Yazgıdan öteye gidemez ömür,
Sitem etsen gönül elden ne gelir
Takdiri illaki yaradan bilir.
Sitem etsen gönül elden ne gelir.
Kırkta girdim yetmiş beşlik biçime
Gel sürüncemede kalan aşkın kurbanı gelde bahtım açılsın
Afakımı saran o zillet duvarları bir bir parçalansın
Senin gelişinle bahtıma yeniden nur yüzlü şems doğacak
Kamerin ziyası kaybolacak yıllardır süren karanlık parçalanacak.
Gel ey elli yıldır özlemle,hasretle beklediğim nur yüzlü güzel
GÖNÜL TUTKUSU
El bağlayana bel,bel bağlayana el bağlanır
Ağlayana gül,anlayana dil bağlanır.
Her güzel gönülde bir yer tutsada,
Gözün sevdiğine gönül bağlanır.
Gözünü sevdiğim güzel vatanım
Soğu sert insanı mert Yozgat’ın
Orada doğdum ora benim vatanım
Baba ocağımız canım Yozgat’ım.
Çalılı köyüdür baba ocağı
İnsanlığın özünde muhtaç olduğu değer,
Cennet Anadolu’mun çiçeğisin Hoşgörü.
Seninle mutlu olur farkederse insanlık,
Gönlümüzün kardelen çiçeğisin Hoşgörü.
Sen bize son Nebi’nin bıraktığı çiçeksin,
Dünya baki değil yalan,
Dostluktur ebedi kalan,
Arifde kelamı bulan,
Tüm dostlara selam olsun.
Selam rahmanın selamı,
Vatan: bedeller ödenerek alınan bir toprak parçasıysa vatandır
Bedel ödemeyenlerin vatan türküleri sadece martavaldır.
Bizler Türk evladıyız atamız aslımız asker
Vatan: Asil Türk milletinden gerçek askerlik bekler.
Vatan:uğrunda can verenlerin bayraklaştığı en büyük kutsal değer.
Burası Çanakkale
Yer, gök ve deniz,
Üçünün can hiraş çığlıkları
Kıyameti yaşıyor,
Gökten sağnak yerine mermi yağıyor.
Yerden çiçek yerine volkanlar fışkırıyor.
Boyu posu aklı fikri yerinde,
Adam sandım meğer, adam değilmiş.
Yürümesi konuşması yerinde,
Adam sandım meğer adam değilmiş.
Konuşurken öyele güzel laf satar,
Alim’e sordum “Dünyada insana lazım olacak nedir? ”
“Edep, edep edep” dedi,
Arif’e sordum “mezarda geçen akçe nedir? ”
“Edeb, edep, edep” dedi,
Alkışlarım ve saygılarımla.