Mustafa Ayvalı
17. 06. 1964 Yılında annesinin deyişiyle “arpalar biçilirken”, Amasya ili Suluova ilçesi Bayırlı köyünde dünyaya geldi. Şair Mustafa Ayvalı; ilk ve ortaokulu Suluova’da, liseyi ise Samsun’da yatılı olarak tamamladı. Kamu kurumunda çalıştığı yıllarda, aynı anda üniversite hayatına da devam etti. Yıllar sonra Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji bölümünde ikinci üniversite hayatına devam ederken, 2018 yılında bir kamu kurumundan emekli oldu. Bununla birlikte, uzun yıllar mesleğine ait derneğin şube başkanlığı ve kamu çalışanlarına ...
Alev topu güneş ufukta battığında,
Ne kaptanı var ne de tayfası
Aşk bandıralı, umut yüklü,
Mendilsiz vedalarda filikasız,
Kürek mahkûmu yalnız yolcusuyla
Vira yol alıyorsa rıhtımdan bir gemi
Yani benim karagözlüm;
Gün yanığı dünyadan
Bir gölge gibi,
Sessizce gitmek var mıydı?
Şimdi kim güldürecek beni,
Taş kesilmiş âlemde
Zaman perdesini çekmeden ey dost!
Derdin aşkı dem de çağ olmadan gel.
Arayı arayı bıkmadan ey dost!
Şu ahengin hüznü dağ olmadan gel.
Memnun değil sanma sürgünlüğümde,
Hep aynı gemiler kalkıyor sessiz,
Bir o kadar içli dua ardından
Farklı zamanlarda sonsuz mekâna,
Kazası olmayan fani yurdundan.
Ateş dudaklarda buruk bir hüzün
Pamuk ipliğine bağlı hayatım.
Gel diyorum mor menekşem gel artık!
Dertlerimi yüreğimden gizlice,
Al diyorum mor menekşem al artık!
Saki oldum sofrasında kurtlara.
Bas gamçıyı ata ne olur emmi!
Çıktığımız yola çöl deme heeri.
Al basmış Fadiği çor çıkasıca,
Git cılgadan vakit bol deme heeri.
Köyde bıldır çipar yüzüne yanıp,
Tekmil bulutlar gökte bozkıra umut iken,
Bir bahar akşamıydı seni ilk gördüğüm an.
Yoz bir dağ çiçeğiydin gizeminle düş eken,
Gurubun şafak gibi izini sürdüğüm an.
Sen gönlüme girmeden kalbim vahşi bir kuştu.
Keçig bağlamış al yazmayı başa,
Zülfü kâkül güzel bak dedi heri.
Çevirip davarı vursan yokuşa,
Gel, yüzüne güller yok dedi heri.
Çıt deyip çalıya düştün gün gibi
Geçip gidiyor yıllar, daha dündü yedisi.
Kuşattı gündönümü, adım adım gelincik.
İklime zulüm eden çarkıfelek kadısı,
Atmış ömrü zindana sezemedim gelincik.
Müjdenin nuru gibi, kaç leyli bahar önce
Çal tepede bulutlar dağ gibi sıralanır.
Yamaçlara giz düşer ufkun bittiği yerde.
Çilli Çigan göz kırpar, beş perde aralanır.
Yangın öze tez düşer aklın yittiği yerde.
Şerare düşer gönle o yârin gözlerinden.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!