KİLİT TAŞI
Hüzün en çok nehirleri sever
Ve bir köprüde başlar ayrılık sancıları
Dur durak bilmeyen nehirler gibi aktıkça
Büyürken her veda
KIRIK AYNA
Kırık bir aynaya bakarım şimdi
Bir siluet var ki çiz çiz bitmiyor.
Söyle bana ayna ölen kimdi de?
Mushaf okuyorlar cüz cüz bitmiyor.
MU(EL)SALLA
Göz alabildiğince bembeyaz bir seccade,
İhtişamlı mermerler, mermerler üstünde kar.
Ne gözde yaş ne ziya, sükûtunda hüzün var,
Nakkaşın her resminde müsemma, lakin sade
NEYLEYİM
Benden öte sen varken ölümüme kıl payı,
Dertlerinle baş başa kal diyorsun öyle mi?
Boz bulanık sulara gömüp de bu sevdayı,
ORTAKÖY’DE BİR SABAHTI
Ortaköy’de bir sabahtı.
Yosun gözlerinin çeşnisiydi kirpiklerin.
Tutmuştum da ellerini bir bankta,
Yakmıştık boğazın serin sularını,
RÜZGÂRLARIN KENTİ (Suluova)
Dağ gibi sıralanır
Ayderesi’nde kurşuni bulutlar.
Bir kamçı gibi yarıyor gökyüzünü
Karayel.
SAFİ UMUT
Her günün sonunda bir ömür biter
Ve her seher vakti sevdaya gebe,
Hesabıdır aşkın bedenimde ter,
Bitmeyen oyunda bendim körebe.
TUZ KOKTU…
Öyle bir dünya ki renk ahenk müphem.
Kervanlar kaldırsam yıldıza, aya
Gün elaya düşer, başım belaya.
Her durağı saray olsa vazgeçmem,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!