Herkeste teknolojik aletler
Elleri oyalı hanımları yitirdik
Sohbet, muhabbet kalktı rafa
Cicimleri, canımları yitirdik
Her mevsim, her meyve, sebze
Yoktan var etmek, yalnızca Allah’a mahsus
Yaratmak haddine mi düştü, ey aciz mahpus
Konuşmak marifet mi, ileri ve geri, boş boş
Titrer yüreğin, lal olur dilin, olursun sus pus
Nedir bu mal mülk hırsı, yok ki kefenin cebi
Ömür de bir yol, galü beladan ahirete uzanan
Bu yol da hem kaybeden var, hem de kazanan
Merhameti ile Rabbim kazananlardan eylesin
Gizli değil hiçbir ân, zaman, var her ânını yazan
İnsan geçmişten geleceğe gider, durmaz, yol alır
Kiminin geç dediğine kimi diyor erken
Gideceğin son durak nasipse kabirken
Ebedi hayatına heybende nedir biriken
Derdi dert edersen birden yüze çıkar
Kapanırsa yol gel desem de gelebilir misin?
Biliyorsan konuş bilmiyorsan sus
Boş konuşmak soytarılara mahsus
Sadece suçlu olanlar mı mahpus?
Suçlu sanırsın belki masumdur
Zulmeden elbet nefsine zulmeder
Nefsine zalim olanlar var, Nemrut’dur kimisi
Dünya göle döndü, boğuldu küfrün her birisi
Batmadı Hak için yapılan Hz.Nuh’un gemisi
Hz.Yunus imtihan için olmuştu denizlerde zayi
Hz.Musa vurmuştu asasını yol ver ey su diye
Ne gurbetteyim ne sılada, zihnim karışık
Zıtlıklar içindeyim, sanma ki ruhum alışık
Durmazdım, duramazdım ki buralarda
Görebilseydim çıkışında tünelin bir ışık
Unutuyor insan, hayret, dertleriyle barışık
Bilene ne hacet gidilecek yolun tarifi
Yazılmış insanoğlunun alnına talihi
Elbette doğarken belirli ölüm tarihi
Ölmek güzel, ölememektir zor olanı
Adım atmadan biter mi bilinse de yol
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!