gidiyorum ardıma bile bakmadan...
ellerim titriyor
gözlerim yaşarıyor
yüreğim burkuluyor şimdiden
altı delik ayakkabım
sonbahar!
estirme rüzgarını
esme ey rüzgar!
yapraklarım sararıyor
dökülüyor yavaş yavaş
üryan oluyor
yokluğunda
baharı bekleyen
kır çiçeği gelinciğim
karıncayım ağustos böceği
ve kelebeğim
çatlamış toprağım
güneş kokar mı hiç
hiç güneşi kokladınız mı
benim güneşim
dostluk kokuyor
sevgi sevgi
kardeş kardeş
emek emek kokuyor
gece
yavaş yavaş güneş kokarken
bir dostun sıcaklığını anımsatır…
güneş;
yavaş yavaş kokar
gecenin
sabaha yakın zamanında
yuvalarından çıkan karıncalar
uçuşan kuşlar
eşlik eder yüreğinize
uyandırır güneşinizi
gün uyanmıştır artık
gün aydın
gününüz aydınlık
yüreğiniz güneş olsun
haydi doğun yine bu güne…
Nebih Nafile
(Güneş Hepimiz İçin)
bu gece
saatler on ikiyi gösterdiğinde
kendimle baş başa kaldım
yummuşsun gözlerini güzelim
kalk, doğrul iyice
o kadar yağıyor ki bu gece
sen de sağanak yaşa hayatı
uyuma bu gece
ıslansın her yanın damla damla
dosta sevdaya karşı
yüreği bahar
karanfil kokulum
ne oldu ki;
yüreğinin şimşekleri çaktı
ne oldu ki;
gözlerin buğulandı bu gece
dolmuşsa döşün altı
bırak sağanak yağsın gözlerin
uyumak çözmese de
bir çok şeyi
yine de uyuyup karanlığa
bırakmak istiyorsan düşlerini
uyu... uyu bebek yüzlüm
saatler
sabahın beşini gösterdiğinde
aç gözlerini
karşında ben
seni izliyor olacağım
oturdum bu gece
karşımda sen...
kendimle konuştum bu gece
anladım ki;
sen yoksan ben de yokum
ben yoksam hiçbir şey yok
olmayacak
olmalıyım bu gece
olmalısın bu gece
olmalıyız her gece
her gece...her gece...
Nebih Nafile
(Güneş Hepimiz İçin)
düşünüyorum da;
gözlerin, âşık olduğum denize yansıyan
yakamoz gibi huzur verici...
elimdeki rakı bardağına eşlik ederken balık
ülkemin denizinin içindeki incilerde görür oldum
güzel gözlerini
işte öyle bir şey
güneş tutulur bir öğlen vakti ay’a
ay’da güneş’e
güneşin olmayışı üşütür bizi
türkülerin olmadığı bir anda
yüreklerin üşümesi gibi
güneş ay’a,
ay’da güneş’e
tutulur bir öğlen vakti
bizlerin;
hayata tutulduğu gibi
sevdaya tutulduğu gibi
yirmi dört saat
üç yüz altmış beş gün…
26 nisan 2006
00:50
Nebih Nafile
(Güneş Hepimiz İçin)
Yüreğimdeki sevgi
içimi titreten aşk
gözlerimi yaşartan mutluluk
umut etmek
yaşamak seni
sadece yaşamak
attım yüreğime hayata dair tohumları
dışarıda da yağmur raks ediyor
seni bana hatırlatırcasına
çisil çisil
aşka davet edercesine
yüreğimde bir ses
seni beklercesine...
Nebih Nafile
(Güneş Hepimiz İçin)
hiç düşündün mü
bir gece vakti
düşlerini koynuna almışken
düşünüldüğünü
ister misin terimi
terine karıştırmayı
Kalemlerimiz, hep böyle özgür ve coşkulu olsun. namluların ucunda çiçekler açtırsın hep...
şiir evrensel bir dildir çünkü.
aynı zamanda kişiye özel duygu yüklü tümcelerin, renklerin senfonik anlatım biçimidir.
birey şiirleriyle, bireysellikten çıkıp, bütün insanlarla aynı anda kalb ...