eski türkçe bir kederle
ellerimi kana buladım.
martılar gökyüzünden
yıldız çöpleniyorlardı,
paslanmış pusulamı bulamadım.
geri dön, gittiğin yere
son sigaranın külü de düştü yere,
son kez doldurdu bardağı yetmişlik
ve son kez biniyorum yedi kırk beş trenine,
sonrası iyilik güzellik.
ı.
şarampollere savrulmuş bir kasaba manzarası bu
gidip taşına suyuna sığınsam
ıı.
en fiyakalı, en lüks
mutsuz olma biçimidir aşk;
insanın,
kendi mutsuzluğuna tanrı oluşudur.
ve şairin işidir;
dalı kırık palmiyeye dahi üzülmek.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!