Sevdamı vird-ü zar ile etsem ikrar 
Sevinmez misin her an eylesen tekrar
Şu koca ummanda serden geçti dalga bir ben varım
Başucumda ağlaşup duran martılar benim yârim
Yıkılsın duvarları saçma tabuların.
Kırılsın zincirleri derme kapıların.
Eğer benimse bu metruk yapıların,
Yakılsın tapuları bir çırpıda.
Kadehte biraz şarap olsan içerim.
Memleketim, bab-ı gurbetim Zaram 
Aklıma geldikçe boşalır ah-ü zarım
Ciğerimde açılan ah bu yaram
Sızlarda yaramı saran bulunmaz
Gurbette özlem, figan sorulmaz
Mesaj trafiği  aldı başını gidiyor 
Yetiş ya Muhammet, yetiş ya Ali
Bakın dostlar kim kime ne diyor
Yetiş ya Muhammet, yetiş ya Ali
Kurallara uyulmadan yazılır yazılar
Aşk Bazen...
beraber başlamak başladığın gibi bitirmektir.
bazen kırmızı bir gül vermektir.
bazen yeni şeyler keşfetmektir.
Bazen ağladığında...
Bir sofrada bir kaşık 
Bir sofrada beş gardaşık
Biri Kübra, biri Ali, İbrahim’dir en deli
Biri Ahmet ben ise Âşık
Dört gardaşın bir bacısı
Nasılda kıydınız ufacık bir cana 
Çok mu ihtiyacınız vardı, sanki kana
Sivas 08.01.04
Şair olup çuhadan; sözcükten libasım.
Üstume  örtsem de, bak hep acık kalır.
E nihayetinde birazcık da olsa insanım.
Kıç kapalı kat kat, baş hep açık kalır.
İnsan, insan olur; hakka olursa cem
Bir yer gördüm 
Gök kubbe masmavi
Bağrında zümrüt misali bir vadi
Her tarafında var ulu dağları
Dağlarında şanlı kartalı
Şanlı kartal yurdu Kakaysa
Gözyaşım akarken dondu
Cesedime akbabalar doldu
Bu işkence artık sondu
Atalar diyarına göçe-gidek
Şu köhne dünyada bir iz



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!