İki karartı
Karanlığın içinde
Meltemle yürüdüler
El eleydiler
Bölük pörçük ak mermerler
Hangi sabaha girsem
Taptaze bir yeni yaşam
İçinde çok şeyler barındıran
Güne düşen ilk ışık
Kaybolan bir ay
Yudumlanan birkaç bardak çay
Doruklarda kaybolmuşum yar
Kavuşmalara çakılan kibrit alevleri gibi fersizim
Sönmüş ocaklardaki küller
Suskun suskun nasıl savrulup kaybolursa
İşte ben de öyle kaybolmuşum
Ruhum duman duman örtülü
Elemin ve sevincin renkleri vardır, her mutluluk içinde
Gölgelerimiz keser adımlarımızı
Dingin ve dirençle geçerken zaman
Yarı yolda kalmak mümkün
Gözlerinizi kâbuslara daldırmayın.
Sağa bakan sola bakan
Kum üstü piramitleri
Boyları alçalan / enleri şişen
Enleri daralan / boyları yükselen
Sam yellerinde
Bu bir anlatı değil
Varlığında ışkın veren bütünsel kendiliğin
Ve sonsuzluğunda us’umun
Sahici hislerle çevrili sınırsızlığa yakarısıdır
Yasak bir evrende benden uzak
İyon günlüklerinden birinin
Çukur aynasından
Çalınmış bir grafittiydi
Kırlangıç fırtınaları
Kırdı kanatlarını
Özlemişsindir diye sana bu solgun dizeleri
Bilinç burkulmalarını emziren korlu topraklardan
Gönderiyorum.
Maya tutmaz gümüşi bir usançla
Parlayan dorukları ezgin ama kaskatı karlarla örtülü
Yollarını özledim senin
Adım adım bana yürüdüğün yolları
İmkansız kılınmış bir uzaklık var şimdi aramızda
Yüreğim akıyor biliyor musun?
Gözlerim her nefes alışımda o yöne bakıyor
........................................................................Tuz da kokarsa! ......
Göbek kordonunun nidası
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti