trenlerin ardından bakıp durdum
hayallerim öpülmeyecek kadar eski püsküydüler
kim gitti,kim kaldı anlayamadım
...... bir şarkı çalıyordu istasyonda deliksiz
elimin tersinde namuslu bir revolver
gözlerimde bir siyah bulut uğultusu
neye özne olsam,kırılıyorum
dallar yaprağını dökercesine
ortadan ikiye yarılıyorum
ay vaktinde şafak sökercesine
ben 'ilk'im' demedim ve ben 'önceyim'
çiçekler sonbaharın geldiğini gördüler
başladı rüzgârlara doğru kaç,kaç bir akın
mağaralar kapandı,kuşlar zaten kördüler
beni gömün,anmayın bir daha beni sakın
iyi geceler sevgilim,ben gidiyorum
korkularımla ve bütün uykusuzluğumla
oynama artık benim sana susuzluğumla
ayıkladım birbirinden gül'le deve dikenini
acımı ciğerimin cehennemine gömdüm
iyi geceler sevgilim,ben gidiyorum
bilmiyorum
seni niçin düşündüğümü
düşününce üşüdüğümü
neden vazgeçemediğimi senden
bilmiyorum
senden önce bunu bilmiyordum hiç
ben seni ezelden deli sevmişim
şarap koydum tasa,iç ha babam iç
sen gittiğinde o ıspartalıya
ben,alevler kusarak ölmüştüm
gökdelenden bir acıya gömdün beni
kızım çağırınca aşağı düştüm
sen gittiğinde
hollanda'da yağmur
bardaktan boşalırcasına değil
öyle kan revân içinde değil
bir kedinin sahibine iyice sokulması gibi
çiseler de çiseler
Mustafa PINARBAŞI
âbi, sen şimdi öldün mü
yâni şaka değil öyle mi
neden ağlamıyorum öyleyse ben
düşmüyor menekşeler gözlerimden
bu acı, alnımdan süzülen bir alınteri
bu gece rüzgârlı şarkılarını gezdiriyor şehir
komşu köpekleri dinliyorum,ayın ondördü
ondördüncü gününde
ateşkesi ihlâl ediyor komşu köpekler
kediler havlıyor,ansızın mart delik deşik
hava kilitleniyor venlo-köln yolunda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!