Acele giden ecele gider. Şeytanın insanı düşürdüğü en büyük tuzaktır. İnsanın düşünerek, ölçüp biçerek iş yapması şeytanı teleşlandırır, şeytan isterki insan her işinde düşünmeden alel acele kara verip uygulasın ve yanlışa daha çok yakın olsun.
Yıllar önce, çok uzaklarda bir adam varmış. Bu adam çalışmak amacı ile çok uzaklara gitmiş ve yıllarca çalışmış. Sonunda memleketine dönme zamanı gelmiş. Bu çalışma sürecinde toplam 3000 akçe biriktirmiş ve evinin yolunu tutmuş. Evine doğru giderken yolu büyük bir şehirden geçmiş. Yolda yürürken köşe başında birisi 'Bir nasihat bin akçe, bir nasihat bin akçe' diye bağırıyormuş. Adam düşünmüş: 'Nasıl olur, bir nasihati bin akçeye satarlar, ben yıllarca çalıştım ve sadece 3000 akçe biriktirdim' Bu ise pek akli ermemiş ama merak iste. Duramamış ve adama bin akçe vererek o nasihati satın almış. Nasihat ' KADERDE NE VAR İSE O ÇIKAR' ve yoluna devam etmiş...
İlerde yine köse başında başka bir adam bağırıyormuş 'bir nasihat bin akçe' diye. Adam yine dayanamamış bin akçe de o adama vermiş ve ikinci nasihatı da satın almış. İkinci nasihat da: GÖNÜL KIMI SEVERSE GÜZEL ODUR' Son kalan bin akçesi ile de yoluna devam etmiş. Tam şehrin çıkışında yine köşe başında bir adam bir nasihati bin akçeye satıyor. Adam bir parasına bakmış, bir de nasihati satan şahsa, dayanamamış ve kalan son akçesiyle de o nasihatı satın almış. Son nasihatte: 'HİÇ BİR İŞ ACELEYE GELMEZ'. Parasız yoluna devam etmiş. Şehrin çıkışında büyük bir topluluk ile karsılaşmış. Topluluk telaş içindeymiş. Yaklaşmış ve oradakilerden birine neler olduğunu sormuş. Oradan birisi açıklamış, demiş ki: Burada şehrin tüm su ihtiyacını karşılayan bir kuyu var, ama kuyunun içinde de canavar var. Canavar suyu tutmuş, göndermiyor. Aşağıya kim indiyse bir türlü çıkamadı. Şimdi herkes korkuyor aşağı inmeye' Adam düşünmüş ve ilk satın aldığı nasihat aklına gelmiş. 'Kaderde ne var ise o çıkar' aşağı inmeye karar vermiş. Aslında bu nasihatleri herkes bilir ama uygulayabilmemiz için belli bir bedel ödememiz gerekiyor. İnince canavar hemen yakalamış ve yerine götürmüş. Demiş ki: 'Buraya gelenlerin hepsine bir soru sordum ve bilemediler. Eğer sen bilirsen seni serbest bırakırım.' Bir dizine sarışın ve dünya güzeli bir kadın, diğer dizine de kurbağa koymuş ve 'söyle bakalım hangisi güzel? ' demiş. Adam düşünürken aklına ikinci aldığı nasihat gelmiş ve 'gönül kimi severse güzel odur' demiş. Bu cevap canavarın çok hoşuna gitmiş. Zira canavar,kurbağanın gözlerine aşıkmış. Adamı salmış ve suyu bırakmış. Almışlar krala götürmüşler ve ağırlığınca altın vermişler. Adamımız yoluna devam etmiş ve nihayet evine varmış. Evinin camından içeri bakmış. Bir de ne görsün; karisi genç biri ile diz dize oturuyor. Hemen kılıcını çekmiş ve tam içeri girerken üçüncü nasihat aklına gelmiş 'Hiçbir is aceleye gelmez'. Kılıcını kınına koymuş ve içeri girmiş. Hoş beşten sonra karısına o genci sormuş. Kadın da: 'bey sen gittiğinde ben hamileydim ve bir oğlumuz oldu. Bu genç senin oğlun' demiş. KADERİNİZ ve YOLUNUZ AÇIK OLSUN, HAYAT ACELE ETMEYE GELMEZ. MEVLANA
'kim ki bir şeyi vaktinden evvel istical eyler ise mahrumiyetle muateb olur.'yani kim bir şeyi vaktinden önce elde etmek için acele ederse,o şeyden mahrum olmakla cezalandırılır................................................(*)
bugün güzel bir sözün tesiri altına girdim.
,, gideceğiniz yerlere çok acele etmemek lazım, yeterince kalınmadan başka yerlere varılmaz.''
her şey olması gerektiği gibi ve olması gerektiği zamanda olmaktaydı.
Acele giden ecele gider.
Şeytanın insanı düşürdüğü en büyük tuzaktır.
İnsanın düşünerek, ölçüp biçerek iş yapması şeytanı teleşlandırır,
şeytan isterki insan her işinde düşünmeden alel acele kara verip uygulasın ve yanlışa daha çok yakın olsun.
İnsan bazan şerri,
hayrı ister gibi ister.
Pek acelecidir bu insan.
İsra 11
İKİ AYAĞIN Bİ PABUÇA GİRMESİ, AKSİLİKLERİN O ANDA TOPLANMASI İŞİN İÇİNE ŞEYTANIN KARIŞMASI...
Şeytanın işi, acele edenler sonda pişman olacaklar.
acele ise cabucak seytan karisa bilen.. ve bütün islerin ters gitmesine neden olan bir terim.. (
ACELE ETMEK
Yıllar önce, çok uzaklarda bir adam varmış. Bu adam çalışmak amacı ile çok uzaklara gitmiş ve yıllarca çalışmış. Sonunda memleketine dönme zamanı gelmiş. Bu çalışma sürecinde toplam 3000 akçe biriktirmiş ve evinin yolunu tutmuş. Evine doğru giderken yolu büyük bir şehirden geçmiş. Yolda yürürken köşe başında birisi 'Bir nasihat bin akçe, bir nasihat bin akçe' diye bağırıyormuş. Adam düşünmüş: 'Nasıl olur, bir nasihati bin akçeye satarlar, ben yıllarca çalıştım ve sadece 3000 akçe biriktirdim' Bu ise pek akli ermemiş ama merak iste. Duramamış ve adama bin akçe vererek o nasihati satın almış. Nasihat ' KADERDE NE VAR İSE O ÇIKAR' ve yoluna devam etmiş...
İlerde yine köse başında başka bir adam bağırıyormuş 'bir nasihat bin akçe' diye. Adam yine dayanamamış bin akçe de o adama vermiş ve ikinci nasihatı da satın almış. İkinci nasihat da: GÖNÜL KIMI SEVERSE GÜZEL ODUR' Son kalan bin akçesi ile de yoluna devam etmiş. Tam şehrin çıkışında yine köşe başında bir adam bir nasihati bin akçeye satıyor. Adam bir parasına bakmış, bir de nasihati satan şahsa, dayanamamış ve kalan son akçesiyle de o nasihatı satın almış. Son nasihatte: 'HİÇ BİR İŞ ACELEYE GELMEZ'. Parasız yoluna devam etmiş. Şehrin çıkışında büyük bir topluluk ile karsılaşmış. Topluluk telaş içindeymiş. Yaklaşmış ve oradakilerden birine neler olduğunu sormuş. Oradan birisi açıklamış, demiş ki: Burada şehrin tüm su ihtiyacını karşılayan bir kuyu var, ama kuyunun içinde de canavar var. Canavar suyu tutmuş, göndermiyor. Aşağıya kim indiyse bir türlü çıkamadı. Şimdi herkes korkuyor aşağı inmeye' Adam düşünmüş ve ilk satın aldığı nasihat aklına gelmiş. 'Kaderde ne var ise o çıkar' aşağı inmeye karar vermiş. Aslında bu nasihatleri herkes bilir ama uygulayabilmemiz için belli bir bedel ödememiz gerekiyor. İnince canavar hemen yakalamış ve yerine götürmüş. Demiş ki: 'Buraya gelenlerin hepsine bir soru sordum ve bilemediler. Eğer sen bilirsen seni serbest bırakırım.' Bir dizine sarışın ve dünya güzeli bir kadın, diğer dizine de kurbağa koymuş ve 'söyle bakalım hangisi güzel? ' demiş. Adam düşünürken aklına ikinci aldığı nasihat gelmiş ve 'gönül kimi severse güzel odur' demiş. Bu cevap canavarın çok hoşuna gitmiş. Zira canavar,kurbağanın gözlerine aşıkmış. Adamı salmış ve suyu bırakmış. Almışlar krala götürmüşler ve ağırlığınca altın vermişler.
Adamımız yoluna devam etmiş ve nihayet evine varmış. Evinin camından içeri bakmış. Bir de ne görsün; karisi genç biri ile diz dize oturuyor. Hemen kılıcını çekmiş ve tam içeri girerken üçüncü nasihat aklına gelmiş 'Hiçbir is aceleye gelmez'. Kılıcını kınına koymuş ve içeri girmiş. Hoş beşten sonra karısına o genci sormuş. Kadın da: 'bey sen gittiğinde ben hamileydim ve bir oğlumuz oldu. Bu genç senin oğlun' demiş.
KADERİNİZ ve YOLUNUZ AÇIK OLSUN, HAYAT ACELE ETMEYE GELMEZ. MEVLANA
'kim ki bir şeyi vaktinden evvel istical eyler ise mahrumiyetle muateb olur.'yani kim bir şeyi vaktinden önce elde etmek için acele ederse,o şeyden mahrum olmakla cezalandırılır................................................(*)
güzel bir Deniz Seki parçasıdır. yağmur sesi ile çok iyi bir uyum sağlamıştır diyebilirim.
şeytanın başka işi yokmu böle boş şeylerle uğraşıyo yawww...bıraksada insanlar işlerini halletse yaa
şeytanın maydonoz olmayı sevdiği terim......
Yavaşça acele et.
Festina lente.
cele kelimesinin önüne a da gelebilir e de fark etmez bakınız:
Ecele giden
Acele gider.
hayat denen zaman diliminde tuzağına düştüğümüz için bir çok şeyin tadına varamamamıza neden olan durumdur...
festina lante.....yavaş yavaş acele et...
bunu yapmamalıydım...
yine sana düştüm....
ateşe attım onca insanı..........
ben bir günahkarım..........
olmadık bir zamanda işlerin ortaya çıkması
acele giden ecele gider. biraz sakin...relax...şşşş....