Gülzarlara kar düştü, yâr düştü yüreğime
Üşüyor karanfiller güllerin kaderine
Lâl olup kelimeler saplanırken bağrıma
Ellerin kanayacak gönül yaralarıma
Üç gül büyüttüm gülzârımda;
Biri soldu, talan oldu
Biri öldü, yalan oldu
Biri kaldı, Gülhan oldu
Birinci Gül
Bir garip devranı gördük
Gülen de var, gülmeyen de
Gurbetleri tel tel ördük
Gelen de var, gelmeyen de
Kahraman Mehmetçiğe;
Gökte bulut, kalpte umut pusuda
Yağmur olsun, vuslat olsun emeller
Siz de gelin öksüz değil bu sevda
Şahit olsun davanıza âlemler
Gözlerime aşina sürgün gözbebeklerin
Gül açan düşlerimde gülüşün miras kaldı
Buğulanmıştı sanki hazan olunca mevsim
Avuçlarım üşüdü bırakınca ellerin
Veda gözyaşlarıma vurgun olan yas kaldı
Mecnuna sormuşlar;
“Hangi virüs öldürür, saran mı, kemiren mi?
Akciğere inen mi, yoksa kalbe giren mi?”
Sesimi mi özledin, yoksa nefesimi mi?
Zaman unutturmaz mı aşklarını hicrânın
Yıllar eskir sadece duygular hep tazedir
Kalbin bîcan olsa da bende kalır bir canın
Derûni şiirlerim hasret gülüşlerine
Sadece sen mi yandın bu aşkın ateşiyle
Yüreğinde bir akkor taşıyan bendim roza
Rüzgârlar savururken küllerini toprağa
Üstündeki divane duman bendim mimoza
“Rabbiniz değil miyim?” dedi bütün ervaha
“Evet!..” dedi Ademler, ebet olan Allah’a
Bahşedilen günlerden kutlu bir Pazartesi
Türkiye’nin kalbine doğdu Nur’un gölgesi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!