Âlem tuvalinde bir fırça izi...
alacaklılar;
vereceğim de bir, borcum da!
aranızda anlaşın,
fark etmez,
hanginiz alırsanız, alın!
Suskun
Bu kentte bir Leylâ var,
Gömüdür sanki!
Üçgen düşünceler duygularında.
İlenen Mecnun mu, kentin tam ortasında,
tuz kokmuş
/sular çürük gözlerimde!
yalnız yakmak için mi ateş?
cehenneminde;
ham acılar yetiştiren aşkına…
Uzanmış yatıyor,
Sessizliğe bürünmüş,
Küskün mü ne?
Konuşmuyor...
Benzi soluk, teni buz gibi;
Vuslat; ihtiras perdesini yırttığı için midir?
Nehir, kıyısında boğduğu dalgalarla beslenir!
Etin tadındaki canavar, nedir?
Zerresinde kayboldun…
Desem ki; tutunduğun sütun,
“Koygun gece düşmüş, bir dünya saatinde; gölgenin üstüne… Sabahsız yara var bakışlarında. Kaldırımlar bezgin, sokaklar ıssız, ayak izlerin hep patikalarda… Bir semazen muhabbetinde dolanmış başın, dolambaçlarda… Metrûk kuytuların paylaştığı, bu senin aşkın; açmazlarda!
Çarşaf çarşaf sular astım, kurusun diye; yüzünden… Güneşi yaktım, kanımı yaktığın ateşle; indirip gökyüzünden. Şimdi evren karanlık, bir damlanın peşinde. Bulutlar çivilenmiş, yokluğun eşiğinde!
Müthiş bir vecd ile düştü, düşlerimi süsleyen damla; iz düşümler içinde… Su soyundu, sesi olan giysisinden, sessiz; gölgenin peşinde...”
onca uğraştım da, seni anlatmak için
adı ben olan hüzünleri kesip dalından
incitmeden seyrettiğim gül gibi
sessizliğime yasladım.
ve hatta geceler ve günler boyunca
ölüp-ölüp dirildim de
Önce bana gel,
Dostluğunu göster.
Ser canımı ayaklarına,
Belki sevdiğini söyler...
Önce bana gel,
sırı dökük aynanın,
yüzünde-ben gibiler
çağı at diye binmiş-
aklını kovalar, deliler…
b/aşka soru yok.
Düşüncelerine girdim,
Kılcal damarlarında dolaştım aşkın;
İliklerini çıkardım kırdığım zincirlerden.
Düşlerine uzandım,
Düşmesin diye tutunduğu hayalin;
Yoluna düştüm, sarhoş lâbirentlerin
Şiirleriyle yeni muhatab olduğum sn Durmaz'da, potansiyel bir yetenek gördüğümden takibine ve okumaya karar verdiğimi ifade etmek istedim. Başarılarının müdavemetini dilerim.