Tarihî roman ve piyes yazarı. İstanbul’da doğdu. İlköğrenimini Nişantaşı İttihad ve Terakkî Mektebi’nde (1919) , ortaöğrenimini Gazi Osmanpaşa Ortaokulu ve Kabataş Lisesi’nde yükseköğrenimini Mühendis Mektebi ve Güzel Sanatlar Akademisi Mimarî Bölümü’nde yaptı. Adana Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ile Millî Eğitim Bakanlığı’nda çalıştı. Sonra özel büro açtı. İstanbul’da öldü. Konularını Türk tarihinden alan, tarihsel romanları ile tanındı. Gençlerin ve ortaöğrenim öğrencilerinin severek okuduğu bir romancıdır. Romanlarının çoğu filme çekildi. Kozanoğlu piyesler de yazmıştır. İlk baskılarına göre romanları: 1. Kızıl Tuğ (1927) , 2. Seyyid Battal (1929) , 3. Boğaç Han (T. Demiray ile birlikte, 1929) , 4. Kaniıoğlu Kanturalı (1929) , 5. Boz Aygırlı (1929) , 6. Kara Çoban (1929) , 7. Küçük Korsan (1930) , 8. Kurtlar (1935) , 9. Küçük Kahraman (1935) , 10. Gültekin, Orhun Barkı Kahramanı (1936) , 11. Küçük Uçman (T. Demiray iie birlikte 1936) , 12. Kuduzlar Kraliçesi (T. Demiray ile birlikte, 1938) , 13. Kuş Adamın Maceraları (T. Demiray ile birlikte, 1938) , 14. Atlı Han (1942) , 15. Kozanoğlu (1943) , 16. Lâle Devrinde Patrona-lılar Saltanatı (1943) , 17. Malkoçoğlu (1943) , 18. Savcı Bey (1944) , 19. Kolsuz Kahraman (1945) , 20. Battal Gazi (1946) , 21. Türk Korsanları (1948) , 22. Şeydi Ali Reis (1951) , 23. Dağlar Delisi (1952) , 24. Fâtih Feneri (1952) , 25. Sene i van oğlu (1957) , 26. Hilâl ve Salip (1961) , 27. Algaya’nm Ölümü (1962) , 28. Altın Saçlı Kız (1962) , 29. Cengiz Han’ın Hazineleri (1962) , 30. Hülâgû’nun Gözdesi (1962) , 31. Kız Kulesi Kahramanı (1962) , 32. Tibet Canavarı (1962) , 33. Ağahan’m Yüzüğü (1963) , 34. Altın Hançer (1963) , 35. Boz kurt’un İntikamı (1963) , 36. Kızıl Kadırga (1963) , 37. Arena Kraliçesi (1964) , 38. Sarı Benizli Adam (1964) , 39. Kubllay Han’ın Gelini (1965) . Oyunları: 1. Kozanoğlu (1928) , 2. Tavşan Başı (1944) , 3. Tokat (1944) , 4. Sezar ve Kleopatra (1948) . Keloğlan‘in Hatıratı adlı bir eseri daha var.Kitaplarının tam bir listesi Yeni Yayınlar Mart-1967 sayısındadır
Abdullah Ziya Kozanoğlu...İlk okuduğum romanın yazarı kitabın adıda Türk korsanlarıyıdı...Daha sonra Folter arkadaşın listesindeki tüm kitaplarıda okumuştum..iyi bir tarih bilgisi ve hayal gücü kazandırıyor sanırım.Cemil Meriç'den:Zevaco'nun(Paryadanlar yazarı) talebesi 'Kozanoğlu'... Ama çocukluğunda Abdullah Ziya Kozanoğlu olan arkadaşların sonradan tatlı bir hatıra diye bakmaları güzel olmuyo..Çünkü o zmanalr büyük zevk veren kitaplar sonradan basit geliyor ve o tatlı hatıralar yıpranıyor.Tanıyan kim unutabilir ki Kelle Bekiri,Pala Hüseyini,Seyit Ali Reisin Hindistan Maceralarını..Barbarosu,Turgut Reisi...Neden İlköğretimde Abdullah Ziya Kozanoğlunun kitaplarını okutmazlar yada merak ettircek bir metnini kitaplara almazlar ki.?
