Cehennem azabıyla kül olduğum yetmez mi?
Birazda sen kavurup yaksan nolur ki canım
Bir kibrit çöpü gibi tutuşsa parmaklarım
Avucuna doldurup yaksan nolur ki canım
Dudaklarında benim ateşimi söndürsen
Ben sırf sana vuslatı ümit edip dururken
Sen içimde çözülmez erişilmez sır oldun
Yağmurlar pencereme şebnem, şebnem vururken
Bir sırça saray gibi sen gönlüme kuruldun
Nisan yağmurlarının ıslaklığı toprağı
Kendimi bir boşluğun kollarına bırakıp
Kalbimi gözlerinde uyutmak istiyorum
Aklımı bir gül gibi ve saçlarına takıp
Senden gayrı her şeyi unutmak istiyorum
Bil ki sende durulur ruhum aklım benliğim
Bir garip his içimde durmadan at koşturur
Seni düşünmeden ben bir an duramıyorum
Bir yıldız kalbimdeki tüm hedefleri vurur
Her gün vurulmuş gibi yere kapanıyorum
Duygularım ki ancak hayaline saldırır
Sevgin bir ahtapotun kollarından beter ya
Bütün varlığım onun pençesine ram olmuş
Ayaklarım koşarken sana kalsa da yaya
Zararı yok gönlüm ki aşkına ilham olmuş
Dizlerim bükülse de dermandan kesilerek
Hiç değilse hayallerim ulaşır
Nerede olursan ol be sevgilim
Her güzergâh beni yanına taşır
Bulunur elbet bir yol be sevgilim
Sensiz mutluluğa ermem imkânsız
Sen olmasan
Ne dert, ne tasa
Ne zevk, ne his, ne hissizlik olurdu
Sen olmasan
Hayat sanmam mana bulurdu
Evim barkım
Gönül sevdiğini arzu ederde
Ona boş ver artık dur denilir mi?
Her şey ters tarafa doğru giderde
Sen tatlı hayaller kur denilir mi?
Dışımda yalnızlık çın, çın öterken
Neler çekiyorum gelsen de görsen
Titriyor inan ki elim ayağım
Uyku değil kan akıyor gözümden
Tutmuyor ne solum ve nede sağım
Seni umuyorum hep seni canım
Her şeyi eskittim maziye kattım
Şimdi yalnız seni yaşamaktayım
İçimden her şeyin hüznünü attım
Hayata yeniden başlamaktayım
Şimdi yalnız seni yaşamaktayım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!