“Bir varmış/ bir yokmuş”
Masallar böyle başlardı çocukluğumda.
Gaz lambası altında,
Soğuk ve uzun kış geceleri
Masal anlatsın diye uyutmazdık
İhtiyar nineleri...
Ağzı olan konuşur, kalem tutan yazar da,
Müşterisiz her sözün, satılması zordur zor.
Esasında her beden, müstakil bir mezar da,
Sessiz sakin burada, yatılması zordur zor.
Yıllar yılı söylendik, kaçı izler bıraktı?
Mesafesiz mekândayım,daracık.
Yerler değil,gökler değil,ten değil.
Bütün dünyam bir noktadır şuracık,
Mesut değil, mutlu değil, şen değil.
Ne yaptımsa yenemedim körlüğü.
Sisli ufuklara,hasret dağına,
Dalıp dalıp iç çektiğin oldumu.?
Umudu soluna,aşkı sağına,
Alıp alıp iç çektiğin oldumu.?
Niyaza döndürüp eski hazzını,
Dersini mürşüd’ü Haktan aldıysan,
Aslına kılavuz,burhan sendedir.
Sırrı Besmele’yi şayet bulduysan,
Levh’i mahfuzdaki Kuran sendedir.
İhram giymek için mahalli mikât,
Hakikat yolunu bulayım dersen,
Delilsiz gidilen izden uzak dur.
Nerde bilmediğin yabancı görsen,
Gereksiz sohbetten,sözden uzak dur.
Her meclise girip,boşa eğlenme,
Güvendiğim, inandığım/Nefsim bana hile yaptı.
Dost zannedip dayandığım/ Her fırsatta çelme taktı.
Düşman kere düşman çıktı/ İyiliği yaktı yıktı,
Canım yandı, ruhum bıktı/ Bir derdime bin dert kattı.
Şeriatın şeriatı,
şeriatın,tarikatı,
Şeriatın hakikatı,
Şeriatın marifeti,
Nedir, ya da ne değildir?
Haracında yasalı var,
Başka bir ad koyamadım.
Hak diyerek söylüyorlar,
Hukuk sesi duyamadım.
Şeytan hala iş başında,
Muhannet denilen katmerli bela,
Ocaklar söndürür, yuvalar yıkar.
Suyundan gidersen aliyyülâlâ,
Teline dokunsan, hep üste çıkar.
Olmayacak şeye hemen “he” derler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!