Haftada ortalama bir Kitap okuyorum ve Acıkcası gunluk stresimden ve olaylardan uzaklastıran ve bambaska alemlere goturen bilm-kurgu,tarih romanlarını okuyorum.Bir gün her zaman gittiğim kitapcıya gittim ve en alt raflarda onu gordum. Evet! Kozanoğlunun Türk Korsanları adlı romanını.Okudukca okudum ve kitabı 3 yada 4 gunde bıtırdım.Yaklasık iki gündür Kozanoğlunun diger kitaplarından herhangi birini arıyorum.Hiç farketmez yeterki o yazmış olsun. İnanın bana onun romanları içerisinde Bazen At üzerinde bazen kale kuşatırken bazen gemiden gemiye atlarken buluyorum. Son bi şey olarak da İnanın en olmadık yerde bile belgeleriyle gösteriyor ve Cakılıp kalıyorsunuz...
sizler icin bir yerlerden arakladim, heyecandan dükkanin ismine bakmak aklima gelmedi...
okuyun:
Abdullah Ziya Kozanoglu ESERLERİ Hepsi de roman olmak üzere çok sayida kitabi olan Kozanoglu'nun basilmis eserlerinden bazilari; Kiziltug,1923 Atli Han,1923 Türk Korsanlari,1926 Seyit Ali Reis,1927 Gültekin,1928 Kozanoglu,1929 Kolsuz Kahraman,1930 Savci Bey,1931 Saribenizli Adam,1932 Malkoçoglu,1933 Patronalilar,1934 Tavsanbasi,1935 Tokat,1936 Battal Gazi Destani,1937 Sencivanoglu,1938 Fatih Feneri,1949 Karakoldaki Ayna,1950 Daglar Delisi,1951 Hilal ve Haç,1958 Kizil Kadirga,1962 Arena Kraliçesi,1964 Kubilay Hanin Gelini,1966 Kizil Tug Yayinevinin 'üç ayri kaynaktan' derledigi biografisi; '1321 yilinin ocak ayinin 3.günü Besiktasta dogdu. Bu tarih, bugün 1906 ocak ayinin 16. Gününe ve Zodiak takvimine göre Oglak burcuna uyar' diye basliyor (bu ilginç biografiyi, her eski edebiyat meraklisina ayrica tavsiye ederim) . Kabatas Erkek Lisesini(1922) , GSA Mimarlik ve Teknik Üniversitesi Mühendislik bölümünü (1929) bitirdi.1932'de Milli Egitim Bakanligi basmimari oldu. Daha sonra, bagimsiz olarak mimarlik ve müteahhitlik yapti. Spora da merakli olan Kozanoglu, bir süre Besiktas kulübü baskanligini üstlendi. Yazar 1966 yilinda vefat etti.
Belki eski kitapçilarda, veya 'Kelepir'lerden birisinde karsilasmis, ama dikkat etmemissinizdir, Cumhuriyet döneminin ilk tarihi macera romani olan 'Kizil Tug'a (1923) . Hiç bir zaman 'yüksek edebiyat' içinde degerlendirilmeyen, elestirmenlerin, tarihçilerin ilgisini çekmeyen Kozanoglu külliyati, Türkiye'de en çok baski yapan ve okunan romanlardan olusuyor. Üstelik onun, açtigi yoldan ilerleyenlere, sinemaya ve çizgi romana yaptigi etkileri de gözönüne alirsak, ne kadar önemli oldugu hemen anlasilacaktir. Iddia ediyorum ki, bugün 35 yasin üzerindeki her Türk vatandasi, onun kurgusuna dayanan birden fazla kitap, çizgi roman veya film ile karsilasmistir. Özel kanallar nedeniyle de, yeni nesil bile karsilasmaya devam ediyor. Mesela, Suat Yalaz'in 'Karaoglan'i, 'Kizil Tug'daki Otsukarci tiplemesinin bir uyarlamasidir sadece. Asil efsanevi karakteri ise, Cüneyt Arkin'i sinemada bir külte dönüstüren 'Malkoçoglu'durl.
Romana yansiyan Türkçülük Kozanoglu romanlarini edebi anlamda tartismak bize pek birsey kazandiracak gibi görünmüyor. Önemli olan, yazarin yazma amaci, dönemin tarihi ve o tarihteki egemen ideoloji ile iliskileri. Kitaplarini yayinlayan T.Demiray, onu 1920'lerde kesfedisini söyle anlatiyor; 'Türkiye'ye, Türk ülküsüne, Türk davasina olan sicak imanindan A.Ziya'nin ressam oldugu kadar verimli bir yazar olacagina karar verdim'. Sonra da bu ilk romaninin yerini belirliyor; 'Kizil Tug bütün bir gençligin içinden duydugu devrimin ilk öncüsüdür. Konusunu büyük Türk tarihinden alan ve öz Türk kelimelerinden birkaçina her sayfada cümleleri içinde yer veren Kizil Tug, dogan neslin ruhundaki gizli arzu ve heyecanlari üste çikaran bir darbedir'. Anlasilacagi gibi, bu roman ve yazma amaci, o dönemdeki milli düsünce akiminin temsilciligini üstlenmisti. Bu düsünce akimi; 'büyük Türk ulusunu birlestirecek o tek dile, tek siveye ve tek ülküye dogru, Kizil Tug'da baslayan, (...) , yedi yil sonra Atatürk'ün komutasinda tempolasan' Türkçülük, Turancilikti.
Turancilik'tan söz açilinca, dönem tarihine dönmek ve Kozanoglu'nun Türkçülügü ile Atsiz'in, Sepetçioglu'nun Türkçülügünü ayirmak zorunlu oldu. Türkçülügün ortaya çikmasi(1908) , asagi yukari Abdullah Ziya'nin dogumuna tekabül eder(1906) . Yetisme çagi boyunca, yükselen bu yeni degerin etkilerini hisseden Abdullah Ziya'nin Türkçülügü, yikilan Imparatorlugun yerine kurulacak ulus devlet modelini savunan tarzdadir. Bu tarz Türkçülük, II. Dünya savasindan sonra etkisini kaybetti. Onun yerini, daha irkçi-soven bir milliyetçiligin aldigini görüyoruz. Atsiz'in romanlarini, bu yeni tarz içinde degerlendirmek uygun olur.
Ercüment Kalmik imzali ilüstrasyonlari, sikça tasvir edilen cenk sahneleri, at sirtinda yapilan bozkasi oyunlari, Çin imparatorunun sarayina dek uzanan entrikalari ve tarihi sahsiyetlerin resmi geçidi ile, itiraf edeyim ki, ilgi çekici bir roman 'Kizil Tug'. Post-Modern edebiyatin son yillardaki vazgeçilmez kahramanlarindan Hasan Sabbah, romanin bas aktörlerinden birtanesi. Öykünün önemli bir bölümü ise 'Alamut Kalesi'nde geçiyor. Roman, ard arda siralanmis öykülerden olusmus. Öyküler o kadar bagimsiz ki, kendi hesabima ben, 'Kizil Tug'dan 'esinlenmis' iki, üç Cüneyt Arkin filmi izledigimi rahatlikla söyleyebilirim.
'Kizil Tug'da, döneme göre baska yenilikler de var; milli bir suur asilamak amaciyla yazilmasinin etkisiyle, sik sik dipnotlar verilmis. Kimi zaman öztürkçe kelimelerin anlamlarini açikliyor, kimi zaman eski adetler, inançlar, kisiler hakkinda bilgiler veriyor. Yazar, ilk romani olusu nedeni ile, 'Fatih Feneri', 'Hilal ve Haç' romanlarinda üstesinden gelinen tutarsizliklardan kaçinamamis. Bu metinde zaman ve mesafe mefhumu yok. Mesela, Timuçin, Orta Asya'da karsilastigi Otsukarci'nin yola çikacagini ögrenince, 'sen Horasan'dan geçecek misin' diye soruyor. Kahramanlarimiz, bugün motorlu tasitlarla asilmasi güç olan mesafeleri, kus olup geçiyorlar. Bir bakiyorsunuz Alamut kalesindeyiz, bir bakiyorsunuz Çin Sarayinda. Anlati –bakis açisi teknigi- de ilginç. Öykü,1000'li yillarda sürerken aniden anlatici araya girip bugünlerden sözediyor. Aslinda Kozanoglu, tarihi metin ile yasanan zaman veya tarihi gerçek arasinda gidis gelislerin en güzel örnegini 'Sencivanoglu' romaninda yapmisti. Yazar o kadar özgürdür ki, kendi hayali karakterinin Osmanli'yi elestirisine düstügü dipnotta; metinsel gerçeklik ile tarihi gerçekligi 'bakin, elin arabinin gördügünü, Osmanli padisahlari farkedememis, Imparatorlugu felakete sürüklemis' diyecek kadar yer degistirtebilir.
Timuçin'in, Hasan Sabbah'in, Ömer Hayyam'in ve daha bir çok Mogol, Acem, Iran, Arap kökenli insanin, kisaca Dogu'nun tamaminin Türk oldugunu varsayan Kozanoglu, geçmis ile bugün arasindaki iliskiyi 'beyin göçünü' de kapsiyacak biçimde genisletir. Bakin, kahramanimiz Otsukarci, Hayyam'i nasil elestiriyor; 'Türk ulusu bunlara verdigi yaratma ve kafa dölüyle ögündügü kadar Türklerden kazandiklari bu degerleri de el ülkesine, yabancilara sattiklarini da düsündükçe acinacaktir'. Kozanoglu karakterleri için son bir hatirlatma daha yapmak gerekir; 'Kizil Tug' daki kahramanimiz Otsukarci, her ne kadar Hasan Sabbah'in kizi ile tutkulu bir ask yasasa da, bu askin duygusal yönü agir basar. Yazarin sonraki romanlarindaysa, yazdigi dönemlerdeki bir baska popüler türün, avantür polisiyelerin, özellikle Mayk Hammer'in etkileriyle, erkek karakterlerin daha çapkin, kadinlarin daha isveli oldugu erotik sahneleri hemen farkedersiniz.
Tarihî roman ve piyes yazarı. İstanbul’da doğdu. İlköğrenimini Nişantaşı İttihad ve Terakkî Mektebi’nde (1919) , ortaöğrenimini Gazi Osmanpaşa Ortaokulu ve Kabataş Lisesi’nde yükseköğrenimini Mühendis Mektebi ve Güzel Sanatlar Akademisi Mimarî Bölümü’nde yaptı. Adana Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ile Millî Eğitim Bakanlığı’nda çalıştı. Sonra özel büro açtı. İstanbul’da öldü.
Konularını Türk tarihinden alan, tarihsel romanları ile tanındı. Gençlerin ve ortaöğrenim öğrencilerinin severek okuduğu bir romancıdır. Romanlarının çoğu filme çekildi. Kozanoğlu piyesler de yazmıştır.
İlk baskılarına göre romanları: 1. Kızıl Tuğ (1927) , 2. Seyyid Battal (1929) , 3. Boğaç Han (T. Demiray ile birlikte, 1929) , 4. Kaniıoğlu Kanturalı (1929) , 5. Boz Aygırlı (1929) , 6. Kara Çoban (1929) , 7. Küçük Korsan (1930) , 8. Kurtlar (1935) , 9. Küçük Kahraman (1935) , 10. Gültekin, Orhun Barkı Kahramanı (1936) , 11. Küçük Uçman (T. Demiray iie birlikte 1936) , 12. Kuduzlar Kraliçesi (T. Demiray ile birlikte, 1938) , 13. Kuş Adamın Maceraları (T. Demiray ile birlikte, 1938) , 14. Atlı Han (1942) , 15. Kozanoğlu (1943) , 16. Lâle Devrinde Patrona-lılar Saltanatı (1943) , 17. Malkoçoğlu (1943) , 18. Savcı Bey (1944) , 19. Kolsuz Kahraman (1945) , 20. Battal Gazi (1946) , 21. Türk Korsanları (1948) , 22. Şeydi Ali Reis (1951) , 23. Dağlar Delisi (1952) , 24. Fâtih Feneri (1952) , 25. Sene i van oğlu (1957) , 26. Hilâl ve Salip (1961) , 27. Algaya’nm Ölümü (1962) , 28. Altın Saçlı Kız (1962) , 29. Cengiz Han’ın Hazineleri (1962) , 30. Hülâgû’nun Gözdesi (1962) , 31. Kız Kulesi Kahramanı (1962) , 32. Tibet Canavarı (1962) , 33. Ağahan’m Yüzüğü (1963) , 34. Altın Hançer (1963) , 35. Boz kurt’un İntikamı (1963) , 36. Kızıl Kadırga (1963) , 37. Arena Kraliçesi (1964) , 38. Sarı Benizli Adam (1964) , 39. Kubllay Han’ın Gelini (1965) . Oyunları: 1. Kozanoğlu (1928) , 2. Tavşan Başı (1944) , 3. Tokat (1944) , 4. Sezar ve Kleopatra (1948) . Keloğlan‘in Hatıratı adlı bir eseri daha var.Kitaplarının tam bir listesi Yeni Yayınlar Mart-1967 sayısındadır
Hayali Türk kahramanlarının tarihi yazarı
lise yıllarımda güzel romanları ile tanıştım.
Abdullah Ziya Kozanoğlu...İlk okuduğum romanın yazarı kitabın adıda Türk korsanlarıyıdı...Daha sonra Folter arkadaşın listesindeki tüm kitaplarıda okumuştum..iyi bir tarih bilgisi ve hayal gücü kazandırıyor sanırım.Cemil Meriç'den:Zevaco'nun(Paryadanlar yazarı) talebesi 'Kozanoğlu'...
Ama çocukluğunda Abdullah Ziya Kozanoğlu olan arkadaşların sonradan tatlı bir hatıra diye bakmaları güzel olmuyo..Çünkü o zmanalr büyük zevk veren kitaplar sonradan basit geliyor ve o tatlı hatıralar yıpranıyor.Tanıyan kim unutabilir ki Kelle Bekiri,Pala Hüseyini,Seyit Ali Reisin Hindistan Maceralarını..Barbarosu,Turgut Reisi...Neden İlköğretimde Abdullah Ziya Kozanoğlunun kitaplarını okutmazlar yada merak ettircek bir metnini kitaplara almazlar ki.?
Haftada ortalama bir Kitap okuyorum ve Acıkcası gunluk stresimden ve olaylardan uzaklastıran ve bambaska alemlere goturen bilm-kurgu,tarih romanlarını okuyorum.Bir gün her zaman gittiğim kitapcıya gittim ve en alt raflarda onu gordum.
Evet! Kozanoğlunun Türk Korsanları adlı romanını.Okudukca okudum ve kitabı 3 yada 4 gunde bıtırdım.Yaklasık iki gündür Kozanoğlunun diger kitaplarından herhangi birini arıyorum.Hiç farketmez yeterki o yazmış olsun.
İnanın bana onun romanları içerisinde Bazen At üzerinde bazen kale kuşatırken bazen gemiden gemiye atlarken buluyorum.
Son bi şey olarak da İnanın en olmadık yerde bile belgeleriyle gösteriyor ve Cakılıp kalıyorsunuz...
cocuklugumun ve ortaögretimin ilk yillarinda tiryakisi oldugum yazar..
Türk olmanin bayagi matah bir sey olduguna inanmissam suclusu bu adamdir...
sizler icin bir yerlerden arakladim, heyecandan dükkanin ismine bakmak aklima gelmedi...
okuyun:
Abdullah Ziya Kozanoglu
ESERLERİ
Hepsi de roman olmak üzere çok sayida kitabi olan Kozanoglu'nun basilmis eserlerinden bazilari;
Kiziltug,1923
Atli Han,1923
Türk Korsanlari,1926
Seyit Ali Reis,1927
Gültekin,1928
Kozanoglu,1929
Kolsuz Kahraman,1930
Savci Bey,1931
Saribenizli Adam,1932
Malkoçoglu,1933
Patronalilar,1934
Tavsanbasi,1935
Tokat,1936
Battal Gazi Destani,1937
Sencivanoglu,1938
Fatih Feneri,1949
Karakoldaki Ayna,1950
Daglar Delisi,1951
Hilal ve Haç,1958
Kizil Kadirga,1962
Arena Kraliçesi,1964
Kubilay Hanin Gelini,1966 Kizil Tug
Yayinevinin 'üç ayri kaynaktan' derledigi biografisi; '1321 yilinin ocak ayinin 3.günü Besiktasta dogdu. Bu tarih, bugün 1906 ocak ayinin 16. Gününe ve Zodiak takvimine göre Oglak burcuna uyar' diye basliyor (bu ilginç biografiyi, her eski edebiyat meraklisina ayrica tavsiye ederim) . Kabatas Erkek Lisesini(1922) , GSA Mimarlik ve Teknik Üniversitesi Mühendislik bölümünü (1929) bitirdi.1932'de Milli Egitim Bakanligi basmimari oldu. Daha sonra, bagimsiz olarak mimarlik ve müteahhitlik yapti. Spora da merakli olan Kozanoglu, bir süre Besiktas kulübü baskanligini üstlendi. Yazar 1966 yilinda vefat etti.
Belki eski kitapçilarda, veya 'Kelepir'lerden birisinde karsilasmis, ama dikkat etmemissinizdir, Cumhuriyet döneminin ilk tarihi macera romani olan 'Kizil Tug'a (1923) . Hiç bir zaman 'yüksek edebiyat' içinde degerlendirilmeyen, elestirmenlerin, tarihçilerin ilgisini çekmeyen Kozanoglu külliyati, Türkiye'de en çok baski yapan ve okunan romanlardan olusuyor. Üstelik onun, açtigi yoldan ilerleyenlere, sinemaya ve çizgi romana yaptigi etkileri de gözönüne alirsak, ne kadar önemli oldugu hemen anlasilacaktir. Iddia ediyorum ki, bugün 35 yasin üzerindeki her Türk vatandasi, onun kurgusuna dayanan birden fazla kitap, çizgi roman veya film ile karsilasmistir. Özel kanallar nedeniyle de, yeni nesil bile karsilasmaya devam ediyor. Mesela, Suat Yalaz'in 'Karaoglan'i, 'Kizil Tug'daki Otsukarci tiplemesinin bir uyarlamasidir sadece. Asil efsanevi karakteri ise, Cüneyt Arkin'i sinemada bir külte dönüstüren 'Malkoçoglu'durl.
Romana yansiyan Türkçülük
Kozanoglu romanlarini edebi anlamda tartismak bize pek birsey kazandiracak gibi görünmüyor. Önemli olan, yazarin yazma amaci, dönemin tarihi ve o tarihteki egemen ideoloji ile iliskileri. Kitaplarini yayinlayan T.Demiray, onu 1920'lerde kesfedisini söyle anlatiyor; 'Türkiye'ye, Türk ülküsüne, Türk davasina olan sicak imanindan A.Ziya'nin ressam oldugu kadar verimli bir yazar olacagina karar verdim'. Sonra da bu ilk romaninin yerini belirliyor; 'Kizil Tug bütün bir gençligin içinden duydugu devrimin ilk öncüsüdür. Konusunu büyük Türk tarihinden alan ve öz Türk kelimelerinden birkaçina her sayfada cümleleri içinde yer veren Kizil Tug, dogan neslin ruhundaki gizli arzu ve heyecanlari üste çikaran bir darbedir'. Anlasilacagi gibi, bu roman ve yazma amaci, o dönemdeki milli düsünce akiminin temsilciligini üstlenmisti. Bu düsünce akimi; 'büyük Türk ulusunu birlestirecek o tek dile, tek siveye ve tek ülküye dogru, Kizil Tug'da baslayan, (...) , yedi yil sonra Atatürk'ün komutasinda tempolasan' Türkçülük, Turancilikti.
Turancilik'tan söz açilinca, dönem tarihine dönmek ve Kozanoglu'nun Türkçülügü ile Atsiz'in, Sepetçioglu'nun Türkçülügünü ayirmak zorunlu oldu. Türkçülügün ortaya çikmasi(1908) , asagi yukari Abdullah Ziya'nin dogumuna tekabül eder(1906) . Yetisme çagi boyunca, yükselen bu yeni degerin etkilerini hisseden Abdullah Ziya'nin Türkçülügü, yikilan Imparatorlugun yerine kurulacak ulus devlet modelini savunan tarzdadir. Bu tarz Türkçülük, II. Dünya savasindan sonra etkisini kaybetti. Onun yerini, daha irkçi-soven bir milliyetçiligin aldigini görüyoruz. Atsiz'in romanlarini, bu yeni tarz içinde degerlendirmek uygun olur.
Ercüment Kalmik imzali ilüstrasyonlari, sikça tasvir edilen cenk sahneleri, at sirtinda yapilan bozkasi oyunlari, Çin imparatorunun sarayina dek uzanan entrikalari ve tarihi sahsiyetlerin resmi geçidi ile, itiraf edeyim ki, ilgi çekici bir roman 'Kizil Tug'. Post-Modern edebiyatin son yillardaki vazgeçilmez kahramanlarindan Hasan Sabbah, romanin bas aktörlerinden birtanesi. Öykünün önemli bir bölümü ise 'Alamut Kalesi'nde geçiyor. Roman, ard arda siralanmis öykülerden olusmus. Öyküler o kadar bagimsiz ki, kendi hesabima ben, 'Kizil Tug'dan 'esinlenmis' iki, üç Cüneyt Arkin filmi izledigimi rahatlikla söyleyebilirim.
'Kizil Tug'da, döneme göre baska yenilikler de var; milli bir suur asilamak amaciyla yazilmasinin etkisiyle, sik sik dipnotlar verilmis. Kimi zaman öztürkçe kelimelerin anlamlarini açikliyor, kimi zaman eski adetler, inançlar, kisiler hakkinda bilgiler veriyor. Yazar, ilk romani olusu nedeni ile, 'Fatih Feneri', 'Hilal ve Haç' romanlarinda üstesinden gelinen tutarsizliklardan kaçinamamis. Bu metinde zaman ve mesafe mefhumu yok. Mesela, Timuçin, Orta Asya'da karsilastigi Otsukarci'nin yola çikacagini ögrenince, 'sen Horasan'dan geçecek misin' diye soruyor. Kahramanlarimiz, bugün motorlu tasitlarla asilmasi güç olan mesafeleri, kus olup geçiyorlar. Bir bakiyorsunuz Alamut kalesindeyiz, bir bakiyorsunuz Çin Sarayinda. Anlati –bakis açisi teknigi- de ilginç. Öykü,1000'li yillarda sürerken aniden anlatici araya girip bugünlerden sözediyor. Aslinda Kozanoglu, tarihi metin ile yasanan zaman veya tarihi gerçek arasinda gidis gelislerin en güzel örnegini 'Sencivanoglu' romaninda yapmisti. Yazar o kadar özgürdür ki, kendi hayali karakterinin Osmanli'yi elestirisine düstügü dipnotta; metinsel gerçeklik ile tarihi gerçekligi 'bakin, elin arabinin gördügünü, Osmanli padisahlari farkedememis, Imparatorlugu felakete sürüklemis' diyecek kadar yer degistirtebilir.
Timuçin'in, Hasan Sabbah'in, Ömer Hayyam'in ve daha bir çok Mogol, Acem, Iran, Arap kökenli insanin, kisaca Dogu'nun tamaminin Türk oldugunu varsayan Kozanoglu, geçmis ile bugün arasindaki iliskiyi 'beyin göçünü' de kapsiyacak biçimde genisletir. Bakin, kahramanimiz Otsukarci, Hayyam'i nasil elestiriyor; 'Türk ulusu bunlara verdigi yaratma ve kafa dölüyle ögündügü kadar Türklerden kazandiklari bu degerleri de el ülkesine, yabancilara sattiklarini da düsündükçe acinacaktir'. Kozanoglu karakterleri için son bir hatirlatma daha yapmak gerekir; 'Kizil Tug' daki kahramanimiz Otsukarci, her ne kadar Hasan Sabbah'in kizi ile tutkulu bir ask yasasa da, bu askin duygusal yönü agir basar. Yazarin sonraki romanlarindaysa, yazdigi dönemlerdeki bir baska popüler türün, avantür polisiyelerin, özellikle Mayk Hammer'in etkileriyle, erkek karakterlerin daha çapkin, kadinlarin daha isveli oldugu erotik sahneleri hemen farkedersiniz.
Bu sayfa 1760 defa ziyaret edilmiştir.