Birinci sınıfta ilkokul öğretmenim,
Kara önlüğüme kırmızı kurdele takılan ilkokul,
Pancar kokulu fabrikadaki babam, alın terim,
Akasya ağaçlı sokak, Rum kiliseli mahalle,
Kireç badanalı yuvam,
Vatanım, memleketim, ekmeğim,
Anadolunun bilmem neresinde,
Ya antikçağdan ya da selçukludan beri
Tutuklu kalan benim...
Hürriyet diye diye
Esaret zincirleriyle boğulan benim...
Toprağın terine alın terini akıtan,
Kınalarla yolladık seni
Hudut boylarına kartal diye Mehmet.
Oralarda ihanet gecenin zulasında,
Karanlığa kurşun sıkardı Mehmet,
Kurşun sıkardı!
Gökyüzünde kimsesiz bir yıldız
Gözyaşın düşer denize yıldız yıldız...
Hangi sevdalara düştün sen,
Yüreklere kayıp duran
Yıldızdaki güzel kız?
Dün gece adını andım,
Yanar dilim, titrer elim..
Çölde kavruk kaktüse döner yüreğim,
Bilsen,
Bilebilsen..
Irmaklar akıtırsın
-Oya Seymen Hanımefendi’ye-
A başıbozuk,
A çıvgın gençliğim
Ne var bağrında?
Hançer mi,göz mü,
Dışarıda yağmur,
Buranda hüzün çisil çisil,
Islatır tırnağına kadar,
Yağmurluk faydasız,
Şemsiye çaresiz,
Islanan yüreğin değil!
Düşlerimiz yarım yamalak ortasında gecenin
Altında kalmış raylar,
Gece yüklü gurbetçi trenlerin.
Yalnız doğmuş hayal şehirde insanlar
Farkındayız,
Hayal içinde cılız gölgelerin...
Dön de bak, her şey yalan:
İmkânı yok koşanı durdurmanın,
Bir deli tay gibi zaman!
Ya yirmisindeydim, ya yirmibirinde
Buraya yıkılıp düştüğüm zaman.
Bu şehirde kayboldum,
Zayi ilanları ile dolu gazeteler...
'İmkansız bir sevdaya tutulmuş,
Fotoğrafsız, kimliği belli olmayan bir adam
Kayıptır' dediler..
Bulanların nereye başvuracağı da belli değil..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!