Yaralı kuşun kanadından
Tüy tüy dökülürken umutlar
Bir gönül vazosunu
Kırmanın kolay
Onarmanın zor olduğunu
Yaşadıkça öğrendik
Gönül bu yağmur ister sinesinde toprağın
İlhamları verilir ve yeşerir tabiat
Her suyu bir vadiye, her ağacı bir dağın
Dallarda bir tomurcuk çiçek açar, öyle gel
Güneşten bir nur düşer dağların örtüsüne
Şafakla közlenir bu kanlı türkü
Güneşin doğuşu yakar maziyi
Toprağı sulayan kan filizlenir
Şehadet kokusu yıkar maziyi
Savaşmak nedir ki O’nun uğrunda
Yürek yangınlarında umuda su dökerek
Ateşi gülistana serene selam olsun
Karamsarlık düşerken her gönül dehlizine
Miraçtaki müjdeyi verene selam olsun
Çelik yürekleriyle ölümü de öldüren
Renkli hülyalarına kan mı karıştı çocuk!..
Yitik sevdalarına can mı karıştı çocuk!..
Elinde oyuncağın mezarına gömüldü
Sen kalem tutacaktın, an mı karıştı çocuk!..
Ah!.. Sızlayan yarama merhem olmaz sözlerin
Rüzgarda bir tufan dağ yamacında
Ana, baba, kardeş ayak ucunda
Sararmış mektubu var avucunda
Kan ile yazılmış, yaprak dökümü
Uzanmış vücudu toprak üstünde
Düşlerini gömdüğün hüzünlü pınarlara
Sevgini öldürüp de vardan mı geçeceksin?
Sarıp umutlarını gizemli baharlara
Çiçek açmadı diye zardan mı geçeceksin?
Küller uçmadı diye hardan mı geçeceksin?
YEŞİL BEYAZ İNTİZAR
“Hasret bir kurşun oldu, yaktı ciğerimizi
Biz sılaya vurulduk, gurbet öldürdü bizi”
RİZE
Denizinden maviyi dağlarından yeşili
Alıp da nakış nakış işlesem gökyüzüne
Atmacalar seyretse semadan cemalini
Güneşi kıskandıran renkler dolsa gözüne
Benzine çalan yüreğini
Yangınlara sarıp
Söndüremezsin
Günü bitmemiş umutlarını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!