Uyan yarim, uyan, söndü yıldızlar,
Gün, karşı tepeden doğmak üzredir.
Her sabah güneşi seyreden kızlar,
Mahmur gözlerini oğmak üzredir.
Uyan yarim, sesler geldi derinden,
Yolculuk, her zaman düşündüm onu;
İçimde bu azgın davet ne demek?
Oraya, nemdeyse güneşin sonu,
Uçmak, kayıp gitmek, kaçıp dönmemek.
Altımdan kaydırdı bir el minderi;
O yüz, her hattı tevhid kaleminden bir satir;
O yüz ki, göz değince Allah hatırlatır...
An oluyor bir garip duyguya varıyorum,
Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?..
Bu akşam bir sızı duyup etimde
Kadın, kadın diye içimi oydum
Ruhuma bir serin yer istedim de
Alnımı mermerin üstüne koydum
Birden karanlıklar sökülüverdi
Senden, senden, hep senden,
Akisler aynalarda,
Göğe çıksam mahzenden;
Hasretim turnalardan.
Seni buldun bulduysam;
Küçükken derdi ki, dadım:
Çoğu gitti, azı kaldı.
Büyüdüm, ihtiyarladım,
Çoğu gitti, azı kaldı.
Vur kazmayı dağa Ferhat
Her fikir, her inanış, tek mevsimlik vesselam;
Zaman ve mekan ustu biricik rejim, İslam
Ben ölünce etsin dostlarım bayram;
Üstüste tam kırk gün, kırk gece düğün!
Açı doyurmaksa kabirde meram,
Yemeğim fatiha, günde beş öğün.
Hey gidi, gölgeler ülkesi dünya!
Göğe çıkanlar vardı zikirden kanatlarla
Şimdi de çıkanlar var betonarme katlarla...
Üstada yorum yapmak bile yürek işi rahmet ve minnetle
Rahmet olsun şiirlerin geleceğe ışık olsun
Adam gibi adam