“Boğazımdan geçirmem Haram(i) , eşkıyayı”
Dedi kutlu bir ordu sarstı bütün dünyayı
Yüz binleri toplayıp İstanbul sevdasıyla
Hamilton’un Churchill’in karanlık hülyasıyla
Kırmızıya boyanmış rengi sağır bir savaş
Sebebi sonucundan daha ağır bir savaş
Yaralı kuşun kanadından
Tüy tüy dökülürken umutlar
Bir gönül vazosunu
Kırmanın kolay
Onarmanın zor olduğunu
Yaşadıkça öğrendik
Gönül bu yağmur ister sinesinde toprağın
İlhamları verilir ve yeşerir tabiat
Her suyu bir vadiye, her ağacı bir dağın
Dallarda bir tomurcuk çiçek açar, öyle gel
Güneşten bir nur düşer dağların örtüsüne
Renkli hülyalarına kan mı karıştı çocuk!..
Yitik sevdalarına can mı karıştı çocuk!..
Elinde oyuncağın mezarına gömüldü
Sen kalem tutacaktın, an mı karıştı çocuk!..
Ah!.. Sızlayan yarama merhem olmaz sözlerin
Yayla güzel olunca
Tulum sesi çalınca
Bir horon oynayalım
Kanımız kaynayınca
Ver elini elime
Dün aldım haberini
Yine yalnız kalmışsın
Birçok yaran var iken
Yine yaralanmışsın
Ayrılıklar böyledir
Rüzgarda bir tufan dağ yamacında
Ana, baba, kardeş ayak ucunda
Sararmış mektubu var avucunda
Kan ile yazılmış, yaprak dökümü
Uzanmış vücudu toprak üstünde
Düşlerini gömdüğün hüzünlü pınarlara
Sevgini öldürüp de vardan mı geçeceksin?
Sarıp umutlarını gizemli baharlara
Çiçek açmadı diye zardan mı geçeceksin?
Küller uçmadı diye hardan mı geçeceksin?
Çalar kemençelerin dumanlı havalarda
Sevda türküleriyle yürürler yaylalarda
Yayla çiçekli yayla tepelerinde kar var
Senin de benim gibi yüreğinde efkâr var
YEŞİL BEYAZ İNTİZAR
“Hasret bir kurşun oldu, yaktı ciğerimizi
Biz sılaya vurulduk, gurbet öldürdü bizi”




-
Özcan Beyaz
Tüm YorumlarTebrikler başarılar diliyorum...yolun açık olsun