Zülüflerine sardım divane gönlümü
Harcadım uğruna gecemi günümü
Gayri istemem onsuz ömrümü
Geleceksen gel bugün ey ölüm
Yıllarca istedim onu kaderden
Ekinlerin arasında yaşlı bir çiftçi
Kızarmış güneşin altında çalışmaktan teni
Derisi kadar kavurmuş güneş hayallerini
Taşa gelmiş savurduğu her küreği
Gizliyor umutsuzluğunu kısılmış gözleri
Düşen damlalar cilalasın yalnızlığımızı
Kayıp giderken ömrümüz avuçlarımızdan
Silsin götürsün içimizdeki sızılarımızı
Bir kez olsun bizim için yağsın yağmur
Dolunay parlatsın içimizin karanlıklarını
Kanatlandı ruhumun umut güvercinleri
İçimde heyecanlı bir bekleyiş
Sana koştu kafamdaki tilkiler
Onüçüncü günün şafağını bekliyorum
Gözlerim ufuklarda geziniyor her akşamüstü
Bir kadın sevdim, gözleri Ege
Dudaklarından süzülürdü martıların sesi
Unuttururdu bana tüm eksiklikleri
Bir kadın sevdim, gözleri Ege
Gözyaşları vururdu kordon boyuna
Gitme vakti gelmiş diyor doğası dünyanın
Eski bir dilden boğuk bir fısıltıyla
Bir sonraki günün tadı olmayacak burada
Koş, arkana bakmadan koş yeni umutlarına
Kabullenmekten geçer bir kaybın telafisi
Bir ses ki yırtarak geçer geceyi derinden
Sabahçı kahvelerinin puslu penceresinden
Kutlu minareden karşılar doğan güneşi
Biz kaybedenler bitirmişken son nameleri
Yankılanan bu ses ruhumuzda bir derman
Soma Şehitlerine...
Dudaklarda son bir şehadet tanesi
Akılda yarım kalmış koca bir ömür
Böyle olur demişler madenci kaderi
Madenciyi köleleştiren para beyleri
Değişti dünya fark edemedim, mevsimler geçmiş
Tohumları kimi düşüncelerin, gönlüme yerleşmiş
Zamana savurdum külünü ölmüş ihtimallerimin
Baktım ki kırık aynadan, gözümde yaşlar birikmiş
Değişti şiirler fark edemedim, umutlar bitmiş
Unutup gitti bir akşamüzeri bir gül
Hicran duydu, acısından öttü bülbül
Hızlıydı zaman, örttü anılara bir tül
Unutuldu gül, o aşktan bir ağıt kaldı
Duydu bir vakit bir meczup bu ağıtı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!