Ey gönül perdeyi, kaldır gözünden,
Âlemi tarafsız, görmeye çalış.
Olup bitenlerin, vazgeç sözünden,
Her işin özüne, ermeye çalış.
Tuzaklar doludur, delilsiz yol da,
Bir meclise uğradım,
Sükût etti feryadım.
Anılmaz oldu adım,
-Onlar nişan istemez,
-İlla izan isterler.
Çağırdığın yere Hazret,
Bize düşen gel olmalı.
O dergâh ta bulup vahdet,
Bükülecek bel olmalı.
Sataşmadan muhannete,
Dünya denen şu hana,
Gelmek elimde değil,
Ağlamak olsa bana,
Gülmek elimde değil.
Ne ön ne arka safta,
SENİ
“Bezm-i elest hitabını”
Duyurmazsan ne bilirim?
“Oku kendi kitabını”
Buyurmazsan ne bilirim?
Buğulu sesimle sana sitemler,
Atıyorsam eğer senin yüzünden.
Aşkımın gülünden sivri dikenler,
Batıyorsam eğer senin yüzünden.
İnanıp güvenmek düşerken bana,
Her gün, bir Molla Kasım/ Beni sigaya çeker.
Anbean hısım, hasım/ Beni sigaya çeker.
Yüzüme kim bakarsa/ Elimden kim tutarsa,
Karşıma kim çıkarsa/ Beni sigaya çeker.
Sanma ki alelade,
Seviyorum seni ben.
Her gün dünden ziyade,
Seviyorum seni ben.
Yüreğimdir kafesin,
Kahrı lütfü zilleti,
Sevdik Allah aşkına.
Yetmiş iki milleti,
Sevdik Allah aşkına.
Put haneyi Kâbe’yi,
Bir çok sözler eskidi,
Yeni söz bulmam gerek.
“secde et yaklaş” dedi,
O’na kul olmam gerek.
Kandil gibi yağlanıp,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!