Dudayev gibi Hattab'ıda aldın
Sen bu diyara zulmet saldın
Göz kırpmadan yaşlı, çocuk içine daldın
Seni lanetlemeyene yazıklar olsun
Bir ah çektim, bin ah işittim
Dağlıların giyim kuşamları 
Şerefli olur yaşamları
Gök gibidir ruhi halleri
At üstünde koşar dağ gibi bedenleri
Güneşten sarı saçları
Yay gibi gergin kaşları
Unutmam Seni
Bu gün yine dağda kara sis vardı
İndi de obaya, kalbimi sardı
Oysa ki gönlümde kızıl kor vardı
Söndürmeye gelsen, unutmam seni
Söyle ey pençesi kamalı mücahit 
Şu toprak bize ne zaman diyar olur
Bu millet ne zaman bahtiyar olur
Ve sen söyle ey zulmet eri
Ne zaman karanlık sana yar olur
Pekâlâ, çiğnediğin topraklar
Sis çöker dağ eteklerine
Arı bal yapar peteklerine
Dağdaki Ardıç kütüklerine
İsmimi yazdım silinmiyor
Güneş doğar Karatepeden
Zulmü reddettiğim günden beri 
Köleliğe hiç rağbet etmedim
Hürriyeti sevdim kendimi bildim bileli
Ve esaret boyunduruğunu hiç giymedim
sivas/şarkışla  2000          murad-i
Parça parça olmuş milletim
Netsin bundan gayrı bileğim
Kan ağlasa çelik yüreğim
Mevla’m Kadirden tek dileğim
Özgürlüktür, özgürlük…
Bu gözler görmesin bir daha
Sen gibi güzel
Bakmasın başkasına
Kurusun misali gazel
Sivas 2003
Masumiyet timsali 
Başka yoktur emsali
Şu acılara tek teselli
Ağlar yavrum diye diye
Yokken doğurdun
 Cevaplar Hep 'ANNE' 
Yalnızlığı yalnızlık ile yenmeye çalıştım.
Zehir, zehire ilaç olmuyor Anne
Münzevi bir hayat sürdüm buna alıştım.
Ecel bir çare, mühlet dolmuyor Anne



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!