Gül destesi isteme benden
Evren, al kanlar içinde bir sevgili dudağı
Çığlıklar çiçek açsa da acı kokacak
Tel örgülerde güvercinler yavruladı
Mermiler ak-pak.
Gel artık,
Kapımın kilidi pas tuttu
Çalınmaya çalınmaya...
Gel artık,
Dudaklarım çatladı, kurudu
Bu sevdayı başıma sen sardın,
Aklımı başımdan sen aldın.
Sen aldın,
Kaşına gözüne kurban olduğum.
Elimde bir bu yürek kaldı,
Bakıp durma,
Dünya senin mi sanırsın?
Bakıp durma,
Kendini denizler fatihi mi sanırsın?
Herşey yalan farkında değil misin,
Sakın sevmekten vazgeçme;
Aynı kubbenin altındayız,
Ne fark eder, arada mesafeler olsa?
Aynı çınarın oksijeni
Göğsümüzdeki nefes...
Düşün, aynı güneş yakıyor ikimizi...
Yorgunum,
Tüketti beni hayata verdiğim haraç;
Yorgunum,
Bitirdi beni ruhumla oynadığım saklanbaç;
Yorgunum,
Uğruna çıktığım yollar uzun, yollar dolambaç..
Yüreğimin jandarmasısın,
Kelepçeleyip tıktın göğsüne...
Ne su, ne katık,
Müebbede mahkumum artık...
Şükür volta atacak yer var damarlarında,
Mazgaldan hasretinin ışığı sızar,
Ay ışığında yıkadım
Gençliğimin zavallı korkularını...
Güneşle kavurdum aklımın kaçışlarını,
Denize savurdum uslanmaz isyanlarımı...
Ne anam, ne babam;
Karaçam ninnisiydi beni kucağında avutan...
-Sayın Hayrettin Karaca’ya-
Dün yolum gölgene düştü,
Gördün mü koca kavak?
Başımda yelin,
Saçımda ak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!