neden götürdün beni o geceye
ilk defa öpüşmeyecektik
sanıyordum ki göğsüme süreceğin
bir küçük soluk
bütün dünyam olacaktı...
dokunmadın bile bana
suretler denizinde
görüntülere çarptı gemilerimiz / başı boş
ağır yara aldı bellek
hüznünde battım gözlerinin
düş ve gerçek karıştı birbirine
ya da ben öyle sandım
nergis kokularına bayılmış
bir akşam üstü
ağaçlar sana doğru büyüyorlar
çiçekler sana
kan gülleri sürgün veriyorlar
kuşlar yerini almış ağaçlarda
sözcükler dizelerin koluna girmiş
paylaştıkça çoğalan
acı ve tatlı aşk
lügatlar sersem, başıboş
cümleler kifayetsiz
yeniden yazmaya başladım az önce
hala sıcak ve taze anılar
bu ayrılık belki de şakaydı
daha oluşmamıştı gerekçeleri
bir hançer taşıyordun yanında
beş bin yaşındaki sevgili
hayallere sığmayan görkeminle
daha dün girdin ergenlik çağına
sen efsanelerde,
amazon kraliçesi mir'in kurduğu,
duvarlara mahkum kapım
yanmasını bilmeyen kör kandil
benim kişisel tarihimdir
yüzümdeki acı öykü
yıldızlar bile üşür soluğumda
yalnızlığın yorulduğu yerdeyim
sahipsiz sevdalara düştüm / iklimsiz yağmurlara
sınırın geri dönülmez kıyısında
bir gül çizdim düşümde sana
gözlerinin limanında bekliyorum
Gazi Kdınlar Sokağı
denize uzanan sokaktayım
bir akşam üstü…
benim akşamlarım burada olur
her grup vakti…
yalnızlığın yorulduğu yerdeyim
sahipsiz sevdalara düştüm
iklimsiz yağmurlara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!