“Boğazımdan geçirmem Haram(i) , eşkıyayı”
Dedi kutlu bir ordu sarstı bütün dünyayı
Yüz binleri toplayıp İstanbul sevdasıyla
Hamilton’un Churchill’in karanlık hülyasıyla
Kırmızıya boyanmış rengi sağır bir savaş
Sebebi sonucundan daha ağır bir savaş
Nur Sena... ızdırabın öyküsü
Kan kokusu filizlenen bir gülün
Kaybedilen umutların türküsü
Yapayalnız dallarında sümbülün
Nur Sena... ızdırabın öyküsü
Gözlerimde bir Mawskowski caddesi
Petersburg’ta aşkım kaldı Natalya
Kulağımda Bugaçova’nın sesi
Bir yaralı şarkım kaldı Natalya
Şimdi senden dünya kadar uzakta
-Kardeşime-
Sıcak su ışıltısının
Kızıl yüreğinde
/dalgalanırken yosunlar
“Dağların üzerini kızıl duman kaplarsa,
güneşin doğması yakındır”
Avrupa’nın bağrında
zehirli medeniyet tohumlarının
adını koyduğu
Yüreğimdeki güliz suzan artık dilara
Muzmahil duygularım yâr fırakınla yara
İçim gülşen-i naşad, muzdarip gülzadeyim
Söyle gülfem-i aşkım hangi güle gideyim
Yürekler son bahardı, tebessümler ayazdı
Sararmıştı umutlar cenklerin gölgesinde
Bir millet dağa taşa şanlı bir destan yazdı
“Vatan namustur” dedi, güldü son nefesinde
Sevdadan yoksun âlemde
Gülüm de soldu, lâlem de
Harfler titredi kalemde
Garip ozan öldü bugün
Hüzzama çalardı sesi
Tarihi bulmak için tarihi bilmek gerek
Şimdi izlesin seni Roma, Atina, Sofya
Bazi miraslar vardır tutkuyla sevmek gerek
Em oldun gönlümüze, hoş geldin Ayasofya
O bir gençti
Gücü damarlarında saklı
Ve kalbi inanç doluydu
Her sabah;
Şafakla düşerdi yollara
Adımlarını seri atardı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!