Ben bir kelebek olsam
Sen de bir sevgi çiçeği,
Engin vadilerde bir ömür uçsam sonra,
Ve yorulsan bir vakit,
Gelip üstüne konsam,
Dağıtmadan özünü,
İçim alev almış yanıyor.
Dört duvar arasındayım beni kimse duymuyor.
Bedenimi pencerenin önüne sürüklüyorum.
Kelkit'e kar yağıyor...
Yüreğim yıllardır nasibini alamadı şu karlardan.
KESRET DENİZİ
Yorgun göz kapaklarımı
Halka halka sardı gönlün
Sana hasret kollarımı
Can evinden kırdı gönlün
YAVRU VATAN: KIBRIS
Akdeniz gözdesi Kıbrıs bayrağım
Dedemden emanet kaldın sen bana
Lefkoşa, Güzelyurt aziz sancağım
Ölümcül yaramda kandın sen bana
KİM OLURSA OLSUN
Mogan’a düşen bir damla gibi
Bulanık, kirli ve yapayalnızım.
Sokulsa da bir düşman yanı başıma:
“Sen de kimsin ulan?” dese
KİMSELERE SÖYLEMEDİM
Bilmem ki ne söylesem
Sevdim, desem acep
Tutar mısın ellerimden?
KIRDIM BÜTÜN KİLİTLERİ
Yastığa bu yorgun başımı her koyduğumda
Aklımın köşesinden atlılar geçiyor dörtnala...
Kâinat susuzluktan kıvranırken gökkuşağı gözlerin
Yağmurları getiriyor bana.
Hoşça kal...
Dilinde bin bir sitemle
Kovduğun günden beri
Bil ki bu şehirde yaşamıyorum.
Her anımda bin "âh" besliyorum.
Hoşça kal...
KIRK YAŞIM
Kırkımı geçtim amma
Kırkı çıkmış çocuklar gibiyim.
Kırk dereden su taşıyorum,
Kırdığım gönülleri unutmak için.
Kime ne kadar önem vereceğimi
Kırk yaşımda bizzat test ederek öğrendim.
Önceleri deliler gibi okudum kitapları.
Fakat bilginin en kalıcısının yaparak
Ve yaşayarak kırk yaşımda öğrendim.
Kırkımı geçtim ama kırkı çıkmış çocuklar gibiyim.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!