inceltip
Okyanusa daldırmak isteği
Ya da düşebilmek atlasların
Dışına ki ey kalbim
Yalnızsın bu yolculukta da
Gitmek. O kaos duygusu, aklın
Sarsıntılarla yorgun düşüşü
Bilincin kamaşması belki de.
Rehin bırakılacak bir şey yok
Unuttuklarından başka.
Gitmek. Bir büyü gibi saran
Ağrılar yumağı, kışkırtılmış
Düşlerdir ki sen şimdi
Esirgeme kendini kalbim
Kederin o derin yalnızlığından ''
şiirlerinde kendimi bulduğum şair..kafam bozukken..yalnızken..umut ararken okuduğum şiiri..