Beyoğlu'nda bir meyhane
Teslim bayrağını çekerken akşam,
Kanlı bir bıçaktı
ismin ağzımda.
Düşüncemi bırakıp vestiyere,
Duyarlığımı kuşandım.
Günahkar bir kızın çocuğu gibi,
Gizlice büyüdün gönlümde Lema.
Siner bakışımda kederim ama,
Konuşur yüzümde sevdanın rengi.
Değilmiş zaman en iyi silgi;
Mesafeler erirdi bakışmamızda,
Bahar dalına konardı gülüşümüz.
Ya şimdi! ?
Rezil bir yama gibi yapıştı
gönlüme sensizlik.
Bir bir üflenen yıldızlarıma,
Üryan bir bıçak kişner
Cılız seine umudun.
Buruşmaz keyfi avanak ilmiğin
boynunda erdemin.
Çocuk gülüşüne açılan kollar
Soyunur bakışında en örtük duyguların;
Bir yarışı başlatır attığın kahkahalar.
Söndüremez güzelim en gür akan suların,
Savrulan alevini bendeki yangınların.
Vurmasın güpür güpür kıyıma dalgaların;
YENİYIL:2
NADİR ŞENER HATUNOĞLU
(matematikçi, bilim uzmanı)
Yılbaşı gecesiydi.
Salondaki bayanlar,
Savruk giysiler içindeydi.
Yalan insan kardeşlerim yalan,
Hepsi yalan!
Düşün bir kez
Ne var şimdi elinde kalan
Kaçamak öpüşlerin
alev soluğundan! ?
Ey dayanıksız gözlerin
Direğini kıran ışığım!
İrin gölü bakışlar pusuda;
kirlenirsin.
Ve sen ey
Eşyalarda biçim kaba,
Seslerde ton.
Gülüş kaba duruş kaba
Gövde beton.
Söz kaba öz kaba
Gözler bön.
Elimde çiçekle birgün gelirsem
Yüzünü çevirip beni ağlatma.
Gönlümün baharı sendedir dersem,
Fırtına estirip umut dağıtma.
Sevdiğin gülleri getirdim sana,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!