Gelin olmuşsun;
duydum.
Nasıl oldum bir bilsen;
Sanki vuruldum!
Akmadı dışarı kan;
Aksaydı kurtulurdum.
Soluğu düğümlenen sevdamın,
Kahrını yükleniyor dağlar.
En keskin yanıyla
yüzümde gezinen hüzün,
Elimin tersine direniyor.
Paslı çivilerin
Ak saçımla sana koşsam,
Güler bana el güzelim.
Kime açsam derdimi ah;
Gider gözden sel güzelim.
Ne tez geçti baharımız;
Ürkek ceylan gibi kaçan hayalin,
Derin ormanlara daldırır beni.
Yumuşak ellerin O tatlı dilin,
Geldikçe aklıma öldürür beni.
Gel gitme güzelim yaban ellere,
En içli şarkıyı sana sakladım;
Uzaktan duyulmaz şöyle yakın gel.
Baharın tadını sana sakladım;
Göğsüne gülleri şöyle takın gel.
Kaç yıldır gönlüme su serpilmedi;
Gönlüme demir atan
hüzün gemisinde,
Yapayalnız bir kadın ağlıyordu.
Gözyaşını ilmik edip umutlarına,
denize atıyordu.
İnatsa denize gözlerin eğer,
Bunda benim suçum olmamalıydı.
Serince bir soluk alayım dedim;
Dalgalar ağzıma dolmamalıydı.
İnatsa dudağın güllere eğer,
Ser beni gözlerine usulca,
Boğulayım derinliğinde renginin.
Bir ben veririm hakkını güzelliğinin;
Süzül de gel, süzül de gel.
On ikiyi vuran
Biz güçlüyüz
Biz zavallıyız;
Bir aferin için
Bin kişiyi teperiz.
Alkış tutarız kimine,
Zurnanın peşreve nefreti kadim.
Son delikteki yamukluğun
Bunda bir dahli olduğu
söylenemez.
Dahası
Zurna sıkışıp zırtladığında,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!