Yorgun bir kuş gibi gördüğün dala,
Sereserpe konma demiştim gönül.
Başımda keyfedip esen O yele,
Kanat açıp kanma demiştim gönül.
Sana ne güzelin saçındaki gül? !
Şu duyulan
Denizin şıpıltısı sevgilim;
Dudakları kıyıyla halleşir.
Ormanındır bu hışırtı sevgilim;
Yaprakları meltemle söyleşir.
Anası vardı Ali'nin
Ak elleri kınalı..
Yıkardı her sabah Ali'yi,
Ali mutlu Ali analı.
Ali anasının yüreği sanki;
Serildim sevdaya upuzun,
Gönlümde yassıldı dağlar.
Kaçmak nicedir nicedir oy;
Yollarım beni sevdaya bağlar.
Delik deşik gecelerim oy;
Duvağı mezarda çürüyen gelin,
Kucaklar dolusu çiçek getirdim.
Nerede saçların, yumuşak elin?
Bu güzel gülleri sana getirdim.
Gittiğin zamanki yeşil yapraklar,
Yeri eskiten tabanıma,
Süzme bir 'Dur! ' sunuyorum.
Göğü süpüren saçlarımın
izinde kaynaşan meleklere de
'Merhaba! '
Yudum yudum yeşili bitiren gözlerime,
Öfke
İki boy sivrilttim
Gölerimde öfkeyi;
Sonra birden
Şairliğim geldi aklıma
Utandım.
'Dedemden öğrenmiştim
'Güzel Tuna boyunu;
'Can atıyla birlikte
'İçiyormuş suyunu.'
Kosova savaşı kusarken vahşet,
Öperken batan gün denizi,
Birlikte görseydik, nerdesin?
Sonsuzluk ateşimizi,
Birlikte yaksaydık, nerdesin?
Gülmüyor dallarda tomurlar,
Bilmezdim sevdaya düşmeden önce
Ateşin bu kadar çok yaktığını.
Anladım O zalim derde düşünce
Güllerin gönlümü klanattığını.
Bir silah çatımlık barış isterim;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!