DÜNYANIN IŞIĞINA
Sen bir zambak gibi güzel.
Ve bir kelebek kadar zarifsin.
İçime sevda taşıyan bir gemi
Tenin engin bir liman sanki
Anlarsın bir gün beni
Baharlar kışa döner,
Pişmanlıklar sarar her yanı.
Her yerde gözlerin beni arar.
Kimsesiz bir çocuğun
Yırtılmıştır yazdığı bütün mektuplar.
DÜŞLERİM SANCIDI GÜLÜŞLERİMİ
Senden önce on, seninle dokuz
Senden sonra yirmi sekiz yaş bıraktım geride.
Üç şehir arasında gidip geldim.
Üç şiir kitabı yazdım.
EKRANDAKİ KİR...
İnsanlar, sevmek ve sevilmek için yaratıldı.
Eşyalar ise kullanılmak için...
Son asrın bütün kargaşasının sebebi
Tam da bu noktada kendini gösterdi.
EY NEDİM!
Adam vardır Aristo’ya Atina kerhanesinin adresini sorar; adam vardır Aristo’ya “Tanrı var mıdır? Evren yaratılmış mıdır?” der.
Ey Nedim!
Sen ne söyler, ne sorarsın bize?
EY YÂR
Tanıdığım o günden beri
Uykularım param parça
Tanrıdan diledim ki girsin rüyama
İçimde bir sancı büyüdü her an
Bir gül yetiştirdim gözlerin için
Sunmaya fırsatım olmadı ey yâr
Bir ömür sevdanla yandı da içim
Sevgime karşılık vermedin ey yâr
FİLİSTİN’DE BİR ÇOCUK
Filistin’de çocuklar, ağlar yine derinden
Yürekler parçalanır, kan damlar her yerimden
Anneler feryat eder, çiğnenen namusuna
Öylesine geçen yıllarım oldu.
Yazamadığım pek çok dizelerim
Kendimi aradığım gecelerim
Üstüne titrediğim güllerim soldu.
Bir ömür aradım sevda yurdunu
Ben de senin gibi en çok
Gelincik çiçeklerini sevdim dünyada
Kırılgan ve narindir onlar
Dokunsan düşer toprağa bir bir
Savrulur rüzgârda bir kelebek gibi…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!