Parmağın aşkın balına
İyice bir daldır da gel
Kalbini aşkın oduna
İyice bir yandır da gel.
Sevesin cümle âlemi
Hangi geceyi örtündün
Şafağı sökmeyen
Hangi heceyi büründün
Sırrı çözülemeyen
Bir seher kırağısında saklanırmışcasına
Bir yağmur damlasında boşalırcasına
Diyenler dedi sözünü
Yaktı kavurdu özünü
Gece ile gündüzünü
Birleyen cân gelsin beri
Kemter kim bilen nefsini
Dereden tepeden aştım da geldim
Pek derin suları geçtim de geldim
Sanmayın gamsızım, alnım pürüzsüz
Baldıran zehrini içtim de geldim
Kaç zamandır savaşım nifâk ile
Kaç zamândır susmuşum
Gönül harâb, dilim lâl,,
Koşmuş ve yorulmuşum
Bineğim yok, kırık sal.
Gönül yansa, kebab olsa sîne
Devâm eyle, yılmadan işine
Soldurma asla gönül bahçeni,
Takılma ne öfkeye ne kîne.
Zindanlar hasret idi yiğide
Çekemez bu beden gönül yükünü
Olmuşsa nefis, hevâ-hâz düşkünü
Nasibse Gedâya, vuslat düğünü
Şaşmaya ne hâcet,Hak’tan bilmeli.
Kulluğu öyle kolay sanma sakın
Hepimiz yolcuyuz fâni dünyâda
Gelen gider, kimse kalıcı değil.
Evlâd-ü iyâl, mal kalır arkada
Hiçbiri seninle gidici değil.
Gel şu varlık ile aklını bozma
Günümüz hep şen doğar
En karanlık geceden
Bir büyük sağrak çıkar
En küçük bir çeşmeden.
..
Ermeyen şu hikmete
Bakma bana yabancı gözlerden
Gel ne olur!
Bak sofran serili
Can yemeği hazır
Gönül gülleri derili
Saksağanlar sus pus
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!