Daralan ruhumun nerede güneşi?
Aydınlığa çıkmak mümkün değil mi?
Öyle bir çıkmaz ki yoktur bir eşi,
Çıkmazlardan çıkmak mümkün değil mi?
Kırılan kalpler sönen ümitler,
Mermi çok içerdeydi, buna rağmen dağladım
Bu babalar gününde şehitlere ağladım
Yürekte paslı kalan, gömdüğüm silahları
Kinden mermi doldurup, kanlarıyla yağladım…
20.06.2010
Bu gün benim doğum günüm…
Yalancı denilen dünyaya
Gözlerimi açtığım,
Şaşkın şaşkın etrafıma baktığım,
Sıcacık bir göğüs’e
Kendimi bıraktığım gün…
Çekilin vücudumdaki bütün sular!
Dönün kendi mecranıza…
En kılcal damarlardan süzülerek,
Yarışın birbirinizle damlalar,
Akarsulara dönüşün,
Gümbür, gümbür gök gürültüleriyle
Dünyanın döndüğünü,
Gözümün gördüğünü,
Suların aktığını
Ateşin yaktığını
Gündüzün ışığını
Gönlümün aşığını
Düşümde düşler gördüm hayra yorun bu gece
Yastığım gözyaşımdan sırılsıklam olmuştu,
Düşümde işler gördüm, seyre durun bu gece
Küstüğüm gözyaşımdan deniz derya dolmuştu..
İncecikten berrakça gözümden sızıyordu
Yıldızlar ışık oldu gecenin karasına,
Sanki bir yıldız kaydı gönlümün şurasına,
Beklenmedik bir anda, öyle bir derin vurdu,
Damgayı vurdu gözler, gecenin ortasına…
Önce baktım yukarı, seyrettim yıldızları,
Bir şehir var Marmara’nın üstünde,
Rengârenk; ışık, ışık...
Koskoca sarayları andırıyor...
Bir akis düşüyor üstüne ışıklardan
Sahile kadar uzayıp gidiyor...
Sahil desen zaten ayaklarımın altında...
Gecenin ayazı, zifiri karanlık
Kalbimde kararsızlık,
Benliğimde umursamazlık,
Göz gözü görmüyor derler ya
Göz gözü görmüyor…
O zaman kulak da kulağı mı duymuyor?
Delin ey gök yarıl toprak
İçimden başladı sağnak
Tortop oldu yumak yumak
Kan çanağıdır gözlerim.
Yaşamdaki penceremsin
Hocam ağzınıza sağlık, doğru lafa ne denirki, selam ve saygılarımla. 10
Hocam ağzınıza sağlık, doğru lafa ne denirki, selam ve saygılarımla. 10
Hocam ağzınıza sağlık, doğru lafa ne denirki, selam ve saygılarımla. 10