Butun insanlığı dövsen havanda,
Zerre zerre herkes yine yalınız.
boşlukta yol alan uçsuz kervanda,
Her şey tek basına, dağ, tas ve yıldız.
Herkes bir vücutsuz hayal peşinde;
Öyle bir sokak ki, bu
Her köşede bir kadın;
Geçene, öz yolcusu
Gibi bakar...Anladın...
Ve,kalbin sana sorar:
Bilmem hangi alemden bu toprağa düşeli,
Yataklara serildim cam kırığı döşeli.
Kaam bir cenk meydanı kokusu kan ve barut,
Elindeyse düşünme,gücün yeterse unut!
Takılıyor yerdeki gölgelere ayağım,
Sanki arz delinecek ve ben yutulacağım.
Ey genç adam, bu düstur sana emanet olsun:
Ötelerden habersiz nizama lanet olsun! ..
1975
Neye yaklaşsam, sonu uzaklık ve kırgınlık;
Anla ki, yok Allah'tan başkasıyla yakınlık...
Silindi akçemizin yazısı ve turası;
Bizi yere batıran batının faturası...
1976
Camilerde cemaat yerinde hep cemadat;
Siner de köşelerde Haktan beklerler imdat! ..
1977
Mercan, uçuk dudağında kan,
İnci inci, soluk sakağında ter.
Ne bas yedi, ne kan içti bu meydan
Bu meydan aşık atan canını ister.
Tatlıydı akrebin sana kıskacı,
Şimdi bir sur gibi yıkılan gönül
Sevgi diyarının viranesidir.
Yalnızlık içinde sıkılan gönül
Hasret ateşinin pervanesidir.
Başından geçen hal bir mübtelanın,
bana yakan gözlerle bir kerecik baktınız,
ruhuma büyük temel çivisini çaktınız
Üstada yorum yapmak bile yürek işi rahmet ve minnetle
Rahmet olsun şiirlerin geleceğe ışık olsun
Adam gibi adam