ne yollarına kırmızı halılar döşeyip nede
kırmızı güller serip,lüks bir Restoran ta
mum ışığı altında şampanyalar patlatıp
romantik geceler sundum...
ben sana sadece yüreğimden kopup gelen
sevgim ile beraber
Dönmüşüm bir garip meczuba
Olmuşum aşkından deli divane
Düşmüşüm umutsuz bir aşk peşine
Kaybolmuşum mavilikler deryasında
Çırpındıkça batıyorum dibe
Bulamıyorum sana giden yolu
Biliyor musun iki gözüm
seni düşündükçe canım yanıyor
sanki damarlarımdaki tüm kanım çekiliyor
her ah çekişimde kalbim den damlayan kanım
hasret olup sensizlik deryasında kaybolup giderken
bir korkudur sarıyor yüreğimi,ürperiyorum
Sanadır bu sözlerim dinle
Durmadan vuslatsız baharlar
Geçirip,fukara tavuğu misali
Her gün,rüyaların da kendini
Darı ambarların da görüp
Boşu boşuna çığıran sersem
Hiçbir şey beklemeden yalnızca sevdim
Günlerim onunla doluydu
Zaman onunla işliyor onunla duruyordu
Sanki…
Her geçen anım da o vardı,
Hayallerim de rüyalarımda gecemde gündüzümde
Neden!
Okyanuslar kadar uzaksın bana,
Oysa başını çevirip de
Bir bakabilseydin.
Seni delicesine sevdiğimi,
Bakışlarımda ki kederi,
Dost dilinden bir taş geldi
kafama kafama,
sitem sanma ey dost
bilirim yalnızlık acıdır.
Bir bayram sabahı daha
geçti ömrümden
Benim de düşlerim vardı
Masallarda ki Kafdağı’nın ardı
Kadar uzak,kelebeğin dokunuşları
Kadar yakın,düş perilerini kıskandıracak
Kadar güzeldi,perileri vardı
Küçük çocukları kötülüklerden koruyan
bir afeti devrandın geldin geçtin
yalnızlığı kanıksamış dünyamdan
kır çiçekleri arasında dans eden
mavi kanatlı kelebeğin zerafetinde
sevgiye hasret,aşka susamış yüreğimde
sevdanın tohumlarını bırakarak...
Yavaşça kalktı oturduğu yerden
yüreğinden kan damlıyordu.
Sendeledi, bir an düşündü,hayatını.
O kısa anda tüm geçmişini tekrar yaşadı,
uçurumun kenarında olduğunu gördü,
tekrar sendeledi,tutunacak bir dal aradı,gözleri.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!