Oysa
Kaç kez söyledim durdum
Her söylediğimde bir sözcüğü eksiltmekten korkar olduğumu
Hiç konuşmasam öteki sözcüklerin küseceğini de
İçimdeki hangi ince suların sesinde yankılandığını
................................................... Victor Hugo ayakta yazıyormuş.... Basından.
Ve her defasında
Oyalı mendilleri bezeyen
*****************************************************Sunucu Zahide YETİŞ Hanımefendi'ye,
Gülüşünü getirip
Neonlarda yalazlandırdın saatlerce
Bir örgülü kumral saçta ana şefkatiyle
Beklenmedik bir suskuya dönüşüyor her şey
Yük oluyor işte o an yaşamak
Bilincim parçalanıyor
Uzun mu uzun bir fay kırılıyor yıllardır
Bir ürküntü
.................................................................................Kızım Fatma Burcuya
Şimdi hiç’liği
Şimdi girdabı düşünsem
Ne gelir ki elden
Cana büründüm
Söze büründüm
Gün geldi süründüm
Sürüldüm…
Tutsağı oldum yaşamın
Empati kur
Usunla değiştir kalbini
Ve öyle düşün istersen..
Us’unda algıla ya da
Erim sonlanır
Gecedeyim.
Başaklar yeni güne
Doğmak için yarıştalar
Ve ben sensiz kalmanın
Vurgunlarıyla
Yalancı bir geçmişi reddedip
Karanlık bir yöne saptı
Gergin teller üzerine tüneyen ikiyüzlülük
Tecavüz edilişin
Tersi’ni düz’üne
Kimi kez güneşin ilk ışıklarıyla
Kimi kez de gün batımlarıyla başlayan zamanlarda
Eksik uykularımızı bölüşerek
Sırrına yalnız hislerimizin erdiği
Yüreklerimizden birlikte damıttığımız sevimizin hatırına
Arsızca mutluluklarla yoğunlaşmış
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti