Tatlı tatlı içerken gönül bâdesinden
Tükürüp kadehe, testiyi kıranı gör
Mutlu mes'ud gezerken dostluk bahçesinde
Dostluğun böğrüne bıçağı salanı gör
Candan bilerek dost eyleyip vefâsızı
Günümüz hep şen doğar
En karanlık geceden
Bir büyük sağrak çıkar
En küçük bir çeşmeden.
..
Ermeyen şu hikmete
İstemem çalmasın kapımı rahât
Yaşamak varken eyleyip kanâat
Kolayda değil, zorlukta zanâat
Çemledim paçamı, yâre giderim
Hikmet'ten nasîbedir,tüm hevesim
Uçuşurken esen rüzgârla
Savrulmuş yapraklar gibi
İki damla göz yaşı misâli
Hâtırâlarının sonbaharına
Kırık bir kalemle şimdi
Yavaş yavaş yaz beni...
Yiğit, zor zamânın bağrından sızar
Nasırlı elini, teriyle yıkar
Çok görmüşler suyu, bundan ne çıkar
Kevserin suyunda yıkanır birgün.
…
Şu dünyâ malına etmemiş merak
Allah'a emanet olun
Selamla kalın, esenlikle dolun
Yolun doğrusunda dimdik durun
Eğilmeyen baş, Allah'a emânet
Giden gider, kalan ağlar ne çâre
O yâr beni bil dedi
Şu sırları çöz dedi
Açtı hayret kapısın
Haydi gayret gir dedi
Dedi henüz civansın
Sözleri pâk söz değil
Lügatlere âr olur.
Halleri hoş hâl değil
Gönüllere hâr olur.
Aldı yetim âhını
Bir âhenkli değirmen işler içimde
Öğütür hasret günlerimi dağ gibi
Savurur zamânı hızla gizeminde
Rüzgârı ancak bulmuş bahçıvan gibi.
....
Zaman koşturur dinlenmeden içimde
Sızlanma ey halkım, şimdi söylenme
Talân oldu bağın, soldu güllerin
Sustun yıllarca, şimdi hiç yeltenme
Pek bir ucuza bağlandı dillerin
Bir tuttun ârif ile ham-yobazı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!