Çocukluğum köyde geçti. Meyve ağaçları çok tabi köyde. köyün bütün çocuklarıda ağaç tepesinde. (Bu arada Allah'a çok şükür kimsenin habersiz tek bir meyvesini yememişimdir) . Küçüğüz tabi o zamanlar maymun gibi daldan dala. Yoo hiç ağaçtan düştüğümü bilmem ama maymun gibi daldan dala atlayan ben nedense bir türlü ağaçtan aşağıya inemezdim. Sonra anneee, babaaa inemiyorum. Bıkmıştı herkes benden inemeyeceksen ağaca mağaca çıkma da seninle uğraşmayalım derlerdi. Ah bir çocuk olsam yine ağaç tepelerinde kalsam, arkadaşlarım olsa yanımda, annem babam....
AĞAÇTAN DÜŞ.. Ruhu şad olasıca NEWTON. şu; bizim bir döneme damgasını vuran, bi şarkı vardı hani? O ağacın altını hatırlarmısın...diye devam ederdi.ondan mı etkilendiydi acep te? elma ağacının altında oturma gafletinde bulunarak,hem 'ağaçtan düşmek' zorunda kalan elmayı,Hem de 'Yer çekimi kanunu'nu' bulmakla tarihe geçmiş ve ayrıca 'Gökten üç elma düştü'şekliyle söylenen yinelemeyi de edebiyat tarihine bilmeden katarak katkıda bulunan değerli şahsiyet.... =0) anıyorum kendisini...
offfffff! ! ! ! tam da yaz tatilini başlandığı gündü..Karne hediyem kırmızı bisiklet o akşam gelecekti..Geldi de..ama ben tüm yaz boyu yatmak zorunda kaldığım için hep o kapı önünde beni bekledi....Çünkü portakal ağacından düşüp yatmamı gerektiren yaralar almıştım.. Sözün özü.. Kırmızı bisikleti çağrıştırır....
ağaca çıkmadımki düşeyim:D
aklıma küçüklüğÜM
GELDİ COK DÜŞTÜM
BİRKERESİ YAVRU KEDİYİ KURTARAYIM DERKEN ERIK AĞCINDAN
DÜŞMÜSTÜM
COK BETER BİŞEY NEFESİM KESİLDİ
BİRDE ARKADSLARIM BAŞIMDA GÜLMEZMİ!
AĞLAYIMMI ONLARLA KAVGAMI
EDEYIM
Çocukluğum köyde geçti. Meyve ağaçları çok tabi köyde. köyün bütün çocuklarıda ağaç tepesinde. (Bu arada Allah'a çok şükür kimsenin habersiz tek bir meyvesini yememişimdir) . Küçüğüz tabi o zamanlar maymun gibi daldan dala. Yoo hiç ağaçtan düştüğümü bilmem ama maymun gibi daldan dala atlayan ben nedense bir türlü ağaçtan aşağıya inemezdim. Sonra anneee, babaaa inemiyorum. Bıkmıştı herkes benden inemeyeceksen ağaca mağaca çıkma da seninle uğraşmayalım derlerdi. Ah bir çocuk olsam yine ağaç tepelerinde kalsam, arkadaşlarım olsa yanımda, annem babam....
ağaca çıkan bir taş! ..
ağaçtan düşememesi taşın...
taşı ağacın yemesi..
ve taşın geri istenmesi.
cok düsmüsümdür cok yaramzdim ben ya :)) milettden cekinmesem halen cikacam agaclarin üstünede ayip olur bu yastan sonra :)))
AĞAÇTAN DÜŞ..
Ruhu şad olasıca NEWTON. şu; bizim bir döneme damgasını vuran, bi şarkı vardı hani? O ağacın altını hatırlarmısın...diye devam ederdi.ondan mı etkilendiydi acep te? elma ağacının altında oturma gafletinde bulunarak,hem 'ağaçtan düşmek' zorunda kalan elmayı,Hem de 'Yer çekimi kanunu'nu' bulmakla tarihe geçmiş ve ayrıca 'Gökten üç elma düştü'şekliyle söylenen yinelemeyi de edebiyat tarihine bilmeden katarak katkıda bulunan değerli şahsiyet.... =0) anıyorum kendisini...
iflas etmiş bir iş adamını veye iş kadınını
ilerdeki dutlar dolgun ve baş parmağımın büyüklüğündeydi....
ama altımdaki dalın kalınlılığınında o kadar olduğunu fark etmedim...
dayak yéméğe bénsemez
salıncaktan düşmek de yeteri kadar acı veriyor.. ;)
offfffff! ! ! !
tam da yaz tatilini başlandığı gündü..Karne hediyem kırmızı bisiklet
o akşam gelecekti..Geldi de..ama ben tüm yaz boyu yatmak zorunda kaldığım için hep o kapı önünde beni bekledi....Çünkü portakal ağacından düşüp yatmamı gerektiren yaralar almıştım..
Sözün özü..
Kırmızı bisikleti çağrıştırır....
çocukluğumda etrafta tırmanacak ağaç yoktu, eski bir su deposundan düştüm.. burnumu kırdım.. sayılır mı?
Önce çıkmayı göze almak lazım.. Sonrası bir denge sorunu...